turkce sozluk - page 195

rek, sözcük oyunlar› yaparak, insanlar›n
duygular›n› kamç›layarak onlar› elde et-
meye, deste¤ini sa¤lamaya çal›flma.
de-
magoji yapmak
Gerçek d›fl› sözler söy-
leyerek, sözcük oyunlar› yaparak, insan-
lar›n duygular›n› kamç›layarak onlar› el-
de etmeye, deste¤ini sa¤lamaya çal›fl-
mak.
demeç, -ci
a.
Yetkili bir kiflinin yay›n or-
ganlar›na yapt›¤› aç›klama, beyanat:
Ba-
kan›n bu konuda bir demeci var.
demek 1.
Söz söylemek, konuflmak:
Haz›r
de¤ilim, dedi.
2.
(-e)
Ad vermek:
Ona,
mahallede “ç›lg›n” derlerdi.
3.
Bir dilde
karfl›l›¤› olmak:
‹lmî “bilimsel” demektir.
4.
Belli bir anlama gelmek:
Bizim yöre-
de delice, “atmaca” demektir.
5.
Ses
yans›mal› sözlerin seslerini tan›mla-
makta, anlatmakta kullan›l›r:
fi›p dedi.
6.
(-e)
Herhangi bir konuda belli bir yar-
g›ya varmak:
Ailem hemen evlenmemi-
ze ne der, bilemem.
7.
Ummak, iste-
mek, bir sonuca ulaflmak, düflünmek:
Biz de geliriz diyorduk. Dostluk dedim,
ama onu da bulamad›m.
8.
(olumsuz
biçimiyle kullan›ld›¤›nda) Koflullar ne
olursa olsun bir ifle giriflmek:
Ya¤mur
çamur demedi, top oynamaya ç›kt›.
9.
fiu hâlde, o hâlde:
Demek yaflant›n› hâ-
le yola koyacaks›n.
dedi¤i dedik
söyle-
di¤inden, istedi¤inden dönmeyen:
De-
di¤im
dedik
bir yap›s› vard›.
dedi¤in
bir
adla an›lan, öyle san›lan:
Arkadafl dedi-
¤in insan› yar› yolda b›rakmaz.
deme!
(de’me)
“do¤ru mu”, “yok can›m” anla-
m›nda flaflk›nl›k belirtir.
deme gitsin
an-
lat›lmas› güç, anlat›lacak gibi de¤il:
Öy-
lesine sevindim ki deme gitsin.
demeye
getirmek
bir fleyi dolayl› biçimde anlat-
mak:
Sen ne demeye getiriyorsun, anla-
yam›yorum.
demeye kalmadan
hemen,
o anda:
Dikkat et, demeye kalmadan ka-
p›ya çarp›verdi.
der demez
hemen, o
anda:
Ben der demez, koflmaya baflla.
derken 1)
dendi¤i hâlde:
Tart›flma bitti
bitiyor derken yeniden alevlendi.
2)
tam
o s›rada:
Babam geç kald› derken kap›-
n›n zili çald›.
3)
... diye davran›rken:
Buzdolab›n› biraz çekeyim derken belim
tutuldu.
4)
... diye düflünürken:
Futbol
maç› yapal›m derken ya¤mur bafllad›.
demet
a. Yun.
1.
Ba¤lanarak oluflturulmufl
deste, ba¤lam.
2.
Bitki ve çiçeklerin bir
arada ba¤lanm›fl biçimi.
3.
anat.
Uzun-
lamas›na birbirine bitiflik olarak bir ara-
da bulunan sinir ve kas telleri toplulu¤u.
demetlemek
(-i)
Demet yapmak, demet
durumunda ba¤lamak.
demin
be. (de’min)
Biraz önce:
Demin gel-
mifltim.
deminden beri
bafllam›fl bir ey-
lemin o ana kadar sürdü¤ünü belirtir:
Deminden beri konufluyorsun.
deminki
ön a. (de’minki)
Biraz önceki:
De-
minki sözün çok a¤›r›ma gitti.
demir
a.
1.
kim.
Nemli havada kolayca
paslanan, mavimt›rak esmer renkte,
özellikle alafl›m, çelik ve dökme demir
biçiminde sanayide yayg›n olarak kulla-
n›lan ve atom numaras› 55,85, atom
kütlesi 26 olan bir element (simgesi:
Fe).
2.
Baz› nesnelerin demirden yap›l-
m›fl parças›:
kap› demiri.
3.
den.
Çapa.
4.
ön a.
Demirden yap›lm›fl:
demir kap›.
demir almak
den.
(gemi) yola ç›kmak
için çapas›n› denizden çekmek.
demir
atmak 1)
den.
(gemi) çapas›n› denize
salmak.
2)
mec.
bir kimse bir yerde
uzun süre kalmak.
demir gibi 1)
çok
güçlü:
Demir gibi bir adamd›.
2)
çok
sa¤lam:
Masay› onard›m, demir gibi ol-
du.
demirbafl
a.
1.
Bir yerde kullan›lan, bir ye-
re kay›tl› olan, bir görevliden di¤erine
teslim edilen eflya:
Fabrikam›zdaki de-
mirbafllar›n bir listesini istiyorum.
2.
ön
a.
Bu nitelikte olan:
demirbafl dolap.
3.
mec.
Bir yerin emektar›, en eskisi olan,
oraya sürekli gidip gelen (kifli):
O amca,
bu ifl yerinin demirbafl›d›r.
demirhane
a.
(
demirha’ne) T.+Far.
Demirin
demeç
demirhane
195
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 195
1...,185,186,187,188,189,190,191,192,193,194 196,197,198,199,200,201,202,203,204,205,...688
Powered by FlippingBook