turkce sozluk - page 197

üyelerin oluflturdu¤u kurul, teftifl kuru-
lu.
2.
Bir kuruluflun yasalara ve kendi
amac›na uygun olarak çal›fl›p çal›flmad›-
¤›n› denetleyen kurul.
deney
a.
1.
Bilimsel bir gerçe¤i bulup gös-
termek, bir varsay›m› kan›tlamak, bir
yasay› do¤rulamak amac›yla yap›lan ifl-
lem:
Yapt›¤›m›z bu deney, bize bir gaz›n
hacminin ›s› etkisiyle de¤iflti¤ini göste-
rir.
2.
Deneyim, tecrübe.
deneyim
a.
Yaflamakla ya da bir fleyi uygu-
lamakla elde edilen bilgilerin tümü, tec-
rübe:
E¤itim alan›nda büyük bir deneyi-
mi vard›r.
deneyim kazanmak
dene-
yimli duruma gelmek.
deneysel
ön a.
Deneye dayanan, deney
üzerine kurulmufl olan, deneyle ilgili,
ampirik:
Bu, deneysel bir yöntemdir.
deney tüpü
a. kim.
Genellikle kimyasal de-
neylerde kullan›lan, dar, uzun ve bir ucu
kapal› cam boru.
denge
a.
1.
Bir nesnenin ya da bir insan›n
devrilmeden düz ya da dik durma duru-
mu:
Dikkat et, dengeni kaybedersen dü-
flersin.
2.
Zihinsel ve duygusal uyum,
istikrar:
ruhsal denge.
3.
Yetkilerin, si-
yasi güçlerin birbirini s›n›rlayacak bi-
çimde da¤›t›lmas›:
Yürütme ile yasama
aras›ndaki denge bir türlü sa¤lanama-
m›flt›.
4.
Ekonomik yaflam›n uyumlu
düzeni:
Ülkede sosyal tabakalar aras›n-
daki denge bozuktu.
5.
fiz.
Kendisine et-
ki eden kuvvetlere karfl›n, konumunu,
h›z›n› ve yörüngesini de¤ifltirmeyen bir
cismin durumu.
6.
sp.
Vücudun, küçü-
cük dayanak yüzeylerinde düflmeksizin
bulundu¤u durum.
denge kalas›
a. sp.
Aletli jimnastik dal›nda
kullan›lan, özel ayaklar üzerine ve yere
paralel olarak yerlefltirilmifl, 1.20 cm
yükseklikte, 5 m uzunlukta, 10 cm ka-
l›nl›kta, düzgün kalastan yap›lm›fl denge
arac›.
dengelemek
(-i)
1.
Dengeli duruma getir-
mek.
2.
fiz.
Bir cismi güç katarak ya da
eksilterek denge durumuna getirmek.
dengeli
ön a.
1.
Dengesi olan.
2.
mec.
Tu-
tum ve davran›fllar›nda uyumlu olan, is-
tikrarl›:
dengeli bir çocuk.
dengesiz
ön a.
1.
Dengesi olmayan.
2.
mec.
Tutum ve davran›fllar›nda uyum
olmayan, istikrars›z:
dengesiz bir ço-
cuk.
denilmek
(-e)
1.
Ad verilmek, adland›r›l-
mak:
Arap Mustafa denilen o adam› bu-
lun.
2.
Söylenmek, sözü edilmek:
Denil-
di¤ine göre akaryak›ta zam gelecekmifl.
deniz
a.
1.
Yer kabu¤unun çukur bölümle-
rini dolduran ve birbirleriyle ba¤lant›l›
olan tuzlu su kütlesi:
Yeryüzünün dörtte
üçünü denizler kaplar.
2.
Bu su kütlesi-
nin belli bir parças›:
Ege Denizi.
3.
De-
nizin çok dalgal› olma durumu:
Deniz
vard›, bal›¤a ç›kamad›k.
4.
Ay yüzeyin-
deki genifl düz alanlar.
5.
mec.
S›n›rs›z
genifllik, çokluk, yayg›nl›k:
kum denizi.
deniz alt›
a.
1.
Deniz alt›nda yer alan:
de-
niz alt› bitkileri.
2.
Deniz alt›nda yap›lan,
gerçeklefltirilen:
deniz alt› araflt›rmalar›.
3.
Dalgalar›n etkisine aç›k.
denizalt›
a. ask.
Hem deniz yüzeyinin üs-
tünde hem de alt›nda hareket edebilen
savafl gemisi.
denizanas›
a. hayb.
Selenterelerden, diske
benzeyen, serbestçe hareket edebilen,
saydam ve omurgas›z bir deniz hayvan›.
denizafl›r›
ön a.
Denizlerin ötesinde, uzak-
ta bulunan:
denizafl›r› ülkeler.
denizat›
a. hayb.
10-15 cm boyunda, bafl›
at bafl›na benzeyen, suda dik duran,
kuyruk yüzgeci olmayan bir deniz bal›¤›.
denizaslan›
a. hayb.
Büyük Okyanus ile
güney denizlerinde yaflayan, k›sa ve ka-
ba k›ll› postlar› olan, k›vrak yap›l› bir de-
niz memelisi.
denizay›s›
a. hayb.
Okyanuslarda tek bafl-
lar›na ya da koloniler hâlinde yaflayan,
yumuflak uzun tüylü postu olan, bitkiyle
beslenen, 1,5-2 m boyunda bir deniz
memelisi.
deney
denizay›s›
197
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 197
1...,187,188,189,190,191,192,193,194,195,196 198,199,200,201,202,203,204,205,206,207,...688
Powered by FlippingBook