turkce sozluk - page 212

divan›hümayun
a. tar.
Osmanl›larda padi-
flah, sadrazam ve baz› yüksek rütbeli
devlet adamlar›n›n kat›ld›¤› meclis ve bu
meclisin bulundu¤u yer.
diyabet
a. Fr. t›p
fieker hastal›¤›, fleker.
diyafram
a. Fr.
1.
anat.
Gö¤üs ve kar›n
boflluklar›n› birbirinden ay›ran ince ve
genifl kas.
2.
fiz.
Optik ayg›tlarda daha
net görüntü elde etmek ya da bir ›fl›k
demetinde uçtaki ›fl›nlar› tutmak için ça-
p› ayarlanabilir, ›fl›k geçirmez, mekanik
düzenek.
diyagonal
a. Fr.
Köflegen.
diyagram
a. Fr.
1.
Herhangi bir olay›n ra-
kamsal verilere göre de¤iflimini göste-
ren grafik.
2.
bitb.
Bir çiçe¤in tüm ay-
r›nt›lar›n› gösteren taslak.
diyalekt
a. Fr.
Lehçe.
diyalektik, -¤i
a. Fr. fel.
1.
Tart›flma ve ak›l
yürütme sanat›.
2.
Olumlama (tez),
olumsuzlama (antitez) ve karfl›tlar›n da-
ha sonraki bir aflamada birleflmesi
(sentez) s›ras›n› izleyen düflünce yönte-
mi.
diyaliz
a. Fr. kim.
Baz› cisimlerin gözenekli
zarlardan geçebilmesi temeline daya-
nan bir çözümleme ya da ar›tma yönte-
mi.
diyaliz makinesi
a.
Böbreklerin görevini
yapamad›¤› durumlarda kandaki zehirli
maddeleri temizleyen ayg›t.
diyalog, -¤u
a. Fr.
1.
Karfl›l›kl› konuflma.
2.
Oyun, roman, öykü gibi eserlerde iki ya
da daha çok kiflinin konuflmas›.
3.
Kar-
fl›l›kl› konuflmaya dayan›larak yaz›lm›fl
eser.
4.
mec.
Anlaflma, uyum:
Onunla
aramda iyi bir diyalog vard›r.
diyanet
a. (diya:net) Ar.
1.
Din kurallar›na
tam ba¤l› olma durumu.
2.
Din.
diyapazon
a. Fr. fiz.
Titrefltirildi¤inde ana
seslerden birini veren U biçiminde, kü-
çük bir çelik araç.
diyapozitif
a. Fr.
Slayt.
diyar
a. (diya:r) Ar.
Ülke.
diye
il.
ve
be.
1.
‹ki tümceyi neden bildire-
rek birbirine ba¤lar:
Gelirsin diye bekle-
mifltim.
2.
Bir yarg›ya vararak, niteleye-
rek, sanarak:
Bir hata yapt›m diye iflten
att›lar.
3.
Adl›, denilen:
Çomak diye bir
köpe¤i vard›.
diyecek, ¤i
a.
Söylenecek söz:
Diyecekle-
rim bu kadar.
diyecek yok
söz yok,
elefltirilecek bir yan› yok:
Sana diyece-
¤im baflka bir fley yok.
diyet (I)
a. Ar.
‹slam hukukuna göre öldür-
me ve yaramalarda suçlunun ödemek
zorunda oldu¤u para.
diyet (II)
a. Fr.
Perhiz, rejim.
diyetetik
a. Fr.
‹yi beslenmemenin neden
oldu¤u hastal›klar› ve yiyeceklerin besin
de¤erini inceleyen sa¤l›k bilgisi dal›.
diyetisyen
a. Fr.
Diyet uzman›.
diyez
a. Fr. müz.
Bir sesin yar›m ton incel-
tilece¤ini gösteren nota iflareti.
diz
a.
1.
Kaval, bald›r ve uyluk kemiklerinin
birleflti¤i yer.
2.
Bacaklar›n diz ile kalça
aras›ndaki bölümünün ön taraf›:
Bebe¤i
dizlerine oturttu.
dizanteri
a. Fr. t›p
A¤r›l› ve kanl› ishalle
bafllayan, ba¤›rsakta yaralara neden
olan bulafl›c› ve salg›n bir hastal›k; kan-
l› basur.
dizayn
a. ‹ng.
Tasar çizim.
diz ba¤›
a.
Dizde çorab›n tutturuldu¤u ba¤.
dize
a.
fiiirin sat›rlardan her biri, m›sra.
dizel
a. Alm. (Alman mühendis Rudolf Di-
esel’in ad›ndan)
Yak›t›n kendili¤inden
atefllenmesini sa¤layan, s›k›flt›rma ora-
n› yüksek, içten yanmal› motor.
dizem
a. ed.
ve
müz.
Ritim.
dizge
a.
Bir bütün oluflturacak biçimde
karfl›l›kl› olarak birbirine ba¤l› ögelerin
bütünü, sistem.
dizgi a.
Bir metni bas›ma haz›rlamak için
harfleri, sözcükleri, sat›rlar› sayfalar
oluflturacak biçimde düzenleme; tertip.
dizgici
a.
Dizgi iflini meslek edinmifl kifli.
dizgin
a.
Gemin uçlar›na ba¤lanarak hay-
van› yönlendirmeye yarayan kay›fl.
dizginlemek
(-i)
1.
Ata dizgin takmak ya
divan›hümayun
dizginlemek
212
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 212
1...,202,203,204,205,206,207,208,209,210,211 213,214,215,216,217,218,219,220,221,222,...688
Powered by FlippingBook