turkce sozluk - page 660

larak yaz›ya geçirilmesi, imla.
yaz›n (I)
be. (ya’z›n)
Yaz mevsiminde, yaz
boyunca.
yaz›n (II)
a.
Edebiyat.
yaz›flmak
(nsz., -le)
Karfl›l›kl› yaz› yazarak
haberleflmek.
yaz›t
a.
Birinin, bir olay›n an›s›n› yaflatmak
için bir an›t›n, bir fleyin üzerine yaz›lan
yaz›; kitabe:
Orhon Yaz›tlar›.
yaz› tura
a.
Havaya döndürülerek at›lan
metal paran›n düfltü¤ünde üstte kala-
cak taraf›n› önceden bilmeye dayanan
flans oyunu.
yaz› tura atmak
bir oyun-
da ilk bafllayacak olan› ya da giriflilen
bir iddiada kazanan› yaz› tura oyunuyla
belirlemek.
yaz k›fl
be.
Bütün bir y›l boyunca.
yazl›k, -¤›
ön a.
ve
a.
1.
Yaza özgü olan,
yaz›n kullan›lan:
yazl›k giysi, yazl›k ev.
2.
a.
Yaz›n oturulan ev.
3.
a.
Yaz›n giyi-
lecek türden giysi.
yazma
a.
1.
Yazmak eylemi.
2.
Bafl örtü-
sü, yemeni, bohça gibi fleyler yapmak-
ta kullan›lan, üstüne boya ve f›rçayla ya
da kal›plarla desen yap›lm›fl bez.
3.
Bu
bezden yap›lm›fl bafl örtüsü.
4.
Elle ya-
z›lm›fl kitap.
yazmak
(-i)
1.
Bir sözü, bir düflünceyi
harflerle anlatmak.
2.
Yaz› ile anlatmak,
yaz›ya dökmek:
Telefon numaran› def-
terime yazmam›fl›m.
3.
(-den)
Yazar
olarak görev yapmak:
Ayl›k bir dergide
yaz›yormufl.
4.
(-e)
Yaz› ile bildirmek,
haber vermek:
Gelece¤imi size bildir-
mifltim.
5.
Bir edebiyat ya da bilim ese-
ri oluflturmak:
Bir roman yazd›m.
6.
(sayaç vb. için)
Say›larla niceli¤i belirt-
mek.
7.
Birini bir yere kaydetmek:
Beni
basketbol tak›m›na yazd›lar.
8.
yar.
Baz›
eylemlerle birleflik eylemler oluflturur:
öleyazmak, düfleyazmak.
yazman
a.
Sekreter, kâtip.
yaz saati
a.
Baz› ülkelerde, günlerin uzun
oldu¤u yaz mevsiminde gün ›fl›¤›ndan
daha çok yararlanmak için saatleri bir
ya da iki saat ileri alarak sa¤lanan saat
düzeni.
Yb
kim.
‹terbiyum elementinin simgesi.
yedek, -¤i
ön a.
1.
Gerekti¤inde kullan›l-
mak üzere ayr›lm›fl olan:
yedek anahtar.
2.
a.
Bir fleyin, gere¤inde kullan›lmak
üzere fazladan bulundurulan efli ya da
benzeri:
anahtar›n yede¤i.
yedek akçe
a. tic.
‹leride do¤acak gerek-
sinme ve zararlar› karfl›lamak amac›yla
kârdan ayr›lan para.
yedeklemek
(-i)
Bir fleyin yede¤ini sa¤la-
mak.
yedek parça
a.
Bir makinenin onar›labil-
mesi için gerekli olan parçalar›n›n tü-
mü.
yedek subay
a.
Yasalara göre, yurt ödevi
için orduda belli bir süre subay olarak
görev yapan kifli.
yedi
a.
1.
Alt›dan sonra gelen say› ve bu
say›y› gösteren rakam, 7, VII.
2.
ön a.
Alt›dan bir fazla olan:
yedi kifli.
yedisin-
den yetmifline
en gencinden en yafll›s›-
na de¤in herkes.
yedi canl›
a.
Ölümüne yol açabilecek bir-
çok olaydan sa¤ kurtulan kifli.
yedi düvel
a.
1.
hlk.
Bütün devletler.
2.
mec.
Herkes, bütün dünya.
yedigen
a. mat.
Yedi kenar› olan çokgen.
yedili
ön a.
1.
Yedi parçadan oluflan.
2.
a.
Domino, okey ve oyun k⤛tlar›nda üze-
rinde yedi iflareti bulunan tafl ya da kâ-
¤›t.
yedinci
ön a.
S›ras› ya da yeri yedi say›s›y-
la gösterilen:
yedinci sayfa.
yedirmek
(-i, -e)
1.
Yemesini sa¤lamak.
2.
Yiyecekleri a¤z›na vererek beslemek,
karn›n› doyurmak.
3.
Bir maddenin
baflka bir maddeyle iyice kar›flmas›n›
sa¤lamak.
4.
(namus, onur gibi kav-
ramlarla olumsuz olarak) Yak›flt›rmak,
yaraflt›rmak:
Bu davran›fl›n› onuruma
yediremedim.
5.
Birine rüflvet vermek.
yedifler
ön a.
Yedili gruplar biçiminde ülefl-
tirilmifl olan:
yedifler kalem.
yaz›n
yedifler
660
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 660
1...,650,651,652,653,654,655,656,657,658,659 661,662,663,664,665,666,667,668,669,670,...688
Powered by FlippingBook