turkce sozluk - page 665

memek.
yetiflkin
ön a.
1.
Geliflimini tamamlam›fl,
olgunlaflm›fl.
2.
a.
Yasalar›n belirtti¤i
belirli bir yafl› aflm›fl ve toplumsal so-
rumluluklar›n› bilme durumuna gelmifl
genç insan.
yetiflmek
(-e)
1.
Ulaflmak:
Yavafl yürüyün,
size yetiflemiyorum.
2.
Bitmek, haz›r ol-
mak, tamamlanmak:
Bu ifl haftaya ye-
tiflmeli.
3.
De¤ebilmek, uzan›p dokuna-
bilmek:
En üst dala yetiflemiyorum.
4.
Yetmek, yeter olmak:
O ayakkab›y› al-
maya param yetiflmedi.
5.
Bir zaman›
ya da kifliyi görmüfl olmak:
Biz Atatürk
dönemine yetiflemedik.
6.
Geliflimi için
gerekli e¤itimi ve ö¤retimi görmüfl ol-
mak, deneyim kazanmak:
‹yi yetiflmifl
bir ö¤retmendi.
7.
Yard›m etmek, yard›-
m›na koflmak:
H›rs›z kaçamadan polis
yetiflti.
8.
Bir ifli yapabilmek için gerek-
li zaman› ve olana¤› bulmak:
Garsonlar
müflterilere zar zor yetifliyordu.
9.
Bir
ifle bafllam›fl ya da daha önce gitmifl
olanlara kat›lmak:
Siz bafllay›n, ben size
yetiflirim.
10.
Büyümek:
Art›k çocuklar
da yetiflti.
11.
(bitki için)
Geliflip büyü-
mek, üremek, bitmek:
Buralarda elma
da yetiflir.
yetifl (yetiflin)!
ünl.
yard›m
isteme durumunda söylenir.
yetifltirmek
(-i, -e)
1.
Birini ya da bir fleyi,
gitmekte ya da gitmek üzere olan bir ki-
fliye ya da bir fleye ulaflt›rmak:
Biletini
unutmufl, arkas›ndan koflup yetifltirme-
lisin.
2.
(zaman›nda) Haz›r olmas›n›
sa¤lamak, bitirmek, tamamlamak:
Si-
pariflleri akflama yetifltirmeliyiz.
3.
Biri-
ni tam zaman›nda bir yere götürmek:
yaral›y› hastaneye yetifltirmek.
4.
Üret-
mek, büyütmek:
tavuk yetifltirmek.
5.
Yetmesini sa¤lamak:
Yemek az, yetifltir-
meye çal›fl›yorum.
6.
mec.
Söylenme-
mesi gereken bir fleyi hemen söylemek:
Olay› anneme yetifltirmiflsin.
7.
(çocuk
için) Geliflip büyümesine özen göster-
mek.
yetifltirme yurdu
a.
Ana baba gözetimin-
den yoksun, 7 ile 18 yafllar› aras›ndaki
çocuklar›n bar›nd›r›l›p yetifltirildi¤i e¤i-
tim kurumu.
yetke
a.
Otorite.
yetki
a.
Bir ifli yasalar›n verdi¤i olanaklara
göre belli koflullarla yürütmeyi sa¤la-
yan hak.
yetkili
ön a.
ve
a.
Kendisine yetki verilmifl
(
kifli).
yetkin
ön a.
Kendisinden beklenen tüm ni-
telikleri tafl›yan, gerekli olgunlu¤a erifl-
mifl, kusursuz, mükemmel.
yetmek
(-e)
1
.
Bir gereksinimi karfl›layabi-
lecek, giderebilecek nicelikte, ölçüde
olmak:
O kaza¤› almaya paran yetecek
mi?
2.
Yeterli neden olmak:
Bir “mer-
haba “demek, dostlu¤umuzun baflla-
mas›na yetecekti.
3.
(kötü bir durum,
davran›fl, tutum, durum vb. için) Yeter-
li olmak:
Bu kadar laf yeter.
yetmifl
a.
1.
Altm›fl dokuzdan sonra gelen
say›n›n ad› ve bu say›y› gösteren ra-
kam, 70, LXX.
2.
ön a.
Yedi kere ona
eflit olan:
yetmifl kifli.
yetmifler
ön a.
Yetmiflli gruplar biçiminde
ülefltirilmifl olan:
Her birimize yetmifler
lira düflüyor.
yetmiflinci
ön a.
S›ras› ya da yeri yetmifl
say›s›yla belirtilen.
yevmiye
a. Ar.
Gündelik.
y›¤›lmak
(nsz.)
1.
Y›¤mak eylemine konu
olmak.
2.
Bir yerde birikmek, toplan-
mak:
Kooperatif üyeleri flirketin kap›s›-
na y›¤›lm›fllard›.
3.
(ifl için) Birikmek.
4.
Düflüp kalmak, y›k›lmak.
y›¤›n
a.
1.
Üst üste konmufl, birikmifl fley-
lerden oluflan tepe:
ot y›¤›n›.
2.
Birçok
insan›n bir araya gelmesiyle oluflan kü-
me, kalabal›k, kitle.
y›¤›nak, -¤›
a.
1.
Bir fleyin birikti¤i, toplan-
d›¤›, y›¤›ld›¤› yer.
2.
ask.
Bir harekât
için ayr›lan büyük kuvvetlerin ve lojistik
deste¤in istenilen bölgede toplanmas›.
y›¤›nla
ön a.
ve
be. (y›¤›’nla)
Çok, pek çok.
yetiflkin
y›¤›nla
665
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 665
1...,655,656,657,658,659,660,661,662,663,664 666,667,668,669,670,671,672,673,674,675,...688
Powered by FlippingBook