turkce sozluk - page 663

Gezinilen, ayakla bas›lan taban:
Yere
oturma, üflütürsün.
3.
(özel ad olarak)
Yer yuvar›, yer yuvarla¤›, Dünya, yerkü-
re.
4.
Durum, konum:
Stratejik aç›dan
önemli bir yer.
5.
Ülke, bölge:
Bu y›l da
yeni yerler görece¤iz.
6.
Görev, ma-
kam, mevki:
Emniyet Müdürü, son ata-
malarda yerinde kald›.
7.
‹z:
Ütü yeri
çok belli oluyor.
8.
Ekip biçmeye ya da
üzerinde yap› kurmaya uygun toprak
parças›, arsa, arazi
: Bir yer al›p ev yapa-
ca¤›z.
9.
Bir olay›n oldu¤u yer, mahal:
kaza yeri.
10.
Otel, motel vb. yerlerde
kal›nacak oda:
Yer ay›rtt›n›z m›?
11.
Ti-
yatro, sinema, konser, otobüs vb. yer-
lerde oturulacak koltuk, sandalye:
Yeri-
miz numaral›.
12.
Bir fleyin belirlenmifl
bölümü:
A¤r›yan yeriniz neresiydi?
13.
Birinin, bir fleyin özel bir yan›:
Onu en
zay›f yerinden vurdunuz.
14.
mec.
Du-
rum:
Onun yerinde olsayd›m, oraya git-
mezdim.
yere batas›ca
“yok olsun” an-
lam›nda bir ilenme sözü.
yeri de¤il
za-
man›, s›ras› uygun de¤il.
yeridir
uygun-
dur, do¤ald›r.
yer alt›
a.
Yerin yüzeyi alt›ndaki bölümü.
yer alt› sular›
a. co¤.
Geçirimli kayaç ve
katmanlardan s›zarak, yer çekiminin de
etkisiyle yer alt›na inen ve orada akarak
ya da birikerek yeni bir düzen kuran su-
lar.
yer biçimleri
ç. a. co¤.
Yüzey flekilleri, en-
gebe.
yer bilimci
a.
Yer bilimi uzman›, jeolog.
yer bilimi
a.
Yer yuvarla¤›n›n yap›s›n›, ev-
rimini inceleyen bilim dal›; jeoloji.
yer çekimi
a. fiz.
Yer kütlesinin çekimi et-
kisiyle bir cismin çeflitli bölümlerine uy-
gulanan güçlerin bileflkesi.
yerel
ön a.
Belirli bir yere iliflkin, özgü olan;
mahallî; lokal; yöresel:
yerel gazete.
yer elmas›
a. bitb.
1.
Birleflikgillerden,
yumru durumunda kök saplar› olan ot-
su bir bitki.
2.
Bu bitkinin sebze olarak
tüketilen kök saplar›.
yerel saat
a.
Dünya üzerindeki herhangi
bir noktada, Günefl’in o noktan›n me-
ridyeninden geçti¤i ana göre düzenle-
nen saat ayar›.
yerel seçim
a.
Yerel yönetimleri belirlemek
amac›yla yap›lan seçim.
yerel yönetim
a.
‹l, belediye ya da köy hal-
k›n›n ortak yerel gereksinimlerini karfl›-
layan ve genel karar organlar› (belediye
baflkan›, belediye meclisi, muhtar, il
özel idaresi gibi) halk taraf›ndan seçilen
kamu tüzel kiflisi.
yer f›st›¤›
a. bitb.
1.
Baklagillerden, çiçek-
leri döllendikten sonra topra¤a gömüle-
rek meyve veren bir tar›m bitkisi.
2.
Bu
bitkinin yenilen ve ya¤› ç›kar›lan tohu-
mu.
yergi
a. ed.
Bir kifliyi, bir toplumu, bir dü-
flünceyi ya da bir görene¤i yermek için
yaz›lm›fl yaz› ya da söylenmifl söz; tafl-
lama; hiciv.
yerinde
ön a.
ve
be.
Gerekti¤i biçimde; za-
man›, yeri uygun (olarak):
yerinde bir
davran›fl.
yerinmek
(-e)
1.
Bir fleyden dolay› üzül-
mek, piflman olmak.
2.
fiikâyet etmek.
yer kabu¤u
a. co¤.
Yeryüzü.
yerküre
a. co¤.
ve
gökb.
Üzerinde yaflad›-
¤›m›z gezegen, yer yuvar›, yer yuvarla-
¤›, Dünya, Yer.
yerleflik
ön a.
1.
Belli bir yerde sürekli otu-
ran.
2.
Bir yerde sürekli olarak varl›¤›n›
sürdüren:
yerleflik töreler.
yerleflim
a.
Bir yerde yaflama, ikâmet et-
me; yerleflme; iskân.
yerleflmek
(-e)
1.
Yerine iyice oturmak:
Kapak buraya iyice yerleflmedi.
2.
Bir
yer bulup oturmak:
Arabaya zar zor yer-
lefltik.
3.
(-de)
Bir yerde oturmaya, ya-
flamaya bafllamak:
Emekli olunca köyü-
ne yerleflecekmifl.
4.
(nsz.)
Eflyay› yerli
yerine koymak:
Tafl›nal› bir hafta oldu,
ama henüz yerleflemedik.
5.
Rahat bir
biçimde oturmak:
Koltu¤a yerleflmifl,
televizyon izliyordu.
6.
mec.
Kökleflmifl
yer alt›
yerleflmek
663
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 663
1...,653,654,655,656,657,658,659,660,661,662 664,665,666,667,668,669,670,671,672,673,...688
Powered by FlippingBook