BOLU-DÜZCE AYAKLANMALARI
116
yöresi olan Abant Gölü; bir plaj kasabas› olan ve Ankara-‹stan-
bul yoluna asfalt bir floseyle ba¤l› bulunan Akçakoca, Bolu ve
dolaylar›na oldukça önemli bir turizm ve u¤rak yeri canl›l›¤› ka-
zand›rm›flt›r. Bolu ovas›nda kurulmufl olan Bolu, cumhuriyetin
ilk y›llar›nda sönük bir kasabayd›. Özellikle 30 y›ldan beri h›zla
geliflmekte olan Bolu’nun ilçelerinden baz›lar› 17 A¤ustos 1997
depremi ve ard›ndan oluflan depremde zarar gördü.
BOLU-DÜZCE AYAKLANMALARI,
Kurtulufl Savafl›
s›ras›nda 12 Nisan-31 May›s 1920 ve 8 A¤ustos-23 Eylül 1920
tarihleri aras›nda TBMM’ye karfl› Bolu ve Düzce dolaylar›nda ç›-
kan ayaklanmalar. Birinci isyana kat›lanlar 5.000 kifli dolayla-
r›ndayd›. 24. Tümen Komutan› Mahmut Bey ve kurmay heyetini
flehit ettiler. ‹syan› Ali Fuat Cebesoy, Albay Refet Bele ve Çerkez
Ethem taraf›ndan gönderilen kuvvetler bast›rd›. Bolu-Düzce do-
laylar›nda ikinci ayaklanma A¤ustos-Eylül 1920’de oldu, fakat
yine baflar›s›zl›kla sonuçland›.
BOR,
periyodik cetvelin IIIA grubunda yer alan ametal ele-
ment. Do¤ada serbest hâlde bulunmaz. Kernit ve boraks tuzlar›
yayg›nd›r. Kütahya’da kolemanit (Ca
2
B
6
O
11
. 5H
2
O) ve Bal›ke-
sir’de pandermit (Ca
4
B
10
O
19
. 7H
2
O) yataklar›, dünya çap›nda
önem tafl›r. Borun siyah renkli, kat› üç allotropu vard›r. fiekilsiz-
dir. Halojenürlerinin hidrojenle indirgenmesi yoluyla elde edi-
lir. Yüksek s›cakl›klarda aktiftir. Bitkilerin yaflam› için gerekli bir
elementtir. Is›ya dayan›kl› alafl›m çelikleri yap›m›nda, bor lifleri,
malzeme mukavemetini art›rmada, borlu çelik çubuklar nükleer
reaktörlerde nötron so¤urucu olarak kullan›l›rlar.
BORATAV, Pertev Naili
(1907 Gümülcine-1998 Paris),
halk edebiyat› uzman›. Ortaö¤renimini Kumkap› Frans›z Oku-
lu’nda ve ‹stanbul Erkek Lisesi’nde (1927), yüksekö¤renimini,
Yüksek Ö¤retmen Okulu Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü’nde ta-
mamlad› (1930). Bir süre asistanl›k ve ö¤retmenlik yapt›ktan
sonra, Almanya’ya gitti. Yurda dönünce Ankara Dil ve Ta-
rih-Co¤rafya Fakültesi ö¤retim üyeli¤ine atand›. Doçent ve pro-
fesör olarak halk edebiyat› okuttu. CHP iktidar›n›n son y›llar›n-
da görevine son verildi. Fransa’da yüksekö¤renim kurumlar›n-
da ö¤retim üyesi olarak görev yapt›. ‹nsan (yönetimine kat›ld›-
¤›), Yurt ve Dünya dergilerinde, sanat ve edebiyat konular›nda-
ki yaz›lar›n›n yan› s›ra halk edebiyat› alan›ndaki inceleme ve
araflt›rma yaz›lar›yla genifl ün yapt›, yurt d›fl›nda da uzmanl›¤›n›
kabul ettirdi. Ölümünden sonra y›llar boyu oluflturdu¤u arflivi
Türkiye’ye getirildi. Yap›tlar›: “Köro¤lu Destan›” (1931), “Halk
Edebiyat› Dersleri I” (1942), “‹zahl› Halk fiiiri Antolojisi” (H. Ve-
dat F›ratl› ile, 1943), “Pir Sultan Abdal” (Abdülbaki Gölp›narl›
ile, 1943). “Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyecili¤i” (1946), “Za-
man Zaman ‹çinde” (tekerlemeler, masallar, 1958), “Az Gittik Uz
Gittik” (Türk masal› konusunda inceleme ve 67 masal, 1969),
“100 Soruda Türk Halk Edebiyat›” (1969), “100 Soruda Türk
Folkloru” (1973), “Folklor ve Edebiyat” (I. -II. cilt, 1982; Sedat
Simavi Vakf› Edebiyat Ödülü, 1983).
BORSA,
devlet denetimi alt›nda ve özel hukuk kurallar› için-
de, tafl›n›r mal al›m-sat›m› yap›lan yer. Borsada al›m-sat›m, ör-
ne¤e bak›larak ya da buna gerek duyulmadan yap›l›r. ‹fllem gö-
ren mal›n bulundurulmas› ya da gösterilmesi zorunlu de¤ildir.
Ekonomik aç›dan borsalar, ticarî iliflkilerdeki arz ve talep iflleyi-
flinin sa¤lam çal›flmas›n› ve elden geldi¤i kadar ak›lc› bir fiyat
oluflturulmas›n› sa¤larlar. Borsalar, Avrupa’da ilk kez 13. yüzy›l-
da ‹talya ve Flandre’›n baz› ticaret kentlerinde ortaya ç›kt›. ‹lk ku-
rulan borsa binas›n›n üzerine üç tane para kesesi resmi kaz›lm›fl
oldu¤undan bu ad, kese anlam›na gelen “bourse” sözcü¤ünden
al›nd›. Bugün, New York, Paris, Zürih, Londra gibi büyük mer-
kezlerdeki tafl›n›r de¤erler (alt›n, döviz, tahvil) borsalar›, dünya
para de¤erlerini düzenleyerek devletlerin ekonomilerini etkile-
mektedir.
BOSNA-HERSEK,
Güneydo¤u Avrupa’da, Balkan Yar›-
madas›’nda devlet. Bafll›ca kentleri: Mostar, Banya Luka, Zeni-
ca, Tuzla. Yüzey flekilleri: Kabaca üçgen biçiminde da¤l›k bir
bölgede (Dinar Alpleri) yer al›r, akarsu aç›s›ndan zengindir (Sa-
va ve Neretva ›rmaklar› ile bunlar›n kollar›). Verimli vadiler-ova-
lar, da¤ gölleri, yapay göller öteki yüzey flekillerini oluflturur.
Karasal iklim egemendir (bat›da Akdeniz etkisi, Adriyatik k›y›la-
r›). Yar›s› ormanl›k aland›r. Toplum yap›s›, ekonomi: Halk›n %
39.5’u Müslüman Boflnak, %32’si S›rp, %18.4’ü H›rvat, özgür
cemaatlerle çeflitli dinler, nüfusun geri kalan›n› oluflturur. Ekile-
bilir topraklar›n 1/4’ü tar›ma elveriflli, otlaklar, tah›l ve tütün
üretimi, meyvecilik (erik rak›s›), koyunculuk, sanayi kurulufllar›,
en büyük çelik merkezi (Zenica), maden zenginlikleri. 4 üniver-
site, Bilim ve Sanat Akademisi. Tarih: Bölge, tarih sahnesine
Roma döneminde ç›kt›. 7. yüzy›lda bölgeye gelen ‹slâvlar›n de-
netimine girdi. Macar topraklar›na kat›ld› (960). Osmanl› ege-
menli¤i (1463-1878), Avusturya-Macaristan ‹mparatorlu¤u yö-
netimi (1918’e kadar), Yugoslavya topra¤› oldu (1918-1945). 2.
Dünya Savafl› sonras›nda federal cumhuriyet hâline dönüfltürül-
dü. Yugoslavya’n›n parçalanma sürecine girmesiyle birlikte ön-
ce Slovenya sonra H›rvatistan’›n ba¤›ms›zl›¤›n› kazanmas›
(1991), Bosna-Hersek’in de ba¤›ms›zl›¤›n› duyurmas›na yol aç-
t›. Ba¤›ms›zl›k karar› önce Türkiye (fiubat 1992) sonra da AT
taraf›ndan tan›nd› (Nisan 1992). Bu karar› tan›mak istemeyen
S›rplar ülkeye karfl› yo¤un bir sald›r›ya geçtiler; yaklafl›k 200
bin kifli öldürüldü, 100 binden fazla insan kamplarda tutsak
edildi, milyonlarca insan da göçe zorland›. BM’nin S›rplara
ambargo uygulama ve müdahale karar›na karfl›n Müslümanla-
ra uygulanan soyk›r›m sürüp gitti ve ülkenin gelece¤ini belir-
sizlikler içinde b›rakt›.
BOfi KÜME
→
KÜME
BOTAN ÇAYI,
Dicle’ye kar›flan akarsulardan biri. Uzunlu-
¤u 230 km olan Botan Çay›, Hakkâri’nin kuzeyindeki da¤l›k böl-
gelerde do¤ar, do¤u-bat› do¤rultusunda akar. Güneybat›ya yö-
nelerek Bitlis Çay›’yla kar›fl›r. Daha sonra güneye yönelir ve
Dicle’ye ulafl›r.
BOTAN‹K,
do¤a bilimlerinin bitkileri inceleyen dal›, bitkibi-
lim. ‹lk olarak genel botanik ve özel botanik olmak üzere iki ana
dala ayr›l›r. Genel botanik, bitkilerin genel yap›s›n›, ortak özellik-
lerini inceler. Bafll›ca bölümleri; bitkinin gözle görülebilen d›fl
k›s›mlar›n› inceleyen morfoloji ya da organografi, iç yap›s›n› in-