BOZKIR
117
celeyen bitki anatomisi, dokular›n›n yap›s›n› inceleyen dokubi-
lim
(histoloji),
organlar›n›n görevlerini inceleyen bitki fizyo-
lojisi, hasta bitkileri ve bitki hastal›klar›n› inceleyen fitopatoloji,
üreme ve geliflmeyi inceleyen bitki biyolojisi, büyüme ve farkl›-
laflma evrelerini inceleyen embriyoloji, bitkilerde kal›t›m› ve ka-
l›tsal özellikleri inceleyen genetiktir. Özel botanik ise çeflitli bitki
türleri aras›ndaki benzerlik ve ayr›l›klar› saptar, bitkilerin s›ralan-
mas›yla ilgilenir ve her bitkinin özelliklerini inceler. Bafll›ca bö-
lümleri; bitkileri s›n›fland›ran sistematik, türlerin geliflmesini in-
celeyen soyolufl
(filojeni),
tafllaflm›fl eski bitkilerin kal›nt›lar›-
n› inceleyen ve böylece sistematik ve filojeniye yard›mc› olan pa-
leobotanik ya da bitki paleontolojisidir. Özel botanik ayr›ca, her
bitki grubunu ayr› ayr› ele al›r ve inceledi¤i bitki grubuna göre
isimlendirilir. Örne¤in mantarlar› inceleyen mukoloji, bakterileri
inceleyen bakteriyoloji gibi. Bundan baflka, her bir bitkiye elve-
riflli ortam› ve her bir ortamda yetiflen bitki örtüsünü inceleyen
ekoloji, ayn› yerde yetiflen bitki topluluklar›n› inceleyen bitki
sosyolojisi, büyük bölgelerin bitki örtüsünü inceleyen bitki co¤-
rafyas› da özel botani¤in dallar›d›r. Ayr›ca botanikten temel un-
sur olarak yararlanan ve bir anlamda botanik üzerine kurulmufl
eczac›l›k, ormanc›l›k, tar›m ve benzeri bilimlerden de söz etmek
gerekir. Botani¤in tarihi Milattan önceki y›llara dayanmaktad›r.
‹lk botanik çal›flmalar› s›n›fland›rma alan›nda bafllam›flt›r. ‹lk
s›nfland›rmac› ‹.Ö. 380-327 y›llar› aras›nda yaflam›fl olan The-
ophrastes’tir. Bundan sonra, özellikle Orta Ça¤’da birçok bota-
nikçi çeflitli alanlarda çal›flarak bu bilim dal›n›n geliflmesine kat-
k›da bulundular. Günümüzde botanik, gerek ilgi alanlar›, gerek-
se temel oluflturdu¤u di¤er bilimler aç›s›ndan, insan yaflam›yla
çok yak›ndan ilgili, en önemli bilim dallar›ndan birisidir.
BOYA,
d›fl etkilerden korumak ya da güzellefltirmek amac›yla
yüzeylere ince bir tabaka hâlinde uygulanan renkli madde. Ge-
nel olarak ba¤lay›c› ve renk verici maddelerden oluflur. Ba¤lay›-
c› olarak kuruyan ya¤lar, alkid reçineleri, nitroselüloz, polivinil
klorür gibi maddeler, renk verici olarak da pigment adl› organik
ve inorganik maddeler kullan›l›r. Ayr›ca kurumay› h›zland›ran
skatifler (metal oksitleri), inceltici olarak organik çözücüler,
çökmeyi önleyici, köpük kesici ve parlakl›k verici kimyasal
maddeler de kat›l›r. Ticarî boyalarda barit, talk vb. maliyet düflü-
rücü inorganik dolgu maddeleri de bulunur. Ayr›ca baflka katk›
maddeleriyle ›s›ya dayan›kl› boyalar gibi çok çeflitli özel boyalar
da yap›lmaktad›r.
BOYLAM,
Yeryuvarla¤› üzerinde herhangi bir noktadan ge-
çen meridyen yay›yla bafllang›ç meridyeni aras›ndaki yay parça-
s›n›n aç›sal de¤eri. Bafllang›ç meridyeni, Londra’n›n do¤usunda
bulunan eski Greenwich Gözlemevi’nden geçti¤i varsay›lan me-
ridyen dairesidir. Bu mediryenin derecesi s›f›r say›l›r; bunun
do¤usu 180, bat›s› da 180 dereceye ayr›l›r; buna göre herhangi
bir yerin boylam› belirtilir. Boylam› ve enlemi bilinen bir yerin
yeryüzündeki konumu kolayca belirlenebilir
→
ENLEM
BOYNUZ,
kimi havyanlar›n bafl›nda bulunan, az çok uzun,
k›vr›k ya da çatall› korunma organ›. Boynuz, gergedanda tek, ge-
viflgetirenlerde çifttir. T›pk› toynak, t›rnak ve c›rnaklar gibi üst-
deriden oluflur. Geyiklerin dall› boynuzlar›ysa altderiden oluflur,
sürekli düfler ve yenilenir. Zürafada boynuzlar kemiktendir ve
yenilenen geyik boynuzlar› gibi, her zaman damarl› bir dokuyla
kapl›d›r.
BOYUT,
do¤rular›n, yüzeylerin ya da cisimlerin ölçülmesin-
de temel al›nan üç do¤rultudan, yani uzunluk, genifllik ve derin-
likten her biri. Fizikçi Albert Einstein bu üç boyuta bir dördün-
cü boyut olarak zaman› eklemifltir.
BOZA,
sulu dar› hamurunun ekflitilmesiyle yap›lan, krem ren-
ginde, tatl› ya da mayhofl, koyu içecek. ‹.Ö. 4. yüzy›lda Do¤u
Anadolu’da yap›ld›¤› bilinmektedir. Bugün Türkiye’den baflka,
Balkan ve Arap ülkelerinde de yap›lmaktad›r. Ço¤unlukla üzeri-
ne tarç›n ekilerek, sar› leblebiyle birlikte içilir. ‹çinde çok az al-
kol vard›r (%2). Yap›m›nda m›s›r, arpa, çavdar, bu¤day gibi ta-
h›llar da kullan›labilir. S›cakta çabuk bozulabilece¤inden genel-
likle k›fl aylar›nda yap›l›r.
BOZBURUN,
Güney Marmara’da, ‹zmit ve Gemlik körfezle-
ri aras›nda uzanan Armutlu Yar›madas›’n›n bat› ucunda burun.
Buradan itibaren Gemlik Körfezi bafllar. Bozburun ile bat›s›nda-
ki ‹mral› Adas› aras›ndaki uzakl›k 20 km kadard›r. Türkiye k›y›-
lar›nda, ayn› ad› tafl›yan baflka yerler de vard›r.
BOZCAADA,
Ege Denizi’nde, Çanakkale iline ba¤l› ilçe ve
bu ilçenin merkezi olan kasaba. Ada, Çanakkale Bo¤az›’n›n gü-
neybat›s›nda Anadolu k›y›s›na 7-8 km uzakl›ktad›r. ‹lçe halk›,
ba¤c›l›k, flarapç›l›k ve meyvecilikle geçinir. Nüfusunun azl›¤›na
ve adadan baflka yerleflim bölgesi bulunmamas›na karfl›n, tam
bir ilçe örgütü vard›r. Yüzölçümü 36.03 km
2
, çevre uzunlu¤u 36
km, nüfusu 2.297 (1997).
BOZDO⁄AN KEMER‹,
‹stanbul’da Saraçhane ile Zeyrek
aras›nda, Bizans döneminden kalma su kemeri. Uzunlu¤u
1 km’yi bulan kemere Avrupal› arkeologlarca Valens Kemeri de
denmektedir. Bozdo¤an ad›n›n nereden geldi¤i kesin olarak bi-
linmemektedir. Kemerin yap›m›na Valens (364-378) döneminde
baflland›. Romal›lar döneminde ‹mparator Hadrianus zaman›nda
‹stanbul’da kimi su tesislerinin kuruldu¤u bilinmekte, ancak
bunlar›n kemerle ilgili olup olmad›¤› saptanamamaktad›r. Önce-
leri Bizans imparatorlar›n›n, sonralar› da Osmanl› sultanlar›n›n
saraylar›na su getiren bu kemer, de¤iflik tarihlerde birçok kez ha-
sar görüp onar›ld›¤› için yap›ld›¤› dönemdeki özelliklerini yitirdi.
Bizansl›lar döneminde birkaç kez onar›lan kemer, Kanunî Sultan
Süleyman zaman›nda Mimar Sinan taraf›ndan da onar›mdan ge-
çirildi. Bir bölümü y›k›k oldu¤undan kaç gözden olufltu¤u bilin-
meyen kemerin gözlerinin aç›kl›¤› 4 m., ayak kal›nl›¤› 5,70 m.
dir. Denizden en yüksek noktas› 63,50 m., topraktan yüksekli¤i
ise 18,50 m.dir. Üst üste iki s›ra kemerden meydana gelir.
BOZKIR,
k›sa ömürlü ot, yosun, çal›l›k ve seyrek bodur
a¤açlarla örtülü düzlük. Güney Amerika’da bu düzlüklere pam-
pa, Do¤u Avrupa ve Urallar›n do¤usunda step denir. Bozk›r, ilk-
baharda havalar›n ›s›nmas›, karlar›n erimesi ya da ya¤murlar›n
ya¤mas›yla bafltan bafla yeflerir. Ancak bu görünüfl çok uzun
sürmez. S›ca¤›n birden artmas›, ya¤›fllar›n kesilmesi ve toprak-
ta nem kalmamas› yüzünden otlar kurur ve aylarca koruyaca¤›