CAR‹YE
131
lafl›k olarak Ordu ve Giresun’un ard›nda, k›y› ile Kelkit Çay› olu-
¤u aras›nda yay›lan ve do¤udakiler kadar belli bir s›ra ve yön iz-
lemeyen Canik Da¤lar›, ayn› zamanda Kuzey Anadolu s›rada¤-
lar›n›n en alçak kesimini meydana getirir. En yüksek doru¤u, Me-
sudiye’nin kuzeybat›s›ndaki Aydo¤an Tepesi’dir (1.917 m.).
CAN‹KL‹O⁄ULLARI,
Osmanl› döneminde, XVIII. yy’da
ve XIX. yy bafllar›nda Sivas, Çorum ve Amasya yöresine ege-
men olan âyan ailesi. Canik Sanca¤›’n› (Samsun, Ünye ve Nik-
sar) merkez edinen ailenin ilk önemli kiflisi Fatsal› Ahmet
A¤a’d›r. Merkezî iktidara karfl› giderek güçlenen aile, zaman za-
man baflka bir âyan ailesi olan Çapano¤ullar›yla çat›flmaya gir-
di. Ailenin en güçlü kiflisi Tayyar Mahmud Pafla’n›n ölümünden
sonra eski gücünü yitirdi. II. Mahmut döneminde di¤er âyan ai-
leleriyle birlikte yerel iktidar›na son verildi.
CANLILAR,
yeryüzünde yaklafl›k iki milyar y›ldan beri yafla-
makta olan varl›klar›n tümü. ‹lk canl›lar›n sularda görüldü¤ü,
bugün kesin olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte ilk can-
l› maddenin nas›l meydana geldi¤i üzerinde tart›flmalar sürmek-
tedir. Kimileri ilk canl› maddenin kendili¤inden ortaya ç›kt›¤›n›
ileri sürmüfllerdir. Yeni araflt›rmalar ›fl›¤›nda bugün, bu görüfl
geçerlili¤ini yitirmifl bulunmaktad›r. Günümüzde yayg›n olarak
benimsenen bir görüfle göreyse, ilk canl› maddenin oluflumu
oldukça uzun bir zaman alm›flt›r. Bugün art›k var olmayan, yer-
yüzünün ilk dönemlerindeki ortam koflullar› içinde, ilkin kimi
basit organik moleküller oluflmufl, daha sonra bunlar d›fl orta-
m›n çeflitli etkileri alt›nda daha büyük organik molekülleri olufl-
turmufllard›r. Bu ilk canl› maddelerin oluflumunda o dönemde
dünyada yo¤un olarak bulunan ultraviyole ›fl›nlar›, yüksek ener-
ji tafl›yan bileflikler önemli roller oynam›fllard›r. Daha sonra bu
basit yap›l› organik moleküllerden, canl› maddenin temelini
oluflturan dezoksiribonükleik asit (DNA) molekülleri meydana
gelmifltir. DNA molekülleri kendi benzerini üretme yetene¤inde-
dirler. Böylece yeryüzünde ilk olarak hayat›n bafllad›¤›n› söyle-
yebiliriz. ‹lk organizmalar da bu DNA moleküllerinin birleflme-
sinden oluflmufl ve hemen hemen kesin olan bir görüfle göre
çevrelerindeki organik moleküllerle beslenerek geliflmifllerdir.
Yine de, bugün yaflam›n devam› için gerekli olan cans›z madde-
den organik besin yapma yetene¤i, ilk canl›lar›n ortaya ç›k›fl›n-
dan 1 milyar y›l kadar sonra görülmüfltür. Bunlar klorofil pig-
mentleridir ve bunlar› tafl›yan organizmalar› da bitkilerin ilk ata-
lar› olarak kabul etmek gerekir. Canl›lar âlemi uzun y›llar bitki-
ler ve hayvanlar âlemi olmak üzere ikiye ayr›larak s›n›fland›r›l-
m›flt›r. Son zamanlarda ise canl›lar “Protistler”
(Protista)
,
“Bitkiler” ve “Hayvanlar” olmak üzere üç âleme ayr›lmaktad›r.
Protistler, genellikle birhücreli canl›lard›r. Bununla birlikte bir-
den fazla hücreden meydana gelmifl organizmalar› kapsayan ki-
mi filumlar da Protista âlemine al›nm›flt›r. Bunun nedeni bu or-
ganizmalar›n çokhücreli de¤il, hücre topluluklar›ndan ya da
çokhücreli çekirdekli hücrelerden oluflmufl kabul edilmeleridir.
Virüsler, bakteriler, algler, c›v›kmantarlar, birhücreli hayvanlar,
Protista âlemindendir. Bitkiler âlemine esmer ve k›rm›z› algler,
mantarlar, likenler, karayosunlar›, e¤reltiler, tohumlu bitkiler gi-
rer. Hayvanlar âlemindeyse, süngerler, selentereler ve bütün
geliflmifl hayvanlar› kapsayan (omurgal›lar, eklembacakl›lar gi-
bi) sölomlular bulunur.
CANNES F‹LM fiENL‹⁄‹,
1946’dan beri Fransa’n›n
Cannes kentinde düzenlenen, dünyan›n en büyük film flenlikle-
rinden biri. II. Dünya Savafl› sonras›nda sinema sanayiini yeni-
den canland›rma amac›yla düzenlendi. Önemli ticarî rolü nede-
niyle zamanla tüm dünya sinemac›lar›n›n ilgisini çekti. Yar›flma
ve yar›flma d›fl› gösterimlerden oluflur. Büyük ödül olan Alt›n
Palmiye en iyi filme, en iyi erkek ve kad›n oyuncuya, yönetme-
ne, görüntü yönetmenine, özgün senaryoya, tekni¤e ve en iyi k›-
sa filme verilir. Ayr›ca ikincilik ödülü say›labilecek bir de Jüri
Büyük Özel Ödülü vard›r. 1948, 1950 ve 1968 y›llar›nda çeflitli
nedenlerle düzenlenemedi. ‹lk ödüller 1947’de, ilk Alt›n Palmi-
ye ödülleriyse 1955’te (“Marty” adl› filmiyle yönetmen Delbert
Mann) verilmeye baflland›. 1982’de senaryosunu ve yap›mc›l›-
¤›n› Y›lmaz Güney’in, yönetmenli¤ini ise fierif Gören’in üstlen-
di¤i “Yol” filmi Alt›n Palmiye’yi Costa-Gavras’›n “Missing”i
(Kay›p) ile paylaflt›. 2003’te Nuri Bilge Ceylan’›n “Uzak” filmi
Büyük Jüri ödülünü ald›. “Uzak”taki rolleriyle Muzaffer Özdemir
ve Mehmet Emin Toprak en iyi erkek oyuncu seçildi.
CANSEVER, Edip
(1928
‹stanbul-1986 ‹stanbul), flair.
Ortaö¤renimini ‹stanbul Erkek
Lisesi’nde tamamlad› (1946).
Yüksek Ticaret Okulu’nda oku-
du. ‹stanbul (1944-1946), Yü-
cel, Fikirler, Edebiyat Dünyas›
(1946-1948), arkadafllar›yla
birlikte kurdu¤u Nokta (1951),
Yenilik ve Yeditepe (1950-
1954) dergilerinde yazd›¤› ilk
on y›l›, yeni fliirimizin kendinden önce ulafl›lm›fl yap›lar› içinde
öz yönünden de genellikle yeni bir fley getirmeden deney döne-
mi olarak göründü. Daha sonra kendine özgü, yeni bir anlay›fl-
la fliirler yazd›. Bafll›ca yap›tlar›: “‹kindi Üstü” (1947), “Dirlik
Düzenlik” (1954), “Yerçekimli Karanfil” (Yeditepe fiiir Ödülü,
1958), “Umutsuzluk Park›” (1958), “Petrol” (1959), “Nerde An-
tigone” (1961), “Tragedyalar” (1974), “Ben Ruhi Bey Nas›l›m”
(1976), “Sevda ile Sevgi” (1977), “fiairin Seyir Defteri” (1980),
“Yeniden” (fliirler, 1981), “Bezik Oynayan Kad›nlar” (fliirler,
1982), “‹lkyaz fiikâyetçileri” (1985), “Oteller Kenti” (1986), “Gül
Dönüyor Avucumda” (konuflmalar, elefltiriler, 1987).
CAR‹YE,
Osmanl›larda ve baz› do¤u ülkelerinde, yabanc› ül-
kelerden kaç›r›larak ya da savaflta tutsak al›narak özgürlükten
yoksun edilen, al›n›p sat›labilen, her konuda efendisinin istek-
lerini yerine getirmekle yükümlü k›z ya da kad›n; odal›k, halay›k.
‹slâml›ktan önce oldu¤u gibi, Muhammet Peygamber zaman›n-
da da savafllarda ele geçip de kurtulmal›k veremeyen erkekler
köle (abd), kad›n ve k›zlar ise cariye olurlard›. Orta Ça¤’da her
y›l beyaz ya da siyah ›rktan binlerce esir, Müslüman ülkelerine
sokuluyordu. Ba¤dat, esir pazarlar›n›n en önemlisiydi. Daha
sonralar› Mekke, esir ticaretinin merkezi oldu. fieriata göre ca-
riyeler ile sahipleri aras›nda nikâha gerek yoktu. Osmanl› sara-