olarak dünya askerî ve siyasî etkinliklerinin büyük ölçüde de-
¤iflti¤i bir yüzy›ld›r. 15. yüzy›l sonlar›na dek dünya ekonomisi
‹pek ve Baharat Yolu üzerinde sürüyor, dolay›s›yla bu ticaretten
elde edilen zenginlikler de bu yollara egemen olan devletlerin
elinde toplan›yordu. Fakat Avrupal›lar›n 15. yüzy›l sonlar›nda
Çin ve Hindistan’a giden yeni denizyollar› bulmalar›, bu duru-
mu de¤ifltirdi. Bu yollar üzerinde bulunan devletler bundan
olumsuz yönde etkilendi. ‹ran ve Osmanl› Devleti bunlardan iki-
siydi, 15. yüzy›ldan bafllayarak bu iki devletin politikas› Akdeniz
ve Hindistan aras›ndaki topraklara tek bafllar›na egemen olmak-
t›. Bu yollar da tümüyle ‹ran ve Anadolu topraklar›ndan geçiyor-
du. Osmanl› Devleti, ‹ran üzerinden Hindistan’a ulaflmay› amaç-
larken, Safevî Devleti de Anadolu üzerinden Akdeniz’e ulaflmay›
amaç edinmiflti. Safeviler Anadolu’da fiiîli¤i yaymay› ve fiiîli¤i
savunmay› araç olarak kullan›rken, Osmanl› Devleti de Sünnîli-
¤in savunucusu olarak davran›yordu. ‹ki devletin tutumu savafl-
la sonuçland›. Her iki devletin ordular› Do¤ubeyaz›t’a 80 km.
uzakl›kta, Van Gölü’nün kuzeyinde Çald›ran Ovas›’nda karfl›lafl-
t›lar. Savafl, Osmanl› ordusunun zaferiyle sonuçland› (24 A¤us-
tos 1514). Do¤u Anadolu ve ‹ran Azerbaycan› Osmanl›lar›n eli-
ne geçti, ancak ‹ran tümüyle ele geçirilip Hindistan’a ulafl›lama-
d›. Bunun üzerine Osmanl› Padiflah› Yavuz Sultan Selim bir sü-
re sonra M›s›r ve K›z›ldeniz üzerinden Hindistan’a ve Hint Okya-
nusu’na ulaflmay› denedi. Bu da Osmanl› Devleti ile M›s›r Mem-
lûklü Sultanl›¤› aras›nda savafllara ve M›s›r’›n ele geçirilmesine
neden oldu.
ÇALGILAR,
ezgili ve ritmli seslerin elde edilmesini sa¤la-
yan aletler, müzik aletleri. Çalg›lar›n türleri, adlar›, yap›m özel-
likleri ve tarihiyle u¤raflan bilim dal› organolojidir. Arkeoloji ve
tarihöncesi ça¤larla ba¤›nt›l› olarak yap›lan araflt›rmalar, bugün
kullan›lan birçok çalg›n›n ‹sa’dan önce de var oldu¤unu kan›tla-
d›. Günümüzde, çalg›lar›n say›s›n›n çoklu¤u ve çeflitlili¤inden
ötürü birçok s›n›fland›rmaya gidildi. Ancak, tüm dünyada kulla-
n›lan yayg›n çalg›lar, geleneksel s›n›fland›rmaya göre telli, ne-
fesli ve vurmal› çalg›lar olmak üzere üçe ayr›l›r. M›zrapla ya da
m›zraps›z çal›nan telli çalg›lar, telleri m›zrap ya da parmakla do-
kunularak, çekilerek titrefltirilen aletlerdir: Harp, lir, ba¤lama
(saz), balalayka, kanun, mandolin, gitar, santur, tambur vb. Tel-
leri sürtünme ile ses veren çalg›larda yaya baflvurulur. Yayl› tel-
li çalg›lar›n en bilinenleri keman, kemençe, viyola, viyolonsel
vb.dir. Tellere, klavyeye ba¤l› bir tokmakla vurularak çal›nan tel-
li çalg›lar›n bafl›ndaysa klavsen ve piyano gelir. Do¤rudan do¤-
ruya a¤›zla üflenerek çal›nan dilli ya da dilsiz nefesli çalg›lar ar-
monika (a¤›z m›z›kas›), kaval, klarnet, ney, obua, tulum, zurna
vb.dir. A¤›zl›kl› nefesli çalg›lar bü¤lü, fagot, korno, saksofon,
trombon gibi çalg›lard›r. Akordeon, org, harmonyum ise klavye-
li çalg›lar türüne girer. Deri gerilmifl kasnak biçiminde ya da ba-
k›r ve tunç gibi metallerden yap›lm›fl darbuka, davul, def, düm-
belek, timpani, trampet, zil vb. vurmal› çalg›lard›r.
ÇALIHOROZU,
tavukgillerden bir yaban kuflu
(Tetrao
urogallus).
Ormanlarda yaflar. Gö¤sü siyah ve yeflil, karn›
beyazd›r. Eti lezzetlidir.
ÇALIK, fiadi
(1917 Kandiye/Girit Adas›-1979 ‹stanbul),
heykelt›rafl. 1948’de Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirdi.
Heykel çal›flmalar›n› sürdürebilmek için Paris’e gitti. Dündükten
sonra Güzel Sanatlar Akademisi’ne ö¤retim görevlisi olarak gir-
di ve heykel bölümünde dersler verdi. Alç›, demir, tafl, tunç,
tahta gibi gereçler kullanarak heykeller yapan Çal›k, ilk önce
klasik tarzda yap›tlar vermifl, daha sonra bu anlay›fl, yerini so-
yut anlay›fla b›rakm›flt›r. Bafll›ca yap›tlar› aras›nda Orta Do¤u
Teknik Üniversitesi’ndeki “Atatürk An›t›”, ‹stanbul Belediye Sa-
ray› süslemeleri, ‹zmir Kültür Park’taki heykeller ve cumhuriye-
tin 50. y›ldönümü için yapt›¤›, çelik borulardan oluflan, ‹stan-
bul’da Galatasaray’a dikilen “50. Y›l An›t›” say›labilir.
ÇALLI, ‹brahim
(1882 Çal-1960
‹stanbul), ressam. ‹lk ve ortaö¤reni-
mini Çal’da ve ‹zmir’de tamamlad›k-
tan sonra ‹stanbul’a yerleflti. 1906’da
Sanayii Nefise Mektebi’ne girdi.
1910’da Maarif Nezareti’nin açt›¤› ya-
r›flmada birinci oldu ve birkaç arka-
dafl›yla birlikte Paris’teki Güzel Sa-
natlar Akademisi’ne gönderildi. Dö-
nüflünde Güzel Sanatlar Akademi-
si’nde ö¤retmen oldu. Türkiye’deki resim anlay›fl›na yeni bir bo-
yut kazand›ran Çall›, natürmortlar, peyzajlar, portreler ve kompo-
zisyonlar üzerinde çal›flarak de¤erli yap›tlar verdi. ‹lk sergisini
1914’te açt›. 1920’de Almanya’ya yapt›¤› inceleme gezisi sonucu
resim anlay›fl›nda de¤iflmeler oldu ve soyutlamaya yöneldi. En
önemli yap›tlar› aras›nda “Cami Avlusu”, “Dikifl Diken Kad›n”,
“Nü”, “Manolyalar”, “Luxembourg Bahçesi”, “Bal›kç› Kay›¤›” bu-
lunmaktad›r.
ÇAM,
kozalakl›lar›n çamgiller familyas›ndan bir a¤aç cinsi
(Pinus).
Tür zenginli¤i aç›s›ndan yaln›z kozalakl›lar de¤il, ay-
n› zamanda bütün aç›ktohumlular aras›nda baflta gelen cinsler-
den biridir. Bu türlerin ço¤unlu¤u Kuzey Yar›küreye yay›lm›flt›r.
Hepsi her zaman yeflildir. Sivri tepeli ve boylu a¤açlard›r. Yal-
n›zca birkaç tanesi a¤açç›kt›r. Yapraklar› uzun, i¤ne biçiminde-
dir; çam türüne göre 2-3 ya da 5 tanesi bir arada bulunur. Boy-
lar› da de¤ifliktir (türe göre 5-50 cm.). Çiçekleri bircinsli, birev-
ciklidir. Difli çiçekler kozalak biçimindedir; 2-3 y›lda olgunlafl›r-
lar. Tohumlar› kanatl›d›r. Kimi çok büyük tohumlu çam türlerin-
de ise tohum kanad› körelmifltir. Odunlar› çok de¤erlidir ve çe-
flitli yerlerde kullan›l›r. Odunlar›nda bol miktarda reçine kanal›
bulundu¤undan reçine elde etmede çamlar baflta gelmektedir.
Yurdumuzda ise reçine özellikle k›z›lçamlardan elde edilir. 105
kadar türü, birçok çeflit, ›rk ve biçimi bulunan çamlar›n bafll›ca-
lar› flunlard›r: Yerli türler; genellikle yurdumuzun kuzey bölge-
lerinde yay›lm›fl olan, narin gövdeli sar›çam
(Pinus
sylvestris),
kal›n ve düzgün gövdeli, uzun boylu, yüksek ve
serin yerlerde iyi geliflen karaçam
(Pinus nigra),
esas ola-
rak Akdeniz çevresinde yay›lm›fl olan, deniz kenarlar›nda bile
yetiflebilen k›z›lçam
(Pinus brutia),
yaflland›¤›nda yayg›n-
laflan tepesiyle di¤er çamlardan kolayca ayr›lan, tohumlar› ye-
nen f›st›kçam›
(Pinus pinea)
d›r. Yabanc› türler aras›nda
Türkiye’de yetifltirilenlerden baz›lar›, uzun, sark›k ve üzerinde
ÇAM
147