D
164
D,
Türk alfabesinin beflinci harfi. Sesbilim bak›m›ndan, sürek-
li, yumuflak difl ünsüzü. S›n›flama ve s›ralamada maddeler harf-
le gösterildi¤inde, beflinci maddenin bafl›na getirilir, beflinci s›-
ray›, Roma rakamlar›nda befl yüz, üzerinde yatay bir çizgiyle befl
bin, iki yatay çizgiyle elli bin say›s›n› gösterir. Kimyada deteryu-
mun simgesi. Kimi ö¤retim kurumlar›nda dördüncü dereceden
yüksek not. Müzikte notalar› harfle gösterme yönteminde “re”
sesini bildirir.
DADALO⁄LU
(1785, ?-1868, ?), halk flairi. Toros Da¤lar›
üzerinde Kozak, Erzin, Payas yörelerinde göçebe olarak yaflayan
Türkmenlerin Afflar boyundan, Âfl›k Musa adl› bir flairin o¤lu-
dur. As›l ad›n›n Veli oldu¤u, Gâvur ve Ah›r da¤lar› yörelerinde
yaflad›¤›, Çukurova’da da bulundu¤u söylenir. fiiirlerinde yer
yer rastlanan tarihsel olaylar ve bunlara iliflkin protestolar, Da-
dalo¤lu’nun sesinde halk›m›z›n toplumsal olaylar karfl›s›ndaki
tepkilerini, sa¤lam kurulufllar içinde dile getirir. 1865’te Os-
manl›lar taraf›ndan örgütlenen “F›rka-i Islahiye” ordusunun
Türkmenleri zorla iskân etmesinden do¤an karfl› koymalar›, Bin-
bo¤a Da¤lar›’ndaki çarp›flmalar›, yi¤itçe kurulmufl destanlar hâ-
linde anlatan Dadalo¤lu’nun en aç›k özelli¤i, yal›n deyiflleri ya-
n›nda, toplumsal çeliflkileri kesin çizgilerle belirtmesidir. fiiirin-
de somut sorunlar› dile getirir, ama fliire özgü inceliklerden, bu-
lufllardan uzak kalmaz.
DA⁄, fievket
(1876 ‹stanbul-1944 ‹stanbul), ressam. Sana-
yii Nefise Mektebi’ni (Güzel Sanatlar Akademisi) bitirdi (1897).
Uzun y›llar resim ö¤retmenli¤i yapt›. Ayasofya’da çal›flt›. Cumhu-
riyetten sonra 4. ve 5. dönemlerde, Konya ve Siirt’ten milletvekili
seçildi. Türk Ressamlar Cemiyeti’nin kuruculu¤unu yapt›. ‹ç
mekân ressam› olarak tan›n›r. De¤iflik konular iflledi. Ev ve cami
içleri, Türk çinileriyle süslü yap›lar, cami duvarlar› bu konular
aras›ndad›r. Son y›llarda manzara resmine yöneldi. Ressam Os-
man Hamdi (1842-1910) kufla¤›n›n son dönem sanatç›lar›ndan-
d›. Uluslararas› sergiler açt›, ödüller kazand›.
DA⁄CILIK,
amac› da¤lar›n doruklar›na ç›kmak olan bir tür
spor, da¤lar›n en yüksek tepelerine t›rmanma bilimi ve sanat›. Ç›-
k›lmas› çok güç yerlere ç›kmak, yeni yerler keflfetmek, do¤ay› yen-
mek, da¤da kalanlara, uçak kazalar›nda mahsur durumda olanlara
yard›m etmek, da¤ savafllar›na al›flmak gibi türlü amaçlara yönelik
bu tehlikeli spor, bugünkü anlamda Alpler’de bafllam›flt›. Bafllan-
g›ç tarihi 1850 olarak kabul edilmifltir. Alpler’e ç›k›ld›ktan sonra,
Amerika ve Afrika’n›n yüksek doruklar›na da 20. yüzy›ldan önce
ulaflmay› baflaran da¤c›lar, Asya’daki doruklara ancak 20. yüzy›l›n
ikinci yar›s›nda t›rmand›lar. Bu sporun as›l geliflmesi, I. Dünya Sa-
vafl›’ndan sonraki y›llarda oldu. Bu geliflmeleri II. Dünya Savafl›
sonras› y›llar izledi. Y›llara göre bafll›ca doruklar›n fethi flöyledir:
Mont Blanc (Avrupa) (4.810 m) Frans›z J. Balmat, M. G. Paccard
taraf›ndan 1786’da, Uhuru (Kibo doru¤u) (Afrika) (5.963 m) Al-
man H. Meyer taraf›ndan 1889’da, Aconcagua (And da¤lar›)
(6.959 m) ‹sviçreli M. Zurbriggen taraf›ndan 1897’de, Annapurna
(8.077 m) Frans›z da¤c›larca 1950’de, Everest (8.882 m) Yeni Ze-
landal› E. Hillary ve Hintli N. Tensing taraf›ndan 1953’te, K2 (8.620
m) ‹talyan A. Compagnoni ve ‹ngiliz L. Lacedelli taraf›ndan
1954’te, Kang-Çin-Çunga (8.585 m) ‹ngiliz M. Herzog, L. Lache-
nal taraf›ndan 1955’te. Bugün dünyadaki tüm yüksek doruklara ç›-
k›lm›flt›r. Türkiye’de de bu spor gün geçtikçe ilgi görmektedir. ‹lk
Türk da¤c›s› Prof. Ali Vehbi Türküstün’dür (1877-1937). Fran-
sa’da ö¤renim yapt›¤› y›llarda bu spora ilgi duymufl, 1906’da Mont
Blanc’a ç›karak Türk bayra¤›n› dikmifltir. Türkiye’ye dönüflünden
sonra da bu sporla ilgisini sürdürmüfl, Toroslar’da ve di¤er da¤-
larda çal›flmas›na devam etmifltir. Düzenli olarak Kayseri’de bafl-
layan da¤c›l›k hareketi bugün daha etkin olarak sürdürülmektedir.
DA⁄KEÇ‹S‹,
boynuzgillerden, derisi ve eti için avlanan bir
antilop türü, elik
(Rugicapral rupicapra).
Avrupa da¤la-
r›nda küçük sürüler hâlinde yaflar. Kayadan kayaya büyük bir
çeviklikle atlayabilir. Boyu ortalama 120 cmdir. Rengi mevsime
göre de¤iflir. Eti pek yenmez. Yafll› bir erke¤in yönetiminde do-
laflan da¤keçilerinin Pireneler’de yaflayanlar›na ‹spanya da¤ke-
çisi denir.
DA⁄LAR,
çevrelerindeki araziye göre pek yüksek olan, iniflli
ç›k›fll› kabart›lardan oluflan kaya kütleleri. Da¤lar› tepelerden ay›-