DEDE KORKUT
171
DAVUT
(‹.Ö. 1015 ?, Beytüllahm-975 ?, Beytüllahm), pey-
gamber, ikinci ‹srail kral›. Süleyman Peygamber’in babas›d›r.
Yehuda kabilesinden Yesa’n›n sekizinci ve en küçük o¤lu olan
Davut, babas›n›n sürülerini güderken on sekiz yafl›ndayd›. O s›-
ralar Samuel Peygamber taraf›ndan gizlice ‹srail hükümdar› ola-
rak takdis edildi. Filistinlilerin Kral› Calut’a karfl› savaflan Ta-
lut’un ordusuna kat›ld›. Calut’u sapan tafl›yla öldürmesi ve hal-
k›n Davut’a gösterdi¤i sevgi, Kral Saul’u korkuttu. Saul’un h›fl-
m›ndan kaçarak Samuel’e, daha sonra da Nob’daki rahiplere s›-
¤›nd›. Saul, rahipleri öldürtünce, Filistinlilere s›¤›nd›. Filistinli-
ler, onun krallar›n›n katili oldu¤unu ö¤renince, Yehuda çöllerin-
de bir ma¤araya sakland›. Uzun y›llar çöllerde dolaflt›, Filistinli-
lerin hizmetine girdi. Saul ölünce Yehuda kabilesine kral seçil-
di. Daha sonra Yehuda ve ‹srail kral› oldu. Kudus’ü baflkent
yapt›. Birçok kez evlendi. Talut’un k›z›yla ve komutanlar›ndan
Orya’n›n kar›s›yla evlendi. Orya’n›n kar›s› Betfleba’dan Süleyman
do¤du. Büyük o¤lu Abflalom babas›na karfl› ç›kt›, di¤er o¤lu
Adoniya, Süleyman’›n babalar›n›n yerine geçmesine itiraz etti.
40 y›l süren krall›¤›n›n son y›llar› iç ayaklanmalar, kurakl›k, aç-
l›k, veba salg›n› olaylar›yla geçti. Yerine o¤lu Süleyman geçti.
Davut’a Zebur adl› kutsal kitap gönderilmiflti. Peygamber ve
kral-hükümdar olarak, birçok sanatç›ya esin kayna¤› oldu. Bu
çal›flmalar aras›nda çobanl›¤›n›, Calut’la savafl›n›, takdis an›n›,
baflar›s›n›, harp çal›fl›n› vb. anlatan yap›tlar say›labilir.
DDT
(
D
ifenil,
d
iklor,
t
rikloretan), zararl› böceklere karfl› kulla-
n›lan, organik ve çok etkili bir zehir (C
14
H
9
Cl
5
). 1874’te Kimya-
ger Othmar Zeidler taraf›ndan bireflim yoluyla elde edildi.
1938’de ise Paul Müller taraf›ndan gelifltirildi. Müller, DDT ko-
nusundaki çal›flmalar›ndan ötürü Nobel Ödülü kazand› (1948).
Renksiz, kokusuz ve kristal biçiminde bir madde olan DDT, su-
da eriyebilir ve toz hâline getirilebilir. DDT, özellikle II. Dünya
Savafl› s›ras›nda ABD ordusunda kullan›ld›. Sinek, sivrisinek,
bit, meyve kurdu vb.ye karfl›, toz ve bulamaç biçiminde ya da
püskürtme yoluyla kullan›l›r. Böceklerin sinir sistemlerini etkiler.
DECCAL,
Kuran’da sözü edilmemekle birlikte, hadislerde an-
lat›lan ve ‹slâm dünyas›nda, k›yamet gününe yak›n ça¤larda or-
taya ç›kaca¤›na inan›lan yalanc› Mesih. Eflek üstünde dünyay›
dolaflacak, aç insanlara yiyecek da¤›tarak kendine ba¤lay›p on-
lar› kötülük yapmaya k›flk›rtacak, yeryüzüne k›rk gün ya da k›rk
y›l egemen olduktan sonra Mehdi ya de gerçek Mesih gelerek
onu öldürecektir. Deccal k›v›rc›k k›z›l saçl›, kal›n enseli, iriyar›,
aln›n›n ortas›nda, bir ur gibi d›flar› f›rlam›fl tek gözü olan bir kifli
olarak betimlenir. Yahudi bir anadan do¤aca¤›na inan›l›r.
DEDE,
eskiden ulu ve yetkin kifliler, özellikle din ulular› için
kullan›lan unvan (Dede Korkut, ‹smail Dede). Kimi tarikatlarda,
özellikle Mevlevîlerde, tekke baflkanlar›na dede denir. K›z›lbafl-
larda ayinleri yöneten fleyhlere, Bektaflilerde yaln›z Hac›bektafl
tekkesi baflkan›na dede ad› verilir. Bektafliler, di¤er tekkelerin
baflkanlar›na baba derler.
DEDE EFEND‹, ‹smail
(1778 ‹stanbul-1846 Mekke), kla-
sik Türk müzi¤i bestecisi. Babas›, ‹stanbul fiehzadebafl›’nda ha-
mam iflletti¤i için Hammamizade ‹smail ad›yla an›ld›. ‹lkö¤renim
y›llar›nda sesinin güzelli¤iyle dikkati çekti. Okulda ilâhicibafl› ol-
du. Defterdarl›k’ta görev ald›. 21 yafl›nda Mevlevî tarikat›na girdi.
Yenikap› Mevlevîhanesi’ne devam etti. Dergâh›n fleyhi Ali Nutki
Dede’den ders ald›. Çilesini doldurup “dede” oldu (1800). Yap-
t›¤› bestelerle III. Selim’in dikkatini çekti. Sarayla ilgisi II. Mah-
mut ve Abdülmecit zaman›nda da devam etti. Birçok ö¤renci ye-
tifltiren Hammamizade ‹smail Dede Efendi, hac yolculu¤u s›ra-
s›nda koleraya tutuldu ve Mekke’de öldü. Hemen her makam ve
usulde 500’den fazla eser besteleyen Dede Efendi’nin ö¤rencile-
ri aras›nda Dellalzade ‹smail Efendi, Haflim Bey, Zekâi Dede, Ha-
c› Arif Bey, Niko¤os A¤a, Eyyubi Mehmet Bey en ünlüleridir.
DEDE KORKUT
(?-?), ozan. Dede Sultan ve Korkut Ata di-
ye de adland›r›lm›fl ve “Dede Korkut Kitab›”ndaki hikâyelerin ilk
kez bu ozanbafl› taraf›ndan anlat›ld›¤› kabul edilmifltir. “Kitab-›
Dede Korkut alâ Lisan-› Taifei O¤uzhan” ad›yla bilinen Dede Kor-
kut hikâyeleri, dünya edebiyat uzmanlar›nca Türk dilinin ‹lyadas›
olarak kabul edilen bir destand›r. Dede Korkut edebiyat alan›nda
ilkin Alman araflt›rmac› Von Diez’in “Denkwürdigkeiten von Asi-
en” adl› eserinde Tepegöz adl› hikâyesinin çevirisiyle (1815) gün
›fl›¤›na ç›km›flt›r. Daha sonra yine baz› Alman araflt›rmac›lar› ta-
raf›ndan kimi bölümlerinin çevrilmesine çal›fl›lan destan, Kilisli
Muallim Rifat’›n Berlin yazmas›na dayanarak yay›mlad›¤› kitap
yoluyla kazan›lm›flt›r. Bundan sonra büyük ço¤unlu¤u Türkçe
edebî araflt›rmalar olmak üzere Rusça, ‹talyanca, Almanca çeviri-
leri yap›lm›fl ve araflt›rmac›lar destan›n edebî nitelikleri üzerinde
durmufllard›r. “Dede Korkut Kitab›”, O¤uz boylar›n›n diliyle yaz›-
lan on iki hikâyeden meydana gelmifltir. Ve genel olarak, bireyin
öyküsü anlat›lmak yoluyla toplumun töreleri, ahlâk yap›s› yans›-
t›lm›flt›r. ‹fllenifl ve töreler yönünden O¤uz yaflay›fl›na uygun gö-
rülen bir yap›ya sahiptir. ‹çinde geliflti¤i toplumun özelliklerini,
kiflilerin do¤a ve çeflitli olaylar karfl›s›ndaki davran›fllar›yla, bir-
birleriyle olan iliflkilerini (savafl, kahramanl›k, ana-baba, er-
kek-kad›n sevgileri) çok yal›n, ama derin bir duyarl›k içinde iflle-
yen hikâyelerde anlat›fl ve benzetiler yönünden Acem ve Arap
edebiyatlar›n›n etkisine rastlanmaz. Bu yüzden destan sonraki
yüzy›llarda gelen büyük flairlerin en önemli kaynaklar›ndan biri
olmufltur. Türkçenin temiz ve duru olanaklar›yla do¤an›n ayd›n-
l›k izlenimleri birlefltirilerek yaflant›n›n gerçek yönleri verilmifltir.
De¤iflen toplumsal iliflkilere ra¤men Dede Korkut destan›n›n ya-
ratt›¤› kahramanlar canl› durumlar›n› bu güçten al›rlar.
O¤ul sana varacak yerin
Dolamaç yollar› olur
Atl› bat›p ç›kama
An›n bal盤› olur.
örne¤inde görüldü¤ü gibi, söyleyifl bir tür serbest naz›m tekni-
¤ine ba¤lanm›fl ve özellikle iç uyum büyük bir rahatl›kla sa¤lan-
m›flt›r. Destan ve halk hikâyesi tekniklerinin bir arada yürütül-
dü¤ü kitapta “naz›m”la “nesir” hemen hemen ayn› ölçüde tutul-
mufltur.
Yi¤idim ben sana bir yol bakam
Bir y›lda gelmez isen iki y›l bakam
‹ki y›l gelmez isen dört y›l bakam