DEFNE
172
Dört y›lda gelmez isen befl alt› y›l bakam
Alt› yol ayr›d›na çad›r dikem.
örne¤inde de destan›n geliflti¤i toplumun insan›na özgü ahlâksal
özellikler çok belirgin olarak duyulmaktad›r. Manzum parçalar
kurulufl yönünden incelendi¤i zaman, Azerî lehçesinin a¤›r bast›-
¤›, çok s›k kullan›lan deyim ve özdeyifl süslemelerinin en belirgin
özellik hâlinde oldu¤u görülür. Düzyaz› bölümlerinde, cümlenin,
kendi içinde en etkili sözcüklerin tekrar›yla baflka bir etkinlik ka-
zanmas› sa¤lan›r ve ço¤u zaman aliterasyona baflvurularak harf
ya da hece uyumlar›yla genel bir harmoni yarat›lmas› olanaklar›
öngörülür. “Alt›ndaki alca alt›n ne ö¤ersin” ve “Kurumsu k›rk tu-
tam kara saçl›m” m›sralar›ndan birincisinde “a”; ikincisinde “k”
harflerinin tekrar›ndan sa¤lanan uyum, destan›n fliirsel örgüsü-
nün iç yap› özelli¤ine yeterli bir örnektir. Dilimizin yüzy›llardan
beri gösterdi¤i geliflme ve aflamalar içinde an›tsal de¤er tafl›yan
Dede Korkut, y›llar boyunca yetiflen flairlerin esin kayna¤› olan
Türk kültür ve benli¤inin tarihsel köklerine ba¤l› bir baflyap›t bü-
tünlü¤ündedir.
DEFNE,
ikiçeneklilerin defnegiller familyas›ndan, herdemye-
flil a¤aç (
Laurus nobilis
). Akdeniz iklimine özgü maki bit-
kilerinin tipik olanlar›ndan biridir. Boyu 8-10 m kadar, yaprak-
lar› 5-10 cm boyunda, sert, üst yüzleri parlak koyu yeflil, alt yüz-
leri donuk yeflil, çiçekleri sar› renkli ve flemsiye durumundad›r.
Meyvesi üzümsü meyvedir, bir tek tohum tafl›r. Yapraklar›ndan
ve meyvelerinden elde edilen, kokulu, ac› lezzetli eterik ya¤ ilâç
ve sabun yap›m›nda kullan›l›r. Odunundan küçük mobilyalar›n
yap›m›nda yararlan›l›r. Yapraklar› kimi yemeklere lezzet vermek
için kullan›l›r. Defne eski ça¤larda, zafer, baflar› ve ün simgesi
olarak görülür, ozanlar›n, imparatorlar›n ve kumandanlar›n bafl-
lar› defne dallar›ndan taçlarla süslenirdi. Günümüzde de bu an-
lam›n› sürdürdü¤ü söylenebilir.
DEFOE, Daniel
(1660 Cripplaga-
te-1731 Moorgate), ‹ngiliz romanc›s›
ve gazetecisi. As›l ad› Daniel Foe’dur.
Babas› kasapt›. Papaz olmak üzere e¤i-
tim gördü. Tüccarl›k, gizli ajanl›k, ga-
zetecilik gibi çeflitli ifllere girip ç›kt›.
Birçok dergi ç›kard›, broflür ve bildiriler
yay›mlad›. Yergi dolu kitapç›klar› yü-
zünden iki y›l hapis yatt›. Roman yaz-
maya ancak altm›fl yafl›ndayken baflla-
d›. Ad›n› ölümsüzlefltiren “Robinson Crusoe”yu yay›mlad›
(1719). Bu roman›n kazand›¤› flafl›rt›c› baflar› üzerine birbiri ar-
d›ndan yeni romanlar kaleme ald›. Defoe’nun, ayd›nlanma ça-
¤›nda ‹ngiliz edebiyat›nda önemli bir yeri vard›r. Ana yap›t› say›-
lan “Robinson Crusoe”, “Don Kiflot”un yan› s›ra dünya edebiya-
t›n›n ilk modern roman›d›r. Romanda, bindi¤i gemi bat›nca ›ss›z
bir adaya s›¤›nan ve orada yirmi sekiz y›l tek bafl›na yaflayan bir
insan›n serüveni anlat›l›r. Yap›t›n odak noktas›n›, insan›n do¤ay-
la savafl›m› oluflturur. Bireyin kendine güvenerek her türlü güç-
lü¤ü yenebilece¤ini gösterir Defoe. Anlat›m› duygusall›ktan
uzak, yal›n ve gerçekçidir. “Robinson Crusoe” günümüze de¤in,
dünya edebiyat›n›n en çok okunan serüven roman› olagelmifltir.
DEFTERDAR,
Osmanl› Devleti’nde malî ifllerin en büyük
amiri. Fatih Kanunnamesi’ne göre defterdar, padiflah, mal›n›n
vekili ve divan›hümayunun tabiî üyesiydi. 1837 y›l›nda, II. Mah-
mut zaman›nda maliye naz›r› deyimi kullan›lmaya bafllanarak,
merkezî hükümetteki defterdar deyimi kald›r›ld›.
DE⁄‹RMEN,
taneli cisimleri ö¤üten makine ya da alet. ‹fllev-
lerine göre kahve de¤irmeni, un de¤irmeni gibi adlarla an›l›r. Ta-
rihi çok eski olan de¤irmenin ortaya ç›k›fl› tar›m›n bafllamas›na
dayan›r. ‹lkel biçimleri hâlâ köylerde kullan›lmaktad›r. ‹ki yass›
tafltan ve göbekte bulunan a¤aç bir milden oluflur. Üst taflta çe-
virmeye yarayacak bir tutamaç ve tanelerin dökülebilece¤i bir
boflluk bulunur. Su de¤irmenindeki düzen de buna benzer. Alt
tafl sabittir, üst tafl döner, taneler tekneden dökülür ve tafllar›n
aras›nda ezilen, ufalanan parçalar oluktan un olarak ç›kar. Günü-
müz de¤irmenleri, genellikle elektrikle çal›flmaktad›r.
DE⁄‹fiKEN,
bir kümedeki tüm de¤erleri alabilen nicelik.
Küme sonlu elemanl› ya da bir aral›k olabilir. Bir fonksiyonun
de¤iflkeni, tan›m bölgesindeki tüm de¤erleri alabilir y=f(x) gibi
bir fonksiyon için x ba¤›ml›, y ba¤›ms›z de¤iflkendir. Örne¤in
gerçel say›lardan gerçel say›lara (simgesi R) tan›mlanm›fl y=1/x
fonksiyonunda x ba¤›ms›z de¤iflkeni, s›f›rdan farkl› tüm gerçel
say› de¤erlerini alabilir.
DEKAR,
10 ar ya da 1000 metre kareye eflit yüzey ölçü biri-
mi. Daha çok tar›msal arazilerin ölçümünü belirtmekte kullan›-
lan dekara dönüm de denmektedir.
DEKATLON,
iki günlük süre içinde yap›lan, on aflamal› at-
letizm yar›flmas›. Birinci gün 100 m koflusu, uzun atlama, gülle
atma, yüksek atlama ve 400 m koflusu yap›l›r. ‹kinci günkü ya-
r›flmalar 110 m engelli koflu, disk atma, cirit atma, s›r›kla yük-
sek atlama ve 1.500 m koflusundan oluflur. Yar›fl sonunda atlet-
ler daha önceden belirlenen say› üzerinden puan al›r, en fazla
puan alan atlet, dekatlon birincisi olur.
DEKOV‹L,
ray aral›¤› 40-60 cm eninde olan küçük demiryo-
lu. Frans›z sanayicisi Paul Decauville taraf›ndan yap›lm›flt›r. En
çok maden ocaklar›nda kullan›l›r. Raylar madenî traversler üze-
rine oturtulur. Kolayl›kla sökülüp tak›l›r ve baflka bir yere tafl›-
nabilir. Bu raylar›n üstünde, daha çok, küçük vagonlar ifller.
DEL‹ DUMRUL,
Dede Korkut Kitab›’ndaki öykülerden biri-
nin erkek kahraman›. Yapt›rd›¤› köprüden geçenden otuz, geç-
meyenden k›rk akçe alan Deli Dumrul, kendine savaflacak birini
aramaktad›r. Bu s›rada obadan bir genç ölür. Bunu Azrail’in
yapt›¤›n› ö¤renince Azrail’e meydan okur. Azrail, Deli Dumrul’u
yere çal›p üzerine aban›r. Can›n›n ba¤›fllanmas›n› isteyince de,
Tanr›, can›na karfl› can bulmas›n› söyler. Önce babas›na, sonra
annesine giden Deli Dumrul, bir sonuç alamay›nca efline gelir.
Efli onun yerine ölmeye raz› olur. Bunun üzerine Tanr› onlar› ba-
¤›fllar ve kendilerine 140 y›l ömür verir.
DEL‹OTU,
ikiçenekliler s›n›f›n›n turpgiller familyas›ndan bir
bitki
(Alyssum).
Bahçelere süs olarak dikilir. Çarp›nt›lara ya
da kuduza karfl› kullan›ld›¤› için kuduzotu da denir.