DESTAN
179
biçimine göre birçok çeflitleri vard›r. En bilinenleri ayakkab› ta-
ban› yap›m›nda kullan›lan kal›n, sert kösele, giyim eflyas› yap›-
lan ince ceylan derisi güderi, vidala (dana derisi), maroken (ke-
çi derisi), rugan, süet ve meflindir. Ülkemizde, dericilik II. Mah-
mut zaman›nda, Beykoz’da kurulan tabakhaneyle bafllad›
(1812). Daha sonra, çeflitli illerde kurulan deri fabrikalar›yla,
dericilik önemli sanayi kolu hâline geldi.
DER‹S‹D‹KENL‹LER,
sölomlulardan, vücutlar› ›fl›nsal si-
metrili hayvanlar› kapsayan bir altfilum
(Echinoderma).
Vücutlar› genellikle befl ›fl›nl› ya da küre ve silindir biçiminde-
dir. Deri alt›nda kalker cisimlerden oluflmufl bir deri iskeleti var-
d›r. Bu kalker cisimler da¤›n›k, kaslarla birbirine ba¤l› ya da bir
kabuk oluflturacak biçimde birleflmifl olabilirler. Kimilerinde
vücut yüzeyinden d›flar› do¤ru uzanm›fl dikenler ya da kabart›lar
vard›r. Ço¤unlu¤u ayr› efleylidirler. Yumurtayla ürerler. Yumur-
talar genellikle vücut d›fl›nda, suda döllenir. Geliflmeleri baflka-
laflmal›d›r. Yenilenme (rejenerasyon) yetenekleri çok yüksektir.
Kimileri ›fl›k da verirler. Büyüklükleri türlere göre 1-65 cm ara-
s›nda de¤iflir. Hepsi denizde yaflarlar. 4.800 kadar türü bilin-
mektedir. Bafll›ca s›n›flar›, denizy›ld›zlar›, y›lany›ld›zlar›, deniz-
kestaneleri, denizh›yarlar›d›r.
DERSAADET,
Osmanl›lar taraf›ndan ‹stanbul’a verilen ad,
“Mutluluk Kap›s›” anlam›na gelir. Osmanl›lar, ‹stanbul’a ayr›ca
Âsitane (eflik, dergâh), Darülhilâfe (halifelik merkezi) vb. adlar
vermifllerdir.
DERV‹fi,
bir tarikata girerek,
yaflay›fl›n› onun yasa ve törelerine
uydurmufl kimse. Farsçada “kap›
kap› dolaflan”, “dilenci”, “fakir”,
Arapçada “fakir, yoksul ve dilenci”
anlamlar›na gelir. Terim olarak, bir
mürflidin ya da fleyhin manevî e¤i-
timinden yararlanan kiflidir. Der-
vifller mensup olduklar› tarikat›n
esaslar›na uygun biçimde taç ve
h›rka giyer, teber, asa, keflkül vb.
tafl›rlard›. Tarikat arac›l›¤›yla ken-
dilerini Tanr›’ya ve Peygamber’e
ba¤lad›klar› inanc›nda olan dervifller, ba¤l› bulunduklar› tarika-
t›n adap ve erkân›n› yerine getirmeyi dinsel bir ödev sayarlard›.
‹lk dervifl toplulu¤u Kadiriye tarikat› içinde görülmeye bafllar.
Tanr›’ya ve Peygamber’e ba¤lan›fl; fleyh, mürflit ve pir arac›l›¤›y-
la olurdu. Tarikata giren dervifl uzun bir süre girifl merasimine
tâbi tutulurdu. Dervifller, Tanr›’y› anmak anlam›na gelen zikir s›-
ras›nda “vecd” ve “isti¤rak” içinde coflarlard›. Her tarikat›n ayr›
bir zikir ayini olurdu. Mevlevîler sema yapar, Sadi tarikat›n›n
derviflleri ayaklar›n› yere vurur, dümbelek çal›p rakseder, Rufa-
iler k›zg›n demirleri yalar, vücutlar›na flifl bat›r›r, Kalenderiler
sürekli gezerlerdi. Kad›n dervifller, zikirlerini kendi aralar›nda
yapard›. “Bac›yan› Rum” adl› toplulu¤u kad›n dervifller olufltur-
mufltu. Bektafli dervifller boyunlar›na ya da bellerine teslim tafl›
da denen kemer takarlard›. Tekke ve zaviyelerin Cumhuriyet yö-
netimince kapat›lmas›yla dervifllik ortadan kalkt›.
DERV‹fi VAHDET‹, Haf›z
(1869 Lefkofla-1909 ‹stan-
bul), 31 Mart Vak’as›’n›n düzenleyici ve yönlendiricisi. K›br›sl›
yoksul bir ailenen çocu¤uydu. 5 yafl›nda Kuran’› hatmetti, 14
yafl›nda haf›z oldu. Bir süre Arapça ve f›k›h okudu, Nakflibendi
tarikat›na girdi. Yirmi yafllar›nda ‹stanbul’a geldi, imaml›k yapt›,
bir suçtan dolay› ‹stanbul’dan sürüldü. Dönünce, II. Abdülha-
mit’ten, gazete ç›karmak için para istedi, fakat bu iste¤i kabul
edilmedi. Volkan gazetesinde ‹ttihat ve Terakki Cemiyeti’ne ba¤-
l› kimselere karfl› sald›rgan yaz›lar yazd› (1908). Dinsel inançla-
r›n sars›ld›¤›, ahlâk›n bozuldu¤u yolunda aç›k mektuplar yay›m-
lad›. ‹ttihad› Muhammedi Cemiyeti’ni kurdu (1909), bir sokak
gösterisi düzenledi. 31 Mart Vak’as›’nda k›flk›rt›c› rol oynad›.
Olay›n Hareket Ordusu’nca bast›r›lmas› üzerine ‹zmir’e kaçt›. Ya-
kalan›p ‹stanbul’a getirildi ve örfî idare mahkemesinde yarg›la-
narak, Ayasofya meydan›nda as›ld›.
DESCARTES, René
(1596 La Haye/ Touraine-1650
Stockholm), Frans›z filozofu, bilgini ve matematikçisi. Analitik
geometrinin ve Francis Bacon ile birlikte modern felsefenin ku-
rucusudur. La Flèche’deki Cizvit kolejinde e¤itildi. Poitiers’de
hukuk okudu. Meslek seçmede karars›z kald›, iki y›l askerli¤i
denedi, ard›ndan Avrupa’da uzun yolculuklara ç›kt›. 1629’da
Hollanda’ya gitti ve 20 y›l orada kald›. Kendisini üne kavuflturan
yap›tlar›n› yay›mlad›. Descartes’a büyük hayranl›k duyan ‹sveç
Kraliçesi Kristina onu Stockholm’e ça¤›rd›. Descartes burada
zatürreden öldü. Descartes’›n ilk önemli yap›t› “Regulae ad Di-
rectionem ‹ngenii”dir (Zihnin Yönetimi ‹çin Kurallar, 1631).
DES‹BEL,
ses fliddeti birimi bel’in onda biri. dB ile gösteri-
lir. Normal konuflma sesinin fliddeti 55 dB, gök gürültüsünün
70 dB’dir.
DES‹METRE,
metrenin onda biri de¤erinde uzunluk ölçü
birimi. K›saca dm olarak gösterilir.
DESTAN,
eski ça¤lar›n kahramanl›k öykülerini, uluslar›n,
tanr›lar›n, yi¤itlerin savafllar›n›, bafllar›ndan geçen olaylar›, top-
lumun ortak düfl gücüyle beslenerek dile getiren büyük manzum
yap›tlar›n ad›. Destanlar eskiça¤ insan›n›n inan›fllar›n›, yarat›l›fl,
varolufl konular›ndaki düflüncelerini yans›tt›klar› gibi, toplumla-
r›n geçmifllerine iliflkin bilgileri de içerirler. Destan kahramanla-
r›n›n ola¤anüstülü¤ü, serüvenlerinin gerçekd›fl› nitelikler tafl›ma-
s› onlar›n gerçeklerden kaynaklanmad›¤›n› göstermez. Nitekim
sözlü gelenekte yaflar ve anlat›l›rken dinleyenlerce o toplumun
geçmiflteki tarihi olarak benimsenen destanlar, yaz›ya geçirildik-
ten sonra da gerçekd›fl› nitelikler tafl›d›klar› bilinerek, ama toplu-
mun geçmifliyle ilgili, geçmiflini dile getiren yap›tlar olarak de-
¤erlendirilmifllerdir. Bugün elimizde bulunan destanlar›n yaz›ya
geçirilifl tarihleri ‹.Ö. 2000 y›llar›na dek ç›kar›labilmektedir. Sü-
mer-Akad-Babil uygarl›¤›n›n ürünü olan ve çiviyaz›s›yla piflmifl
çamur tabletlere geçirilen G›lgam›fl Destan›, bilinenlerin en eski-
sidir. Destan›n kahraman› G›lgam›fl, Uruk kentinin beyidir ve G›l-
gam›fl’›n serüvenleri destan türünün bütün ana özelliklerini tafl›r.
Homeros’un ‹lyada ve Odissia destanlar›n›n ise Atinal› tiran Pe-
isistratos (ölümü ‹.Ö. 527) döneminde yaz›ya geçirildi¤i san›l-
maktad›r. Yunan sitelerinin Troya (Truva) kentini ele geçirmek