D‹YET
192
‹nalo¤ullar›, Hasankeyf Artuklular›, M›s›r ve fiam Eyyubileri,
Anadolu Selçuklular›, ‹lhanl›lar, Mardin Artuklar›, Timur ve fiah
‹smail’in egemenlik kurdu¤u Diyarbak›r, Çald›ran Savafl›’ndan
sonra 1515’te Osmanl› yönetimine kat›ld›. Güneydo¤u Anadolu
Bölgesi’nin, Gaziantep’ten sonra ikinci önemli kenti olan Diyar-
bak›r iki k›s›mdan meydana gelir: Surlar içinde kalan, kalesi,
birçok eski yap›t› ve tarihsel kap›lar›yla eski Diyarbak›r ve Cum-
huriyet döneminde eski kentin kuzeyine do¤ru geniflleyen, ge-
nifl, a¤açl› caddeleri, alanlar› ve yeni yap›lar›yla tamamen mo-
dern bir görünüfl kazanan yeni Diyarbak›r. Kente, Diyarbekir ye-
rine Diyarbak›r ad› 1937’de verilmifltir.
D‹YET,
‹slâm hukukunda, bir insan› öldüren ya da yaralayan
bir kimsenin, ölenin ya da sald›r›ya u¤rayan›n yak›nlar›na öde-
mesi gereken mal ya da para. Kan paras› anlam›na gelir. Ku-
ran’da diyetle ilgili bir buyruk yoksa da, hadislerden ve pey-
gamberin uygulamalar›ndan ç›kar›lan kurala göre, bir insan öl-
dürenin ödeyece¤i diyet, yüz sa¤l›kl› difli deve ya da bunun pa-
ras›d›r. Yaralamada ise, yaran›n önemine göre oran de¤iflir. Di-
yeti alan ya da verenin kad›n, çocuk, köle, deli olmas›na göre de
oranlar ve sonuçlar baflka baflkad›r. Diyetin uygulanabilmesi
için k›sas koflullar›n›n bulunmas› gerekir.
D‹YOJEN
→
D‹OGENES
D‹YOT,
iki elektrotlu ve genellikle do¤rultucu olarak kullan›-
lan elektronik ayg›t. Diyotlar, voltaj karakteristiklerine ba¤l› ola-
rak kullan›l›rlar. Yar› iletken diyotlar ak›m› bir yönde geçirir ve
uçlar›ndaki gerilim artt›kça ak›m fliddeti üstel olarak artar. Ters
yönde uygulanan gerilim ise ancak çok küçük bir s›z›nt› ak›m›-
n›n geçmesine yol açar ve gerilim art›r›ld›¤›nda diyot bozulur.
Diyotun üstel bir ak›m karakteristi¤i olmas›ndan dolay› uçlar›
aras›ndaki voltaj hemen hemen sabit kal›rken, geçirdi¤i ak›m
fliddeti epeyce de¤iflebilmektedir. Bu özelli¤i, diyotun pratik
devrelerde kullan›lmas›n› kolaylaflt›rmaktad›r. Ak›m fliddeti 10
miliamperken tipik bir diyot voltaj› 0,7 volttur. Diyotun basit
adaptörlerden transistörlü entegre mant›k devrelerine kadar ge-
nifl bir kullan›m alan› vard›r.
D‹ZANTER‹,
ishalle geliflen bir kal›nba¤›rsak hastal›¤›. Bafl-
l›ca iki tipi vard›r: Basilli ve amipli dizanteri. Basilli dizanteride
kal›nba¤›rsak mukozas› flifler. Hastal›k, susuz kalma ve toksinle
zehirlenme sonucu ölüme yol açabilir. Tropikal iklimlerde kara-
sineklerin d›flk›daki mikroplar› yaymas›yla bulafl›r. Bazen, fliddet-
li ishallerle son derece ani bafllar. Tedavide, sulfamitli ilâçlar
kullan›l›r. Amipli dizanteri ise amiplerin kal›nba¤›rsa¤a yerlefl-
mesiyle ortaya ç›kar. Hasta günde 3-4 kez abdeste ç›kar. D›flk›,
basilli dizanteriden daha sulu ve kanl›d›r. Mide bulan›r; ama ge-
nellikle kusma ve atefl yoktur. Kal›nba¤›rsak delinmesi ya da
kangreni sonucu ölüme yol açabilir. Müzmin durumlar›nda zay›f-
l›k, sararma ve sinirlilik gibi belirtileri vard›r. Çok uzun süreli uy-
kuya (bazen bir y›l) neden oluflu, karaci¤er iltihab›na yol açabi-
lir. Tedavisinde Emetin kullan›l›r. Bu genel iki tipin d›fl›nda hafl-
laml›lar, koksidiler ve kamç›l›lar, karaci¤er sülükleri s›n›f›ndan
kurtlar ve di¤er asalaklar›n neden oldu¤u dizanteriler de vard›r.
D‹ZEL MOTORU,
a¤›r petrol yak›t› (mazot, motorin) kulla-
nan içten yanmal› mo-
tor. Benzinli motorlar-
dan çok daha ucuza güç
sa¤lar. Benzin moto-
rundan en büyük fark›,
yanman›n k›v›lc›ms›z
bafllamas›d›r. Ateflleme
için buji kullan›lmaz.
Bunun yerine, silindire
emilen hava, pistonla
12:1 ila 22:1 oran›nda
s›k›flt›r›larak 300ºC’nin
üzerinde bir s›cakl›k ka-
zan›r. S›k›flt›rma sonun-
da silindire enjektörle
püskürtülen yak›t, k›v›lc›ms›z yanar. Silindir içinde yüksek ba-
s›nç elde etme zorunlulu¤u yüzünden, dizel motorlar›, a¤›r ve
yap›mlar› masrafl›d›r. Bu nedenle daha çok a¤›r hizmet araçla-
r›nda, lokomotiflerde, elektrik üreten jeneratörlerde, gemi ve de-
nizalt›larda kullan›l›rlar. A¤›r ifller için daha çok iki zamanl›
olanlar› kullan›l›r. Son zamanlarda petrol fiyatlar›n›n artmas›, di-
zel motorlu otomobillerin yayg›nlaflt›r›lmas›na yol açm›flt›r.
DNA
→
NÜKLE‹K AS‹TLER
DO⁄ACILIK,
do¤ay› kutsama ve yüceltme tutumu içinde
olan ö¤retilerin genel ad›; natürizm. Do¤alc›l›k (natüralizm) ile
kar›flt›r›lmamal›d›r. Do¤ac›l›k, özellikle dinsel anlamda do¤aya
tap›nmay› dile getirir. Bunun d›fl›nda do¤aya uygun yaflay›fl›
ye¤leyen Stoac›lar, Rousseau’nun do¤aya dönüflçülü¤ü, dinin
kökenini Ay, Günefl, atefl, f›rt›na gibi güçlerin kiflilefltirilmesine
ve yüceltilmesine ba¤layan kuramlar do¤ac›l›k kapsam›na girer.
Ayr›ca, Fransa’da 1897’de Saint-Georges de Bouhélier’nin te-
melini att›¤›, bilim ve sanayi ça¤dafl dünyaya özgü güzellikler
olarak de¤erlendiren, maddeci ve fliirsel ögeleri birlefltirmek is-
teyen ve yaflam› bir bütün olarak gören edebiyat ak›m›na da do-
¤ac›l›k denir. Bu ak›m özellikle tiyatro alan›nda, Frans›z do¤al-
c›l›¤›n› fliirsellefltirmeyi amaçlam›flt›r.
DO⁄AL GAZ,
yer alt›nda, genellikle kumtafl› gibi gözenekli
bir rezervuarda, geçirgen olmayan bir kapan kayaçla örtülü ola-
rak bulunan ve bafll›ca metan, etan, bir miktar da propan ve bü-
tan gibi gaz hâlindeki hidrokarbonlar. Genellikle petrolle birlikte
bulunur. Baflka alkanlar ve azot, karbondioksit, hidrojen sülfür
ve kimi zaman helyum da içerir. Kömür ve petrolden daha ucuz
bir enerji kayna¤›d›r. Eskiden Çin’de sokaklar›n ayd›nlat›lmas›n-
da kullan›lm›flt›r. Günümüzde sanayide ve evlerde yak›t olarak,
karbon siyah› elde etmekte ve kimyasal sentezlerde kullan›l›r.
Boru hatlar›yla ya da s›v›laflt›r›larak özel gemilerle tafl›n›r. Top-
lam 54 trilyon metre küp olarak tahmin edilen dünya do¤al gaz
rezervinin yar›s› SSCB ve ABD’dedir. Hollanda, Cezayir ve Orta-
do¤u ülkelerinde de do¤al gaz yataklar› vard›r. Türkiye’de, Trak-
ya’da yap›lan sondajlar, do¤al gaz›n varl›¤›n› ortaya koymufltur.
DO⁄AL SAYI ve DO⁄AL SAYILAR KÜMES‹,
bir
kümede kaç eleman bulundu¤unu gösteren simge ve bu simge-