DOLMABAHÇE SARAYI
195
rak kullan›l›r. Piyasada “viskoz” olarak adland›r›lan yapay ham-
maddeler, yapay ipek veya yapay pamuk fleklindedir. Bunlar›n
d›fl›nda yerf›st›¤› ve soya elyaf›ndan elde edilmifl protein esasl›
“ardil” ve “aljinat” dokumalar› da kullan›lmaktad›r. Sentetik do-
kumalar ise, hammaddesi kömür veya petrol ürünlerinin sente-
zinden ç›kar›lan kimyasal maddelerden dokunur. ‹lk defa Ame-
rikan Dupont ve Nemours firmas› taraf›ndan süperpoliamidden
yap›lan sentetik elyafa “naylon” ad› verilmifltir. Yüksek polimer-
lerden oluflan sentetik dokumalar, süperpoliamid, poliyester ve
poliüretanlar ile poliakril ve poliyofelinlerden yap›l›r. Süperpo-
liamidlerden “perlon”, “rislan” ve “ürilon”; poliyesterlerden,
“terilen”, “tergal”, “dakran”; poliüretanlardan “likra” (licra); po-
liakrillerden “orlon”, “dynel”, “vinyon N” ve “Acrilan”; poliyofe-
linlerden “meraklon” gibi patent adlar›yla piyasaya sürülmüfl
sentetik dokumalar en tan›nanlar›d›r.
DOKUNULMAZLIK,
anayasa ya da uluslararas› teamül
gere¤ince, kiflilere tan›nan iliflilmezlik ya da ayr›cal›k durumu.
Anayasayla sa¤lanan yasama dokunulmazl›¤›, Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyeleri içindir. Anayasaya göre, “TBMM üyeleri
Meclis çal›flmalar›ndaki oy ve sözlerinden, Meclis’te ileri sür-
dükleri düflüncelerinden, o oturumdaki Baflkanl›k Divan›’n›n
teklifi üzerine Meclisçe baflka bir karar al›nmad›kça bunlar›
Meclis d›fl›nda tekrarlamak ve a盤a vurmaktan sorumlu tutula-
mazlar (madde 83, f›kra 1)”. Buna mutlak dokunulmazl›k denir.
Anayasada bir de geçici dokunulmazl›k vard›r. Buna göre “se-
çimden önce veya sonra bir suç iflledi¤i ileri sürülen bir millet-
vekili, Meclis’in karar› olmad›kça tutulamaz, sorguya çekilemez,
tutuklanamaz ve yarg›lanamaz (madde 83, f›kra 2)”. Diplomatik
dokunulmazl›ktan ise, bir ülkedeki yabanc› elçilerle, elçili¤in
resmî memurlar› ve bu kiflilerin eflleri, birlikte oturan çocuklar›
ve di¤er aile bireyleri yararlan›rlar. Bu dokunulmazl›ktan yarar-
lananlara, içinde bulunduklar› ülkenin yasalar› uygulanmaz.
Bunlar hakk›nda cezai kovuflturma yap›lamaz, hiçbir dava aç›la-
maz. Bu kifliler mahkemeye tan›k olarak ça¤r›lamaz, ayr›ca ver-
gilerden muaf tutulurlar. Ancak, kendilerine yap›lan sald›r›lar
bak›m›ndan o ülkenin yasalar› uygulan›r. Bunlara karfl› tek yap-
t›r›m, bu kiflileri “persona non grata” (istenmeyen kifli) ilân
edip, ülkeden geri çekilmelerini ba¤l› bulunduklar› devletten ta-
lep etmektir. Belirli süre içinde ülkeyi terk etmeyenler ise s›n›r-
d›fl› edilirler.
DOKUZ EYLÜL ÜN‹VERS‹TES‹,
1982’de ‹zmir’de ku-
rulan yüksekö¤retim kurumu. Dokuz fakülte (Buca E¤itim Fa-
kültesi ve Fen Edebiyat Fakültesi, Hukuk Fakültesi, ‹ktisadî ve
‹darî Bilimler Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, T›p Fakültesi) ve
sekiz yüksekokuldan oluflur.
DOLAMA,
parmaklar›n, t›rnak çevresindeki yumuflak k›s›m-
lar›n›n iltihab›. Genellikle elde, bazen de ayakta görülür. Nede-
ni, dokulara giren mikroplard›r. Parmak flifler ve çok ac› verir.
Yaran›n durumuna göre antiseptiklerle tedavi ya da ameliyat yo-
luna gidilir. Özellikle ellerini kullanan iflçilerde görülen hastal›k,
bazen parma¤›n kesilmesine de yol açabilir.
DOLAfiIM S‹STEM‹,
kan›n vücutta hareketini sa¤layan
sistem. Görevi dokulara gerekli maddeleri götürmek ve art›k
maddeleri dokulardan uzaklaflt›rmakt›r. Bu görevi kalp, akci¤er
ve damarlar›n ortaklafla çal›flmas›yla yerine getirir. Dolafl›m, bu
organlardaki kaslar›n çal›flmas›yla gerçekleflir. Kalp dört bö-
lümlüdür: Sa¤ kulakç›k, sa¤ kar›nc›k, sol kulakç›k ve sol kar›n-
c›k. Sa¤ bölmelerde daima kirli kan bulunur. Ayr›ca kalbin üs-
tündeki toplardamarlarda toplanan kan›n a¤›rl›¤›, nefes al›rken
diyafram›n organlara yapt›¤› bas›nç, yerçekimi etkisiyle kan›n
afla¤› akmas›n› engelleyen toplardamar kapakç›klar› da dolafl›-
ma yard›mc› olur. Dolafl›m, büyük dolafl›m (temiz kan dolafl›m›)
ve küçük dolafl›m (kirli kan ya da akci¤er dolafl›m›) olarak iki
bölümdür. Büyük dolafl›mda kan, kalbin sol kar›nc›¤›ndan aort
atardamar›yla ç›kar, tüm vücudu dolaflt›ktan sonra toplardamar-
lar (ven) arac›l›¤›yla kalbin sa¤ kulakça¤›na döner. Küçük dola-
fl›mdaysa, sa¤ kar›nc›ktan akci¤er atardamar›yla (pulmoner ar-
ter) ç›kan kan akci¤erlerdeki alveol denen hava keseciklerine
ulafl›r, burada içindeki karbon dioksidi b›rak›p oksijen al›r ve te-
mizlenmifl olarak sol kulak盤a döner. Dolafl›mda kan, atarda-
marlardan arteriol denen daha ufak damarlara, oradan da kapil-
ler denen çok ince k›lcal damarlarla doku hücrelerine yaklafl›r.
Bu evrede hücreler çevresindeki dokulararas› s›v›yla (akkan,
lenf) aras›nda bir geçifl (difüzyon) bafllar. Kanla gelen besin eri-
yikleri, su ve oksijen, dokulara, buralarda oluflan metabolizma
ürünleri de kana geçer. Dokulararas› s›v› da damarlarla gö¤üs
kanal›na dökülür. Kanal›n alt k›sm›, Peke sarn›c› denen bir haz-
ne fleklindedir. Vücudun sol taraf›ndan gelen akkan sol köprü-
cükalt› toplardamar›na; sa¤ taraf›ndan gelen akkansa sa¤ köp-
rücükalt› toplardamar›na geçer. Bu olaya da akkan (lenf) dolafl›-
m› denir. Tansiyon denen kan bas›nc› atardamarlarda yüksek,
toplar ve k›lcal damarlarda düflüktür. Tansiyon denince, esas
olarak koldaki atardamarlarda ölçülen bas›nç akla gelir. Kalp
kan› pompalarken bas›nç daha yüksek (sistolik bas›nç), kan› içi-
ne al›rken daha düflüktür (diastolik bas›nç). Bunlara büyük ve
küçük tansiyon da denir. Atardamarlar kal›n çeperli ve sar›mt›-
rakt›r. Esneklik ve kas›lganl›k, temel özellikleridir. K›lcal damar-
lar 4-16 mikron çap›ndad›r ve tek bir endotel tabakas›ndan
oluflmufltur. Peritelyal denen hücreler, kas›lmalar›n› sa¤lar. Da-
marlar› yöneten sinir sistemindeki (vazomotor sistem) bozuk-
luk, bafl dönmelerine ve bay›lmalara yol açar. Kalbin h›zl› atma-
s›na taflikardi, yavafl atmas›na bradikardi ve düzensiz nab›z at›fl-
lar›na da aritmi ad› verilir. Kalbin gönderdi¤i kan›n azalmas› ya
da kan›n yanl›fl da¤›l›m› floklara neden olur. Damarlar›n y›rt›l-
mas›yla doku içinde kan toplanmas›na hematom denir. Gebelik-
te görülen kan›n damarda p›ht›laflmas›, dolafl›m› olumsuz etki-
ler. Bir kan p›ht›s›n›n damar› t›kamas›na ise amboli denir.
DOLMABAHÇE SARAYI,
‹stanbul’da ayn› ad› tafl›yan
semtte, Osmanl› padiflah› Abdülmecit’in yapt›rd›¤› saray.
1842-1853 aras›nda mimar Garabet Balyan ve o¤lu Nigo¤os
Balyan taraf›ndan, kar›fl›k bir barok-rönesans tarz›nda yap›ld›.
Yerinde daha önceleri birçok köflk, kas›r ve saray yapt›r›lm›flt›.
Yap›m›ndan sonra Osmanl› hanedan› Topkap› Saray›’ndan bura-
ya tafl›nd›. Cumhuriyetle birlikte Millî Saraylar Müdürlü¤ü’ne
ba¤land›. Bugün baz› bölümleri müze hâline getirilmifltir. Ya-
banc› birçok ünlü devlet adam›n›n konuk edildi¤i saray; Abdü-