FAT‹HA
236
Köprünün çelik kule parçalar› Japonya’da, çelik halatlar› ‹ngilte-
re’de imal edilmifltir. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Birinci Bo-
¤aziçi Köprüsü’nün hizmete aç›l›fl›ndan 15 y›l sonra 3 Temmuz
1988’de hizmete girdi.
FAT‹HA,
Kuran’›n, birçok adlar› bulunan birinci suresinin en
çok kullan›lan ad›. Fatiha, “bafllang›ç” anlam›na gelir. Yakar› ni-
teli¤inde yedi ayetten oluflur. Besmeleyi Fatiha’n›n birinci ayeti
sayanlar, bu say›y› sekize ç›kar›rlar. Kesin olmamakla birlikte
Fatiha’n›n, ilk inen Kuran suresi oldu¤u kabul edilir. Bütün na-
mazlarda Fatiha okunmas› zorunlu oldu¤u gibi, bütün dinsel tö-
renlerde de okunmas› gerekir.
FAULKNER, William
(1897 New Albany - 1962 Oxford),
Amerikal› romanc› ve k›sa öykü yazar›. Köklü bir Güney ailesi-
nin çocu¤udur. Ailesi iç savafl yüzünden servet ve itibar›n› kay-
betmiflti. Oxford’daki okulunu 10. s›n›fta b›rakt›. I. Dünya Sava-
fl›’nda gönüllü olarak ‹ngiliz Hava Kuvvetleri’ne kat›ld›. Fran-
sa’ya ve Kanada’ya gitti. Bar›fl ilân edildikten sonra Amerika’ya
döndü. Savaflta gösterdi¤i yararl›klar yüzünden Mississippi
Üniversitesi’ne kabul edildiyse de ancak bir y›l okuyabildi. Bir
yandan da badanac›l›kla hayat›n› kazanmaya çal›fl›yordu. Bir ara
postac›l›k yapt›, ifline ilgi göstermedi¤i için kovuldu. New Orle-
ans’a gitti. Orada Sherwood Anderson’dan yard›m ve ilgi gördü.
1925’te ani bir kararla Avrupa’ya gitti. Alt› ay kadar süren bu
yolculuktan dönüflünde ilk roman› “Soldier’s Pay”i (Askerin
Hakk›, 1926) yay›mlad›. New Orleans sosyal yaflam›n›n bir tafl-
lamas› olan “Mosquitoes” (Sivrisinekler), 1927’de bas›ld›. Bu
romanlar be¤enildi, ama fazla para getirmedi. “Sartoris”de
(1929) “Yoknapatawpha County” ad›n› verdi¤i bir bölgede ya-
flayan bir ailenin menk›belerini dile getirdi. Asl›nda bu bölge
kendi yaflad›¤› yerdi, roman›n kahraman› Sartoris de, Faulk-
ner’in büyükbabas›ndan baflkas› de¤ildi. Bugün en büyük Ame-
rikan romanlar›ndan biri say›lan ve bir ailenin çöküflünü konu
alan “Sound and Fury” (Ses ve Öfke), 1929’da bas›ld›. Faulkner
yaz› yazmakla geçimini sa¤layamayaca¤›n› anlay›nca bir fabri-
kan›n gece bekçili¤ini üzerine ald›. Addie Bundreu adl› fakir bir
çiftçinin kar›s›n›n cenaze törenini anlatan “As I Lay Dying” (Dö-
fle¤imde Ölürken, 1930), elefltirmenlerin be¤enisini kazand›.
Tüyler ürpertici maceralarla dolu olan “Sanctuary” (Kutsal S›¤›-
nak, 1931) onu büyük bir üne ve paraya kavuflturdu. Roman›
Hollywood da sat›n ald›. Mississippi’de siyah-beyaz iliflkilerinin
ifllendi¤i “Light in August” (A¤ustos Ifl›¤›) 1932’de bas›ld›. Fa-
ulkner’in di¤er önemli romanlar› da flunlard›r: “Absalom, Absa-
lom!” (1936), “The Wild Palms” (Yaban Palmiyeleri, 1939),
“The Hamlet” (1940), “The Town” (Kent, 1957), “The Mansion”
(Konak, 1959) ve bir üçlü: “‹ntruder in the Dust” (Tozu Yakala-
y›fl, 1948), “A Fable” (Bir Masal, 1954) ve “The Reivers” (Yara-
mazlar, 1962). Faulkner, 1950’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü ve
1955 ve 1963’te de Pulitzer Ödülü’nü ald›. Romanlar›ndan bafl-
ka öykü kitaplar› da vard›r. En ünlüleri: “These Thirteen” (Onüç-
ler, 1931), “Doktor Martino” (1934), “The Unvanquished” (Ye-
nilemeyenler, 1938), “Go down Moses” (‹n Musa ‹n, 1942). Fa-
ulkner’in romanlar›n›n ve k›sa öykülerinin konusunu, do¤up bü-
yüdü¤ü ABD’nin güneyi, iç savafl ve zenci-beyaz iliflkileri olufl-
turur. Yap›tlar›nda karmafl›k bir anlat›m tarz› kullan›r. Faulk-
ner’in yap›tlar› uzun süre, korku, melankoli ve “kapkara ruhlar›n
zehrini döken fleyler” olarak kabul edildi. Özellikle karfl›tlar› ta-
raf›ndan ahlâks›zl›¤› ilke edinmifl, sansasyonel konular› iflleyen
bir yazar olmakla suçland›. Ancak yap›tlar› dikkatle incelendi-
¤inde, yazar›n kendine özgü bir biçimde “Güney” insan›n›n tra-
jedisini yans›tmaya çal›flt›¤› fark edilir. Faulkner, ça¤dafl Ameri-
kan edebiyat›n›n en büyük yazarlar›ndan biri say›lmaktad›r.
FAY,
yerkabu¤unda depremler sonucunda ortaya ç›kan k›r›k.
Fay, ayr› zamanlarda s›k›fl›p sertleflmifl katmanlar›n dikey do¤-
rultuda yer de¤ifltirirken k›r›larak, k›r›lma düzlemi boyunca ka-
y›p çökmeleriyle oluflur. Faylar›n uzunluklar› kimi zaman kilo-
metreleri bulur, kimi zamansa çok k›sad›r.
FAYANS,
bir yüzü s›rl› ve genellikle çiçek resimleriyle süs-
lü balç›k levha. % 80’i kaolin ve kuvarstan oluflan bir tür beyaz
topraktan yap›l›r. Özellikle banyo, mutfak, tuvalet duvarlar›n›
kaplay›p süslemek amac›yla kullan›l›r. S›v›lar› geçirmeyen ve
süslemeye elveriflli bir s›r tabakas›yla kapl›d›r. Ad›n› ‹talya’n›n
Faenza kentinden ya da Provence’deki Fayence kasabas›ndan
alm›flt›r. Türkiye’ye Çin’den geldi¤i için çini ad› verildi. ‹lk ger-
çek fayanslara ‹.Ö. 500’lerde ‹ran saraylar›n›n duvarlar›nda rast-
lan›r.
→
Ç‹N‹
FAYTON,
körüklü ve dört tekerlekli, ço¤unlukla karfl›l›kl›
dört kiflilik oturma yeri olan atl› yolcu arabas›, payton. Ad›n›,
Yunan mitolojisinde gökyüzünde arabayla dolaflan Günefl’in
o¤lu Faeton’dan al›r. Genellikle iki at taraf›ndan çekilir. Baz› fay-
tonlar›n üstü yar›dan çok örtülü, baz›lar›n›nki ise tümüyle aç›k-
t›r. Osmanl›lar döneminde yayg›n olarak kullan›lan fayton, Tür-
kiye’de günümüzde küçük kentlerde, ‹stanbul’da Adalar’da ve
ayr›ca turistik amaçlarla kullan›lmaktad›r.
FB‹,
ABD Adalet Bakanl›¤›’na ba¤l› soruflturma bürosunun
(Federal Breau of ‹nvestigation) k›sa ad›. Baflta casusluk, sabo-
taj ve 1946 Atom Enerjisi Antlaflmas›’na yönelik suçlar olmak
üzere kamu güvenli¤ini bozan çocuk kaç›rma, soygun ve trafik
suçlar›n› soruflturmakla görevli polis örgütüdür. 1908 y›l›nda
Baflkan Roosevelt’in iste¤i üzerine dar bir kadroyla kuruldu. Ed-
gar Hoover’in 1934’te müdürlü¤e atanmas›yla geniflletilip güç-
lendirildi. 1970’te 59 ayr› kentte bürolar› ve 11 yabanc› ülkede
temsilcilikleri bulunuyordu. Bünyesinde 16 bin kifli çal›fl›r. Bu-
güne kadar 191 milyon parmak izi alan kimlik araflt›rma bölü-
mü bu alanda bir rekor k›rm›flt›r.
FECR‹ AT‹,
Meflrutiyet döneminde Edebiyat› Cedide’ye tep-
ki olarak kurulan edebiyat toplulu¤una verilen ad. 24 fiubat
1909’da sanat anlay›fllar›n›, amaç ve ilkelerini bir bildiriyle aç›k-
layan topluluk flu adlardan oluflmufltur: Ahmet Samim, Ahmet
Haflim, Emin Bülent Serdaro¤lu, Emin Lami, Tahsin Nahit, Ce-
lal Sahir, Cemil Süleyman, Hamdullah Suphi Tanr›över, Refik
Halit Karay, fiahabettin Süleyman, Abdülhak Hayri, ‹zzet Melih
Devrim, Ali Canip Yöntem, Ali Süha Delilbafl›, Faik Ali Ozansoy,
Faz›l Ahmet Aykaç, Mehmet Behçet Yazar, Mehmet Rüfltü, Fuat
Köprülü, Müfit Ratip, Yakup Kadri Karaosmano¤lu, ‹brahim
Alaettin Gövsa. Bu üyelerden kimileri anlaflmazl›k ya da baflka