okul ansiklopedisi - page 239

FEODAL‹ZM
239
¤u Fener’deki Aya Yorgi Kilisesi’ne tafl›nd›. 1924’ten bu yana Fe-
ner patriklerini Sen Sinod Meclisi seçmektedir. Patrikhane’nin,
Türkiye’de dört metropolitli¤i, 30.000 kadar cemaati vard›r.
FENERBALI⁄I,
kemiklibal›klar›n iki ayr› familyas›ndan, iki
ayr› bal›k türüne verilen ad. Bunlardan birincisi fenerbal›¤›giller
(
Lophiidae)
familyas›ndan, 30-150 cm. uzunlu¤unda, deniz
diplerinde yaflayan bir bal›kt›r
(Lophius piscatorius).
Güney Avrupa k›y›lar›nda bulunur. Vücudunun yar›s›na yak›n
k›sm›n› bafl› meydana getirir. Bafl›n›n üstündeki ve a¤z›n›n çev-
resindeki uzant›lar küçük bal›klardan oluflan avlar›n› yakalama-
ya yarar. Av›n› denizin dibine gömülerek bekler. Eti yenir. ‹kin-
ci fenerbal›¤›
(Myctophum coeruleum)
ise, yine fener-
bal›¤›giller
(Myctophidae)
olarak adland›r›lan baflka bir fa-
milyadand›r. Tropikal bölgelerdeki derin denizlerde, 800 m.nin
alt›nda yaflar. 3-15 cm. uzunlu¤undad›r. Gözleri yuvarlak ve ko-
camand›r. Gövdesinde say›s›z ›fl›k verme organlar› bulunur.
FEN‹KEL‹LER,
‹.Ö. 28.
yüzy›la do¤ru do¤udan gelerek,
bugünkü Lübnan ve Suriye’nin
k›y› fleridine yerleflmifl, Sami ›r-
k›ndan bir kavim. Tarihlerinin
bafllang›c› efsaneye dayanan bu
halk›n nereden geldi¤i kesin
olarak bilinmemektedir. Arke-
olojik bulgular, Fenikelilerin
yerli halkla kar›flarak, k›y›da ve
adalarda birçok liman kenti kur-
duklar›n› göstermektedir. Bafll›calar› Sur, Sayda, Beritos, Biblos,
Ugarit olan bu kentlerden biri zaman zaman öbürleri üzerinde
üstünlük sa¤lad›ysa da, Fenikeliler aras›nda hiçbir zaman siya-
sal bir birlik kurulamad›. Tarihlerinin ilk döneminde M›s›rl›lar›n
etkisinde kald›lar, bu etki ‹.Ö. 2. bin y›ldan sonra siyasal ege-
menli¤e dönüfltü. Fenikeliler ‹.Ö. 12. yüzy›lda M›s›r egemenli-
¤inden kurtularak ‹.Ö. 7. yüzy›la kadar en parlak dönemlerini ya-
flad›lar. ‹.Ö. 9. yüzy›lda Tunus’ta Fenike kent devletlerinin en
güçlüsü olan Kartaca kuruldu. ‹.Ö. 7. yüzy›lda Asurlular›n istilâ-
s›na u¤rad›lar. Bu tarihten sonra Fenike uygarl›¤›n›n çöküfl dö-
nemi bafllad›. Zaman zaman yabanc› kavimlerin (Persler, Arap-
lar, Ermeniler, Romal›lar) istilâs›na ya da talan›na u¤rayarak, za-
man zaman da kendi aralar›nda savaflarak ‹.Ö. 1. yüzy›la kadar
varl›klar›n› sürdürdüler. Bu tarihten sonra Roma’n›n Suriye eya-
leti s›n›rlar› içinde kald›lar ve bundan böyle “Suriyeli” olarak
an›ld›lar. Fenikeliler denizci bir kavimdi. Akdeniz’de denizcilik
aç›s›ndan sürekli bir etkin güç olmalar›na karfl›n, bu etkinlik si-
yasal ya da askerî olmaktan çok, ticarî yöndeydi. Fenikeliler ta-
rihleri boyunca ticaretle, özellikle deniz ticaretiyle u¤raflt›lar.
Do¤udan gelen mallar Fenike liman kentlerine iniyor, buradan
gemilere yüklenip çeflitli Avrupa ve Akdeniz limanlar›na götürü-
lüyor, oralardan al›nan mallar da baflka yerlere tafl›n›yordu. Fe-
nike dini çeflitli komflu kavimlerin dinlerinin etkisinde kalm›fl,
biri Bereket ve Kad›nl›k Tanr›ças› ‹fltar, öbürü Ifl›k ve Gök Tanr›-
s› Haddad ad›nda iki temel tanr›s› olan bir dindi. Ayr›ca her ken-
tin bir tanr› ya da tanr›ças› vard›. Güzel sanatlarda M›s›r, Mezo-
potamya, Mitanni, Hitit ve Girit sanatlar›n›n etkisinde kalmakla
beraber, özgün bir sanat yaratt›lar. Mimarl›k, kabartma sanat›,
bronz ve fildifli iflçili¤inde önemli yap›tlar verdiler. fiehircilik de
geliflmiflti. Mezarlar›n› önce evlerinin alt›na yapt›lar, sonra kaya-
lar› oyup toplu mezarlar yaparak, kabartmalar ve çeflitli eflyalar-
la süslediler. Ölülerini mumyal›yorlard›. Fenikelilerin uygarl›¤a
en büyük katk›lar› ise kuflkusuz, yaratt›klar› alfabedir. 22 harften
oluflan bu alfabe Fenikelilerin ticarî geliflmelerine yard›mc› ol-
du¤u gibi, Yunan ve de¤iflerek günümüze kadar gelen ve bugün
hemen hemen bütün dünyan›n kulland›¤› Lâtin alfabesinin kö-
keni oldu. Ayr›ca maden para ve cam› bulanlar da Fenikeliler’dir.
FENOT‹P,
canl› bir organizman›n genetik özelliklerinin, çev-
renin etkisiyle belirlenen biçimi. Bir canl›n›n genetik kal›t›m yo-
luyla belirlenen, gözle görülür özelliklerinin tümüne genotip ad›
verilir. Fenotip, genotiple çevrenin karfl›l›kl› etkileflimi sonucun-
da oluflur. Örne¤in kuzey ülkelerinde çevrenin uzun süre karla
kapl› olmas› sonucunda baz› hayvanlar›n postlar› beyazlafl›r.
FEODAL‹ZM
ya da
FEODAL‹TE,
Orta Ça¤’da özellikle
Bat› Avrupa’da egemen olan toplum düzeni. Bu düzenin en
önemli özelli¤i, devlet iktidar›n›n parçalanm›fl olmas› ve halk›n
devlete de¤il, topraklar›n sahibi olan senyörlere ba¤›ml› olma-
s›yd›. Feodalizmin ortaya ç›k›fl›n› sa¤layan bafll›ca iç etken, var
olan köleci üretim tarz›n›n geliflen üretim tekni¤ine ayak uydu-
ramamas› oldu. Bunun sonucunda üreticiler, üretim araçlar›na
sahip olanlar karfl›s›nda kölelik düzenine oranla daha ba¤›ms›z
duruma geldiler. Yayg›n bir görüfle göre, Barbar istilâlar› Bat›
Roma ‹mparatorlu¤u’nun y›k›l›fl›na yol açt› ve merkezî bir otori-
tenin kalmamas›, irili ufakl› beyliklerin türemesine neden oldu.
Di¤er bir görüfle göre, Akdeniz k›y›lar›n›n ‹slâm egemenli¤ine
girmesi sonucunda, Akdeniz Yolu’nun baz› Avrupa ülkelerine
kapanmas› nedeniyle bu ülkelerin dünya ticaretinin d›fl›na at›l-
mas›, feodal sistemin kurulmas›nda önemli bir rol oynad›. Böy-
lece içine kapan›p yeniden örgütlenmek ve toparlanmak zorun-
da kalan Avrupa’da, malikâneler sistemi geniflledi ve para eko-
nomisi, yerini do¤al ve aynî olarak adland›r›labilecek bir ekono-
miye b›rakt›. Feodal üretim tarz› angarya, aynî rant ve nakdî rant-
la belirlendi. Topraklar›n büyük k›sm›nda “fief sözleflmesi” de-
nen iki tarafl› anlaflmalarla hiyerarflik bir düzen kuruldu. Taraf-
lardan biri senyördü. Senyör, vassal olarak adland›r›lan bir ikin-
ci kifli lehine, belirli bir toprak parças› üzerinde adalet da¤›tma
ifllevini sürekli bir hak olarak verirdi. Bunun karfl›l›¤›nda vassal
da senyörün kendisinden bekledi¤i görevleri yerine getirmek
zorundayd›. Bu arada vassal, senyörden ald›¤› topra¤›n bir k›s-
m›n› baflkas›na vererek kendisi de senyör olabilirdi. Fakat bu hi-
yerarfli içinde sonuncu vassal›n ilk senyörle hiçbir iliflkisi yok-
tu. Feodal düzende kilisenin de çok önemli bir yeri vard›. Kilise
ve manast›rlara ait malikâneler ve topraklar pek çoktu. Krala
karfl› vassal durumunda olan senyörlerin çeflitli yükümlülükleri
vard›. Bu yükümlülükler yard›m (auxilium) ve dan›flma (concili-
um) biçimindeydi. Yard›m ilkesi, daha çok askerî alandaki yar-
d›m› kaps›yordu. Dan›flma ilkesine göreyse vassal senyöre da-
n›flmanl›k yapmakla yükümlüydü. Feodal düzeni oluflturan sos-
yal s›n›flar soylular, rahipler, serfler ve özgür köylülerdi. Bu
1...,229,230,231,232,233,234,235,236,237,238 240,241,242,243,244,245,246,247,248,249,...672
Powered by FlippingBook