okul ansiklopedisi - page 248

F‹RKATEYN
248
ce onu yeren bir yaz› yazd›¤› ve Herat’ta gizlenmek zorunda kal-
d›¤› söylenirse de, yaflam›n›n son y›llar›n› nas›l geçirdi¤i kesin
olarak bilinmemektedir.
F‹RKATEYN,
eskiden kullan›lan bir tür yelkenli, orta boy ve
güçte savafl gemisi. 16. yüzy›lda, kürekli, küçük, az silâhl›, ke-
flif yapmak ve evrak, posta tafl›mak amac›yla yap›lan küçük ge-
milere de firkateyn denilirdi. 18. yüzy›ldan sonra küçük bir kal-
yon durumuna geldi. ‹lk z›rhl› gemi olan Gloria Z›rhl›s›’na z›rhl›
firkateyn denildi (1860). Günümüzde genellikle özel silâhlarla
donat›lm›fl hafif gemilere bu ad verilmektedir.
F‹RUZE
TURKUVAZ
F‹fiEK,
tüfek, tabanca gibi hafif ateflli silâhlar›n içine, at›lmak
üzere sürülen ve içinde barut bulunan bir kovanla bu kovan›n
ucuna yerlefltirilmifl mermiden oluflan cephane; kurflun. Kovan,
mukavvadan ya da madenlerden olur. Tüfek, tabanca kovanlar›
pirinçten yap›l›r. Silindir biçimindeki bu kovanlar›n içine, mer-
miyi istenilen uzakl›¤a f›rlatmaya yetecek kadar barut konur. Ko-
van›n ucu, mermiyi tutacak biçimde daralt›lm›flt›r. Kovan›n
ucundaki mermi, kurflun ya da çelikten yap›lm›fl, uca do¤ru siv-
rilen bir silindirdir. Av tüfeklerinde kullan›lan kovanlar birkaç
kat, kal›n, sa¤lam mukavvadan yap›l›r. Bunlar›n alt taraf› da pi-
rinçtir. Barut, kovan›n pirinç k›sm›nda bulunur; mukavva bölü-
müne de saçmalar doldurulur.
F‹ZAN,
Libya’n›n güneybat›s›nda bölge. Merkezi Sebha ken-
tidir. Yüzölçümü yaklafl›k 400.000 km
2
. Sahra’n›n bir devam›
olan bölge topraklar› kuzeyde k›smen bazaltla örtülü tebeflirli
yaylalardan meydana gelir. Güneyde genifl bir çanak meydana
getiren baflka kireçli platolar ve bunlar›n ortas›nda Murzuk ergi
bulunur. Yamaçlar›n ete¤inde vahalar uzan›r. Fizan, Eskiça¤’da
Garamentlerin ülkesiyken, ‹.Ö. 19’da Romal›lar taraf›ndan zapte-
dilerek Phazania ad› verildi. Vandallardan sonra 666’da Arapla-
r›n eline geçen Fizan, 1842’de Osmanl›lar›n eline geçene dek,
yerli hanedanlar taraf›ndan yönetildi. Bölge 1913-1914 ve
1929-1930’da iki kez ‹talyanlar ve 1941-1942’de de Frans›zlar
taraf›ndan iflgal edildi. Sonra Libya’ya ba¤l› özerk bir eyalet,
1963’te Libya tek devlet durumuna gelince de il oldu.
F‹Z‹K,
maddenin ve enerjinin özelliklerini ele alan bilim dal›.
Fizik, evrenin iflleyiflini belirleyen temel yasalar› bulmaya çal›-
fl›r. 18. yüzy›l›n sonuna kadar fizik ve kimya, öteki bilimlerle bir-
likte felsefenin bir parças›n› oluflturuyordu. Günümüzde ise me-
kanik, ›s›, ›fl›k, manyetizma ve elektrik gibi bafll›ca dallar› vard›r.
Ça¤›m›zda çekirdek fizi¤i özel bir önem kazanm›flt›r. 18. yüzy›l-
dan sonra fizik, klasik ve modern fizik olmak üzere iki dönem-
den geçti. Klasik fizi¤e, dinami¤in prensiplerini formüle ederek
‹saac Newton damgas›n› vurdu. Newton’un yasalar› atom ve
moleküllerin anlafl›lmas›yla birlikte kinetik teorinin do¤mas›n›,
böylece ›s›n›n gizinin çözülmesini de sa¤lad›. Ifl›¤› da inceleyen
Newton, kendisinden önceki bilimsel çal›flmalarla elde edilen
bilgileri ola¤anüstü bir senteze kavuflturmakla kendisinden
sonraki bilimsel incelemeye de h›z kazand›rd›. 19. yüzy›l›n ba-
fl›nda Faraday, elektrik ve manyetizmay› birbirine ba¤l› olarak
oluflturmay› baflard›. Maxwell, Faraday’›n gözlemlerini matema-
tiksel ifadelerle kuramsallaflt›rd› ve 1860’ta elektromanyetik ›fl›k
kuram›n› ortaya koydu. Bu kuram Hertz’in radyo dalgalar›n› bul-
mas›na yol açt› (1887). Roentgen, k›sa süre sonra gözle görül-
meyen baflka bir ›fl›n›m›, yani x ›fl›nlar›n› keflfetti (1895). Bunu
J.J. Thomson’un ilk kez atomdan küçük bir parçac›¤›, elektronu
bulmas› izledi. Böylece atomun yap›s›n›n san›ld›¤›ndan çok da-
ha karmafl›k oldu¤u ortaya ç›kt›. Fotoelektrik olay›n keflfi, mad-
denin yap›s›na iliflkin bulan›kl›¤› daha da art›rd›. Bu bulan›kl›k,
kuvantum teorisinin do¤ufluyla ortadan kalkt›. Planck’›n
1900’de ›fl›k enerjisinin sürekli dalgalar olarak de¤il, kuvanta
ad› verilen bir tür parçac›klar fleklinde yay›ld›¤›n› ortaya koyma-
s› ve 1905’te Einstein’in bu fikri kullanarak fotoelektrik olay›
aç›klamas›, modern fizi¤in bafllang›c› oldu. Einstein 1905’te gö-
relilik kuram›n›n birinci bölümünü yay›mlamakla 20. yüzy›l fi-
zikçilerine, t›pk› 19. yüzy›l fizikçilerine Newton’un açt›¤› yol ben-
zeri genifl bir alan açt›. Becquerel’in radyoaktifli¤i bulmas›ndan
(1896) k›sa bir süre sonra, Rutherford, alfa parçac›klar›yla bom-
bard›mana tâbi tuttu¤u azot atomlar›ndan oksijen ve protonlar
elde ederek atomu parçalamay› baflard› (1919). Böylece nükle-
er fizi¤in (çekirdek fizi¤i) yolu aç›lm›fl oldu. Fermi ve arkadafl-
lar› 1942’de ilk nükleer zincirleme tepkimeyi gerçeklefltirdiler.
Einstein’›n kütle ile enerjinin eflde¤erli¤i formülasyonu, atom
bombas›n›n patlamas› s›ras›nda a盤a ç›kan enerjiyle kan›tland›.
II. Dünya Savafl› sonras›nda maddeyi oluflturan temel parçac›k-
lar›n bulunmas› ve tan›mlanmas›, fizikçilerin maddenin bilinme-
yen yönlerini aç›klamalar›n› giderek kolaylaflt›rmaktad›r.
F‹ZYOLOJ‹,
bitki ve hayvanlarda doku ve organlar›n ifllev-
lerini inceleyen bilim dal›. Görevi beslenme, solunum, dolafl›m
gibi, canl›lardaki bafll›ca yaflamsal olaylar› incelemektir. Bafl-
lang›c› oldukça yenidir. Fizyoloji alan›ndaki ilk gerçek çal›flma-
lar 17. yüzy›lda Harvey’in kan dolafl›m›n› bulmas› ile bafllar. Da-
ha sonra 18. yüzy›lda Haller kaslar›n uyar›lmas›, Lavoisier solu-
num olaylar›n› incelediler. 19. ve 20. yüzy›ldaki geliflmeler ise
fizyolojinin kapsam›n› iyice belirledikten baflka, bu bilim dal›n›n
birçok kollara ayr›lmas›na da yol açm›flt›r. “Genel fizyoloji” can-
l›lardaki ortak fizyolojik özellikleri inceler. “Karfl›laflt›rmal› fizyo-
loji” çeflitli canl›lar›n fizyolojik ifllevlerini karfl›laflt›r›r. “Elektro-
fizyoloji” elektrotekni¤in fizyoloji araflt›rmalar›nda kullan›lma-
s›yla ortaya ç›km›flt›r. “Endokrinoloji” iç salg›bezlerinin ve bun-
lar›n salg›lar›n›n ifllevlerini inceler. “Uygulamal› fizyoloji”, fiz-
yolojik bilgilerin insan›n günlük hayat›nda kullan›lmas› konu-
sunda çal›fl›r. Fizyoloji bilimi, baflka bilim dallar›ndaki (örne¤in
fizik, kimya) çal›flmalardan yararland›¤› gibi, ortaya ç›kard›¤›
bilgiler de birçok bilim dal›na (örne¤in t›p) yard›mc› olmaktad›r.
FLAMANKUfiU,
leyleksilerin flamangiller familyas›ndan,
eti yenen bir kufl; flamingo
(Phoenicopterus ruber).
Yaklafl›k 1.30 m. boyundad›r. Tüyleri beyaz ve pembe renkli, ka-
natlar›n›n ucu kara, boynu ve bacaklar› uzun, ayaklar› perdelidir.
Dünyan›n çeflitli bölgelerinde su k›y›lar›nda sürüler hâlinde ya-
flarlar. Avrupa’da özenle korunmaktad›rlar.
FLAfi,
foto¤rafç›l›kta, k›sa süreli güçlü bir ›fl›k elde etmekte
1...,238,239,240,241,242,243,244,245,246,247 249,250,251,252,253,254,255,256,257,258,...672
Powered by FlippingBook