FRENK‹NC‹R‹
256
flifller ve yaralar ortaya ç›kar, en son evre frenginin sinirsel ev-
residir. Bu evrede felç, sara, menenjit baflgösterir.
FRENK‹NC‹R‹,
atlasçiçe¤igillerden, tatl› meyveli bir bitki,
firavuninciri, hintinciri
(Opuntia ficus-induca).
S›cak
iklim bitkisidir. Gövdesi etlenmifl ve yass› parçalar hâlinde bir-
birine eklenmifltir. Yapraklar› dikenlere dönüflmüfltür. Yumurta
irili¤indeki meyvesinin kabu¤u kal›n ve dikenlidir; yenir. Kimi
ülkelerde kültürü de yap›l›r. Ayr› cinsten, çeflitli amaçlarla (ilâç
olarak kullanmak, zamk elde etmek, üstünde k›rm›zböce¤i bes-
lemek, vb.) yetifltirilen baflka birçok türü de bulunmaktad›r.
FRENKÜZÜMÜ,
taflk›rangillerden, boyu 80-100 cm. uzun-
lu¤unda bir çal›
(Ribes rubrum)
ve bunun yemifli; bekta-
fliüzümü. Küçük, k›rm›z› mayhofl meyveleri uzun salk›mlar biçi-
minde bir arada bulunur. Kökleri ve dallar› zay›ft›r. Meyvesi,
marmelat, reçel ve flurup yap›m›nda kullan›l›r. Kuzey ve Orta
Avrupa’da ve Kuzey Asya’da yetiflir.
FREUD, Sigmund
(1856 Freiberg - 1939 Londra), Avus-
turyal› nörolog ve psikiyatr. Psikanalizin kurucusu olarak bili-
nir. Yahudi as›ll› olan Freud, Viyana Üniversitesi T›p Fakülte-
si’nde ö¤renim gördü. Okuldayken, birkaç y›l Ernst Won Brüc-
ke’nin fizyoloji laboratuvar›nda, daha sonra da beyin anatomici-
si T. H. Meynert’in psikiyatri klini¤inde çal›flt›. 1885’te üniversi-
tede nöropatoloji doçenti oldu. 1885 - 1886 k›fl›nda, Paris’te Dr.
Jean Charcot’nun yan›nda organik nevrozlara ba¤lanmayan ruh
hastal›klar›, istemler, ruhsal telkinler ve ipnotizma üzerinde in-
celemelerde bulundu. Paris’ten dönünce, Viyanal› ünlü hekim-
lerden Josef Breuer’in etkisiyle psikoloji alan›ndaki çal›flmalar›-
n› derinlefltirdi. ‹ki hekim birlikte ipnoz yöntemini uygulamaya
yöneldiler. Buna göre hastalar›n› uyutarak bilinçalt›na itilmifl
olaylar› bilinç düzeyine ç›kar›yorlard›. Freud ile Breuer ald›klar›
sonuçlar› “Studien über Hysterie” (‹steri Üstüne Çal›flmalar,
1895) ad›yla yay›mlad›lar. Kitap t›p çevrelerinde olumsuz karfl›-
land›. Breuer’in cesareti k›r›ld›. Birlikte çal›flmay› b›rakt›. Araflt›r-
malar›n› tek bafl›na sürdüren Freud, nevrozlarda unutulmufl ola-
n›n “cinsel itki” oldu¤unu gördü. ‹pnozdan vazgeçerek serbest
ça¤r›fl›m yöntemini kullanmaya bafllad›. Bu yöntemde hasta, ak-
l›na her gelen fleyi anlatmaya yöneltiliyor, böylece bir psikana-
liz gerçeklefltirilmifl oluyordu. Freud unutulmufl an›lar›n bilince
gelmesine engel olan güce “direnç” ve olay s›ras›nda onun bi-
linçalt›na at›lmas›na yol açan ruhsal sürece de “itilme” ad›n›
verdi. Bilinçalt›na itilen istek, kiflinin baflka istekleriyle ya da
ahlâkla ba¤daflmayan bir istektir. Ancak bilinçalt›na itilen istek-
ler, bu at›lmayla varl›klar›n› yitirmifl olmazlar. Canl›l›klar›n› ko-
rurlar ve k›l›k de¤ifltirerek bilinç alan›na ç›karlar. ‹flte sinirsel
bozukluklar, düfller vb. bunun belirtileridir. Freud, bütün ruhsal
hastal›klar›, “libido”dan yani cinsellik enerjisinden yola ç›karak
aç›klamaya çal›flt› ve bilinçalt›n›n analiziyle bu hastal›klar›n iyi-
lefltirilebilece¤ini ileri sürdü. Psikanaliz kuram›n›n temel kitab›
olan “Die Traumdeutung” (Düfllerin Yorumu, 1900) da Freud
hem kendi düfllerini hem de hastalar›n›n düfllerini ayr›nt›lar›yla
yorumlar. 1902’de Viyana Üniversitesi’nde profesör olan Freud,
yetiflkin insanda, özellikle nevropat tiplerde, cinselli¤in, çocuk-
luk ça¤›ndaki olaylarla koflullanm›fl oldu¤unu ileri sürdü. “Drei
Abhlandlungen zur Sexualtheorie” (Cinsellik Kuram› Üzerinde
Üç Deneme, 1905) adl› araflt›rmas›nda, cinsel içtepilerin ilk ço-
cukluk ça¤›ndan bafllayarak biçimleniflini inceledi. “Jenseits
des Lustprinzips” (Haz ‹lkesinin Ötesinde, 1920)de kuram›na
ölüm itkisi kavray›fl›n› getirdi, ayr›ca bir ruhsal yap› örne¤i ge-
lifltirdi. Bu yap›da “benlik”, “öbürbenlik” ve “üstbenlik” ögeleri
vard›r. Bundan sonraki y›llarda Freud, uygarl›k sorunlar›yla ilgi-
li yap›tlar verdi ve bu sorunlara psikanaliz tekni¤ini uygulad›:
“Die Zukunft einer ‹llusion” (Bir Yan›lsaman›n Gelece¤i, 1927),
“Das Unbehagen in der Kultur” (Uygarl›¤›n Geçirdi¤i Bunal›m,
1930). Goethe Ödülü’nü (1930) kazanan Freud 1933’te “Neue
Folge der Vorlesungen zur Einführung in die Psychoanalyse”’i
(Psikanalize Girifl Derslerinin Yeni Sonucu) yazd›. 4 yafl›ndan
82 yafl›na kadar Viyana’da yaflayan Freud, 1937’de Nazilerin
Avusturya’y› iflgali üzerine Londra’ya göç etti.
FR‹GOR‹F‹K,
“so¤utucu özelli¤i olan” demektir. Sözcük, s›-
fat olarak so¤utucu nesneleri belirtmek ve nitelemek için kulla-
n›l›r. Nakliyesi s›ras›nda bozulma tehlikesi gösteren besin mad-
delerinin tafl›nmas› için özel frigorifik kamyonlar, vagonlar, ge-
miler kullan›l›r. Büyük ya da küçük miktarlarda besin maddele-
rinin korunmas› için de frigorifik ambarlar, buzdolaplar› vard›r.
FR‹GYA,
Anadolu’da ‹lk Ça¤’da Hitit Devleti’nin y›k›lmas›n-
dan sonra kurulan devlet (‹.Ö. 1200-700). Devletin merkezi, Sa-
karya Irma¤› dolaylar›nda Gordion kentiydi. Frigler büyük bir
olas›l›kla Hitit Devleti’nin y›k›lmas›na yol açan Ege göçleriyle
Trakya’dan Anadolu’ya geçtiler. Bu göçlerden önce Anadolu’ya
geçtiklerini ileri süren tarihçiler de vard›r. Ancak Friglerin Hitit
Devleti’nin y›k›l›fl›ndan sonra bir devlet kurmay› baflard›klar› ke-
sindir. Frigya Devleti tar›ma dayal›, zengin bir devletti. Ayr›ca
Ege k›y›lar›n› ‹ran içlerine ba¤layan ticaret yollar› üzerinde bu-
lundu¤undan, ticaret ülke için önemli bir zenginlik kayna¤›yd›.
Asurlular, Urartular ve Yunanl›lar ile canl› ticarî iliflkileri vard›.
Frigya Devleti ‹.Ö. 7. yüzy›lda Kafkaslar’dan gelen Kimmerlerin
istilâs› sonucu y›k›ld›.
FR‹SCH, Max
(1911 Zü-
rih-1991 Zürih), ‹sviçreli romanc›,
deneme ve oyun yazar›. Zürih’te
Alman filolojisi ö¤renimi yapt›.
Zürih Yüksek Teknik Okulu’nu biti-
rerek mimar oldu. 1951-1952’de
Amerika ve Meksika’da araflt›rma
gezileri yapt›. 1955’te mimarl›¤› ta-
mamen b›rakt› ve kendini edebiya-
ta verdi. Yap›tlar›n›n tümünde ça-
¤›n›n genel toplumsal bunal›mlar›-
n› ve geleneklere dayal› düzene karfl› uyanan kuflkuyu dile getir-
mifltir. Bafll›ca yap›tlar›: Roman: “J’adore ce qui me Brule oder
die Schwierigen” (Beni Yakana Tap›yorum ya da Güç Be¤enen-
ler, 1943), “Stiller” (1954), “Homo Faber” (Çarp›k Sevda,
1957), “Mein Name sei Gantenbein” (Ad›m Gantenbein Olsun,
1964). Öykü: “Bin Oder die Reise nach Peking” (Bin ya da Pe-