GECESEFASI
267
taraf›ndan iflgal edildi. 1957’de tekrar M›s›r’a verildi. 1962’de
Nâs›r taraf›ndan özel bir statüyle Filistin topra¤› ilan edilen böl-
ge, 1967 Arap-‹srail Savafl›’ndan sonra ‹srail iflgali alt›na girdi.
1987’de bafllay›p 1993’e kadar devam eden bir halk ayaklanma-
s›na sahne oldu. Washington anlaflmalar› (1993) uyar›nca 1994
y›l›nda Gazze’ye özerklik verildi. ‹srail ordusu çekildi; idare,
Gazze özerk yönetimine devredildi. Temmuz 1994’te Filistin
Devlet Baflkan› Arafat, Gazze’ye yerleflti. Asayifli Filistin polisi
sa¤lamaya bafllad›.
GEBEL‹K,
memeli hayvanlar›n diflilerinin, yumurtan›n döl-
lenmesinden yavrunun do¤umuna kadar geçirdikleri süreç. Bu
olay, çeflitli hayvan türlerinde, olufl biçimi aç›s›ndan ayn›, süre
aç›s›ndan ise farkl›d›r. Gebelik süresi, türün geliflmifllik derece-
si ya da yaflama biçimiyle ilgili de¤ildir. Genel kural olmamak-
la birlikte vücutça daha iri olan hayvanlar›n gebelik süresinin
daha uzun oldu¤u gözlenmifltir. Örne¤in farede 25, kirpide 48,
kurtta 70, aslanda 110, ceylanda 160, ay›da 210, fokta 245, de-
vede 320, filde 630, insanda ise 270-280 gündür. Hayvanlar›n
kimileri tek yavru (inek, at, koyun vb.) kimileri ise çok say›da
yavru (kedi, köpek, domuz vb.) do¤ururlar. ‹nsanlarda tek yav-
ru do¤umu ola¤an olmakla birlikte, kimi zaman iki ya da daha
fazla say›da yavru do¤du¤u da olur. Âdetten kesilme, bulant›,
s›k idrara ç›kma, gö¤üslerin irileflmesi gibi kimi belirtiler, in-
sanda gebeli¤in ilk belirtileridir. Bunlardan bulant›, vücudun
gebeli¤e ayak uydurmas›n›n d›fl belirtisidir ve normal olarak ilk
üç ay sonunda kaybolur. Cinsel hormonlar olan östrojen ve
progesteronun oran› da gebelik süresince art›r. Döllenmifl yu-
murta (embriyon), yaklafl›k 3,5 ayl›k oldu¤unda organlar› ta-
mamlan›r, biçimi belirlenir ve “cenin” hâlini al›r. Dördüncü ya
da beflinci ayda, ceninin kalp at›fllar› ve k›m›ldamalar› duyulma-
ya bafllar. Gebelik, normal olarak do¤umla sonuçlan›r. Geciken
ve zaman›ndan önce gerçekleflen do¤umlar, hem anne hem de
çocu¤un sa¤l›¤› aç›s›ndan zararl›d›r ve zaman›nda doktora bafl-
vurulmazsa, ölüme kadar varabilen ciddî sonuçlar do¤urur. Ge-
belik süresince kad›n›n sa¤l›¤›na ve besinlerine özen gösterme-
si, s›k s›k doktor kontrolünden geçmesi gerekir. Bu kendi aç›-
s›ndan oldu¤u kadar, do¤acak çocu¤un sa¤l›¤› aç›s›ndan da
önemlidir. Fazla kilo alma, hareketsizlik vb. ayr›ca do¤umu da
güçlefltirir. Gebe kad›n›n dikkat etmesi gereken en önemli nok-
talardan birisi ise, doktor kontrolü olmaks›z›n ilâç almamakt›r.
GEBREOTU,
gebreotugillerden küçük bir çal›; kedit›rna¤›
(Capparis spinosa).
Genellikle Bat› ve Güney Anadolu’da
yetiflir. Gövdesi yat›kt›r; büyük pembemsi çiçekler açar. Meyve-
si üzümsüdür.
GECE,
Günefl’in batmas› ve do¤mas› aras›ndaki karanl›k sü-
re. Gündüzle orant›l› olarak gece, yerkürenin çeflitli noktalar›n-
da farkl› uzunluklarda sürer. Bu farkl›l›¤›n nedeni, dünyan›n
dönme eksenindeki e¤imdir. Yine bu nedenle, kutuplarda gece
ve gündüz alt›flar ay sürer. Yeryüzünde gece ve gündüz, Gü-
nefl’in ekvator üzerinde bulundu¤u zaman eflit uzunlukta olur.
Gündüz ve gecenin birbirini izlemesi, Dünya’n›n dönmesinden
dolay›d›r. Günefl ›fl›nlar›n›n atmosferdeki yans›malar› düflünül-
mezse, Günefl’in ufukta yitmesiyle birlikte gece bafllar.
GECE ‹fiEMES‹,
çocuklarda görülen gece yata¤a ifleme
durumu. Hekimlik dilinde bu duruma, enuresis noktürna ad› ve-
rilir. Omurga kanal›n›n do¤ufltan aç›k kalmas›, idrar yollar›nda-
ki herhangi bir bozukluk, böbrek ya da fleker hastal›klar› sonu-
cu meydana gelen gece iflemeleri, psikolojik nedenlere, örne¤in
çocu¤un ilgi çekme iste¤ine ba¤l› olarak da ortaya ç›kabilir. Ço-
cu¤a güven duygusu vermek ve e¤itmek yoluyla bu durum ön-
lenebilir.
GECE KÖRLÜ⁄Ü,
retinadaki pigment bozuklu¤u nede-
niyle alacakaranl›kta ya da gece görememe durumu. Hekimlik
dilinde bu olaya hemeralopi ad› verilir. Hastal›k, A vitamini ek-
sikli¤inden meydana gelir. Gece körlü¤ü, kal›t›msal nedenlere
de ba¤l› olabilir. Kimi zaman kandaki oksijen miktar›n›n azalma-
s›yla meydana gelen gece körlü¤ü, önemsiz bir görme bozuklu-
¤u olmakla birlikte, çeflitli ruhsal bozukluklara da yol açabilir.
GECEKONDU,
gerekli kurulufllardan ve sahiplerinden izin
almadan, baflkas›n›n arazisine gizlice yap›lan bar›nak. Türkiye
ve geliflmekte olan öteki ülkelerdeki gecekondulaflman›n ne-
denleri, nüfus art›fl h›z›n›n yüksekli¤i, h›zl› kentleflme, konut
üretiminin azl›¤›, gelir da¤›l›m›ndaki dengesizlikler, mevzuat ye-
tersizli¤i fleklinde s›ralanabilir. Ülkemizde gecekondu yap›m›,
1930’larda bafllam›fl ancak II. Dünya Savafl›’ndan sonra, özellik-
le ‹stanbul, ‹zmir, Ankara gibi büyük flehirlerde toplumsal bir
sorun niteli¤ini kazanm›flt›r. Gecekondularla ilgili ilk yasa
1948’de ç›kart›lan 5218 say›l› yasad›r. Bu yasa yaln›zca Anka-
ra’daki gecekondular›n iyilefltirilmesi ve yeni gecekondu yap›-
m›n›n önlenmesine yönelik arsa da¤›t›m›yla ilgiliydi. Ayn› y›l ç›-
kar›lan 5228 say›l› ikinci yasayla, arsa da¤›t›lan kiflilerin konut
kredisinden yararlanmas› sa¤lan›yor ve yasa bütün Türkiye’yi
kaps›yordu. 1949’da ç›kart›lan 5431 say›l› önleme ve y›kma ya-
sas› amac›na ulaflamad›. 1953’te ç›kart›lan 6188 say›l› yasayla,
o güne de¤in yap›lan tüm gecekondular yasallaflt›r›ld›. 1966’da
ç›kart›lan 775 say›l› yasayla ise, I. ve II. Befl Y›ll›k Plânlar›n ön-
gördü¤ü do¤rultuda gecekondu alanlar›n› iyilefltirme, önleme
ve ortadan kald›rma tedbirleri düzenlendi. 1980’lerde gecekon-
du bölgelerinin uzun vadeli plânlamas› ve tapuland›r›lmas› için
yasal kurallar getirildi, tapu tahsis belgeleri verilmeye baflland›.
1988’de Türkiye’deki toplam gecekondu say›s›n›n 2 milyon, bu
tür konutlarda yaflayan nüfusun da 10 milyon oldu¤u tahmin
edilmektedir. Tahminlere göre, Türkiye’deki gecekondular›n
%33’ü ‹stanbul’da, %30’u Ankara’da, %12’si ‹zmir’de, %5’i
Adana’da, %4’ü Bursa’da, geri kalan %16’s› ise di¤er illerde bu-
lunmaktad›r.
GECESEFASI,
ikiçenekli-
lerden, süs bitkisi olarak yetiflti-
rilen bir bitki
(Mirabilis jala-
pa).
Boru fleklinde, sar›, k›rm›z›,
pembe, beyaz çiçekler açan ge-
cesefas›, biyoloji alan›nda soya-
çekim deneylerinde de kullan›l›r.
Çiçeklerinin gün do¤unca kapa-
n›p gün bat›nca aç›lmas›ndan
dolay› bu ad› alm›flt›r.