okul ansiklopedisi - page 269

GENÇ KALEMLER
269
lük ay›r›r. Bunlara güverte ya da geminin katlar› denir. Bir gemi,
nitelikleri, boyutlar› bak›m›ndan dörde ayr›l›r: Çizgisel nitelikler,
a¤›rl›k nitelikleri, hacim nitelikleri ve oranlar. Uzunluk, iki dikey
aras›ndaki aç›kl›kt›r ve gemi tam yüklüyken dümenin üzerine dü-
flürülen bir dikey ve k›ç üzerine düflürülen bir dikeyle hesapla-
n›r. Arflimet ilkesinden hareketle, bofl geminin su yüzünde kalan
parças›n›n dolu gemideki parças›ndan fark›, geminin tonilatosu-
nu verir. Geminin hacmi, 2.832 m
3
e eflit bir birimle brüt ve net
olarak birincisinde bütün içi, ikincisinde yaln›zca yük ve yolcu
tafl›yan boflluklar›n hacmi olarak hesaplan›r. Gemilerin manevra
yetenekleri, h›zlar›, harekete dayan›kl›l›klar› hep boyut oranlar›na
ba¤›ml›d›r. Boy ile en aras›ndaki oranlar yük gemilerinde 6 ve 9,
yolcu gemilerinde 9 ve 11, savafl gemilerinde ise 5 ve 6 gibi çe-
flitli de¤ifliklikler gösterir. Gemiler, kullan›m amaçlar› aras›nda-
ki ayr›mlardan dolay› savafl ve ticaret gemileri olmak üzere iki-
ye; ticaret gemileri de kendi aralar›nda yolcu, karma ticaret ve
yük gemileri olmak üzere üçe ayr›l›rlar. Bu tiplerin d›fl›nda özel
kullan›m alanlar› olan buzk›ranlar, balina avc› gemileri gibi tip-
ler de vard›r. Bu gemilerin seyirleri, kulland›klar› flama ve özel
iflaretler ve uymak zorunda olduklar› temel kurallar, uluslararas›
yasalarla düzenlenmifltir. Türkiye’de gemi yap›m›yla u¤raflan bi-
rinci derecedeki kurulufllar, Marmara Bölgesi’nde toplanm›flt›r.
‹zmir ve Van’da ikinci dereceden kamu kurulufllar› bulunmakta-
d›r. Bunlar üç grupta toplanabilir: Deniz Kuvvetleri’ne, Denizci-
lik Bankas›’na ve özel sektöre ait tersaneler.
GEML‹K KÖRFEZ‹,
Güney Marmara k›y›s›nda körfez. Boz-
burun ya da Armutlu Yar›madas›’n›n güneyinde, kuzeyde Bozbu-
run ile güneyde Zeytinba¤› aras›nda bafllar ve do¤uya do¤ru so-
kulur. Do¤u bitiminde Gemlik, kuzeybat› k›y›s›nda da Armutlu li-
manlar› yer al›r. K›y›lar› son y›llarda turizm bak›m›ndan önem ka-
zanm›flt›r; birçok plaj› ve yazl›k dinlenme tesisleri vard›r.
GEN,
canl›larda kal›t›m› kontrol eden birim. Hücre çekirde¤in-
deki kromozomlar üzerinde yer al›rlar. Genler üzerinde ilk çal›fl-
malar› yapan, Mendel’dir. Modern genetik, onun çal›flmalar› te-
melinde do¤du. Mendel, 1865’te araflt›rmalar›n›n sonuçlar›n›
bir rapor hâlinde yay›mlad›. Bilim adamlar› aras›nda pek fazla il-
gi görmeyen bu rapor, 1900’e kadar unutuldu. Ancak bu tarih-
ten sonra Almanya’da Karl Correns, Hollanda’da Hugo de Vries
ve Avusturya’da Erich Tschermark von Seysenegg’in ayn› konu-
daki araflt›rmalar› s›ras›nda gün ›fl›¤›na ç›kt›. “Gen” sözcü¤ünü
ilk kullanan ise Johannesen’dir (1911). Bundan sonra çal›flma-
lar ilerledi ve yo¤unlaflt›. Bununla birlikte günümüzde genler
konusunda büyük aflama kaydedilmifl, hayvanlarda kopyalama
yönteme uygulamaya konulmufl, insanlar›n genetik haritalar› ç›-
kar›lm›flt›r. K›saca özetlenecek olursa: Genler, kromozomlar
üzerinde belli yerleri ve kimyasal formülleri olan birimlerdir. Bir
kromozom çiftinin her bir üyesi üzerinde bir gen çiftinin bir te-
ki bulunur. Kal›tsal özellikler, üreme hücrelerindeki (sperm ve
yumurta hücresi) genler taraf›ndan dölden döle aktar›l›r. Genler,
mutasyonla de¤iflikli¤e u¤rar. Mutasyon oran› oldukça düflük-
tür. Genlerdeki mutasyon oran›n› art›ran etkenler s›cakl›k, kim-
yasal maddeler ve ›fl›n›md›r. Canl›lar›n evrimi, mutasyon olay›
ile s›k› s›k›ya ba¤l›d›r. Üreme hücrelerinin genlerindeki mutas-
yonlar dölden döle aktar›l›r ve kal›tsal hâle gelir. Olumlu mutas-
yonlar, canl›n›n yaflama flans›n› art›r›r, yeni tiplerin ortaya ç›k-
mas›na yol açar. Canl›larda evrim ilerledikçe, genetik kontrol
mekanizmas› da karmafl›klaflm›flt›r. Genler, kendi benzerini ya-
pabilme yetene¤inde olan DNA moleküllerini oluflturan parça-
lard›r. DNA molekülleri, bu özellikleri yan›nda hücredeki prote-
inlerin sentezlenmesine iliflkin bilgileri de tafl›rlar. Proteinler,
yaflam›n devam› için zorunlu olan birçok hücre reaksiyonlar›n›
katalizleyen enzimler olarak hücre faaliyetlerine kat›l›rlar. Böyle-
ce DNA’lar (dolay›s›yla genler), protein sentezini kontrol ederek
hücredeki bütün olaylar› yönetmifl olurlar. DNA, büyük bir pro-
tein molekülüdür. Yap›s› basit fakat uzun bir zincirden oluflur.
Genler, bu zincir üzerinde yer alan daha küçük zincir parçalar›-
d›r (nükleotit). Bu nükleotitin yap›s›nda ya da yerinde meydana
gelen de¤iflme, genin tafl›d›¤› kal›tsal özelli¤in de de¤iflikli¤e
u¤ramas›na yol açar. Bu bulufl, günümüzde, genlerin yap›s›n›
etkileyerek birtak›m kal›tsal özelliklerin de¤ifltirilmesi ya da yok
edilmesi çal›flmalar›na temel oluflturmufltur. Dölden döle geçen
kal›tsal özellikler aras›nda, kimi hastal›k ve bozukluklar da var-
d›r. Bilim adamlar›, mutasyonlar ya da çeflitli ilâçlar›n etkisini
kullanarak özellikle bu hastal›k ve bozukluklar› tafl›yan genleri
etkilemeye, böylece hastal›¤› yok etmeye çal›flmaktad›rlar. He-
nüz oldukça yeni olan bu çal›flmalar h›zla sürmektedir. Genlerin
kontrolü çal›flmalar› ilerledikçe, pek çok kal›tsal hastal›¤› yok et-
menin yan› s›ra, canl›larda (özellikle de insanlarda) yeni özellik-
lerin yarat›lmas› ve insan soyunun ›slah›n›n da mümkün olabi-
lece¤ini söylemek pek uzak bir hayal gibi gözükmemektedir.
GENCER, Leyla
(1928 ‹stanbul), opera sanatç›s› ve sop-
rano. ‹stanbul Belediye Konservatuvar›’ndaki çal›flmalar›ndan
sonra, 1946-1949 y›llar› aras›nda fiehir Korosu’nda flark›lar
söyledi. Ankara Devlet Operas›’na geçti. ‹lk kez “Cavalleria Rus-
ticana” (Köyün Namusu) operas›nda rol ald›. Büyük baflar› sa¤-
lad›. ‹talya’daki Scala Operas›’na 1952 y›l›nda bir solo program-
la kat›lan ilk Türk sanatç›s› oldu. Yurt d›fl›nda Viyana, Roma,
San Francisco gibi birçok operada konuk sanatç› olarak sahne-
ye ç›kt›; New York, Varflova, Moskova gibi büyük kentlerde kon-
serler verdi. Uluslararas› flenliklere kat›lan sanatç›, dünyan›n
çeflitli ülkelerinde çal›flmalar›n› sürdürmektedir. Zaman zaman
Türkiye’ye gelerek Devlet Operas›’n›n gösterilerinde de rol alan
Leyla Gencer, yurt içinde ve d›fl›nda verdi¤i çeflitli solo konser-
leriyle yayg›n bir ün kazand›.
GENÇ KALEMLER,
1911-1912 y›llar›nda Selânik’te ya-
y›mlanan Türkçe edebî ve bilimsel dergi. ‹mtiyaz sahibi ve so-
rumlu müdürü Nesimi Sar›m idi. Millî edebiyat döneminin ilk
yay›n organ›d›r. Sonradan ilkeleri Ziya Gökalp taraf›ndan ortaya
konulan Türk milliyetçili¤inin dil ve edebiyattaki bafllang›c›, bu
dergi oldu. Kurucular› aras›nda Ömer Seyfettin, Ali Canip Yön-
tem, Ziya Gökalp, Kâz›m Nami Duru, Aka Gündüz, Hamdullah
Suphi vb. gençler vard›. “Yeni lisan” görüflünü ortaya atarak,
halk›n konufltu¤u sade Türkçeyi yaz›lar›nda kullanan bu genç
yazarlar›n dergisi olan Genç Kalemler, Türkçenin özleflmesinin
öncüsü oldu. Önce büyük bir tepki görmesine karfl›n, bu hare-
ket tutundu. Daha sonra birçok sanatç›n›n yetiflmesini sa¤lad›.
1...,259,260,261,262,263,264,265,266,267,268 270,271,272,273,274,275,276,277,278,279,...672
Powered by FlippingBook