okul ansiklopedisi - page 283

283
GRAMOFON
basitleflir ya da kaybolur. Omurgal›lar›n çeflitli s›n›flar›nda bir-
birinden az çok farkl› olmakla birlikte gözler, genellikle insan
gözüne benzer. ‹nsan gözü bafll›ca flu parçalardan oluflur: A)
Göz yuvarla¤› (göz küresi), kafatas›n›n ön yüzündeki göz çukur-
lar›n›n içine yerlefliktir. Bir ucu göz çukuru çevresindeki kemik-
lere, di¤er ucu göz yuvarla¤›na ba¤l› alt kas yard›m›yla hareket
eder. Gözkapa¤› ve göz çukuru taraf›ndan korunur. Göz yuvarla-
¤› üç bölümden oluflur: 1) Sert tabaka; beyaz, kat›lgandokudan
yap›lm›flt›r. Kabar›kça olan ön bölümü saydamlaflm›fl ve ›fl›k ge-
çirmeye uygun bir duruma girmifltir (saydam tabaka). 2) Damar
tabaka; sert tabakan›n alt›ndad›r. Burada gözün beslenmesini
sa¤layan kan damarlar› vard›r. Gevflek bir kat›lgandokudan ya-
p›lm›flt›r. Damar tabaka, saydam tabakan›n arkas›nda düzleflerek
gözün renkli bölümünü oluflturur (iris). ‹risin ortas› deliktir. Bu
deli¤e “gözbebe¤i” denir. Ifl›klar göze buradan girer. 3) Retina
(a¤tabaka); a¤ görünümündedir. Sinir hücreleri ve tellerinden
oluflmufltur. Bu tabakada görme duyusunu alan hücreler vard›r.
En önemlileri “koniler” ve “çubuklar”d›r. B) Göz billuru (mer-
cek), iki yan› da d›flbükey olan bir büyüteci and›r›r. Esnektir ve
kat kat tabakalardan oluflmufltur. C) Odac›klar, biri irisle say-
dam tabaka aras›nda, di¤eri merce¤in arkas›nda olmak üzere iki
tanedir. Birincisine “önoda” ikincisine “arkaoda” denir; saydam
bir s›v›yla doludur. Görme olay›: ‹ris ›fl›klar gözbebe¤inden gi-
rerken, ›fl›¤›n azl›k ya da çoklu¤una göre daral›r ya da genifller.
Görüntünün a¤tabakaya net düflmesini mercek sa¤lar. Görüntü
a¤tabakadan, çeflitli sinirler yard›m›yla göz sinirine gelir. Göz
siniri, beynin “görme merkezi”ne ba¤l›d›r ve tafl›d›¤› uyart› bey-
ne ulaflt›¤›nda görme olay› tamamlanm›fl olur.
GÖZENEK,
canl› dokularda bulunan delikçikler. Tüm canl›-
larda görülür. Bitkilerde solunum ve su buhar›n›n d›flar› at›lma-
s› gözeneklerle olur. Tekhücrelilerde, yalanc›ayaklar›n kavk›dan
ç›k›fl›n› sa¤lar. ‹leri yap›l› canl›larda ter, ya¤ ve sidik gibi salg›-
lar›n at›l›m›nda gözeneklerin rolü vard›r.
GÖZLEM,
bir nesne ya da bir olay›n, niteliklerini bilmek
amac›yla dikkatli ve yöntemli olarak gözle incelenmesi; müfla-
hede. Sanat›n bir yans›tma oldu¤unu savunanlar için gözlem,
sanat yap›t›nda kullan›lacak malzemenin sa¤lanmas›nda baflvu-
rulabilecek tek yoldur. ‹lk gerçekçiler gözleme dayanmay›, sa-
natç›n›n gözlediklerini anlatmas›n› ilke edinmifllerdi. Do¤alc›lar
gözlemle deneyin birlikteli¤ini savundular. Toplumcu gerçekçi-
lerse salt gözleneni anlatman›n yetmeyece¤ini, onu s›n›fsal bir
bak›fl aç›s›yla kavramak gerekti¤ini öne sürdüler. Gözlem, göz-
lenen fleye göre iki türe ayr›lm›flt›r. Do¤ay›, nesneleri, k›saca d›fl
gerçekli¤i gözlemeye d›fl gözlem; insan›n iç dünyas›n›, gerçek-
li¤in insan bilincine ve duygular›na yans›y›fl›n› kendinden yola
ç›karak gözlemeye de iç gözlem denilmektedir. Sanatç›n›n tutu-
mu birincide nesnel (objektif), ikincide özneldir (sübjektif).
GÖZLEMEV‹,
gökcisimlerini ve meteorolojik olaylar› göz-
lemeye yarayan ayg›tlar ve araçlarla donat›lm›fl kurulufl. Rasat-
hane de denir. Gökbilimci Tycho Brahe (1546-1601) taraf›ndan
ç›plak gözle yap›lan gözlemler, ilk bilimsel gözlemlerdir. Onun
ölümünden k›sa bir süre sonra teleskopun bulunmas›yla gökci-
simlerinin gözlenmesi ve modern anlamda gözlemevlerinin ku-
rulmas› h›z kazand›. Günümüzde teleskop ya da gök dürbünü
d›fl›nda gözlemevlerinde kullan›lan araçlar aras›nda spektros-
kop (y›ld›z tayflar› elde eder), transit (y›ld›zlar›n ö¤lenden geçi-
flini gözler), meridyen dairesi (y›ld›zlar›n bahar aç›s›n› ve yükse-
limini gözler), koronagraf (Günefl’in taç resmini al›r), fotosel
(y›ld›z parlakl›klar›n› ölçer) yer al›r. Radyoastronomide de rad-
yoteleskop gibi modern araçlar kullan›l›r.
GÖZLÜK,
görme kusurlar›n› gidermek ya da gözü toz ve d›fl
etkilerden korumak için kullan›lan mercekli alet. Görme kusur-
lar›n›n düzeltilmesinde kullan›lan gözlüklere halk dilinde numa-
ral›, di¤er gözlüklere de numaras›z gözlük ad› verilir. Numaras›z
gözlükler aras›nda en yayg›n› günefl gözlü¤üdür. Kimi meslek-
lerde gözleri korumak için özel olarak yap›lm›fl gözlükler de kul-
lan›l›r. Günefl gözlü¤ü gelifligüzel düz camdan yap›lamaz, çün-
kü camdaki baz› kusurlar zamanla gözde görme bozukluklar›na
neden olabilir. Bir gözlük, iki mercek ve bir çerçeveden yap›l›r.
Merce¤in cinsi, gözdeki kusura göre de¤iflir. Bu mercekler, ge-
len ›fl›¤› ayarlayarak, tam a¤tabaka üzerine düflmesini sa¤larlar.
Gözlük, 16. yüzy›ldan beri yayg›n olarak kullan›lmaktad›r. ‹lk
gözlük mercekleri, saydam kuvars ve benzeri maddelerden ya-
p›l›yordu. Daha sonralar› camdan üretilmeye baflland›. Benja-
min Franklin, 1784’te iki odakl› gözlü¤ü icat etti. Böylece göz-
lük de¤ifltirmeden hem uza¤a, hem yak›na bakmak mümkün
oluyordu. Bu gözlü¤ün özelli¤i, iki ayr› mercekten meydana gel-
mesi, bu iki parçan›n da tam ortada birleflmesiydi. 20. yüzy›lda
Franklin’in iki odakl› gözlü¤ünü bir tek camdan yapmak müm-
kün oldu¤u gibi, orta uzakl›klar için üç odakl› gözlükler de ya-
p›ld›. Çin efsanelerine göre ‹.Ö. 600 y›llar›nda Çinliler gözlük
kullanm›fllard›r. Marco Polo 1275 y›l›nda Çin’de gözlük takm›fl
kimseler gördü¤ünü söylemifltir. Bat› dünyas›nda ilk defa ‹ngi-
liz filozofu Roger Bacon’›n 1269’da yay›mlanan kitab›nda göz-
lükten bahsedilmifltir. ‹talya’da da 1352’de yap›lan bir portrede,
gözlük kullanan bir kifli resmedilmifltir.
GRAF‹K,
bir fonksiyonun tan›m bölgesindeki her bir ele-
manla bunun görüntüsünün oluflturdu¤u ikililer kümesi. Örne-
¤in y=x fonksiyonunun grafi¤i, apsis ekseniyle 45ºlik aç› yapan
ve koordinat sisteminin merkezinden geçen bir do¤rudur. Ana-
litik düzlemde grafik, düz bir çizgi, aç›k ya da kapal› bir e¤ri gi-
bi kesiksiz olabilece¤i gibi, bunlar›n flu ya da bu biçimde bile-
flimleri hâlinde ve kesikli de olabilir. Pratikte istatistik önemi
olan, yani belli bir geliflimi ya da da¤›l›m› gösteren çizgi grafik,
çubuk grafik, daire grafik, flekil grafi¤i ve nokta grafik gibi de¤i-
flik grafikler yayg›n olarak kullan›l›r.
GRAM,
C.G.S. birim sisteminin kütle birimi. S‹ birim siste-
minin kütle birimi olan kilogram›n binde birine eflittir.
GRAMER
D‹LB‹LG‹S‹
GRAMOFON,
plak üzerine kaydedilmifl sesleri mekanik
yolla tekrarlamaya yarayan ayg›t. Sözcük, 1887’de kurulan bir
‹ngiliz flirketinin Yunanca kökenli ad›ndan gelmektedir. 1877’de
Edison taraf›ndan daha önce yap›lan çal›flmalardan yararlan›la-
rak ilk bulunuflunda fonograf ad›n› tafl›yordu. Bir zemberek yar-
d›m›yla dönen plaktan i¤neli bir almaçla al›nan titreflimlerin flid-
1...,273,274,275,276,277,278,279,280,281,282 284,285,286,287,288,289,290,291,292,293,...672
Powered by FlippingBook