HIÇKIRIK,
diyafram›n kas›lmas› ve akci¤erlerdeki havan›n
birdenbire ve gürültüyle d›flar› at›lmas› biçiminde gerçekleflen ir-
kilme refleksi. Diyafram›n birdenbire kas›lmas›yla kar›n ve gö¤üs
sars›l›r; bunun sonucunda küçük dil s›k›fl›r, hava h›zla geçerken
ses tellerini fliddetle titrefltirerek h›çk›r›k sesini oluflturur. Ne-
denleri çeflitlidir. Sinirsel nedenlerden, hava yutma, fazla yemek
yeme yüzünden olabilece¤i gibi kimi hastal›klara ba¤l› olarak da
ortaya ç›kar. Ayr›ca meme ça¤›ndaki çocuklarda s›k görülür.
HIDRELLEZ,
yaz›n bafllang›c› say›lan 6 May›s günü ve o
gün yap›lan flenliklere verilen ad. Bu konudaki efsanelerden bi-
rine göre Tanr›, puta tapan ‹srailo¤ullar›’n› do¤ru yola getirsin
diye ‹lyas Peygamber’i gönderdi; ‹srailo¤ullar› onu kovdular ve
Tanr›’n›n gazab›na u¤rad›lar; hatalar›n› anlayan ‹srailo¤ullar› ‹l-
yas’› aray›p buldular; o da ‹srailo¤ullar›’na do¤ru yolu gösterdi.
Onun geçti¤i her yerde su f›flk›r›yor ve her taraf yeflilli¤e bürü-
nüyordu. Bu yüzden ona H›z›r ‹lyas dediler. Di¤er bir efsaneye
göre H›z›r ve ‹lyas adl› iki peygamber ölümsüzlü¤e ermifllerdi.
Her y›l›n 6 May›s›’nda buluflur ve darda olan insanlar›n yard›m›-
na koflarlard›. Bu yüzden 6 May›s halk aras›nda bayram gibi
kutlan›r, insanlar arzu ettikleri fleyleri yaz›p ya da flekillerini ya-
p›p gül a¤ac›na asar ya da k›y›larda denize salarlar.
HINÇAK CEM‹YET‹,
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda Ermeni
halk›na ba¤›ms›zl›k kazand›rmak amac›yla kurulan dernek
(1887). ‹sviçre’de kuruldu. Merkezi daha sonra Londra’ya tafl›n-
d›. H›nçak (Çan Sesi) isimli bir gazete ç›kard›. 1890 y›l›nda ‹s-
tanbul’da Türkiye merkezi aç›larak kuruluflu tamamland›. 1894
y›l›nda Ermeni Patri¤i Matyos ‹zmirliyan baflkan oldu. Osmanl›
‹mparatorlu¤u s›n›rlar› içinde çal›flan di¤er yöneticiler Avedis
Nazarbegyan, Azad ve fiamarov’du. Dernek, Marksizm’den etki-
lenmifl sosyal demokrat bir program› savunuyordu.
HIRVAT‹STAN CUMHUR‹YET‹,
Balkan Yar›mada-
s›’nda devlet. Bat›da Adriyatik Denizi’ne k›y›s› vard›r; kuzeybat›-
s›nda Slovenya, kuzeyinde Macaristan, do¤usunda S›rbistan ve
güneyinde Bosna-Hersek’le s›n›rl›d›r. Ülke topraklar› üç bölüme
ayr›l›r: güneyde Adriyatik’le Drava Irma¤› (Macar s›n›r›) aras›n-
da as›l H›rvatistan bulunur; bu bölgede birçok ürün ekilir (tah›l,
tütün, ba¤c›l›k), ormanc›l›k veya Karst platolar›nda koyun yetifl-
tiricili¤i ve ekim yap›lan büyük polyeler vard›r; do¤uda, Drava
ve Sava ›rmaklar› aras›nda, Slovenya’n›n verimli ovalar› yer al›r
(tah›l, s›¤›rc›l›k); bat›daki ‹stria’da, Akdeniz iklimi hüküm sürer
ve teraslama ekim yap›lan Dalmaçya k›y›lar› boyunca Bosna-
Hersek’e kadar uzanan Dinar S›rada¤lar› (Kapela, Velebit, Dina-
ra) ve adalar bulunur. Yüzde 80’i H›rvat ve Katolik olan nüfusun
yüzde 15’i S›rp’t›r. K›sa zaman önce sanayileflmeye geçilirken,
yerel do¤al kaynaklarla (‹stria kömürü [Rafla’da], linyit, petrol
[Sisak Rafinerisi] ve Slovenya’da do¤al gaz, hidroelektrik) bir-
likte ‹stria ve Dalmaçya’daki demir filizi (Caprag çelik fabrikas›)
ile boksit (Razine dökümevi) kaynaklar› kullan›labilmifltir. Bafl-
l›ca flehirleri olan Karlofça, Osijek, Pula, Rijeka, Sibenik, Sisak,
Slavonski, Brod, Split, Varazdin ve Zagreb’de birçok sanayi ko-
lu geliflmifltir (metalürji, makine, tekstil, kimya, g›da, vb). Dal-
maçya k›y›s› ve adalarda (Cres, Krk, Losinj), ayr›ca Brioni, Dub-
rovnik, Split, Zadar ve ‹stria’da (Opatija, Porec, Rovinj) turizm
önemlidir. Bir otoyol, Zagreb’i ‹talya ile Belgrad’a ba¤lar ve ku-
zeydeki birçok kapl›ca merkezine veya daha içerilerde olan göl-
lerle çevrili Plitvice Ulusal Park›’na kolayl›kla gidilebilmesini
sa¤lar. H›rvatistan 925’te krall›k hâline geldi ve 1102’de Maca-
ristan Krall›¤›’yla birleflmek zorunda kald›ktan sonra Habsburg-
lar’›n hâkimiyeti alt›na girdi. Bununla birlikte, kendi unvan›
(ban) ve özerk bir yönetimi muhafaza etti. Türkler, 1526-1699
y›llar› aras›nda ülkenin bir bölümünü iflgal ettiler. H›rvatistan, I.
Napoleon döneminde, ‹llyria eyaletlerinden biri oldu. XIX.
yy’da, H›rvatlar ulusal ve siyasal bir uyan›fl yaflad›lar. 1848’de-
ki devrimci patlamadan yararlan›p Habsburglar›n yan›nda yer
alarak Macaristan’a baflkald›rd›lar; ama ikili Avusturya-Maca-
ristan monarflisi onlara XIX. yy sonunda sadece dille ilgili taviz-
ler verdi. H›rvatlar, 1918’de S›rplar ve Slovenlerle birleflerek
Yugoslavya Krall›¤›’n› oluflturdular. Bununla birlikte, Belgrad’›n
merkezîlefltirme politikas›, çok geçmeden H›rvat milliyetçileri-
nin tepkilerine neden oldu. H›rvat milliyetçileri, Yugoslavya’n›n
Mihver Devletler taraf›ndan iflgal edilmesini f›rsat bilerek S›r-
bistan’dan koptular ve Nisan 1941’de, kurulur kurulmaz Hitler
ve Mussolini taraf›ndan tan›nan “ba¤›ms›z” bir devlet olufltur-
dular. 1945’te H›rvatistan, Federal Yugoslavya Devleti’ne ba¤l›
bir halk cumhuriyeti oldu. H›rvatistan 1991’de ba¤›ms›zl›¤›n›
ilân etti ve BM’nin Mart 1992’deki müdahalesine kadar Yugos-
lav federal kuvvetlerinin yürüttü¤ü silâhl› bir sald›r›ya karfl› koy-
mak zorunda kald›.
HIYAR,
kabakgillerden, bir y›ll›k otsu bir bitki
(Cucumis
sativus)
ve bunun meyvesi (salatal›k). Anayurdu Hindis-
tan’d›r. Sürüngen gövdeli ve sülüklü bir bitkidir. Yapraklar› ge-
nifl, parçal› ve sert, çiçekleri bircinsli ve sar› renklidir. Meyvesi
uzun ve iri, gevrek ve sulucad›r. Birçok çeflidi vard›r. Deriyi yu-
muflat›c› etkisi nedeniyle merhem yap›m›nda ve kozmetik sana-
yiinde de kullan›l›r.
HIZ,
hareket hâlindeki bir cismin belli bir yönde, birim zaman-
da ald›¤› yol (simgesi v).
HIZIR,
ölümsüzlü¤üne inan›lan peygamberlerden biri. Efsa-
nelere göre, kardefli ‹lyas ile birlikte ab›hayat denen ölümsüzlük
suyunu içti. Kardefli denizde, kendisi karada, bafl› s›k›flanlara
yard›ma koflar. Baz› rivayete göre Kuran’da Musa ile yolculuk
etti¤i anlat›lan kifli H›z›r’d›r. Ad›n› iki kardeflten alan “h›drellez
günü” (6 May›s) H›z›r ile ‹lyas’›n her y›l bulufltuklar› gündür.
HIZIR RE‹S
→
BARBAROS HAYRETT‹N PAfiA
H‹C‹V,
bir kimseyi, nesneyi, yeri, bir inanc› ya da düflünüfl bi-
çimini yermek, toplumun ya da düzenin aksayan, kusurlu yan-
lar›n› i¤neleyici, alayc› bir dille elefltirmek amac› tafl›yan man-
zum ürünlerin ad›; yergi; satir. Arapça “hecv”in (yermek) bozul-
muflu olan hicv sözcü¤ü, “medh”in karfl›t›d›r. Ço¤ulu hicviyyat
olup hiciv yazanlara heccâv ya da hecâ-gû denilmifltir. Halk
edebiyat›nda ise tafllama terimi kullan›l›r. ‹lk örneklerine Yunan
ve Lâtin edebiyatlar›nda rastlanan yerginin Bat›’da ayr› bir fliir
türü olarak geliflti¤i görülür. Türk edebiyat›nda da düzyaz› biçi-
minde hicivler yaz›lmakla birlikte genellikle naz›m ye¤lenmifltir.
Divan flairlerinin ço¤u hiciv say›labilecek fliirler söylemifllerse
313
H‹C‹V