HÖYÜK
320
1959’da C. Cockerell taraf›ndan yap›lan deneme tafl›t›ndan sonra
bir ‹ngiliz yap›m flirketi taraf›ndan üretilmeye baflland›. Hoverk-
raftlarda gövdenin alt›nda yüksek bas›nçl› bir hava haznesi bulu-
nur. Bu haznenin alt›ndan afla¤›ya f›flk›rt›lan hava, tafl›t› havada
tutar, yer ya da su ile aras›nda bir yast›k meydana getirir. Bu tür
tafl›tlar özellikle bo¤az, körfez, göl ve ›rmaklar için elverifllidir.
HÖYÜK
, tarihöncesi ça¤lardaki yerleflim merkezlerinin kal›nt›-
lar›n›n do¤a olaylar›n›n etkisiyle ald›¤› tepe biçimleri. Höyükler,
özellikle o dönemlere iliflkin uygarl›klar›n anlafl›lmas› için çok
önemli kal›nt›lard›r. Anadolu bu bak›mdan çok zengindir. Anado-
lu’da ortaya ç›kar›lan bafll›ca höyükler; Sivritepe, ‹kiztepe, Çatalte-
pe, Adatepe (S›vas), Aslantepe (Malatya), Kültepe (Kayseri), Yas-
s›höyük (Marafl), Alacahöyük (Çorum), Çatalhöyük’tür (Burdur).
HR‹ST‹YANLIK
, ‹sa Peygamber’in ö¤retilerine dayanan
din. ‹sa’n›n sa¤l›¤›nda söyledikleri ve yapt›klar›, yeni bir dinin
do¤uflu biçiminde de¤erlendirilmedi. ‹sa’dan önceki Yahudi
peygamberleri, Yahova’n›n kurallar›na, düflmanlar›yla bafl ede-
cek ve adaletiyle bar›fl› gerçeklefltirecek bir kurtar›c› gelece¤ini
söylemifllerdi. Bu beklenen kifliye sonradan, “üzerine ya¤ sürül-
müfl” baflka bir deyiflle kutsanm›fl anlam›na gelen “Mesih” ya
da “‹sa Peygamber” ad› verildi. Antakyal› Yunanl›lar ona, ‹bra-
nice Mesih sözcü¤ünün Yunanca karfl›l›¤› olan “H›ristos” ad›n›
verdiler. Daha sonra da onun getirdi¤i bu yeni dine “Hristiyan-
l›k” denilmeye baflland›. Hristiyanl›k tektanr›c› bir dindir. ‹ncil,
Hristiyan dininin kutsal kitab›d›r. ‹ncil, kitap olarak ilk kez yal›n
bir Yunanca ile yaz›ld›. Bugün Hristiyan kiliselerince kabul edi-
len ‹ncil say›s› dörttür. Bunlar Matta, Markos, Luka ve Yuhanna
adl› dört din adam› taraf›ndan yaz›ld›. Beytüllahm’da do¤an
‹sa’n›n otuz yafl›na dek geçen yaflam›na iliflkin bilgiler pek azd›r.
Tek bilinen, bu arada babal›¤› Yusuf’un öldü¤ü ve Meryem’in,
Nas›ra’dan do¤du¤u kent olan Kana’ya gitti¤idir. ‹sa, Kana’da
ailesine bakmak için marangozluk yapmaya bafllad›. Kimi gün-
ler sinagoga gidiyor ve tap›nmaya gelenlere Kutsal Yasa’y› an-
lat›yordu. O dönemin geleneklerine göre, her isteyen ç›k›p, Kut-
sal Kitap’› (Tevrat) kendine göre yorumlayabilirdi. ‹sa’n›n ünü
bütün yöreye yay›ld›. Herkesle bar›fl›k olmak, düflmanlar›n› sev-
mek, kusurlar› ba¤›fllamak gerekti¤ini söyleyen ‹sa, bütün in-
sanlar›n kardeflli¤ine dayanan yeni bir düflünce getiriyordu: ‹n-
sanlar›n hepsi “Baba Tanr›”n›n çocuklar›yd›. ‹nsan›n ruhu Tan-
r›’n›n ruhuydu. Tanr› insan›n içindeydi. Babas› nas›l kendisiyse,
kendisi de öylece babas›yd›. ‹nsanlar ancak sevgiyle birbirleri-
ne ba¤lanabilirlerdi. Sevmek içinse eflitlik gerekiyordu. Eflitli¤i
sa¤layan yoksulluktu. Bu yüzdendir ki “Bir devenin i¤nenin gö-
zünden geçmesi, bir varl›kl›n›n Tanr› ülkesine girmesinden ko-
lay”d›. ‹nsanlar›n, yüzlerini bile görmeyece¤i mirasç›lar› için
para biriktirmesi saçmayd›. Gökteki kufllara bakmal›yd›, onlar
ne ekiyorlar ne de biçiyorlard›; ne kilerleri ne de ambarlar› var-
d›; ama Baba onlar› pekiyi besliyordu; ya Tanr›’ya kulluk ya da
Mamon’a (eski Suriyelilerin zenginlik tanr›s›) kölelikten birini
seçmek gerekiyordu. Dünya kötülüklerle doluydu. Krallar pey-
gamberleri öldürüyor, din bilginleri, baflkalar›na buyurduklar›n›
kendileri yapm›yorlard›. Do¤rular eziliyor, iyilere a¤lamak dü-
flüyordu. Oysa gök saltanat› gelmek üzereydi; Tanr›, iyilere düfl-
man olan dünyadan iyilerin öcünü alacakt›. ‹yili¤in egemenli¤i
yak›nd›. Büyükler küçüklü¤ü, küçükler de büyüklü¤ü tadacakt›.
‹sa, Musa ve öbür peygamberlerin eserlerini y›kmak için de¤il,
bu eserleri daha da olgunlaflt›rmak için Tanr› taraf›ndan gönde-
rilen Mesih oldu¤unu söylüyordu. Tanr› ile bir oldu¤unu, Tan-
r›’n›n tek o¤lu oldu¤unu öne sürüyordu. K›sa ömrünün sonun-
da ‹sa, Golgotha’da çarm›ha gerildi. Ölümünden sonra havarile-
rine göründü¤ü söylenir. Onlara her türlü yard›ma söz verdikten
ve bütün insanl›¤›n (kavimler) kendi ad›na e¤itilmelerini iste-
dikten sonra gö¤e çekildi. ‹sa’n›n havarileri onun b›rakt›¤› yer-
den ö¤retilerini sürdürmeye kararl›yd›lar. ‹sa’n›n yolunda gi-
denlerin ço¤u yoksul insanlard›. Çarm›ha gerildikten sonra yok-
sul halk, ‹sa’n›n ö¤retilerine daha çok ba¤land›. Kudüs Yahudi-
li¤i’nin Roma ‹mparatorlu¤u’nun engellerine karfl›n Hristiyanl›k
Suriye, Anadolu, Makedonya, Yunanistan, Roma ve M›s›r’› etki-
lemeye bafllad›. Hristiyanlar, Yahudilerin kutsal kitab› olan Tev-
rat’› kendileri için de kutsal bildiler, ancak buna ufak bir kitap
daha eklediler ve ona “Ahdicedit” (Yeni Ahit) ya da “‹ncil” ad›n›
verdiler. Bütün bunlara karfl›n Hristiyanl›¤›n geliflim süreci pek
de kolay olmad›. Hristiyanlar üç yüz y›l büyük bask› ve eziyet
gördüler. Sürekli kovuflturmaya u¤rad›lar. Ama bu, onlar› birbi-
rine daha da yaklaflt›rd› ve dinlerine daha çok ba¤lad›. Sonuçta,
312 y›l›nda Roma ‹mparatoru Konstantin, Hristiyanl›¤› benim-
sedi ve devlet dini olarak ilân etti. Bu olay Hristiyanlar›n dinle-
rini özgürce yaymalar›na ve uygulamalar›na yard›mc› oldu.
HUGO
,
Victor
(1802 Besançon -
1885 Paris), Frans›z flairi ve yazar›.
Liseyi bitirdikten sonra kendini tü-
müyle edebiyata adad›. Frans›z co-
flumcular›n›n (romantikler) yay›n or-
gan› olan “La Muse Française” der-
gisini kurdu (1824). “Cénacle” ad›n›
tafl›yan coflumcu sanatç›lar çevresi-
nin üyesi ve onun odak noktas› oldu.
1830 - 1843 aras›nda en verimli dö-
nemlerinden birini yaflad›. Romanla-
r›, tiyatro yap›tlar› ve fliirleriyle bafla-
r›dan baflar›ya kofltu. “Notre Dame de Paris” (Paris’in Notre-Da-
me Kilisesi, 1831) adl› ilk büyük roman›n› yay›mlad›. Frans›z Aka-
demisi’ne üye seçildi (1841). Çok sevdi¤i k›z› Léopoldine’in bo-
¤ularak ölmesi üzerine (1843), 1852’ye dek yeni yap›t vermedi.
1848 Devrimi’nden sonra Parlamento üyeli¤ine seçildi. III. Napo-
léon’un hükümet darbesini engellemeye çal›flt›, baflaramay›nca
Belçika’ya kaçmak zorunda kald› (1851). Ateflli bir demokrasi ve
cumhuriyet yanl›s› olarak imparatorluk rejimini elefltiren yap›tlar
yazd›. 1855-1870 aras›n› küçük bir ‹ngiliz adas› olan Guernsey’de
geçirdi. O dönem, yazarl›¤›n›n en üretken y›llar› oldu. Baflyap›t›
say›lan “Les Misérables” (Sefiller, 1862) adl› roman›n› yay›mlad›,
bunu “Les Travailleurs de la Mer” (Deniz ‹flçileri, 1866) ve
“l’Homme qui Rit” (Gülen Adam, 1866) gibi önemli romanlar› iz-
ledi. Cumhuriyet yeniden kurulunca Paris’e dönen Hugo, Ulusal
Meclis’e seçildi (1870). Art›k Fransa’n›n en gözde kiflilerinden bi-
riydi. Paris Komünü’nün ezilmesinden sonra komüncülerin ba-
¤›fllanmas› için çok u¤raflt›ysa da sonuç alamad›. Giderek, siya-