okul ansiklopedisi - page 329

‹DADÎ
329
Sami kökenli bir kavim. ‹.Ö. 2000 y›llar›nda Mezopotamya’dan
Filistin’e geldiler. Hiksoslar zaman›nda M›s›r’a yerlefltiler. Hik-
soslar›n M›s›r’dan ç›kar›lmas›ndan sonra M›s›rl›lar›n bask›lar›na
u¤rad›lar. Musa’n›n önderli¤inde M›s›r’dan ayr›larak, çeflitli ma-
ceralardan sonra Filistin’e geldiler ve bir krall›k kurdular. Fakat
hiçbir zaman siyasî ve askerî bak›mdan güçlü olamad›lar. S›ra-
s›yla Asurlular›n, Babillilerin, Perslerin, ‹skender ‹mparatorlu-
¤u’nun ve Romal›lar›n idaresi alt›nda yaflad›lar. Roma impara-
torlar›ndan Titus ve Hadrianus zaman›nda Roma ‹mparatorlu-
¤u’na karfl› ayakland›lar. Romal›lar taraf›ndan Filistin’den ç›ka-
r›ld›lar ve dünyan›n dört bir yan›na da¤›ld›lar.
MUSA, MU-
SEVÎL‹K
‹Ç ANADOLU BÖLGES‹,
Türkiye’nin iç kesiminde yer
alan ve K›r›kkale, Nevflehir, K›rflehir ve Aksaray illerinin tamam›-
n›, Ankara, Yozgat, Konya, Eskiflehir, Ni¤de, Kayseri, S›vas ille-
rinin büyük bir k›sm›n› kapsayan co¤rafî bölge. ‹ç Anadolu Böl-
gesi’ne bir kesimi giren iller de, Çorum, Çank›r›, Karaman ve Af-
yonkarahisar’d›r. Do¤u Anadolu Bölgesi’nden sonra, 151.275
km
2’
lik yüzölçümü ile Türkiye’nin ikinci büyük bölgesidir. ‹ç
Anadolu’nun, Güneydo¤u Anadolu Bölgesi d›fl›nda bütün di¤er
bölgelerle s›n›r› vard›r. Nüfusu yaklafl›k 9.000.000’dur. Ortalama
yo¤unlu¤un km
2 ’
ye 57 oldu¤u bölgede, nüfusun büyük ço¤un-
lu¤u, flehirlerde yaflar. Bölgenin çevresi yüksek da¤larla (Kuzey
Anadolu Da¤lar›, Toroslar, Sultan Da¤lar› vb.) çevrili olmas›na
karfl›n deniz yüzeyinden çok yüksekte kalan genifl düzlükler faz-
la engebeli de¤ildir. Yine de 3.916 m.ye kadar ç›kabilen (Erciyefl
Da¤›) yükseltiler vard›r. Hasan Da¤› 3.258 m., K›z›lda¤ 3.025 m.,
Melendiz Da¤› 2.936 m.ye ulafl›r. Çanak biçimindeki çukurlar,
Konya Ovas› gibi genifl ovalar meydana getirirler. Bölgenin tek
büyük gölü olan Tuz Gölü, deniz yüzeyinden en az yükseklikte
bulunan yerdir. ‹ç Anadolu, tipik kara iklimi etkisi alt›ndad›r.
Yazlar› s›cak ve kurak, k›fllar› çok so¤uk geçer. Y›l›n en so¤uk ay-
lar›nda ›s› 0º’nin alt›nda, en s›cak aylardaysa 20º’nin üstünde ka-
l›r. Bölgenin da¤larla çevrili, yüzey flekillerinin engebesiz olma-
s› ya¤›fl› aza indirir. Y›ll›k ortalama ya¤›fl 50 cm.nin üstüne ç›ka-
maz. Bu yüzden ‹ç Anadolu’nun büyük k›sm›n› ilkbaharda canla-
nan, yaz›n kuruyan ot tipinden bitkilerin oluflturdu¤u do¤al bitki
örtüsü kaplar. A¤aç bak›m›ndan çok fakirdir, bir bozk›r görünü-
mündedir. Tek tük a¤açlar akarsular etraf›nda, gerçek ormanlar
ise, çevredeki da¤lar›n üstünde görülebilir. Bunlar genellikle
mefle ve ard›ç ormanlar›d›r. ‹ç Anadolu’nun ve Türkiye’nin en
uzun nehri K›z›l›rmak bölgeyi genifl bir kavisle bölüp, Kuzey
Anadolu Da¤lar›’n› yararak Karadeniz’e do¤ru akar. Bat› taraf›n-
dan gelen Sakarya ise ‹ç Anadolu’da k›sa bir parças›n› b›rak›p
tekrar komflu bölgelere geçer. ‹ç Anadolu Bölgesi’ndeki ekili ve
dikili alanlar›n %19’u nadas topraklar›, %6’s› ormanlar, %37’si
çay›rlar ve otlaklar, %7’si ise verimsiz topraklarla kapl›d›r. En
çok elde edilen ürün tah›ld›r (ekili ve dikili alanlar›n % 93’ü). Ta-
h›llardan da, en fazla bu¤day ekilir. Çay›r ve otlaklar›n bol olma-
s› hayvanc›l›¤› gelifltirmifl, koyun üreticili¤ini, özellikle Karaman
koyununu bölgenin tipik özelli¤i durumuna getirmifltir. ‹ç Ana-
dolu’da yetifltirilen hayvanlardan tiftik keçisi de (Ankara keçisi),
bölgeye tan›t›c› özellik getiren bir hayvand›r.
‹Ç SALGIBEZLER‹
, salg›lar›n› bir kanalla boflaltmay›p,
yap›lar›ndaki k›lcal damarlar yoluyla kana ileterek genel meta-
bolizman›n düzenlenmesinde önemli rol oynayan bezler; en-
dokrin. ‹nsan vücudundaki iç salg›bezleri befl tanedir: Tiroit
(kalkanbezi), paratiroit, hipofiz, böbrek- üstü bezleri, cinsiyet
bezleri (kad›nda yumurtal›k, erkekte erbezi). Bunlar›n d›fl›nda
vücutta ayr›ca, çeflitli organlarda da¤›n›k olarak bulunan ve iç
salg›bezi say›labilecek özellikler gösteren hücre kümeleri de
vard›r. Pankreasta bulunan ve ensülin salg›layan langerhans
adac›klar›, kimi karaci¤er hücreleri, kimi damar ve sinir hücre-
leri, beyin dokusundaki sinir çekirdekleri bunlardan baz›lar›d›r.
‹ÇGÜDÜ
, bir türün tüm bireylerinde kal›tsal olarak var olan,
bilinçten ba¤›ms›z, ortama uyarlanma ve varl›¤›n› sürdürme dür-
tüsü. Bu dürtüler bireyi, o türe özgü bir amaca ulaflmaya sürük-
ler. Örne¤in, örümce¤in a¤ örmesi, kufllar›n üreme döneminde
yuva yapmas›, suya at›lan ördek yavrusunun yüzmesi, memeli
hayvan yavrusunun do¤ar do¤maz anas›n›n memesini aramas›
birer içgüdüdür. ‹çgüdüler, asl›nda canl› varl›¤›n d›fltan ald›¤› et-
kilere karfl› gösterdi¤i kal›tsal bir tepkimedir. ‹nsanda da birtak›m
içgüdüler vard›r. Fakat bu içgüdüler zekân›n etkisiyle gizlenir,
yaln›zca heyecan, düfl, tutku gibi zekân›n ifle kar›flmad›¤› durum-
larda ortaya ç›karlar.
‹ÇK‹,
içecek s›v›. Temel olarak, alkollü ve alkolsüz olmak üze-
re iki tür içki vard›r. Alkollü içkiler ise; dam›t›lm›fl (rak›, votka,
cin) ve dam›t›lmam›fl (bira, flarap, konyak, likör, vermut) içkiler
olarak ikiye ayr›l›r. Alkolsüz içkiler kategorisine gazoz ve meflru-
bat türü içecekler girer.
‹ÇTERS AÇILAR
, iki do¤ru bir kesence kesildi¤inde oluflan,
birer kenarlar› ortak, öteki kenarlar› ters yönde paralel ve ilk iki
do¤runun aras›nda bulunan ikifler aç›. ‹çters aç›lar›n birbirine efl
olmas› için gerek ve yeter koflul, iki do¤runun paralel olmas›d›r.
‹ÇTÜZÜK
, bir meclis, kurum, kurulufl vb.nin iç ifllerini dü-
zenleyen tüzük. Herhangi bir kurum, önceden saptanm›fl genel
kurallara, yani anayasa, yasa, tüzük ve yönetmelik kurallar›na
göre çal›flt›¤›ndan, yapaca¤› çal›flmalar için içtüzükler haz›rlar.
‹çtüzükler bu genel kurallara ayk›r› olamazlar. ‹çtüzük sözcü¤ü,
özellikle parlamento içtüzü¤ü olarak terimleflmifltir. Dernek ve
sendikalar, genel kongrelerinde bu içtüzü¤ü uygularlar. Yasama
organ›n› oluflturan Cumhuriyet Senatosu’nun, Millet Meclisi’nin
birleflik toplant›lar›nda yapacaklar› çal›flmalar için içtüzüklerin
düzenlenmesi 1961 Anayasas›’nca zorunlu k›l›nm›flt›r. Meclisle-
rin bu konudaki yetkileri gene anayasa taraf›ndan s›n›rland›r›l-
m›flt›r. Meclis çal›flmalar›na iliflkin, bugün yürürlükte olan üç
içtüzük vard›r. ‹çtüzük hükümlerinin anayasaya ayk›r›l›¤›, Ana-
yasa Mahkemesi taraf›ndan incelenir, gerekirse iptal edilir.
‹DADÎ
, Osmanl›lar›n son döneminde lise derecesindeki okul.
‹dadî sözcü¤ü “haz›rl›k” anlam›ndad›r. 1838’lerde rüfltiye mu-
adili olarak aç›lan “s›byan mektepleri”ne de idadî deniyordu.
Bu ad, 1869’da bir bakanl›k karar›yla rüfltiye (ortaokul) sonras›
e¤itim için aç›lan okullara verildi. Buna göre, bugünkü liselere
muadil olan “sultanî”lere haz›rl›k s›n›flar›n› içerecekti. 1908
1...,319,320,321,322,323,324,325,326,327,328 330,331,332,333,334,335,336,337,338,339,...672
Powered by FlippingBook