okul ansiklopedisi - page 373

KASTAMONU
373
KASIRGA
, çok h›zl›, çevrintili rüzgâr. Bu tür rüzgârlar›n h›z›
saatte 120 km.yi aflar. Karada çat›lar uçurabilir, ekin ve meyve-
lere zarar verebilir. Denizlerdeyse çok daha tehlikeli olur. Kas›r-
ga genellikle ya¤mur, dolu ve y›ld›r›mla birlikte ya da bunlardan
hemen önce görülür.
KAS‹DE
, genellikle birini övmek ya da yermek amac›yla ya-
z›lan ve bütün beyitlerin ikinci dizeleri birinci beyitle uyakl› olan
manzume. Beyit say›s› en az onbefl, en çok doksan dokuzla s›-
n›rlanm›fl olmakla birlikte yüzü aflk›n beyitten oluflan kasideler
de vard›r. Kaside sözü Arapça “kasd” kökündendir ve bir amaç
güderek söylenmifl manzume anlam›na gelir. Bu amaç genellik-
le devrin ihsan beklenen bir büyü¤ünü övmek biçiminde görü-
lür ya da flair, k›zd›¤›, gözden düflürmek istedi¤i kifliyi yerer. Bir
kaside flu bölümlerden oluflur: Nesib (teflbib), flairin as›l ama-
c›na girmeden önce ustal›¤›n› gösterdi¤i girifl bölümüdür. Ge-
nellikle bahar, hazan gibi mevsimleri ya da ba¤›, bahçeyi, bir
yal›y› ya da bir av› konu alan tasvirlerin yap›ld›¤› bu bölümden
sonra, bir s›ras›n› getirip girizgâh beytiyle as›l amaca geçilir,
böylece “medih” bölümü bafllar. Kasidenin son bölümü olan
“fahriye”de ise flair kendisini över, ço¤u kez bir duayla manzu-
mesini ba¤lar. Bir de flairin âfl›kane duygular›n› dile getirdi¤i
“tegazzül” bölümü vard›r ki, nesib bölümünde ya da kasidenin
ortas›nda söylenen gazellere bu ad verilmifltir. Ayr›ca nesib bö-
lümünde ele al›nan konularla adland›r›lm›fl kasideler vard›r. Bu
tür kasidelerde flair, bir konuda yo¤unlafl›r, övgüye geçmeden
bütün ustal›¤›n› gösterir. Böyle kasidelere bahardan söz edili-
yorsa “bahariyye”, k›fl anlat›l›yorsa “flitaiyye”, bayram konu
al›nm›flsa “iydiyye” ya da “bayramiyye” gibi adlar verilir.
KASKO
, tafl›tlar›n u¤rayabilecekleri kazalardan do¤acak za-
rarlar›n karfl›lanmas› için yap›lan sigorta. Tafl›nan mal ve kiflile-
re gelecek zararlar›n karfl›lanmas›n› içermez. Türkiye’de bu si-
gorta iste¤e ba¤l› olarak yap›l›r.
KASRI fi‹R‹N ANTLAfiMASI,
Osmanl› Devleti ile ‹ran
aras›nda imzalanan bar›fl antlaflmas› (17 May›s 1639). Antlafl-
ma, Sadrazam Kara Mustafa Pafla ile ‹ran fiah› Safi Han’›n elçi-
si Saru Han aras›nda yap›lm›flt›r. Antlaflma gere¤ince Ba¤dat,
Ah›ska, Kars, Van, Basra ve buralara ba¤l› kaleler Osmanl›larda
kalacak ve buralara ‹ranl›lar hiçbir sald›r›da bulunmayacaklard›.
Bugünkü Türkiye-‹ran s›n›r› bu antlaflmayla çizilmifltir.
KAST
, koyu bir hiyerarflik yap›n›n egemen oldu¤u toplumlar-
daki s›n›f ve tabakalar›n her biri. Toplum içinde hiyerarfli siyasî,
dinî, etnik ve meslekî etmenler taraf›ndan belirlenir. En eski
kastlar, eski M›s›r’da toplumun rahipler, savaflç›lar, tüccar ve
zanaatkârlar biçiminde bölünmesi; Roma’da patrici-pleb ayr›m›-
d›r. ‹branilerde, yaln›zca Levi Kabilesi’nden gelenler rahip ola-
bilir. Eski Yunanistan’da tüm doktorlar, Asklepidesler aras›ndan
ç›kard›. Kast›n en uzun süre yaflad›¤› yer Hindistan oldu. Kast
sistemi, Budizm’e ayk›r› olmas›na karfl›n tüm toplumsal, dinsel
ve politik düzenin temelini oluflturdu. En üstün kast, Brahman-
lard›r (rahipler). Di¤erleri soylu askerler, burjuvalar, zanaatkâr-
lard›r. Paryalar, kast d›fl› say›l›r. Bir kasttan di¤erine geçifl ola-
naks›zd›r. Hindistan’da 1947 y›l›nda yasal olarak kald›r›lan kast-
lar, bugün köylerde varl›¤›n› sürdürmektedir.
KASTAMONU
, Karadeniz Bölgesi’nin bat› bölümünde il ve
bu ilin merkezi olan kent. Kuzeyde Karadeniz, kuzeydo¤uda Si-
nop, güneydo¤uda Çorum, güneyde Çank›r› ve bat›da Karabük,
Bart›n illeriyle s›n›rlan›r. Karadeniz k›y›lar›ndan ilin iç k›s›mlar›-
na do¤ru, do¤u-bat› yönünde uzanan da¤ s›ralar›yla bu s›ralar
aras›nda kalan ve yine genellikle ayn› yönde uzanan vadi oluk-
lar› ve ova düzlükleri yer flekillerinin ana çizgilerini oluflturur.
Da¤ s›ralar›n›n en kuzeyde ve Karadeniz’e en yak›n olan›, Kuzey
Anadolu k›y› da¤lar›n›n bat› devam›d›r; Küre ya da ‹sfendiyar
Da¤lar› ad›n› tafl›r. En yüksek yeri Yaral›göz Doru¤u’dur (2.019
m.). ‹lin güney s›n›r›nda, Devrez Vadisi’nin kuzeyinde uzanan Il-
gazlar daha yüksektir. Bu iki da¤ s›ras› aras›nda, yine engebeli
bir bölge yer al›r. Ancak burada vadi oluklar›, yer yer genifl ova
düzlükleri, belli bir uzant› yönü olmayan da¤larla birbirine kar›-
flarak yöreye dalgal›, engebeli bir görünüm sa¤lar. ‹l merkezi
Kastamonu da bu yörede bulunur. ‹ldeki bafll›ca akarsular; Ko-
caçay (Devrekâni Suyu), Gök›rmak, Araç Çay› ve Devrez Ça-
y›’d›r. Kuzeydo¤uda, Çatalzeytin’in biraz do¤usundan, bat›da
Kurucaflile’ye dek uzanan Karadeniz k›y›lar›, bütün Karadeniz’in
en düz, en yüksek ve hemen hemen sürekli yal›yarlarla kesilmifl
bölümüdür. Kuzey rüzgârlar›na tümüyle aç›k bulunan bu k›y›lar-
da, özellikle Kerempe Burnu dolaylar›nda k›fl f›rt›nalar› etkili
olur ve deniz ulafl›m›n› güçlefltirir. K›y›da, Karadeniz’in kendine
özgü iklim koflullar› görülür: K›fllar daha ›l›k, yazlar serin, y›ll›k
ya¤›fl tutarlar› 1.000 mm. nin üstündedir. Ancak k›y›dan içe gi-
rildikçe, özellikle kuzey ve güneydeki da¤ s›ralar› aras›nda kalan
yörelerde bu iklim koflullar› de¤iflir ve yerini az çok karasal bir
iklime b›rak›r. Örne¤in Kastamonu’da en so¤uk ay ortalamas›
-1,1ºC’ye iner, y›ll›k ya¤›fllar da, k›y›daki de¤erlerin yar›s›na dü-
fler. Kastamonu ili, Türkiye’nin orman bak›m›ndan zengin yöre-
lerinden biridir. Orman örtüsünün en yo¤un, en sürekli oldu¤u
yöre de ‹sfendiyar Da¤lar› bölgesidir. Kastamonu, son 50 y›l
içinde, nüfusu en az artan illerimiz aras›nda yer al›r. Bu olayda,
Kastamonu ilinin iç göçlere en büyük ölçüde kat›lan illerimiz-
den biri olmas›n›n rolü büyüktür. Bugün yaln›z ‹stanbul’da, il
merkezi Kastamonu’da yaflayan insan kadar Kastamonu do-
¤umlu nüfus yaflamaktad›r. Nüfusun gösterdi¤i baflka bir özel-
likle de, k›rsal nüfusun genel nüfusun büyük bölümünü topla-
mas›d›r. Kastamonu ili, Karadeniz’in do¤u bölümünde yer alan
illere göre endüstride daha ileri durumdad›r. Küçük kentlerdeki
1...,363,364,365,366,367,368,369,370,371,372 374,375,376,377,378,379,380,381,382,383,...672
Powered by FlippingBook