KEfi‹fi
382
rat, de¤erli kumafl, alt›n eflya vb. zenginliklerine duyulan istek;
gerek k›sa zamanda zengin olmay› isteyen macerac›lar›n varl›¤›,
gerekse gemicilik alan›nda yap›lan ilerlemeler büyük kefliflerin
yap›lmas›na yol açt›. 1453’te ‹stanbul’un Osmanl›lar taraf›ndan
ele geçirilmesiyle Do¤u’dan gelen Baharat Yolu’nun Osmanl›
denetimine geçmesinin yan› s›ra Do¤u Avrupa’n›n do¤usunda
hiçbir Hristiyan gücün kalmamas›, ekonomik nedenlere dinsel
nedenleri de ekledi. 15. yüzy›lda okyanus dalgalar›na gö¤üs ge-
rebilecek yelkenli karavel ve kalyonlar›n yap›lmas›, paraçul dü-
menin yayg›nlaflmas›, denizci saatleri, kronometreler ve yeni
denizci araçlar›yla enlem ve boylamlar›n daha kesin hesaplan-
mas› keflifleri kolaylaflt›rd›. 1445’te Sudan, 1482’de Kongo Ir-
ma¤›’n›n a¤z›, 1487’de Habeflistan (Etiyopya) bulundu. 1487’de
Bartolomeu Dias, Ümit Burnu’nu keflfetti. 1498’de Vasco da Ga-
ma, Hindistan k›y›lar›na ayak bast›. Dünyan›n yuvarlakl›¤› ilke-
sini kabul eden Kristof Kolomb, Hindistan’a varmak için Atlas
Okyanusu’nu bat›dan do¤uya geçmek isterken, 1492’de fark›n-
da olmadan Amerika’ya ayak bast›. Portekizliler Afrika’y› güney-
den dolafl›rken, Kolomb’un izinden giden ‹spanyol denizciler
Meksika, fiili ve Peru’yu buldular. 1507’de Amerika ad› verilen
k›tan›n Hindistan’a ulaflmada bir engel oldu¤u anlafl›ld› ve Bü-
yük Okyanus’a aç›lan bir geçit aramak için yap›lan gezilerde Se-
bastiano, 1515’te Rio Parana’y› buldu. 1520’de Magellan kendi
ad›yla an›lan bo¤azdan geçerek Büyük Okyanus’a eriflti. Magel-
lan Bo¤az›’ndan geçerek Hindistan ve Çin’e varmak uzun oldu-
¤undan Amerika’n›n kuzey taraflar›nda baflka bir geçit aranma-
s›na baflland›; bu amaçla yap›lan çal›flmalarda Cartier (1535),
Frobisher (1576), Davis (1587), Hudson (1610) ve Baffin
(1616) yeni bir geçit bulamad›lar ama Kanada, Grönland, New
York, Hudson Körfezi ve Baffin Adas›’n› keflfettiler. Avustral-
ya’n›n kuzeybat› k›y›lar› 1605’te Hollandal› Willem Janz taraf›n-
dan bulundu ve ülkeye Yeni Hollanda ad› verildi. 1642’de Abel,
Tasman, Tasmanya ve Yeni Zelanda’n›n bat› k›y›lar›na vard›. 18.
yüzy›ldan sonra keflifler ekonomik zorlamalardan çok bilimsel
amaçlarla yap›lmaya baflland› ve keflfedilmifl yerlere, daha çok
sömürgeci amaçlarla yeni seferler düzenlendi. 1733’te Çarlar›n
buyru¤uyla Gmelin ve Delisle, Sibirya’n›n tan›nmayan yerlerini
ortaya ç›karmaya bafllad›lar. 1739’da Bering, Arhangelsk’ten Ja-
ponya’ya deniz yoluyla ulaflmak isterken, Amerika ile Asya’y›
ay›ran, kendi ad›yla an›lan bo¤az› buldu. Amerika’n›n kuzeybat›
k›y›lar›yla okyanustaki tak›madalar, Bougainville, Cook ve La
Perouse’un 1764-1788 aras›ndaki gezilerinde keflfedildi. 19.
yüzy›l›n sonunda kutup denizlerinin keflfi, Nordenskjöld ve
Amundsen taraf›ndan yap›ld›. 1839-1840 y›llar›nda Dumont
d’Urville Antarktika’y› keflfetti, birçok ulustan bilimsel heyetler
Güney Kutbu’na keflif seferleri düzenledi. Kefliflerin, dünyan›n
ve özellikle Bat› Avrupa’n›n siyaset, ekonomi, bilim, teknik ve
toplum yap›s›nda çok büyük etkileri oldu. 20. yüzy›lda dünyan›n
yüzeyinde bilinmedik kara parças› kalmad›.
KEfi‹fi,
Hristiyanlarda, manast›rda kapal› bir yaflam süren ve
evlenmesi yasak olan din adam›. Karabafl ya da manast›r rahibi
de denir.
KETEN,
ikiçeneklilerin ketengiller familyas›ndan, mavi çi-
çekli, otsu bitki
(Linum usitatissium).
Anayurdu Akde-
niz çevresidir. Çok eski ça¤lardan beri kültürü yap›lmaktad›r. Il›-
man bölgelerin birço¤unda yetifltirilir. Ya¤›fll› ve serin iklimleri,
kumlu-kireçli topraklar› sever. Hem lifinden, hem de ya¤›ndan
yararlan›l›r. Ya¤ ve lif elde etmek için kullan›lan çeflitleri ayr› ay-
r›d›r. Lif, keten sap›n›n kabuk k›sm›ndan elde edilir ve ince do-
kumac›l›kta kullan›l›r. Ya¤, tohumlar›ndan ç›kar›l›r ve “bezirya-
¤›” ad›yla sanayide cila ve boyac›l›k ifllerinde kullan›l›r. Ayr›ca
hekimlikte de yararlan›l›r. Dünya keten üretiminin % 90’› Rusya
ve Polonya’da gerçekleflir. Türkiye’de en çok Marmara Bölge-
si’nde yetifltirilmektedir. 1980’de 2.300 ton keten lifi ve 2.500
ton keten tohumu üretilmifltir. Yüz kadar çeflidi bilinen keten,
süs bitkisi olarak da kullan›lmaktad›r.
KEVSER,
Kuran’da ad› geçen, bir p›nar, bir havuz ya da bü-
tün cennet ›rmaklar›n›n anas› oldu¤u ileri sürülen ›rmak. Bu ›r-
ma¤›n suyuna da Ab›kevser ad› verilir. So¤uk, duru, baldan tat-
l› vb. niteliklerle övülen bu sudan bir kez içenin bir daha susa-
mayaca¤›na inan›l›r. Kuran’da (Kevser suresi) kevserin, Hz.Mu-
hammet’e verildi¤i belirtilir. fiiîlere göre, kevser suyunu cennet
halk›na Ali sunacakt›r. Bu nedenle Ali’nin bir ad› da “Sakii Kev-
ser”dir (Kevser Sunan).
KIBLE,
Müslümanlar›n namaz k›larken dönmeleri gereken
yön, Mekke, Kâbe taraf›. Namaz k›larken k›bleye dönmek, nama-
z›n flartlar›ndan biridir. Hz. Muhammet önceleri namazda Kudüs
istikametine dönerdi, Hicret’in ikinci y›l›n›n Recep ay›nda, Beni
Seleme Mescidi’nde ö¤le namaz› k›ld›r›rken inen ayetler üzerine
(Bakara suresi 142, 143 ve 144) üçüncü rekâttan itibaren cema-
atle Kâbe yönüne dönerek namaza devam ettiler. K›bleye dönüfl
yaln›z namazlarda olmaz, di¤er dua ve ibadetlerde de buna dik-
katle uyulur. Dua ederken, hac için ihrama girerken, cemre taflla-
r› at›l›rken k›bleye dönülür; kurban edilen hayvan›n bafl› k›bleye
do¤ru çevrilir; ölü mezara konulurken sa¤ taraf›na yat›r›larak yü-
zü k›bleye döndürülür. Camilerde mihrap, minarelerin alemleri
ve flerefelerine ç›kan kap›lar› k›bleyi gösterecek biçimde yap›l›r.
KIBRIS
(Yun.: Kipros, Fr.: Chypre, ‹ng.: Cyprus), Do¤u Ak-
deniz’de ada. Sicilya ve Sardinya’dan sonra Akdeniz’in üçüncü
büyük adas› olan K›br›s’›n yüzölçümü 9.251 km
2
’dir. Türkiye k›-
y›lar›ndan en az 40, Suriye k›y›lar›ndan 60 mil uzaktad›r. Adan›n
güney yar›s› Karl›da¤ - Trodos ad› verilen da¤l›k bir kitleyle ör-
tülüdür. Bu kitlede en yüksek nokta 1.950 m.ye kadar ç›kar. Ku-
zeyde Türklerin Beflparmak, Rumlar›n Girne-Karpas ad›n› ver-
dikleri, k›y›ya paralel bir da¤ s›ras› uzan›r ve en yüksek yerinde
1.000 m.ye kadar ulafl›r. Bu iki da¤l›k bölge aras›nda da, nüfu-
sun büyük k›sm›n›n topland›¤› düzlükler yer al›r (Meserya). ‹k-
limi, do¤al ve kültür bitkileriyle tipik bir Akdeniz adas› olan K›b-
r›s, su gereksinimini büyük ölçüde yeralt› sular›ndan karfl›lar.
Bu sulardan, kurak yaz mevsimi boyunca tar›mda yararlan›l›r.
Nüfusun % 79,2’si Rum, % 18,7’si Türk, % 2,1’i küçük az›nl›k-
lard›r (Ermeni, Arap vb.). Resmî dil Yunanca ve Türkçedir. Mer-
kezi Lefkofla (Nicosia); bafll›ca kentleri ise Limasol, Magosa,
Larnaka, Girne ve Baf’t›r. ‹lk ça¤lar›n en eski dönemlerinden be-
ri yerleflilmifl bir ada olan K›br›s, Akdeniz’in en önemli ticaret