okul ansiklopedisi - page 376

KAYATUZU
376
KAYATUZU
, yeralt›ndan cevher olarak ç›kar›lan tuz türü. ‹n-
san ve hayvanlar için gerekli zengin mineraller içerir (sodyum
klorür, kalsiyum sülfat, magnezyum sülfat vb.). Tuz cevheri,
topraktan baflka maddelerle kar›fl›k ya da saf olarak ç›kar›l›r, tür-
lü ifllemlerden geçirilerek yabanc› maddelerden ar›nd›r›ld›ktan
sonra, ö¤ütülüp kullan›ma sunulur. Türkiye’de en büyük kaya-
tuzu yataklar› Orta Anadolu’dad›r.
KAYGUSUZ ABDAL
(15.
yüzy›l), tasavvuf flairi. As›l ad› Ala-
ettin Gaybi’dir. Alaiye (Alanya) Be-
yi Hüsamettin Mahmut’un o¤lu ol-
du¤u, II. Murat döneminde (1421-
1451) yaflad›¤› söylenmektedir.
Bektaflî fieyhi Abdal Musa’n›n El-
mal›’daki tekkesinde 40 y›l kulluk
edip “Kaygusuz” lakab›n› ald›, M›-
s›r’a gönderildi ve tekke açt›. Mek-
ke ve Medine’ye giderek hac› oldu.
Kimi fliirlerinden 1398’de do¤du-
¤u, Edirne ve Filibe gibi Rumeli flehirlerini gezdi¤i anlafl›lmak-
tad›r. Topkap› Saray› Müzesi’nde Levnî’nin çizdi¤i bir minyatü-
rü vard›r. M›s›r’da öldü, Kahire’deki Bektaflî Tekkesi’ne gömül-
dü. ‹nan›fl ve felsefesini halk›n anlayaca¤› bir dille yans›t›rken
coflkusunu yitirmeyen Kaygusuz, Alevî-Bektaflî edebiyat›n›n ku-
rucusu say›l›r. Kimi fliirlerinde: “Kelebek bu¤day ekmifl Manisa
Ovas›’na / Sivrisinek derilmifl bu¤day olup biçme¤e”, “Erge-
ne’nin köprüsü susuzluktan bunalm›fl / Edirne Minaresi e¤ilmifl
su içme¤e” örneklerindeki gibi, olmayacak fleyler üzerinde z›t-
l›klar yaratarak gerçeküstü denilebilecek yönelmelerle hiciv
ögeleri kulland›¤› görülür. “Dilgüfla”, “Kitab-› Miglate”, “Esrar-
› Huruf” adl› kitapç›klar›nda mensur fliiri denemifltir. Aruz ölçü-
süyle yazd›¤› fliirler de vard›r. Di¤er yap›tlar›: “Budalanâme”,
“Dolabnâme”, “Gevhernâme”, “Minbernâme”, “Saraynâme”,
“Vücudnâme”. “Divan”, “Gülistan”, “Mesnevi-i Baba Kaygusuz”
(3 mesnevi).
KAYILAR,
Osmanl› hanedan›n›n geldi¤i O¤uz boyu. Sözcük
sert, dayan›kl› anlam›na gelir. Efsanelere göre Kay›, O¤uz Han’›n
torununun ad›d›r. Kay›lar, 11. yüzy›lda Horasan’a yerleflmifl,
Selçuklular›n atas› K›n›klar ile iflbirli¤i yapm›fllard›r. 1071 Ma-
lazgirt Savafl›’ndan sonra Sivas, Mardin ve Kastamonu’ya yer-
lefltiler. Sinop, Çanakkale ve Bal›kesir’e yay›ld›lar. 13. yüzy›lda,
Horasan’dan bir k›s›m Kay› daha Anadolu’ya geldi. Ege, Marma-
ra, Irak ve Suriye’ye da¤›ld›lar. 17. yüzy›lda tamamen yerleflik
hayata geçtiler. Osmanl› hükümdarlar› para, top, k›l›ç, mi¤fer,
topuz ve dizliklerine “Kay›” ad›n› kaz›tm›fllard›r.
KAYIN,
kay›ngillerin örnek bitkisi olan yayg›n orman a¤ac›
(Fagus silvatica).
Kerestelik ve yakacak olarak kullan›l›r.
Gövdesi külrenginde ve düzdür. Yapraklar› ince, erkek ve difli
çiçekleri ayr› ayr›d›r. Sert ve az esnek olan kerestesi, mobilyac›-
l›k ve çiftlik aletleri yap›m› gibi birçok ifllerde kullan›l›r.
KAYNAK,
yeralt›ndaki sular›n yeryüzüne do¤al olarak ç›kt›¤›
yer. Köy yerleflmelerinin ço¤unda ve kimi kentlerde kaynak su-
lar›ndan yararlan›l›r. Kaynaklar, çok çeflitli ve farkl› özellikle bu-
lunurlar. Ço¤unlukla içlerinde erimifl durumda türlü maddeler
bulunur. Bu bak›mdan kaynaklar; tatl› su kayna¤›, tuzlu sular,
kireçli sular ve madensular› adlar›n› al›rlar. So¤uk su kaynakla-
r›na p›nar, s›cak su kaynaklar›na ›l›ca ad› verilir.
KAYNAK, Sadettin
(1895 ‹stanbul - 1966 ‹stanbul), bes-
teci. Müderris Alâeddin Efendi’nin o¤ludur. Müzik ö¤renimine
Haf›z Melek Efendi’den ilâhiler ö¤renerek bafllad›. ‹stanbul Üni-
versitesi ‹lâhiyat Fakültesi’ni bitirdi. Sultanselim ve Sultanah-
met camileri baflimam› ve kâtibi oldu. Plaklara dinî ve din d›fl›
yap›tlar okuyarak ün kazand›. 1926’da profesyonel bestecili¤e
bafllad› ve bu ifli ölümüne dek sürdürdü. Bir ara Türk halk mü-
zi¤iyle de ilgilendi. Alabanda Revüsü’nün Türk müzi¤ine ait par-
çalar›n› besteledi. Ölümünden sonra ailesi, yap›tlar›ndan 138’ini
tescil ettirdi.
KAYNAKÇA,
çeflitli alanlardaki bas›l› malzemeyi konu, tür
ya da y›l, ay gibi zaman birimleri göz önüne al›narak liste hâlin-
de tan›tan yay›nlar›n tümü; bilimsel çal›flmalar›n ya da inceleme
türündeki yaz›lar›n sonunda konuyla ilgili kaynaklar›n belirtildi-
¤i liste, bibliyografi, bibliyografya. Yay›nevlerinin, çeflitli kitap-
l›klar›n kataloglar› da kaynakça alan› içine girer. Kaynakça söz-
cü¤ünün Frans›zca karfl›l›¤› olan “bibliographie” sözcü¤ü Türk-
çede ilk kez Ahmet Muhtar Pafla taraf›ndan kullan›lm›fl, ilm-i
ahval-i kütüp tamlamas›yla karfl›lanm›flt›r. Edebiyat› Cedideciler
ise “kitabiyat” terimini kulland›lar. Kaynakçalar, düzenleniflleri
bak›m›ndan söz konusu yap›tlar›n yaln›z künyelerini kapsayaca-
¤› gibi, o eserle ilgili aç›klay›c› bilgileri içerebilir ya da elefltirel
nitelik tafl›yabilir. Alfabetik s›ralama ise yazar ya da kitap adla-
r›na, yap›tlar›n konular›na göre yap›labilir. Ayr›ca belli bir zaman
diliminde yay›mlanm›fl yap›tlar› kapsayan kaynakçalar›n yan› s›-
ra sürekli yay›mlanan periyodik kaynakçalar da vard›r.
KAYSER‹,
‹ç Anadolu Bölgesi’nin Orta K›z›l›rmak bölümün-
de il ve bu ilin merkezi olan kent. Kuzeyde Yozgat ve Sivas, ku-
zeydo¤uda Sivas, güneydo¤uda Kahramanmarafl, güneyde
Adana ve bat›da Ni¤de ve Nevflehir illeriyle s›n›rlan›r. ‹l toprak-
lar› ‹ç Anadolu’nun güneydo¤usunda oldukça engebeli bir yö-
rede yer al›r. ‹lin hemen hemen orta kesiminde yükselen Erciyefl
kitlesi; do¤uda (Sar›z ilçesinde) Orta Toroslar›n il topraklar› içi-
ne giren baz› kollar›; güneyde, Yahyal› ilçesi yak›nlar›na kadar
sokulan Alada¤lar’›n kuzey uzant›lar›; kuzeyde, Sar›o¤lan ilçesi-
nin do¤usunda H›nz›r Da¤› ilin bafll›ca da¤lar› ve da¤l›k yörele-
ridir. Bunlar
içinde Erci-
yefl, Kayseri
ilinin bir sim-
gesidir. Kay-
seri ilinde ‹ç
Anadolu’nun
az ya¤›fll›, yar›
karasal bozk›r
iklimi
ege-
mendir. Kay-
seri’de; en so-
1...,366,367,368,369,370,371,372,373,374,375 377,378,379,380,381,382,383,384,385,386,...672
Powered by FlippingBook