KRONOLOJ‹
405
KR‹STAL,
atom ve molekülleri, nitelik ve niceliklerine göre
aralar›ndaki aç› ve uzakl›klar belirli, enerjileri ise en düflük dü-
zeyde olacak biçimde düzenlenmifl kat› madde. Kristaller do¤al
olarak oluflmufl yüzeylere sahip, homojen kat›lard›r. D›fl görü-
nüfllerinin düzenlili¤i iç yap›lar›n›n düzenlili¤inin göstergesidir.
Biçim düzenlili¤i do¤al kristallere özgü olmay›p birçok inorga-
nik kat› da genellikle mikroskobik büyüklükte kristal yap› göste-
rir. Gerçek kristalleri, kendileri de kristal yap› gösteren ama yü-
zeyleri yapay olarak kesilmifl de¤erli tafllardan ay›rt etmek gere-
kir. Kristal yap›s› göstermeyen kat›lar amorf olarak adland›r›l›r.
Kristaller örgülerinin yap›s›na ya da atomlar›n› bir arada tutan
ba¤lara göre elektrovalent ya da iyonik kristal, kovalent kristal
ve metalik kristal adlar›yla s›n›fland›r›l›rlar.
KR‹STOF KOLOMB
(1450 - 1451 Cenova/Savona ? -
1506 Valladolid), Amerika’y› bu-
lan ünlü denizci. ‹talya’daki yafla-
m› hakk›nda pek bilgi yoktur. Ko-
lomb’un 1492’de gerçekleflen ta-
rihî yolculu¤una kadarki yaflam›
ve kiflili¤i hakk›nda birçok söy-
lentiler vard›r. On y›l boyunca ta-
sar›lar›n› gerçeklefltirmek için
önce Portekiz, sonra ‹spanya
krallar›n›n yard›m›n› sa¤lamaya u¤raflt›, fakat baflaramad›. So-
nunda Granada’n›n al›n›fl› onuruna ‹sabel de Castilla, Ko-
lomb’un bir filo kurup yola ç›kmas›na, bulaca¤› topraklara kral
vekili ve genel vali atanmas›na karar verdi. Böylece Kolomb,
Santa Maria, Pinta ve Nina adl› gemilerle, Pinzon kardefllerin
eflli¤inde 3 A¤ustos 1492’de ‹spanya’n›n Palos Liman›’ndan yo-
la ç›kt›. Zaragoza Denizi’nden ve Kanarya Adalar›’ndan geçerek
Atlas Okyanusu’nda, bat›ya do¤ru aç›ld›. 11-12 Ekim gecesi bir
adaya vard› (Bahama Adalar›’ndan bugünkü Watling Adas›) ve
bu adaya San Salvador ad›n› verdi. Bat›ya do¤ru yolculu¤unu
sürdürerek Büyük Antiller, Küba ve Haiti’yi buldu. Haiti k›y›s›n-
da Hispaniola adl› bir garnizon kurdu ve ‹spanya’ya geri döndü.
Kendisine amirallik rütbesi verildi. K›sa süre sonra 17 gemilik
büyük bir filoyla yeniden yola ç›kt› ve Dominik, Guadeloupe;
Porto Riko, Jamaika ve Küba’n›n öteki k›y›lar›n› buldu (Eylül
1493 - Haziran 1494). Yerliler ile ‹spanyollar aras›nda yo¤un
savafllar bafllad›. Kolomb yeniden ‹spanya’ya döndü ve yeni
güçlerle üçüncü yolculu¤una ç›kt› (1498 - 1500). Amerika K›ta-
s›’n›n Orinoco’ya dek k›y›lar›n› ald›, Trinidad, Tobago ve Grana-
da Adalar›’na ç›kt›. ‹spanyol güçlerinin yerlilere karfl› girifltikleri
soyk›r›mlara karfl› ç›kt›¤› için görevinden al›nd›, zincire vurulup
‹spanya’ya yolland›. 1502’de buldu¤u topraklara dördüncü kez
gitti. Antiller, Orta Amerika ve Honduras k›y›lar›n› tarad›. ‹span-
ya’ya döndü¤ünde iyice gözden düfltü¤ünü anlad›. Yaln›zl›k ve
yoksulluk içinde ölürken, buldu¤u topraklar›n Hindistan oldu-
¤unu san›yordu.
KROM,
periyodik cetvelin VIB grubunda bulunan, gümüfl be-
yaz› renkte metal element. Metal elementlerin en yayg›n› olmak-
la birlikte do¤ada serbest hâlde bulunmaz. En önemli minerali
kromit (FeCr
2
O
4
) bafll›ca Afrika, Rusya ve Türkiye’de (Bursa,
Fethiye, Guleman) bulunur. Cevheri karbon ya da silisyumla
ferrokroma indirgenir. Krom (3) oksit alüminotermi yöntemiyle
indirgenerek saf krom elde edilir. Havada koruyucu bir oksit ta-
bakas›yla kapland›¤› için korozyona dayan›kl› alafl›m (paslan-
maz çelik) yap›m›nda ve elektrikli kaplamada (kromaj) kullan›l›r.
Krom (3) oksit (Cr
2
O
3
) yeflil, kurflun kromat (PbCrO
4
) ise sar›
pigment olarak, öteki krom bileflikleri de sepileme iflleminde ve
boyarmadde olarak, kuvvetli bir yükseltgen olan kromik asit
(H
2
CrO
4
) de foto¤rafç›l›kta ve kromaj banyosunda kullan›l›r.
KROMOZOM,
insan, hayvan ve bitki hücrelerinde yer alan
ve kal›t›m› tafl›yan k›vr›m çubuk fleklinde cisim. Kromozomlar,
alyuvarlar d›fl›nda bütün hücrelerde bulunur. Kromozomlar›n
canl›lar evreninde en büyük önemi “genetik kodu” tafl›malar›d›r.
Mikroskop alt›na, özel boyalarla renklendirildikten sonra görü-
lebilen kromozomlar›n boylar› 2-5 mikron, çaplar› 0,2-2 mikron
aras›ndad›r. Baz› böcek kromozomlar›n›n boyu 400 mikrona ka-
dar ç›kabilir. ‹plik biçiminde olan kromozomun sarmal eksenine
“kromonema” denir. Kromoneman›n üstünde yer alan “kromo-
mer”lerin içinde de genler bulunur. Her canl›n›n vücut hücrele-
rinde “2 n” ile gösterilen, belli bir çift say›da kromozom bulu-
nur. Bu hücrelere “diploit hücre” denir. Bitki ve hayvanlar›n üre-
me organlar›nda mayoz bölünmeyle, diploit hücrelerden, kro-
mozom say›s› yar›ya inmifl üreme hücreleri oluflur. Kromozom-
lar› “n” say›da olan bu hücrelere “haploit hücre” denir. Erkek ve
difliden gelen haploit üreme hücreleri birlefltiklerinde normal bir
diploit hücre olufltururlar. Kimi türlerde (insanda oldu¤u gibi)
erkeklerin kromozomunda cinsiyeti belirleyen kromozom çifti,
birbirine benzemeyen XY kromozomlar›ndan oluflur. Diflilerin-
deyse cinsiyet koromozomlar› XX’tir. Kimi türlerde ise diflilerin
cinsiyet kromozomlar› heterogametlidir (yani XY biçiminde). ‹n-
san kromozomlar› 23 çift, yani 46 adettir. Sirke sine¤inde 8,
kurba¤ada 26, çekirgede 30, farede 42, koyunda 54, köpekte 78,
tütünde 48, çavdarda 14, zambakta 24 kromozom vard›r. Kro-
mozomlar, kimyasal yap›lar› çok iyi bilinen D.N.A. (dezoksiribo-
nükleik asit) molekülleri ile histon denilen proteinlerden oluflur.
D.N.A. zincirleri, gen denilen özgül proteinleri sentezleyen bi-
rimlere sahiptir. Kromozomlardaki genlerin yerlerine ba¤l› ola-
rak baz› kal›t›msal hastal›klar bulunmufltur; daltonizm, hemofili,
miyopluk vb. Ayr›ca dölüt oluflmas›nda difli ve erkekten gelen
kromozomlar›n 2N’den fazla ya da eksik say›da birleflmeleriyle,
mongolizm gibi kromozom hastal›klar› görülür.
KRONOLOJ‹,
tarihî olaylar›n tarih ve s›ralan›fl›n› inceleyen
bilim ve tarihî olaylar›n s›ralan›fl dizini, zamandizin. Tarih bili-
minin yard›mc› bilimlerinden biridir. Geçmiflteki olaylar›n tarih-
leri çeflitli yöntemlerle saptan›r. Tarihi kesinlikle saptanamayan
bir olay, önceki ve sonraki olaylara göre yaklafl›k olarak tarihle-
nebilir. Kesin tarih saptamas› için çeflitli yöntemler uygulan›r:
Karbon 14 yöntemi gibi. Çiçektozu (polen) ayr›flt›rmas›yla ince-
lenen örnek, ayr›flt›rmas› yap›lan çiçektozunun ait oldu¤u bitki-
nin yaflad›¤› ça¤a tarihlenebilir. Bir tahta içindeki büyüme hal-
kalar›yla yaflayan a¤açlardaki büyüme halkalar› karfl›laflt›r›larak,
tahtan›n elde edildi¤i dönem saptanabilir. ‹nsan›n zaman› bö-
lümlere ay›rma konusundaki ilk giriflimi, s›cak ve so¤uk mev-