okul ansiklopedisi - page 434

MA⁄ARA
434
deniz suyundan 1,8 kg. magnezyum ç›kar›labilir. Ergimifl mag-
nezyum klorürün (MgCl
2
) elektroliziyle ya da silikotermik yön-
temle (dolomitin ›s›t›larak kurutulmas›yla elde edilen oksitler
kar›fl›m›n›n, ferrosilisyum ile yüksek s›cakl›kta indirgenip mag-
nezyum kristallerinin oluflmas›) elde edilir. Elektroliz yöntemin-
de magnezyum klorür deniz suyundan elde edilebilir. Bunun
için deniz suyuna sönmüfl kireç kar›flt›r›larak Mg(OH)
2
çöktürü-
lür ve çökelek ›s›t›larak magnezyum oksite (MgO), bu da kok ve
klor gaz›yla magnezyum klorüre çevrilir. Yap›m ifllerinde kulla-
n›lan en hafif metal, magnezyumdur. Havada koruyucu bir oksit
ve karbonat katman›yla örtülerek donuklafl›r. Havada bir oksi-
jenle birlikte göz kamaflt›r›c› bir ›fl›k vererek yanar. Bu özelli¤iy-
le flafl lambalar›nda kullan›l›r. Magnezyum alafl›mlar› otomotiv,
uçak ve uzay araçlar› sanayiinde büyük önem tafl›r. Magnezyum
oksit, atefle dayan›kl› tu¤la yap›m›nda kullan›l›r. Manyezi ad›yla
da bilinen bu oksit, magnezyum klorür çözeltisiyle kar›flt›r›ld›-
¤›nda dayan›kl› bir çimento oluflturdu¤undan s›va olarak kulla-
n›l›r. Magnezyum, insan vücudunun % 0,05’ini oluflturur. Bir-
çok enzimin, ayr›ca klorofilin de bilefliminde bulundu¤undan
yaflam için zorunlu bir elementtir.
‹NG‹L‹Z TUZU
MA⁄ARA,
do¤a ya da insanlar taraf›ndan yamaçlara ya da
kayalara aç›lm›fl kovuk. Do¤ada aç›lm›fl olan ma¤aralar, karbo-
natl› sular, lavlar, deniz suyu gibi afl›nd›r›c›lar›n kayalara etkime-
siyle oluflmufltur. Karbonatl› sular, kireçtafl› gibi kolayl›kla kim-
yasal afl›nd›rmaya u¤ratabilecekleri kayalar› oyarak, kimi zaman
200 m.yi aflan ma¤aralar oymufltur. Ma¤aralar›n içinde sark›t ve
dikitlerden oluflan çok ilgi çekici görünümler elde edilir. Bu tip
ma¤aralar ilk zamanlarda insanlar›n bar›na¤› görevini yapm›flt›r.
Deniz dalgalar›n›n mekanik afl›nd›rmas› sonucunda, dayan›ks›z
kayalar zamanla afl›narak deniz k›y›lar›ndaki ma¤aralar› olufltur-
mufltur. Bu çeflit ma¤aralar yerin birkaç yüz metre alt›na kadar
inebilir. Yanarda¤lar›n a¤z›ndan ya da yamaçlar›ndan akan lav-
lar›n donarken oluflturdu¤u ma¤aralara lav ma¤aralar› denir.
Buzullarda, buzun kimi k›s›mlarda eriyip donmas› sonucu buz
ma¤aralar› oluflur. Ma¤aralar bilim adamlar›n›n ilgisini çekmek-
tedir. Jeologlar, ilgili yerin yap›s› hakk›nda incelemelerde bulu-
nurlarken, arkeologlar da ma¤aralara yerleflmifl muhtemel ilkel
insan topluluklar›n›n kal›nt›lar›n› ararlar. Dünyan›n en genifl ve
en büyük ma¤aras› ABD’de Kentucky eyaletindeki Mammouth
ma¤aras›d›r. Bu ma¤aralar›n galerileri ile birlikte uzunlu¤u 100
km.yi bulur. Türkiye’de de, Hatay’daki Ma¤arac›k köyü yak›n›n-
daki ma¤ara, arkeolojik bak›mdan çok de¤erlidir; burada kat kat
befl ayr› kültüre ait kal›nt›lar bulunmufltur. Antalya ilindeki Dam-
latafl ma¤aras› ise do¤al güzelli¤i yan› s›ra, havas›ndaki karbon
dioksit, yüksek nem, alçak s›cakl›k ve radyoaktivite sayesinde
ast›m hastal›¤›na iyi gelmesiyle tan›nmaktad›r.
MAHALLE MEKTEB‹,
Osmanl› döneminde okuma, yazma
ve basit din bilgileri ö¤reten okul. Befl-alt› yafl›ndaki k›z ve erkek
çocuklar›n okuduklar› bu okullara sübyan mektebi de denirdi.
Ö¤retim genellikle ezbere dayan›rd›. ‹lk mahalle mektebi Fatih
Sultan Mehmet taraf›ndan Fatih Camii yan›nda aç›ld›. Tanzimat
döneminde mahalle mekteplerinin say›lar› dört yüzü buldu. Bu
okullarda çocuklara yemek de verilirdi. Varl›kl› ailelerin çocukla-
r›n›n mahalle mektebine bafllamalar› özel bir törenle olurdu.
Mektep hocas› yüksek bir minder üstüne oturur ve çocuklara is-
tedi¤i cezay› verebilirdi. Bafll›ca cezay› falaka olufltururdu.
MAHATMA,
Hindistan’da önemli din adamlar›na verilen un-
van. Sözcük, Sanskritçe olup “Büyük Ruh” anlam›na gelmekte-
dir. Mahatma unvan›yla adland›r›lan kifliler, bilgelikte ve insan-
lara yard›mc› olmada en son aflamaya gelmifl say›l›rlard›. Tüm
çabalar›, baflkalar›n›n ruhsal kurtulufla eriflebilmelerine yönelik-
tir. Hintli ulusal önder Gandi, en tan›nm›fl Mahatma’d›r.
MAHFUZ, Necip
(1911 Kahire), M›s›rl› yazar. Felsefe e¤i-
timi gördü. 1988 y›l› Nobel Edebiyat Ödülü’ne lây›k görülen
Mahfuz, bu ödülü alan ilk Arap yazard›r. Bafll›ca yap›tlar›: “Aba-
sü’l-Akdar” (1939, Kaderin Oyunu), “Radubis” (1943), “Kifah
Tiba” (1944, Teb ‹çin Mücadele), “Hanü’l-Halili” (1941), “el-
Kahira el-Cedide” (1945, Yeni Kahire), “Zakakü’l-Midak”
(1947, Ara Sokak), “el Bidaye ve’n-Nihaye” (1949, Bafllang›ç ve
Son), “Beyne’l Kasreyn” (1956, ‹ki Saray Aras›nda), “Kasrü’fl -
fievk” (Özlem Saray›), “es-Sükkeriyye” (1957), “El-Liss ve’l Ki-
lab” (1961, H›rs›z ve Köpekler), “Sersera Fevka el-Nil” (1966,
Nil’de Gevezelik), “Miramar” (1967).
MAHKEME,
yarg›lama yeri. 1982 Anayasas›’n›n 9. madde-
sine göre yarg› yetkisi, Türk ulusu ad›na ba¤›ms›z mahkemeler-
ce kullan›l›r. Anayasa’n›n 142. maddesinde de; mahkemelerin
kuruluflu, görev ve yetkileri, iflleyifli ve yarg›lama usullerinin ya-
sayla düzenlenece¤i belirtilir. Türkiye’deki mahkemeler üç bö-
lümde toplanabilir: Üst Mahkemeler (Anayasa Mahkemesi, Yar-
g›tay, Askerî Yarg›tay, Dan›fltay, Askerî Yüksek ‹dare Mahkeme-
si, Say›fltay, Uyuflmazl›k Mahkemesi); Genel Mahkemeler (Sulh
Hukuk, Asliye Hukuk, Sulh Ceza, Asliye Ceza, A¤›r Ceza Mah-
kemeleri); Özel Mahkemeler (‹fl, Ticaret, Tapulama, Askerî, Di-
siplin, S›k›yönetim Mahkemeleri). Mahkemeler tek ya da çok
yarg›çl› olabilir. Türk hukukunda çok yarg›çl› (toplu hâkim) sis-
tem temel al›nmakla birlikte, sulh ve asliye mahkemelerinin her
iki türünde oldu¤u gibi, gerekli durumlarda tek yarg›çl› mahke-
melerinin kurulmas›na da olanak tan›r. Üst mahkemelerin her
biri, kendileriyle ilgili anayasa maddesine dayanarak özel ya-
sayla kurulmufltur. Genel mahkemelerin kuruluflu 1924 y›l›nda
ç›kar›lan bir yasaya dayan›r. Özel mahkemeler ise, her biri ayr›
kurulufl yasas›yla oluflturulmufltur.
MAHLAS,
bir kimsenin ikinci ad›. Edebiyat terimi olarak es-
kiden sanatç›lar›n yap›tlar›nda kullanmak için ald›klar› ikinci ada
denilmifltir. Mahlas kullanmaya tahallüs, mahlas›n geçti¤i beyi-
te de mahlas beyti denilirdi. Mahlas, günümüzdeki kullan›m›y-
la takma ad›n karfl›l›¤› say›lamaz. Çünkü takma ad gibi belirli
amaçlarla, zaman zaman kullan›lan bir ad de¤ildir. Tersine, sa-
natç›n›n ilk ad› unutulmufl, sanatç›lar mahlaslar›yla an›lm›fllar-
d›r. Bunun nedeni flairlerin fliire bafllad›klar›nda mahlas edin-
melerinin gelenekselleflmifl olmas›d›r. Ayn› gelenek halk fliirin-
de de görülür.
MAHMUT I
(1696 Edirne - 1754 ‹stanbul), Osmanl› padifla-
h›. II. Mustafa’n›n o¤ludur. 1730 y›l›nda Patrona Halil ‹syan› ile
1...,424,425,426,427,428,429,430,431,432,433 435,436,437,438,439,440,441,442,443,444,...672
Powered by FlippingBook