biyotikler, hemen hemen tüm mantar ve mikrop etki alan›n›
(virüslerin d›fl›nda) kaplamaya yarad›¤› gibi, mikroplar›n ilk
antibiyotiklere karfl› kazand›klar› direnci de önlerler. Antibi-
yotikler a¤›zdan verilebildi¤i gibi do¤rudan do¤ruya dama-
ra ya da kalça adalesine fl›r›nga edilebilirler. Ayr›ca deri
hastal›klar›nda yerel olarak pomat ya da toz hâlinde yararla-
n›l›r. Antibiyotik tedavisi, genellikle, hasta vücut, savunma-
s›n› kendi olanaklar›yla sa¤layamad›¤› ya da çok güç sa¤la-
d›¤› zaman kullan›l›r. Böylece bu ilâçlar›n sak›ncalar› ve
ilerde hastal›¤a yol açacak dirençli döllerin ortaya ç›kmas›
önlenmifl olur. Antibiyotiklerin en önemli yan etkileri, di¤er
ilâçlarda oldu¤u gibi, afl›r› duyarl›k nedeniyle oluflan alerji-
dir. Ayr›ca, ba¤›rsaklardaki yararl› bakterileri, yani ba¤›rsak
floras›n› öldürdüklerinden buradaki mikroorganizmalar ara-
s›ndaki dengenin bozulmas›na ba¤l› olarak ishale ve vitamin
eksikli¤ine neden olabilirler. Sürekli ve yüksek dozda kulla-
n›lan antibiyotik, azot birikimi ve idrar tutuklu¤u sonucu
böbrek yetmezli¤ine ve üremiye yol açabilir. Kana geçtikten
birkaç saat sonra vücuttan at›ld›¤›ndan ilâçlar›n belli aral›k-
larla al›nmas› gerekmektedir.
ANT‹KOR ve ANT‹JEN,
vücut, kendini enfeksiyonla-
ra karfl› korumak için çeflitli yollara baflvurur. Bunlar›n en
önemlilerinden biri, vücudun antijen ad› verilen yabanc›
maddelere karfl› antikor denilen özel kimyasal moleküller
üretme yetene¤idir. Antijenlerin ço¤unlu¤u virüsler, bakte-
riler ya da toksinlerdir. Vücut bir antijene karfl›, özel bir an-
tikor üretir ve bu ikisi etkileflime girerler. Antikor, antijenle-
ri kümelefltirip akyuvarlar›n sald›r›s›n› kolaylaflt›rabilece¤i
gibi, antijenlerin yüzey özelliklerini de¤ifltirerek akyuvarlar-
ca daha kolay sindirilmelerini de sa¤layabilir. Toksinler söz
konusu oldu¤unda, antikorlar bunlar›n zehirli etkilerini
nötrlefltirirler. Kimi zaman, antikorlar ve antijenler aras›nda-
ki etkileflim fliddetli geçer ve dokular zarar görebilir. Ço¤u
alerjilerin nedeni budur. Organ naklinin en temel sorunu
olan, yabanc› dokunun vücutça reddedilmesi de bundan
kaynaklan›r. E¤er vücut, sözkonusu antijenle daha önceden
karfl›laflm›flsa, antikorlar› çok daha h›zl› üretir. K›zam›k ve
suçiçe¤i gibi hastal›klara karfl› kazan›lan ba¤›fl›kl›¤›n teme-
linde bu yatar. Daha a¤›r hastal›klarda, vücut ilk sald›r›y›
kald›ramayacak kadar zay›f oldu¤undan, ba¤›fl›kl›k edinme
flans›n› yitirebilir ve hasta kurtulamayabilir. Bunu önlemek
için, zay›flat›lm›fl ya da zarars›z antijenler verilir ve vücudun
antikor üretmesi sa¤lanabilir. Dolay›s›yla vücut, hastal›kla
karfl›laflmadan önce yapay bir ba¤›fl›kl›k kazanm›fl olur. Ço-
cuk felci, tifo ve baflka birçok tehlikeli hastal›¤›n yol açt›¤›
ölümler, afl› denen bu yöntemle önlenmifltir.
ANT‹LOP,
boynuzlugillerden, s›cak ülkelerde yaflayan ve
çok h›zl› koflabilen memeli hayvanlar›n genel ad›
(Antilo-
pe).
Daha çok Afrika’da ve Hindistan’da yayg›nd›rlar. Boy-
nuz biçimleri çok de¤iflik, cüsseleri de birbirinden farkl›d›r.
Antiloplar bir yönüyle s›¤›r›, bir yönüyle de koyun ve keçiyi
and›ran hayvanlard›r. Bafll›ca cinsleri: Ceylan, kudu, gnu,
kaama, keseli antilop, cüce antilop, addaks, orongo.
ANT‹SEPT‹K,
bakteri ve virüsleri öldüren ya da onlar›n
ço¤almas›n› engelleyen madde. Antiseptikler, hastanelerde,
cerrahî servislerinde araçlar›n mikropsuz, yani steril hâle ge-
tirilmesi, operasyon alan›n›n ve ellerin temizlenmesi, yara-
lardaki mikroplar›n öldürülmesinde kullan›l›r. Antiseptiklerin
hücre protoplazmas›n› bozmak ya da p›ht›laflt›rmak gibi etki-
leri vard›r. Bu etkilerinden dolay› bunlara genel protoplazma
zehirleri de denir. Antiseptik olarak kullan›lan kimyasal mad-
delerin en önemlileri alkol, formaldehit, benzoik asit, sod-
yum hidroksit, oksijenli su, potasyum permanganat, tentür-
diyot, fenoller, bak›r sülfat ve hipokloritler (metilen mavisi,
rivanol, fenazopiridin) gibi antiseptik boyalard›r.
ANT‹TOKS‹N,
vücudun, hastal›k yap›c› mikroplar›n toksin-
lerini zarars›z k›lmak için oluflturdu¤u antikor. Bunlar difteri ve
tetanoz gibi hastal›klara karfl› etkilidir. Kana az miktarda toksin
enjekte edildi¤inde, vücut antitoksinleri üretir. Böylelikle enfek-
siyonlara karfl› haz›rl›kl› olur ve onlarla daha çabuk bafla ç›kabi-
lir.
ANTOLOJ‹,
seçilmifl nesir ve naz›m parçalar›ndan oluflan
kitap, güldeste. Yunanca “anthologia” sözcü¤ü “anthos” (çiçek)
ve “legein” (derlemek) sözcüklerinden türetilmifltir. ‹lk antoloji-
leri ‹lk Ça¤’da Yunanl›lar derlemifllerdir. Belli bir zaman dili-
minde verilmifl de¤iflik türlerdeki yap›tlardan bir antoloji yap›la-
bilece¤i gibi, tek bir yazardan, belli bir ulusun edebiyat›ndan ya
da dünya edebiyat›ndan seçilmifl parçalarla da antolojiler yap›-
labilir. Antoloji yapan›n amac›, her çeflit okuyucuya seslenebi-
lecek seçme örnekleri bir araya toplamakt›r. Burada seçmeyi ya-
pan›n be¤enisi ön plândad›r. Ama genifl bir tarih dilimini kap-
sayan antolojilerde ortak be¤eni a¤›r basar. Ça¤›nda sevilmifl,
daha sonra gelenlerce de be¤enilmifl ve edebiyatla u¤raflanlar›n
de¤erlendirmesinden geçmifl parçalar antolojilerde yer al›r. Ki-
mi zaman antolojilerin, edebiyat tarihi olma görevini de yüklen-
dikleri görülür. Özellikle Türkiye’de Tanzimat’tan sonra yaz›lan
edebiyat tarihlerinin daha çok bir antoloji niteli¤i tafl›malar›,
edebiyat tarihi alan›ndaki çal›flmalar›n yeni olmas›na, yöntem-
sizli¤e ba¤lanmal›d›r. Divan edebiyat› örneklerini bir araya top-
layan mecmualar, halk fliirlerinin topland›¤› cönkler, çeflitli tür-
lerde yap›lan seçmeler (müntahabat) tam anlam›yla birer anto-
loji örne¤idir.
ANZAK
ya da
ANZAC
(Australian and New Zeland Army
Corps’un k›saltmas›), I. Dünya Savafl› s›ras›nda ‹ngilizlerle bir-
likte savaflan ve üstün baflar› gösteren Avustralyal› ve Yeni Ze-
landal› birliklere verilen ad. 1915’te, Çanakkale’nin Osmanl›lar-
dan al›nmas› için düzenlenen ve baflar›s›zl›kla sonuçlanan Geli-
bolu seferinde gösterdikleri kahramanl›kla tan›nm›fllard›r.
1916’da da Fransa’da I. Dünya Savafl›’n›n en fliddetli çarp›flma-
lar›nda yer ald›lar. 1917’de Avustralya ve Yeni Zelanda birlikle-
ri birbirinden ayr›l›nca ANZAC ad› resmî bir nitelik tafl›maktan
ç›kt›. Avustralya ve Yeni Zelanda’da Gelibolu ç›karmas›n›n y›l-
dönümü olan 25 Nisan’da, bir ANZAC günü düzenlenmektedir.
Savafl›n 70. y›ldönümünde Gelibolu’daki Küçük Ar›burnu ile
Büyük Ar›burnu aras›ndaki koya Anzak Koyu ad› verilmifltir.
ANT‹KOR ve ANT‹JEN
44