re” Falkland’a bir donanma gönderdi. Bir ay kadar süren sava-
fl›n sonunda Arjantin birlikleri 14.6.1982’de ‹ngiliz birliklerine
teslim oldular. Savafl, Arjantin’de yeni bir rejim bunal›m›na yol
açt›. General Galtiere görevden al›narak yerine General Reynal-
do Bignone getirildi. Artan muhalefet karfl›s›nda 30 Ekim
1983’te seçime gidildi ve seçimleri Radikaller kazand›, Raul Al-
fonsin devlet baflkan› oldu. Askerî yönetim, Bignone dönemin-
de kabul edilen bir yasa ile dönemin sorumlular›n› güvence al-
t›na alm›flt›. Bu yasay› yürürlükten kald›ran Alfonsin yönetimi,
cunta yöneticilerini mahkeme önüne ç›kartt›. Üniversite özerk-
li¤i ve bas›n özgürlü¤ü yeniden sa¤land›. Uzun süre IMF ile
anlaflmaya yanaflmayan Alfonsin yönetimi, y›lda %1000’i aflan
enflasyonu denetim alt›na alabilmek ve ekonomik istikrar› sa¤-
lamak için 14 Haziran 1985’te Austral Plân› ad› alt›nda yeni bir
ekonomik önlemler paketini uygulamaya koydu. Ayn› y›l para
birimi de¤ifltirilerek 1000 pesoya eflde¤erde “austral” para bi-
rimi kabul edildi. Arjantin’de, Alfonsin yönetimiyle demokrasi-
ye geçildiyse de zaman zaman baflar›s›z darbe giriflimleri ol-
mufltur. May›s 1989’da yap›lan seçimlerde ise, Alfonsin, cum-
hurbaflkanl›¤›n›, oylar›n %47’sini alan Peronist aday Carlos
Menem’e (El Turco) b›rakt›. Kas›m 1999’daki baflkanl›k seçim-
lerini Peron karfl›t› muhalefet aday› Fernando Alvarez de la Rua
kazand›. Arjantin’de 2001 y›l›nda büyük bir ekonomik kriz ya-
fland›. 2003 y›l›nda büyük bir halk ayaklanmas› oldu. Ayn› y›l
yap›lan seçimde “Sol-Peroncu” Nestor Kirchner kazand›.
ARKEOLOJ‹,
konusu, geç-
mifl kültürler hakk›nda, geride
b›rakt›klar› maddî kal›nt›lar› sis-
temli bir biçimde araflt›rarak ve
yorumlayarak bilgi edinmek
olan bilgi alan›. Arkeoloji, di¤er
baz› alanlarla, özellikle de Eski
Ça¤ tarihi, sanat tarihi, dilbilim,
insanbilim, nümismatik ve eski
yaz›tlar bilimiyle (epigrafi) s›k›
iliflkileri olan bir dald›r. Radyo-
aktif yafl belirleme yöntemleri de
kullanan arkeolojinin ilgi alan›,
Pompei gibi eski kentlerden,
balta saplar›, çömlek ve kumafl
parçalar› ve kemikler gibi görece
daha basit konulara dek uzan›r.
Arkeolojinin karfl›laflt›¤› en bü-
yük güçlüklerden biri de, bulu-
nan kal›nt›lar›n ve onlar› b›rak-
m›fl insanlar›n yaflamlar›n›n ye-
niden tasar›mlanmas›d›r. Bunun
do¤ru bir biçimde yap›labilmesi
için, söz konusu uygarl›klar›n
ekonomilerinin hangi temel et-
kinlik üzerine kuruldu¤u, tekno-
lojilerinin hangi aflamada oldu-
¤u, tap›nma biçimleri, konufl-
tuklar› dil, hangi topluluklarla iliflki içinde bulunduklar› ve ge-
rilemelerinin nedenleri gibi sorular›n cevaplanmas› gerekir.
Genç bir bilgi alan› say›lan arkeoloji, akademik bir disiplin ola-
rak 19. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda ortaya ç›kt›. 18. yüzy›la kadar,
eski kültürlerin sanat yap›tlar› büyük ölçüde göz ard› ediliyor ve
de¤erlendirilmiyordu. Rönesans’la birlikte geliflen Roma ve
Yunan hayranl›¤›, al›fl›lmam›fl ve güzel olan ögelerde yo¤un-
laflt›. ‹talya ve Akdeniz k›y›lar›nda eski yap›tlar toplayan gezgin-
ler, geçmiflin anlafl›lmas›nda çok önemli olabilecek birçok ka-
l›nt›y›, bu gerekçeyle de¤ersiz sayd›lar ve y›k›p bozdular. 1764
y›l›nda, Alman sanat tarihçisi J. Joachim Winckelmann, “Eski
Sanat›n Tarihi” adl› yap›t›n› yay›mlad›. Winckelmann’›n Yunan
kültürü karfl›s›ndaki coflkusu ve Yunan sanat› hakk›nda Roma
kaynaklar›na dayanarak yapt›¤› aç›klamalar, 18. yüzy›lda klasik
antikite üzerine yo¤unlaflm›fl ilgi aç›s›ndan oldukça önemliydi.
Bu ilgi, Herculaneum’da (1738-1765) ve Pompei’de (1784) ya-
p›lan kaz›larla zaten canlanm›flt›. Ayn› zamanda Roma’da da
araflt›rmalar sürdürülüyordu. 18. yüzy›l, arkeoloji aç›s›ndan
çok önemli bir keflifle sonuçland›: M›s›r’daki St. Julien kalesi-
ni onarmakta olan I. Napoleon’un askerleri, Rozet Tafl›’n› bul-
dular. Üzerinde iki dilde, üç de¤iflik el yaz›s›yla kaz›nm›fl yaz›t-
lar bulunan tafl, M›s›r hiyeroglifinin yorumlanmas›n›n yolunu
açt›. 1803-1812 y›llar› aras›nda Lord Elgin, Parthenon’un friz-
lerindeki mermer heykelleri buldu. Rozet Tafl› ve Elgin mermer-
leri, flimdi Londra’daki British Museum’dad›r. 19. yüzy›l so-
nunda, Alman arkeolo¤u Heinrich Schliemann, eski Troya’n›n
kal›nt›lar›n› keflfetti, Miken’deki kalenin çevresinde bulunan sa-
ray› ve ayn› yerdeki ifllemelerle süslü mezar tafllar›n› ortaya ç›-
kard›. Schliemann, Miken uygarl›¤›na ait bu kal›nt›lar›, Home-
ros’un destanlar›ndaki yerler ve olaylarla özdefllefltirerek temel
bir hata yapt›ysa da çal›flmalar›, bu uygarl›k hakk›nda bir dizi
önemli keflfin yolunu açt›. ‹ngiliz arkeolo¤u Sir Arthur Evans,
1899’da Knossos’da kral Minos’un saray›n›n kal›nt›lar›n› buldu.
Evans ayn› zamanda, Yunancan›n eski biçimlerini kapsayan
birçok resimli elyazmas›n› da ortaya ç›kard›. Bilinen en eski uy-
garl›klar olan Sümer ve Akad uygarl›klar›na ait çal›flmalar, Sir
Leonard Woolley ve di¤er arkeologlar›n çabalar›yla h›z kazan-
d›. Eski M›s›r sanat›n›n birçok zengin örne¤inin bulundu¤u Tu-
tankamon’un mezar› 1922’de Howard Carter taraf›ndan keflfe-
dildi. Bütün bu arkeolojik çal›flmalara ek olarak Amerika k›ta-
s›nda Maya, ‹nka, Aztek uygarl›klar› üzerine çal›flmalar yap›ld›.
Anadolu’da ilk kaz›, H. Schliemann taraf›ndan bafllat›ld›. Bilim-
sel yöntemlerden oldukça uzak olan bu çal›flma, I.V. Dörpfeld
taraf›ndan daha sistematik bir biçimde sürdürüldü. Bergama,
Milet, Didima, Efes ve Sardes’te Almanlar ve Amerikal›larca
önemli sonuçlar veren kaz›lar yap›ld›. Anadolu’da kaz›lar yapan
arkeolog E. Chantre, Hitit uygarl›¤› üzerinde çal›flmalarda bu-
lundu. ‹stanbul müzeleri ad›na çal›flan arkeologlar Makrildi ve
Winkckler, Bo¤azköy’deki Hitit arflivini buldular. I. Dünya Sa-
vafl›’ndan sonra daha sistematik bir hâle gelen kaz›lar, Kültepe,
Aliflar ve Bo¤azköy’deki çal›flmalarla sürdürüldü. Özellikle Os-
man Hamdi Bey, kaz›lar›n düzenli yürütülmesi için çaba gös-
terdi. Cumhuriyet döneminde ise, H. Z. Koflay ve R. O. Ar›k,
Ahlatl›bel, Göllüda¤ ve Karalar’da kaz› çal›flmalar›na bafllad›lar.
ARKEOLOJ‹
49