MENENJ‹T
458
lan askerî mahkeme, ço¤u Nakflibendî tarikat›ndan olan 28 kifli
hakk›nda idam, pek çok kifli hakk›nda da hapis cezas› vermifltir.
MENENJ‹T,
beyin-omurilik zarlar›n›n iltihaplanmas› sonucu
ortaya ç›kan tehlikeli bir hastal›k. Sinir sisteminin beyin, beyin-
cik, omurilik ve omurilik so¤an› gibi organlar›n› kaplayan zarla-
r›n iltihaplanmas›yla kendini gösterir. Menenjitin belirtileri bafl
a¤r›s›, kusma ve daha seyrek olarak da kab›zl›kt›r. ‹ltihapl› be-
yin-omurilik zarlar› ensede “Kernig belirtisi” denilen bir sertlik
meydana getirir. Menenjitin hafif çeflitleri oldu¤u gibi öldürücü
derecede a¤›r çeflitleri de vard›r. Belden al›nan beyin-omurilik
s›v›s›n›n incelenmesiyle teflhis konur. Buna göre menenjitin tü-
rü saptan›r. Çeflitli mikroplardan kaynaklanan irinli menenjitler,
sülfamitler ve mantarlardan elde edilen antibiyotiklerle tedavi
edilebilir. Beyin-omurilik s›v›s›n›n duru oldu¤u menenjitlerde
daha çok “tüberküloz menenjit” görülür ve a¤›r seyreder. Bu tür
menenjit hastal›¤›n›n önceleri tedavisi yap›lam›yor ve hasta
ölümden kurtulam›yordu. Tedavide kemoterapötiklerin kullan›l-
mas›yla hastal›k öldürücü niteli¤ini yitirmifltir. Bir de “menen-
gokok” denilen mikrobun oluflturdu¤u bir menenjit türü daha
vard›r. Bu hastal›¤a “salg›n menenjit” de denilir.
MENGÜCÜKLER,
12. ve 13. yüzy›llarda Erzincan, Kemah,
Divri¤i ve fiebinkarahisar bölgelerinde hüküm süren bir türk
beyli¤i. Devletin kurucusu Mengücük Gazi, Alparslan’›n komu-
tanlar›ndand›. Malazgirt Savafl›’na kat›ld›, zaferden sonra Erzu-
rum ve Kemah kentlerini ald›. Daha sonra Alparslan bu kentle-
rin yönetimini ona b›rakt›. Mengücük Gazi’nin ölümünden son-
ra Mengücükler, biri Kemah-Erzincan, di¤eri Divri¤i kolu olmak
üzere ikiye ayr›ld›lar. Bu devletlerin bafl›na Mengücük Gazi’nin
torunlar› geçti. Bunlardan Erzincan-Kemah kolu siyasî bak›m-
dan daha önemli bir rol oynam›flt›r. Divri¤i kolu ise siyasî ve as-
kerî bak›mdan önemli de¤ildir. Bu kolun varl›¤› bile ancak Div-
ri¤i’de b›rakt›klar› yap›tlardan anlafl›lmaktad›r. Erzincan-Kemah
Mengücüklerinin en tan›nm›fl hükümdar› Fahrettin Behram
fiah’t›r. Onun zaman›nda Erzincan hem kültürel hem de iktisadi
bak›mdan önemli bir merkez oldu. Fahrettin Behram fiah, Ana-
dolu Selçuklu Sultan› K›l›ç Arslan’›n damad›yd›. Bu bak›mdan
onun zaman›nda Mengücüklerin Erzincan-Kemah kolunun,
Anadolu Selçuklular›n›n himayesine girdi¤i kabul edilebilir.
Behram fiah’›n ölümünden sonra yerine II. Davut fiah geçti.
Onun zaman›nda Anadolu Selçuklular›na olan ba¤l›l›k sürdü.
Mengücüklerin Erzincan-Kemah kolu, Alaettin Keykubat taraf›n-
dan ortadan kald›r›ld›; Erzincan-Kemah do¤rudan Anadolu Sel-
çuklu Devleti’ne ba¤land› (1228).
MENOPOZ,
kad›nlarda yumurtlaman›n ve âdet hâlinin tü-
müyle sona ermesi ve bu döneme verilen ad. Genellikle 45-50
yafl aras›nda meydana gelir. Menopoz döneminde yumurtlama-
y› sa¤layan ve hipofiz bezi taraf›ndan salg›lanan hormonlar›n
miktar› artar; ancak ifllevlerini eskisi gibi göremeyen yumurta-
l›klar, bu salg›lara tepki göstermezler. Yumurtal›klar›n östrojen
ve projesteron salg›lar› düfler. Rahim iç kat›, döllenmifl bir yu-
murtay› besleyecek ve koruyacak yumuflak, kal›n ortam› olufl-
turmamaya bafllar. Âdet kanamalar› düzensizleflir ve giderek ke-
silir. Rahim ve yumurtal›klar›n boyutlar› küçülür. Tüm bu de¤i-
flikliklerden sonra, böbrek üstü bezlerinin hormon salg›s› az da
olsa sürer; ayr›ca yumurtal›klar da androjen (erkek cinsiyet hor-
monu) salg›lamay› sürdürürler. Menopoz s›ras›nda, âdetten ke-
silmenin yan› s›ra, çeflitli s›k›nt›lar da ortaya ç›kabilir. Bunlar,
östrojen düzeyinin düflmesi sonucu ortaya ç›kan s›cak basma-
s›, terlemeler, üreme organlar› yöresindeki kafl›nt›lar, dölyolu-
nun kurumas›, bafl dönmeleri, bafl a¤r›lar›, uykusuzluk, hâlsiz-
lik, sindirim bozukluklar›, kilo alma e¤iliminin artmas› ve çeflit-
li psikolojik rahats›zl›klard›r. Bu dönemde ortaya ç›kan psikolo-
jik sorunlar›n nedeni, kad›n›n ifllevini yitirdi¤i (çocuk do¤ura-
mama, art›k cinsel faaliyette bulunamayaca¤› düflüncesi) kan›-
s›na kap›lmas›d›r. Kimi kanser türlerinin de (meme, mide, kal›n-
ba¤›rsak, rahim) menopoz döneminde daha çok ortaya ç›kt›¤›
saptanm›flt›r. Menopoz döneminde fliddetli rahats›zl›klarla kar-
fl›laflan kad›nlarda, hormon tedavisi olumlu sonuç verebilir.
MENTEfiEO⁄ULLARI BEYL‹⁄‹,
13. yüzy›l›n ikinci
yar›s›nda Anadolu’da, bugünkü Mu¤la dolaylar›nda kurulan bir
Türk beyli¤i. Mu¤la, Milas ve Çine, bu beyli¤in s›n›rlar› içinde
kalmaktayd›. Mentefle Bey’den sonra beyli¤in bafl›na o¤lu Me-
sut geçti (1300). Güçlü bir donanma kuran Mesut Bey, Rodos
Adas›’n›n önemli bir bölümünü ele geçirdi ve 1310 y›l›na kadar
elinde tutmay› baflard›. I. Kosova Savafl›’ndan sonra I. Bayezit
taraf›ndan Osmanl› topraklar›na kat›ld›. ‹lyas Bey, Ankara Sava-
fl›’ndan sonra, Timur’un yard›m›yla Balat ve dolaylar›na yeniden
egemen olduysa da bu uzun sürmedi. 1414 y›l›nda Çelebi Meh-
met’in egemenli¤ini tan›mak zorunda kald›. Ç›kard›¤› paralar›n
üstüne kendi ad›n›n yan›na Çelebi Mehmet’in de ad›n› bast›rd›.
Leys (Üveys) ve Ahmet ad›nda iki o¤lunu Osmanl› saray›na re-
hin olarak gönderdi. ‹lyas Bey’in 1321 y›l›nda ölümü, beyli¤in
de sonu oldu.
MENZ‹L,
bir silâh›n, bir mermiyi gönderebilece¤i en büyük
uzakl›k. Askerî terim olarak menzil, ulaflt›rma hatlar›n›, ikmal ve
tahliye tesislerinin hemen desteklenmesi ve bak›m› için gerekli
öteki ögeleri kapsar. Menzil saha komutanl›¤›, ikmal harekât›n-
dan, kara, deniz, hava kuvvetlerinin ve müttefik kuvvetlerin ik-
malinden, sivil örgütün her çeflit gereksinim maddelerinin sa¤-
lanmas›ndan sorumludur. Menzil sözcü¤ü, konaklanan yer,
amaç gibi farkl› anlamlara da gelir. Tasavvufta ise, tarikata giren
kiflinin, hakikate ulaflmak için geçmesi gereken manevî durak-
lar anlam›nda kullan›l›r.
MERCAN,
selenterelerin mercanlar
(Anthozoa)
s›n›f›na
giren hayvanlar›n ve bu hayvanlar›n içine mineral maddeler ka-
r›flm›fl boynuzsu maddeden ibaret olan iskeletlerinin ad›. Mer-
canlar s›cak ve ›l›k denizlerde, tek tek ya da koloniler hâlinde
kendilerini bir yere ba¤layarak yaflarlar. Yaln›zca polip dölleri
vard›r. Vücutlar› ›fl›nsal simetrilidir. A¤›zlar› etraf›nda bir ya da
birkaç s›ral› yakalay›c› kollar bulunur. Yar›k biçimindeki a¤›z k›-
sa bir yemek borusuyla mideye ba¤lan›r. Duyu organlar› yoktur.
Ço¤unlu¤u iskeletlidir. ‹skeleti oluflturan, deri hücrelerinin sal-
g›s›d›r. Mercanlar küçük canl›larla beslenirler. Kimileri ›fl›k sa-
lar. Hem efleyli hem de bölünme ya da tomurcuklanma yoluyla