okul ansiklopedisi - page 462

MESNEV‹
462
olay her y›l yinelenerek gelenek hâlini ald›. Macun da¤›t›m›na
1926-1952 aras› ara verilmiflse de 1952’de serbest b›rak›lm›flt›r.
MESNEV‹,
Mevlâna Celalettin Rumî’nin yap›t›. Yap›t 26.000
beyitliktir, Farsçad›r. Bafl›ndan sonuna kadar “failatün, failatün,
failün” vezniyle yaz›lm›flt›r. Mesnevi tarz›ndad›r, yani her beytin
m›sralar›, kendi aralar›nda ve ba¤›ms›z flekilde kafiyelidir. Mev-
lâna, bu yap›t›n m›sralar›n› içinden geldi¤i gibi söylemifl, sonra
Çelebi Hüsamettin bunlar› kaleme alm›flt›r. Mesnevi, birçok hi-
kâyeyi konu edinen, onlardan ahlâk, tasavvuf ve bazen de felse-
fe bak›m›ndan sonuçlar ç›karan ö¤retici nitelikte bir yap›tt›r. Ya-
p›t, 13 May›s 1263’te yaz›lmaya bafllanm›fl, alt› cilde ayr›lm›flt›r.
Mesnevi’nin ana konusu, insan ruhunun ölümsüz, Tanr›sal bir
cevher oldu¤udur. Mevlâna’n›n “Mesnevi”si, Kuran ile hadisten
sonra, ‹slâm âleminde üzerinde en çok durulan yap›tt›r. Mesne-
vi, akla dayanan, akl›n kesin kurallar›na uyarak s›n›rlanan bilgi-
yi, alg›y›, felsefeyi reddeder. Ona göre bilginin kayna¤› sezgi ve
sevgidir. ‹nsan› gerçe¤e götüren “aflk”t›r. Gerçe¤e, derin bir
kendinden geçifl, s›n›rs›z bir sevgiye dal›flla var›l›r. Sultan Veled
taraf›ndan, Mevlevî tarikat›n›n kurulmas›ndan sonra, Mesnevi
bütün ‹slâm ülkelerine yay›ld›. Mevlevî tekkelerinde ders olarak
okutuldu. Mesnevi’yi, Nahifi, Türkçeye manzum olarak çevir-
mifltir. Besteci ve tasavvuf bilgini Ahmet Avni Konuk da (1878-
1938), tam olarak Türkçeye çevirip yorumlad›. Son olarak Veled
Çelebi ‹zbudak, Mesnevi’yi alt› cilt hâlinde dilimize çevirdi, Ab-
dülbaki Gölp›narl›’n›n aç›klamalar›yla bast›r›ld›.
MEfiE,
ikiçeneklilerin kay›ngiller familyas›ndan, ço¤unlu¤u
a¤aç, kimileri de boylu çal› hâlindeki bitki cinsi
(Quercus).
Kimi türleri k›fl›n yapra¤›n› döker, kimi türleri de herdemyeflil-
dir. Yaprak biçimleri ve büyüklükleri çok çeflitlidir. Çiçekleri
bircinsli, birevciklidir. “Palamut” ad›n› alan meyve ço¤unlukla
1, kimi türlerde 2 y›lda olgunlaflan, kuru kapal› meyvedir (nus)
ve çiçek tablas›ndan oluflmufl bir kadehle dip k›sm›ndan sar›l-
m›flt›r. Odunu a¤›r, sert ve damarl›, k›z›la çalan koyu sar› renk-
tedir; y›l (yafl) halkalar› çok belirgindir. Mefle bol ›fl›kl› yerlerde
ve derin topraklarda iyi geliflen, uzun ömürlü, de¤erli bir orman
a¤ac›d›r. 200’den fazla türü ve birçok alt türü vard›r. Türkiye’de
do¤al olarak bulunan mefle türleri say›s›ysa 20’dir.
MEfi‹ME
ETENE
MEfiRUT‹YET I,
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda devletin yap›-
s›nda ve yönetiminde bat›l› anlamda gerekli düzenlemeleri yap-
ma amac›yla bafllat›lan yeni yönetim düzeni (23 Aral›k 1876-13
fiubat 1878). Sultan Abdülaziz döneminde Avrupa ülkelerinin
ürettikleri mallar›n Osmanl› s›n›rlar› içine girmesi ve yerli ürün-
lerin onlarla rekabet edememesi üzerine Osmanl› ekonomisi ol-
dukça bozuldu ve Avrupa’dan çok yüklü borçlar al›nmaya bafl-
land›. Ancak bu borçlar›n faizlerinin artmas› ve ödenmesi sonu-
cunda halk yoksullaflt›. Öte yandan yönetim de bozuktu; yer yer
isyanlar ç›k›yor ve topraklar yitiriliyordu. Osmanl› Devleti’nin bu
bunal›ml› dönemden ç›kmas› için özellikle Avrupa’da bulunan
Genç Osmanl›lar (bunlara daha sonra “Jön Türkler” dendi) adl›
ayd›n çevresiyle ülke yönetimindeki baz› ileri gelenler, halk›n
devlet yönetimini denetleyebilece¤i meflrutiyet yönetimini öne-
riyorlard›. Mithat Pafla, Nam›k Kemal gibi ayd›nlar›n önderli¤in-
deki Genç Osmanl›lar yurt d›fl›nda bildiriler yay›ml›yorlar ve
bunlar› gizlice Osmanl› s›n›rlar›na sokuyorlard›. Bu bildirilerde
özgürlükten, eflitlikten, insan›n do¤al haklar›ndan ve yönetim
biçiminin meflrutiyet olmas› gerekti¤inden söz ediyorlard›.
Genç Osmanl›lar›n eylemleri ve baz› subaylar›n etkisiyle Abdü-
laziz tahttan indirildi, yerine V. Murat getirildi. V. Murat meflru-
tiyet yanl›s›yd› ve devletin önemli görevlerine meflrutiyetçileri
getirdi. Nam›k Kemal de padiflah›n özel sekreteri oldu. Sa¤l›k
durumu elveriflli olmayan V. Murat üç ay sonra tahttan indirildi
ve yerine meflrutiyeti ilân edece¤ine söz veren II. Abdülhamit
padiflah oldu (1876). Sadrazam olan Mithat Pafla’n›n baflkanl›-
¤›ndaki bir kurul “Kanunu Esasi” adl› 12 bölümlük Anayasay›
haz›rlad› ve Anayasa, 23 Aral›k 1876’da ‹stanbul’da Beyaz›t
Meydan›’nda törenle halka sunuldu. Böylece meflrutiyet yöneti-
mi ilân edildi. Anayasaya göre padiflah›n görevleri belirlenmifl,
Meclisi Ayan ve Meclisi Mebusan kurulmufl ve devlet ifllerine
yasal düzenlemeler getirilmiflti; ancak yine de son söz padifla-
h›nd›. Çok k›sa bir süre sonra Abdülhamit, Mithat Pafla’y› göre-
vinden ald› ve yurt d›fl›na ç›kmaya zorlad›. Daha sonra da ülke
genelinde yap›lan seçimler sonunda Meclis, 20 Mart 1877’de
aç›ld›. Meflrutiyeti istemeyerek ilân etmifl olan Abdülhamit ile
meclisin aras› bozuldu. Rus Savafl› s›ras›nda Rus ordular›n›n
Ayastafanos’a (Yeflilköy) kadar gelmifl olmas›n› gerekçe göste-
ren padiflah, meclisi da¤›tt› (13 fiubat 1878) ve yeniden seçilen
meclisi de bir daha toplant›ya ça¤›rmad›. Böylece I. Meflrutiyet
dönemi bitmifl oldu.
MEfiRUT‹YET II,
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda devlet yap›s›
ve yönetimin, Bat›l› anlamda ikinci kez düzenlendi¤i dönem (23
Temmuz 1908-30 Ekim 1918). Meclisi Mebusan’› da¤›t›p, Ana-
yasa’y› ask›ya alan (1878) ve böylece I. Meflrutiyet dönemini
sona erdiren II. Abdülhamit’in bask›c› yönetimine tepkiler gittik-
çe art›yordu. Bozulan ekonomik duruma, birbirini izleyen yenil-
gilere ve çeflitli uluslar›n ba¤›ms›zl›klar›n› kazanarak imparator-
luktan kopmalar›na ancak “meflruti” yönetimle son verilebilece-
¤ine inanan Osmanl› ayd›nlar› örgütlenmeye bafllad›lar. “‹ttiha-
d› Osmani” ad›yla kurulan, sonradan ‹ttihat ve Terakki ad›n› alan
gizli dernek, bu örgütlenmelerin en güçlüsüydü. Paris’i merkez
edinen Jön Türkler gizli yay›nlarla bask› yönetimine karfl› kamu-
oyu oluflturuyorlard›. fiam’da, Mustafa Kemal’in çevresinde top-
lanan genç subaylar da “Vatan ve Hürriyet” adl› gizli bir devrim-
ci komite kurdular. Güçlenen muhalefet ak›mlar› karfl›s›nda II.
Abdülhamit, yeniden meflrutiyet ilân etmek zorunda kald›. Yap›-
lan seçimleri tam liste olarak ‹ttihat ve Terakki taraftarlar› kazan-
d›. Ancak bir süre sonra, “Dervifl Vahdeti” gibi gericilerin etki-
sinde kalan kimi askerî birlikler, “fieriat isteriz” ba¤r›fllar›yla ‹s-
tanbul’da ayakland›lar (13 Nisan 1909). Tarihte “31 Mart Olay›”
olarak bilinen bu olay, Selânik’ten gelen Hareket Ordusu taraf›n-
dan bast›r›ld›. II. Abdülhamit’i tahttan indiren ‹ttihat ve Terakki,
bir siyasî parti niteli¤ine dönüflerek, II. Meflrutiyet’in de sonu
olan Mondros Mütarekesi’ne dek etkin oldu.
METABOL‹ZMA,
besinlerin vücutta çeflitli de¤iflikliklere
u¤ramas›n› kapsayan karmafl›k süreçlerin tümü; yad›mlama.
1...,452,453,454,455,456,457,458,459,460,461 463,464,465,466,467,468,469,470,471,472,...672
Powered by FlippingBook