METRO
463
Yedi¤imiz g›dalar›n, vücudumuzda enzimler yard›m›yla türlü fle-
killere ayr›larak parçalanmas›, bunlardan faydalanmam›z, kalan
art›klar›n d›flar›ya at›lmas› birer metabolizma iflidir. Metaboliz-
ma çal›flmalar›, sindirim ve hareket s›ras›nda artar, dinlenirken
azal›r. Vücut, tam dinlenme hâlindeyken de besin tüketmeye de-
vam eder. Bu haldeki metabolizma çal›flmalar›na temel ya da
bazal metabolizma denir. Tiroit denilen iç salg›bezinin afl›r› ça-
l›flmas›, metabolizmay› h›zland›r›r, eksik çal›flmas› da yavafllat›r.
Metabolizma aksakl›klar›, vücut ›s›s›n›n ölçülmesiyle anlafl›l›r.
Metabolizmalar, yenen besinlere göre çeflitlidir. Karbonhidrat
metabolizmas›nda, niflastal›, flekerli maddeler; daha a¤›zdan
bafllayarak, sindirim mayalar›n›n etkisiyle de¤iflmeye u¤rarlar.
Son olarak “glikoz” denen basit flekere dönüflerek, inceba¤›r-
saktan k›lcal kan damarlar›na, oradan da karaci¤ere giderler.
Karaci¤er, flekerin fazlas›n› özel bir niflastaya çevirerek saklar,
vücudun ihtiyac› oldu¤u zaman azar azar kana verir. Protein
metabolizmas›nda, proteinli besinler, mide, pankreas, ba¤›rsak
mayalar›yla “aminoasit”e çevrilir; fazlas› türlü de¤iflikliklerle
“glikoz” (üzüm flekeri) olur. Proteinli besinlerin metabolizmas›
sonunda, üre, ürikasit, amonyak gibi ifle yaramaz maddeler de
vücuttan d›flar› at›l›r. Ya¤ metabolizmas›nda, ya¤l› besinler
pankreas bezi mayalar›n›n etkisiyle gliserin, sabun hâline girer;
bunlar, ba¤›rsaklardan lenfa damarlar›na geçerek vücuda yay›-
l›r. Ya¤ ve fleker metabolizmas› sonucunda, karbon dioksit ve
suyla birlikte enerji a盤a ç›kar. Protein metabolizmas›, enerji
sa¤lamaktan çok, yeni maddelerin sentezine yarar. Bu nedenle
enerji elde etmeye yarayan parçalanma tepkimelerine “katabo-
lizma”, yeni bilefliklerin yap›m›n› sa¤layan sentez tepkimelerine
de “anabolizma” denir. Vitaminler, metabolizma olay›nda öteki
besinlerin bir tamamlay›c›s› olur.
METAL,
yo¤unlu¤u yüksek, parlak, kolay ifllenip tel ve levha
hâline getirilebilen, ›s›y› ve elektri¤i iyi ileten, elektriksel ilet-
kenli¤i s›cakl›kla birlikte azalan element. Elementlerin yaklafl›k
%75’i metaldir. Bunlar›n % 85’i do¤ada bulunur. Geri kalanlar
yapay olarak bulunmufllard›r.
METALURJ‹,
metallerin cevherlerinden ç›kar›lmas›, zen-
ginlefltirilmesi, saflaflt›r›lmas›, kullan›ma haz›rlanmas› teknikle-
rini ele al›p uygulayan, metallerin ve alafl›mlar›n›n yap›s› ve fi-
ziksel özelliklerini inceleyen bilim dal›. ‹nsanl›k, 5000 y›ldan
beri cevherleri ifllemek ve alafl›mlar oluflturmak için teknikler
gelifltirmifl, ama bunlar ancak son 200 y›lda bilimsel bir kura-
ma dayand›r›lm›flt›r. Metallerin cevherlerinden üretilmesi (ifllem
metalurjisi), hammaddenin ifllenip alafl›mlar yap›lmas› ya da
levha ve kütük hâline getirilmesi (imalat metalurjisi), metal ve
alafl›mlar›n›n yap›s› ve özelliklerinin incelenmesi (fiziksel meta-
lurji) gibi dallar› vard›r. Elektrometalurjide, elektrik f›r›nlar› kul-
lan›l›r ya da bir metal bilefli¤i elektrolitik olarak indirgenerek
metal elde edilir. Pirometalurji, kavurma ve ergitme teknikleriy-
le yüksek s›cakl›k gerektiren öteki kimyasal tepkimeleri kapsar.
Metal ve alafl›mlar›na mekanik ve ›s›l ifllemler uygulanmas› da
metalurjinin konusudur.
METAMORFOZ
→
BAfiKALAfiMA
METAN,
alkanlar›n en basiti olan renksiz, kokusuz gaz
(CH
4
). L⤛m ve batakl›klarda, organik maddelerin bozunma
ürünü olarak oluflur. Bu nedenle batakl›k gaz› ad›yla da bilinir.
Kömür ocaklar›nda grizu patlamas›na yol açan gaz, metand›r.
Do¤al gaz, hemen tümüyle metandan oluflur. Yapay yak›tlar
olan havagaz› ve sugaz›nda da bulunur. Petrolün ar›t›m› s›ras›n-
da ve taflkömürünün ayr›msal dam›t›m›nda bir miktar metan aç›-
¤a ç›kar. Metan -161ºC’ta s›v›lafl›p -183ºC’ta kat›lafl›r. Suda çö-
zünmez. Havada soluk mavi bir alevle yanar. Amonyak sentezi
için gerekli hidrojen kayna¤› olarak bafll›ca metan kullan›l›r. Ay-
r›ca yak›t olarak, karbon siyah› elde etmede ve birçok kimyasal
sentezde de metandan yararlan›l›r.
→
GR‹ZU
METEOR ve METEORTAfiI
→
GÖKTAfiI
METEOROLOJ‹,
hava durumunun önceden belirlenmesi
için atmosfer olaylar›n› ve yasalar›n› inceleyen bilim dal›. Deniz
ve hava ulaflt›rmas›nda, tar›mda ve savafl zaman›nda hava duru-
munun bilinmesi büyük önem tafl›r. ‹nsanlar, eski ça¤lardan be-
ri hava durumuna ilgi duydular. Bilim ve tekniklerin ilerleme-
siyle (barometrenin, termometrenin bulunuflu gibi) meteoroloji
alan›nda da büyük ilerlemeler oldu. Önceleri yer fizi¤ine ba¤l›
olan meteoroloji, zamanla ayr› bir bilim dal› hâline geldi. Mete-
orolojinin inceleme alan› içine atmosferin yatay ve dikey bas›nç,
s›cakl›k, nemlilik de¤erleri; rüzgâr›n h›z›; bulutlar›n durumu ve
cinsi girmektedir. Önceleri basit ölçme araçlar›yla yap›lan me-
teoroloji gözlemleri, günümüzde balonlar, elektronik araçlar,
radarlar ve yapma meteoroloji uydular› arac›l›¤›yla gerçekleflti-
rilmektedir. Bütün bu gözlemlerden gelen de¤erler, belirli saat-
lerde “sinoptik uzay” denilen k›s›tl› bir alan› gösteren meteoro-
loji haritalar›na ifllenir. Meteoroloji haritalar›na göre k›sa vade
için yap›lan hava tahminlerinin isabet oran› %95’i bulur. 24 sa-
at sonras› için yap›lan tahminlerinse %85-90’› do¤ru ç›kar. Me-
teoroloji kendi içinde, analitik ve dinamik meteoroloji olmak
üzere iki dala ayr›l›r. Analitik meteoroloji daha çok, s›cakl›k, ya-
¤›fllar gibi atmosferin fiziksel de¤erlerini tek tek incelerken; di-
namik meteoroloji, atmosfer hareketlerinin dinamik yasalar›n›
inceler. Bundan baflka, iklimbilim, tar›m meteorolojisi, mikrok-
limatoloji, t›bbî meteoroloji gibi alt dallar› da vard›r.
METRE,
S‹ birim sisteminde uzunluk birimi (simgesi m.).
1960’ta yeniden tan›mlanarak, kripton-86 atomunun bofllukta
2p
10
enerji düzeyinden 5d
5
düzeyine geçerken yapt›¤› ›fl›n›m
dalga boyunun 1.650.763,73 kat›na eflit olarak kabul edilmifltir.
Daha önce (1898-1960), Paris’ten geçen meridyen dairesi yay›-
n›n 40 milyonda biri olarak tan›mlan›r ve Sèvres’de, Uluslarara-
s› A¤›rl›k ve Ölçüler Bürosu’nda özel koflullarda saklanan bir
iridyum-platin alafl›m› çubuk (etalon metre) üzerindeki iki çizgi
aras›ndaki uzakl›k, standart metre olarak al›n›rd›.
METRO,
büyük kentlerde, semtler aras›nda toplu yolcu tafl›-
mac›l›¤› için düzenlenmifl yeralt› demiryolu ve bu yolda çal›flan
tafl›t. Günümüzde otuz kadar büyük kentte metro vard›r. Metro
hatlar›nda çal›flan trenlerde vagonlar, iki pist üzerinde hareket
eden dört tekerlekli bojiden oluflur. Pistler, beton, çelik ya da
a¤açtan yap›larak, normal raylarla donat›lm›flt›r. Tafl›y›c› teker-