okul ansiklopedisi - page 465

MEYVE
465
savvufi düflüncelerini yans›tan yap›t, Abdülbaki Gölp›narl› tara-
f›ndan, bas›m› 1959), “Mecâlis-i Seb’a” (yedi vaaz›, Abdülbaki
Gölp›narl› taraf›ndan, bas›m› 1965).
MEVLÂNA TÜRBES‹,
Mevlâna Celalettin Rumî’nin Kon-
ya’da bulunan türbesi. Emir Alaettin Kayser, Mevlâna’n›n o¤lu
Sultan Veled ve Selçuklu Emiri Süleyman Pervane’nin efli Gür-
cü Hatun taraf›ndan yapt›r›ld› (1274). Mimar› Bedrettin Tebri-
zî’dir. Türbenin bugünkü biçimi, kare bir zemin üzerinde üç ta-
raf› kemerli ve bir taraf› kapal› binad›r. Binan›n üzerini 16 dilim-
li sivri bir külah örter. Külaha “Yeflilkubbe” denir ve firuze çini-
lerle kapl›d›r. Yeflilkubbe’nin alt›nda Mevlâna’n›n ve o¤lu Sultan
Veled’in gök mermerden yap›lm›fl üstü puflide ile örtülü sandu-
kalar› vard›r. Kap›s›n›n 18. yüzy›lda örülmüfl oldu¤u san›lan
“mumyal›k” k›sm› Mevlâna’n›n naafl›n›n mumyalanarak korun-
du¤u bölümdür.
MEVLEVÎL‹K,
Mevlâna Celalettin Rumî ad›na, o¤lu Sultan
Veled’in kurdu¤u Sünnî tarikat. Mevlâna’n›n çevresinde topla-
nanlar, onu bir k›lavuz, hatta Tanr›’n›n kiflili¤inde belirdi¤i bir
varl›k olarak görüyorlard›. Ancak bu topluluk örgütlenmemifl,
bir tarikat niteli¤i almam›flt›. Tekkeleri, törenlerini yapacaklar›
belli bir konutlar› da yoktu. Semalar›n› mescitlerde ya da her-
hangi bir odada hatta çarfl› pazar içinde bile yapt›klar› oluyordu.
Çünkü Mevlâna’n›n da çarfl›da pazarda cezbeye girip sema yap-
t›¤› olurdu. Sultan Veled, babas›n›n ölümünden sonra, Mevlevî-
li¤i bir tarikat olarak örgütlendirip tekkeler ve zaviyeler kurdu.
Bununla birlikte Mevlevîlik, kuruluflundan iki yüzy›l sonra 15.
yüzy›lda son biçimini alm›fl; M›s›r’da, Suriye’de, ‹ran’da Mevle-
vî tekkeleri aç›lm›flt›r. Hac› Bektafl Veli ile Mevlâna’n›n, Horasan
erenlerinden say›lmalar›, Mevlevîlik ile Bektaflîlik aras›nda tarih
boyunca sürüp giden bir yak›nl›k do¤urmufltur. ‹kisinde de aflk
ile cezbe önemli bir yer tutar. Mevlevî olmak isteyenlerin soyla-
r› ve geçmiflleri incelenir, temiz olanlar kabul edilirdi. Tarikata
yeni girenlere “Can” derlerdi. Canlar, üç gün diz üstü oturtulup
kendilerine tarikat›n güçlükleri anlat›l›rd›. Bundan sonra canlar,
kendi giysileriyle on sekiz gün hizmet eder, sonra bin bir gün-
lük çileye girer, bu süre içinde gösterilen her ifli yüksünmeden
yaparlar, bu süreyi doldurunca da dervifl olurdu. Bu aflamada
gösterece¤i baflar› sonucu halifeli¤e yükselirdi. Halifelerin, bafl-
kalar›n› irflat etmek (tarikata girme yollar›n› ö¤retmek) yetkileri
vard›. Art›k, boflalacak bir tekke fleyhli¤ine atanmay› beklerlerdi.
Mevlevîler, bafllar›na sikke denilen, 20-30 cm. uzunlu¤unda,
bej renkli, silindir biçimli bir külâh, s›rtlar›na tennure denilen,
kolsuz, aç›k yakal›, uzun bir entari giyerlerdi.
MEVL‹T,
Hz. Muhammet’in do¤uflunu anlatmak ve bu olay›
kutlamak amac›yla yaz›lan manzum yap›tlar›n ad›. Arapça “do¤-
mak” anlam›ndaki vilâdet sözcü¤ünden türetilmifltir, “do¤um
yeri ve zaman›” anlam›na gelir. Süleyman Çelebi’nin mesnevi
biçimindeki Vesiletü’n-Necat adl› yap›t› Türk edebiyat›ndaki
mevlitlerin en ünlüsüdür. Türkiye’de dinî amaçlarla okunan
mevlit de budur.
MEVS‹M,
y›l›n dört bölümünden biri. Gündüz ve gece uzun-
luklar›n›n ve ›s›n›n bir y›l içindeki belirli de¤iflmelere u¤ramas›,
bir y›l›, “mevsimler” diye adland›r›lan dört bölüme ay›r›r. Bun-
lar, ilkbahar, yaz, sonbahar, k›flt›r. Mevsimler, Dünya’n›n Günefl
çevresindeki dönüflü s›ras›nda oluflur. Dünya, Günefl’in çevre-
sinde tam bir daire de¤il bir elips çizer. Bundan dolay› Gü-
nefl’ten bazen uzaklafl›r, bazen yaklafl›r. Bu durumda Günefl ›fl›n-
lar› yeryüzüne dikey ya da e¤ik gelir. Kuzey yar›kürede mart, ni-
san, may›s aylar› “ilkbahar”; haziran, temmuz, a¤ustos aylar›
“yaz”; eylül, ekim, kas›m aylar› “sonbahar”; aral›k, ocak, flubat
aylar› “k›fl”t›r. Güney yar›kürede mevsimler bunun tam tersi ola-
rak geçer. Burada ilkbahar eylülde, yaz aral›kta, sonbahar mart-
ta, k›fl da haziranda bafllar. Dünya’n›n ekseni Günefl’e do¤ru
e¤ik oldu¤u zaman Günefl ›fl›nlar› ancak ekvatorun 23º 27
ku-
zeyindeki bir noktaya dik olarak gelir. Bu noktadan geçen para-
lel dairesine “Yengeç Dönencesi” denir. Günefl ›fl›nlar›n›n Yen-
geç Dönencesi’ne dik olarak gelmesi 21 hazirana rastlar. Bu ta-
rih kuzey yar›küredeki yaz mevsiminin bafllang›c›d›r. Dünya’n›n
ekseni Günefl’ten geriye do¤ru e¤ik oldu¤u zaman Günefl ›fl›n-
lar›, ekvatorun 23º27
güneyindeki bir noktaya dik olarak düfler.
Bu noktadan geçen paralel dairesine de “O¤lak Dönencesi” de-
nir. Günefl ›fl›nlar›n›n O¤lak Dönencesi’ne dik olarak geldi¤i ta-
rih 21 aral›kt›r, bu, güney yar›kürede yaz mevsiminin bafllang›-
c›d›r. Dünya yörüngesi üzerinde ilerlemeye devam ettikçe 21 ha-
zirandan 21 aral›¤a kadar geçen 6 ay içinde Günefl ›fl›nlar›n›n di-
key olarak geldi¤i yerler Yengeç Dönencesi’nden O¤lak Dönen-
cesi’ne do¤ru yer de¤ifltirir. 21 aral›ktan 21 hazirana kadar, y›l›n
geri kalan 6 ayl›k yar›s›nda ise günefl ›fl›nlar›n›n dik olarak gel-
di¤i yerler bu sefer O¤lak Dönencesi’nden Yengeç Dönencesi’ne
do¤ru yer de¤ifltirir. 21 mart ve 23 eylül tarihlerinde günefl ›fl›n-
lar› ekvatora dik olarak gelir, bu duruma “ekinoks” denir. Böy-
lece, 21 haziran, 23 eylül, 21 aral›k, 21 mart tarihleri, mevsim-
lerin bafllang›c›n› ve sonucunu belli eden dönüm noktalar›d›r.
MEY ve MEYHANE,
flarap ve flarap içilen yer. Divan ede-
biyat›n›n ana konular›ndan ve çok kullan›lan mazmunlar›ndan-
d›r. Sarhofl edici niteli¤iyle genellikle sevgilinin duda¤›na ben-
zetilen mey, mutasavv›flarca da Tanr›sal aflka ulaflma arac› ola-
rak görülmüfltür. Meyhane ise derdin, tasan›n unutuldu¤u yer-
dir. Yine mutasavv›flar meyhaneyi mecazi anlamda Tanr› aflk›y-
la kendinden geçilen yer olarak yorumlam›fllard›r.
MEYANKÖKÜ,
ikiçeneklilerin baklagiller familyas›ndan,
çok y›ll›k, otsu bir bitki
(Glyrrhiza glabra)
ve bu bitkinin
eczac›l›kta, kimi içkilerin ve besin maddelerinin haz›rlanmas›nda
kullan›lan kökü. Anayurdu Anadolu’dur. Ege bölgesinde çok ye-
tifltirilir. Boyu 1-2 m. kadar, yapraklar› tüysü, çiçekleri mavimsi
mor renklidir. Tatl›ms› olan kökünün yüzeyi esmer, içi aç›k sar›-
d›r. fierbet yap›m›nda kullan›ld›¤› gibi s›k›larak ç›kar›lan suyuna
da “meyan bal›” denir. Meyankökü ayr›ca, eczac›l›kta mide has-
tal›klar›n›n tedavisinde, öksürük ilâçlar›n›n yap›m›nda vb. yerler-
de kullan›l›r. Türkiye’nin d›flsat›m ürünlerinden biridir. 1980’de
yurt d›fl›na 101.346 dolarl›k meyankökü ihraç edilmifltir.
MEYVE,
kapal›tohumlularda görülen ve tohumlar› tafl›yan
özel organ. Döllenmeden sonra, tohum oluflumuyla birlikte, to-
humu saran yapraklar ve di¤er çiçek k›s›mlar›nda da birtak›m
1...,455,456,457,458,459,460,461,462,463,464 466,467,468,469,470,471,472,473,474,475,...672
Powered by FlippingBook