okul ansiklopedisi - page 483

MÜHEND‹SL‹K
483
sonra da zengin petrol yataklar›n›n iflletilmesi nedeniyle Musul
ile ilgilenmekteydiler. I. Dünya Savafl› sonras›nda bölge, ‹ngiliz
iflgali alt›na girdi. Türkler ise Musul’u Misak›millî s›n›rlar› için-
de kabul ettiler. Lozan Bar›fl Antlaflmas›’nda Türkiye ile Irak ara-
s›ndaki s›n›r konusunda, dolay›s›yla Musul’un gelece¤i konu-
sunda kesin bir anlaflmaya var›lamad›. Antlaflmaya, konunun
daha sonra iki ülke aras›ndaki görüflmelerle çözülece¤i yolunda
bir madde kondu. Bu madde uyar›nca görüflmeler 19 May›s
1924’te ‹stanbul’da bafllad› ve soruna bir çözüm bulunamad›¤›
için konu Milletler Cemiyeti’ne götürüldü. Milletler Cemiye-
ti’ndeki görüflmelerde Türkiye, Musul’da plebisite taraftar oldu-
¤unu aç›klad›. ‹ngiltere ise bölge halk›n›n çok cahil oldu¤unu
ileri sürerek plebisit yap›lmas›n›n olanaks›z oldu¤unu savundu.
Cemiyet, 16 Aral›k 1925’te, Musul’un ‹ngiltere mandas›ndaki
Irak’a b›rak›lmas›na karar verdi. Bu karar, Türk resmî çevrelerin-
ce tepkiyle karfl›land›ysa da Musul’un geri al›nmas› için bir gi-
riflimde de bulunulmad›. Bölgenin statüsü, 5 Haziran 1926’da
‹ngiltere ile Türkiye aras›nda imzalanan bir antlaflmayla kesinlik
kazand›. Bu antlaflmayla Türkiye ile Irak aras›nda bugünkü s›n›r
çizildi; Türkiye, Musul üzerindeki tüm haklar›ndan vazgeçti; bu-
na karfl›l›k Irak’›n da 25 y›l süreyle petrol gelirinin %10’unu Tür-
kiye’ye vermesi kararlaflt›r›ld›.
MUfi,
Do¤u Anadolu Bölgesi’nin Yukar› Murat bölümünde il
ve bu ilin merkezi olan kent. Kuzeyde Erzurum, bat›da Bingöl,
güneybat›da Diyarbak›r, güneyde Batman ve Bitlis, do¤uda da
A¤r› illeriyle s›n›rlan›r. Yüzölçümü 8.413 km
2
, nüfusu 427.812
(1997), (il merkezi, 167.386). ‹l topraklar›, Murat Irma¤›’n›n do-
¤u-bat› yönünde uzanan vadisiyle bu vadi olu¤unu kuzey ve gü-
neyden çevreleyen da¤lar içinde kal›r. Bu da¤lardan bafll›calar›,
Murat Vadisi’nin kuzeyinde bat›da Bingöl, ortada fierafettin ve
kuzeydo¤uda Hamurget kitleleridir. Olu¤un güneyinde ise bafl-
l›ca kitle, il merkezi Mufl’un güneyinde Haçrefl Da¤lar›’d›r. Ol-
dukça genifl olan Murat vadi olu¤u devaml› bir yüksek ova de-
¤ildir; birtak›m efliklerle ayr›lan bir seri ova düzlü¤ü meydana
getirir. Bunlar›n en genifli, ortada 2.000 km
2
’ye yak›n bir alan›
olan Mufl Ovas›’d›r. Öteki ovalar da, yine üzerlerindeki bafll›ca
yerleflmenin ad›n› tafl›rlar: Malazgirt, Bulan›k, Varto vd. Do¤u
Anadolu’nun karasal iklim bölgesinde yer alan Mufl ilinde k›fl-
lar sert, so¤uk ve özellikle fazla karl› geçer. Yazlar, kapal› ova-
larda oldukça s›cakt›r. Y›ll›k ya¤›fl tutarlar›, yerine göre 400-900
mm. aras›nda de¤iflir. Orman bak›m›ndan fakir bir ildir; bozk›r,
egemen bitki toplulu¤udur. Ana akarsu, F›rat’›n bafll›ca kolu
olan Murat’t›r. H›n›s, Varto ve Karasu gibi ikincil ›rmaklar da
Murat’a kar›fl›r. Mufl ili ekonomi bak›m›ndan Do¤u Anadolu’nun
geri kalm›fl yörelerinden biridir. Ekonomi, tar›mdan çok hayvan-
c›l›¤a dayan›r. Genifl Mufl Ovas›’na ve öteki ovalara ve Murat Ir-
ma¤› gibi bir akarsuya karfl›n, tar›m hayat› gerekti¤i ölçüde ge-
liflememifltir; tar›m ürünleri birkaç türden ibarettir ve üretim
miktarlar› da azd›r. Yetifltirilen bitkiler; bu¤day, flekerpancar›,
nohut, arpa, kavun, karpuz lahana, domates, ayçiçe¤i ve pata-
testir. Bu koflullar alt›nda ekonominin temelini hayvanc›l›k mey-
dana getirir. Süt, sütten mamul besinler, yapa¤› ve canl› hayvan,
bafll›ca gelir mallar›d›r. Ulafl›m, demiryolu ve karayollar›yla sa¤-
lan›r. Elaz›¤ yönünden gelen demiryolu il merkezine kadar Mu-
rat Vadisi’ni izler ve buradan, Karasu Vadisi üzerinden Tatvan’da
Van Gölü’ne ulafl›r. ‹lin en önemli ve en sürekli ulafl›m yolu bu-
dur. Bafll›ca karayollar› ise yine Elaz›¤-Bingöl-Mufl üzerinden
Bitlis’e ve Van Gölü güneyinden do¤uya uzanan flosedir.
MÜCEVHER,
de¤erli tafl ve madenlerden yap›lan süs eflya-
s›. Mücevher olarak kullan›lacak tafllar›n, do¤ada az bulunmas›,
dayan›kl›, güzel görünüfllü, k›r›ks›z, çatlaks›z ve saydam olmas›
istenir. Genel olarak, alt›n, platin gibi metaller ve elmas, safir,
zümrüt gibi birinci dereceden de¤erli tafllar; opal, zirkon, ku-
vars, apatit gibi ikinci dereceden de¤erli tafllar, mücevher ola-
rak ifllenir ve kullan›l›rlar. Mücevherlerin kullan›lmaya bafllan-
mas› çok eskidir. ‹lk insanlar kemik, a¤aç ya da kabuklardan ya-
p›lm›fl eflyalar› takarlard›. Bunlar›n u¤ur olarak kullan›ld›¤› sa-
n›lmaktad›r. Alt›n›n bulunmas›yla geliflen mücevher kullan›m›,
tarih boyunca güçlülü¤ün ve zenginli¤in simgesi olmufltur.
Mücevher yap›m› bir sanat hâline gelmifl ve türlü ustalar tara-
f›ndan çeflitli yap›da mücevherler yap›lm›flt›r. Her ülkede, oran›n
örf, âdet, yaflay›fl, inan›fl ve do¤al ortamlar›n› yans›tan mücev-
her biçimlendirme teknikleri geliflmifltir.
MÜDERR‹S,
medreselerde ders veren kimselere verilen ad.
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda Tanzimat’tan sonra aç›lan Darülfü-
nun’da (Üniversite) ders verenlere müderris denirdi. Bu unvan
Cumhuriyet devrinde medreselerin kapat›lmas› ve 1933 y›l›nda
Darülfünun’un üniversiteye dönüfltürülmesine dek kullan›ld›.
MÜFTÜ,
Türkiye’de il ve ilçelerde din ifllerini ve bunlarla il-
gili yasayla düzenlenmifl görevleri yapan kifli. Cumhuriyet’ten
önce müftü, olaylar›n fleriata uygun olup olmad›¤› konusunda
görüfl bildirir ve fetva verirdi.
MÜHEND‹SL‹K,
pozitif bilimlerin (matematik dahil) toplum
yarar›na uygulanmas›nda ortaya ç›kan teknik sorunlar›n çözüm-
lenmesi gerekli tasar›mlar›n yap›lmas› ifliyle u¤raflan ve çeflitli
dallar› olan meslek. Do¤a yasalar› ve maddenin özelliklerine
iliflkin bilgilerin uygulama alan›na sokulmas›, yeni bulufllar›n
prati¤e aktar›lmas›, mühendislik mesle¤inin geliflmesine yol aç-
t›. 19. yüzy›ldan önce bilimsel araflt›rmac›larla uygulamac›lar
genellikle ayn› kiflilerdi. Ancak 19. yüzy›lda ve özellikle 20. yüz-
y›lda bilim ve teknikte ayr›nt›lara inilmesi, bilim dallar›n›n ve
bunlara ba¤l› uygulamalar›n birbirlerinden iyice ayr›lmas› “bil-
gin” ve “mühendisler”in de kesin flekilde ayr›lmas›na yol açt›.
Mühendisli¤i bilginlikten ay›ran en önemli faktörlerden biri,
topluma yararl› bilgileri uygulama alan›na sokma görevini üst-
lenmifl mühendisin, uygulamay› daima ekonomik koflullar için-
de gerçeklefltirmek zorunda olmas›d›r. Yeni, modern yap›lar›n
yap›lmas›, elektrik enerjisinin kullan›lmas› (barajlar, nakil hatla-
r›, trafolar vb.), kimya ve petrol sanayiinin gelifltirilmesi, yeni ta-
fl›t araçlar› ve karmafl›k makinelerin yap›lmas› ve elektronik uy-
gulamalar› bütünüyle mühendislik çal›flmalar› sonucu olmufltur.
Çal›flma alanlar› bak›m›ndan mühendislik üç bölümde incelene-
bilir: a) Uygulama alan›nda ekonomik koflullar çerçevesinde ye-
ni bulufllar arayan, kullan›lagelen sistemlerin aksakl›klar›n› gi-
dermeye çal›flan “araflt›rma-gelifltirme mühendisli¤i”. b) Bilim,
teknik ve ekonomiyi bir arada göz önüne alarak yeni uygulama
1...,473,474,475,476,477,478,479,480,481,482 484,485,486,487,488,489,490,491,492,493,...672
Powered by FlippingBook