okul ansiklopedisi - page 58

dördüncü s›n›f›ndan ayr›ld›. Kendi
kendini yetifltirdi. Frans›z dilini bile
özel çal›flmalar›yla ö¤rendi. 18 Ey-
lül 1921’de Niflantafl› Lisesi Fran-
s›zca ö¤retmenli¤i görevine atand›,
bir ara (1 Eylül 1925-30 Haziran
1926) Ticaret Bakanl›¤›’na ba¤l› Ti-
caret Müdüriyeti Umumiyesi mü-
tercimli¤inde ve ayn› bakanl›¤›n
Mukavelat-› Ticariye Tetkik Dairesi
Heyet-i Tahririye müdürlü¤ünde
(Temmuz 1926- Ekim 1926) bulundu. Yeniden Millî E¤itim Ba-
kanl›¤›’na geçerek ilkin Talim Terbiye Dairesi’nde mütercimlik
ve ‹lk Tedrisat Dairesi flube müdürlü¤ü görevlerinde çal›flt›ktan
(Ekim 1926-Eylül 1927) sonra yeniden ö¤retmenli¤e atand›.
Ankara, ‹stanbul liselerinde, ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fa-
kültesi Yabanc› Diller Okulu’nda, Gazi E¤itim Enstitüsü’nde
(1927-1945) bu görevi sürdürdü. Cumhurbaflkanl›¤› mütercim-
li¤i görevinden emekliye ayr›ld› (7 fiubat 1952). Dergâh dergi-
sinde ç›kan fliirleriyle (1921-1922) edebiyata bafllayan Ataç,
Cumhuriyet döneminde Akflam, Milliyet, Vakit, Cumhuriyet,
Ulus vb. gazetelerde deneme, elefltiri yaz›lar› yay›mlad›. Dilimi-
zin ar›nmas› yolunda büyük çaba harcad›¤› bu yaz›lar›nda, yeni
bir düzyaz› biçiminin do¤mas›na yol açan örnekler verdi. Yer
yer, dil aç›s›ndan en afl›r› uçlarda dolaflarak tutucu edebiyat
adamlar›n›n karfl›s›na ç›kt›. Dilimizin ar›nmas›, özleflmesi sava-
fl›m›na katk›da bulundu. Yunan-Lâtin, Frans›z, Rus düflün ve
edebiyatlar›n›n klasik ve ça¤dafl yazarlar›ndan yapt›¤› elliye ya-
k›n çeviriyle bat› düflün ve sanat ak›mlar›n›n bilinip yayg›nl›k ka-
zanmas›na çal›flt›. Divan fliiri gelene¤i üzerinde dururken zama-
nafl›m›na u¤ramayan de¤erleri ele ald›. 1920’lerden sonra ça¤-
dafllaflma sanc›lar› çeken fliirimizin yay›lmas›na katk›da bulun-
du. Bafll›ca yap›tlar›: “Günlerin Getirdi¤i” (1946), “Karalama
Defteri” (1952), “Sözden Söze” (1952), “Ararken” (1954), “Di-
yelim” (1954), “Söz Aras›nda” (1959), “Okuruma Mektuplar”
(1958), “Günce” (1960), “Prospero ile Caliban” (1961).
ATAERK‹LL‹K,
aile içindeki otoritenin ve siyasal gücün
babaya ya da aile içindeki en yafll› erke¤e ait oldu¤u toplumsal
örgütlenme biçimi. 19. yy. antropologlar›na göre insanl›k, ana-
erkil örgütlenme biçimini yaflad›ktan sonra yavafl yavafl ataerkil
topluma geçildi ve bu örgütlenme biçimiyle toplum içinde ege-
menlik erke¤e ait oldu. Egemenli¤in erke¤e geçmesiyle soyun
devam etmesi ve yay›lmas› amac›yla erkek, birden çok evlilik
yapmaya bafllad›. Ataerkil toplumlar›n en önemli özelli¤i, atala-
ra tapma ve d›fltan evlenmedir.
ATARDAMAR,
kan›n kalpten vücudun her yan›na gitmesi-
ne yarayan ve kalbin her vuruflunda atar gibi görünen damar.
Görevi, organlara ve dokulara temiz kan iletmektir. Atardamar-
lar›n kas tabakas›, toplardamarlar›nkinden daha kal›n ve elastik-
tir. Toplardamarlar›n kas tabakas› daha ince olup ayr›ca içinde
kan›n geriye dönüflünü önlemeye yarayan kapakç›klar bulunur.
Kalpten aort ad›n› alan genifl bir atardamar ç›kar ve dallara ay-
r›larak bütün organlara ve dokulara kan› götürür. Atardamarla-
r›n içinde normalde 120 mm. c›va bas›nc›na efl bir bas›nçla ak-
makta olan kan, ufak damarlara ve k›lcal damarlara kadar ileti-
lir. Kan›n kalbe dönüflü, toplardamar sistemiyle olur. Atardamar
sisteminin dallar› aras›nda çok say›da a¤›zlaflma vard›r. Bu yüz-
den bir atardamar›n ba¤lanmas›, t›kanmas›, o bölgenin hemen
kans›z ve beslenmesiz kalmas›na neden olmaz, yan dallar o böl-
geyi besleyebilir.
ATASÖZÜ,
toplumlar›n yüzy›llar boyunca geçirdikleri dene-
melerden do¤mufl, toplumun ortak düflünce, kan› ve tutumunu
belirten, ait oldu¤u ulusun bireylerine yol gösteren söz. Atasöz-
leri kal›plaflm›fl, k›sa ve özlü yarg›lar biçimindedir. Toplumlar›n
yaflama biçimlerinden ç›kar›lm›fl davran›fl kurallar› olduklar› gi-
bi, o toplumun inan›fllar›n›, töre ve geleneklerini, dünyaya bak›fl
biçimini de yans›t›rlar. Osmanl›cada mesel (ço¤ulu emsal) ve
darb-› mesel (anlam› mesel getirmek, ço¤ulu durub-i emsal)
sözcükleriyle karfl›lanan atasözü için Divan-› Lugati’t Türk’te sav
sözcü¤ü geçer. Ayr›ca atasözleri toplumun tarihsel geliflimi bo-
yunca kimi de¤iflikliklere u¤rarlar ya da kimileri kullan›l›fltan
düfler. Divan edebiyat›nda atasözlerinden yararlanarak ö¤üt ver-
mek amac›yla yaz›lan yap›tlara nasihatname, pendname ad› ve-
rilmifltir. Birçok flair de atasözlerinden bol bol yararlanm›flt›r.
Böylesi kullan›mlarda atasözlerinin kal›b›n›n aruz ve kafiye zor-
lamas›yla ço¤u kez bozuldu¤u, sözcüklerin yerlerinin de¤ifltiril-
di¤i ya da yeni sözcükler eklendi¤i görülür. Halk edebiyat›nda
destan gelene¤inin canl› oldu¤u ça¤larda, destan›n giriflinde ya
da bir s›ras›n› düflürüp içinde, anlamca birbirini bütünleyen bir
s›ra atasözü kullan›lm›flt›r. Dede Korkut Kitab›’n›n giriflinde rast-
lanan söz katarlar› ile âfl›klar›n öykü anlat›rken baflvurduklar› te-
kerlemelerin böyle bir gelenekten kald›¤› san›lmaktad›r.
ATATÜRK, Mustafa Kemal
(1881 Selânik-1938 ‹stan-
bul), Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaflkan›.
Babas› Ali R›za Efendi, annesi Zübeyde Han›m’d›r. Küçük yaflta
babas›n› kaybetti. ‹lkö¤renimini Selânik’te fiemsi Efendi Mekte-
bi’nde yapt›. Askerli¤e merak sararak annesinden gizli, Selânik
Askerî Rüfltiyesi s›navlar›na kat›ld› ve kazand› (1893). Burada
matematik dersine karfl› özel bir ilgi gösterdi, Mustafa ad›ndaki
matematik hocas› kendisine “Kemal” ad›n› verdi. Manast›r ‹da-
disi’ni bitirdikten sonra (1895), ‹stanbul’a giderek Harbiye’nin
piyade s›n›f›na yaz›ld› (13 Mart 1899). Harbiye’yi bitirdikten
sonra Erkân›harp s›n›f›na (Harp Akademisi) ayr›ld› (1902). 11
Ocak 1905’te Harp Akademisi’nden kurmay yüzbafl› rütbesiyle
mezun oldu. Arkadafllar›yla ‹stanbul’da Beyo¤lu’nda bir ev kira-
lay›p toplant›lar düzenlemeye ve ülke sorunlar›n› konuflmaya
bafllad›lar. Ancak bir süre sonra saraya jurnal edildiler ve birkaç
ay Taflk›flla’da tutuklu kald›lar. Daha sonra Erkân›harbiye Daire-
si’nce fiam’a 5. Ordu’ya kurmayl›k staj›n› yapmaya gönderilen
Mustafa Kemal, fiam’da görevliyken devlet yönetimindeki yoz-
laflmay› ve ordudaki eksikli¤i yak›ndan görme f›rsat›n› buldu.
Arkadafllar›yla (Mustafa Cantekin, Lütfi Müfit vd.) gizli toplant›-
lar yapt›, sonunda gizli “Vatan ve Hürriyet Cemiyeti”ni kurdular
(1906). Cemiyetin amac›, yozlaflan Osmanl› yönetimine yeni bir
düzen getirmekti. Mustafa Kemal, derne¤i Makedonya’da örgüt-
lemek amac›yla gizlice Selânik’e gitti, cemiyetin bir flubesini bu-
ATAERK‹LL‹K
58
1...,48,49,50,51,52,53,54,55,56,57 59,60,61,62,63,64,65,66,67,68,...672
Powered by FlippingBook