SAMUR
568
yükselir ve 100 metreyi aflar. Cumhuriyet döneminin bafllar›n-
da, 1925’te il merkezi olmufl (daha önce sancak), demiryoluna,
modern yapma liman kurulufllar›na, çok düzenli karayollar›na
ve havaliman›na kavufltuktan sonra h›zla geliflip kalabal›klafl-
m›flt›r. 1935’te nüfusu 32.000 kadard›. 1997’de 400.000’i ge-
çen nüfusuyla Karadeniz k›y›lar›n›n en büyük kenti, bu k›y›lar›n
en büyük liman›, ticaret ve endüstri merkezi hâline gelmifltir.
Endüstri kurulufllar›n›n ço¤u il merkezinde ve yak›n çevresinde
toplanm›flt›r. Bunlar›n en önemlileri flunlard›r: Azot ve sülfürik
asit fabrikas›, yem, tütün fabrika ve atölyeleri, gübre, bak›r, me-
tal eflyalar, sabun, deterjan, kereste, un fabrikalar›, sütten ma-
mul besinler. Tar›m ürünleri oldukça çeflitlidir. Bafll›calar› flun-
lard›r: Tah›llar›n içinde bafl s›ray› bu¤day ve m›s›r al›r. Pirinç ve
m›s›r, daha çok k›y›da, delta ovalar›nda, özellikle Çarflamba,
Terme ve Bafra ovalar›nda, bu¤day ve arpaysa iç kesimlerde
yetifltirilir. Samsun, Türkiye’nin en önemli m›s›r üretimi bölge-
lerindendir. Baklagillerin önemli bir k›sm›n› fasulye oluflturur.
Endüstri ürünleri içinde flekerpancar› (153.994 ton) ve tütün
(22.782 ton) önemlidir. Ya¤ veren bitkilerden ayçiçe¤i ve soya
üretilir. Toplam meyve üretiminde bafl yeri f›nd›k al›r. Toplam
sebze üretiminde en büyük pay› lahana, patates, so¤an, sarm›-
sak ve p›rasa al›r. Samsun, hayvanc›l›k bak›m›ndan Türkiye’nin
oldukça zengin illerinden biridir.
SAMUR,
sansargillerden, Kuzey Avrupa ve Kuzey Asya’da
yaflayan bir memeli
(Martes zibellina).
Boyu 50, en fazla
60 cm’dir. Postu esmer kahverengi, ipek gibi yumuflak tüylü ve
çok de¤erlidir. Boynun alt k›sm›ndaki tüyler turuncu renklidir.
Kulaklar› ve kuyru¤u k›sad›r. Bafl› koni biçimindedir. Ormanlar-
da yaflar; kemirgen, kufl ve öbür küçük hayvanlarla beslenir.
Postu eskiden beri en de¤erli ve pahal› kürklerden say›lm›flt›r.
Ayr›ca k›llar› f›rça yap›m›nda kullan›l›r.
SANAT,
belli bir konuda (alanda) ve bu konunun (alan›n) ku-
rallar›na göre yeniden yapma ya da yaratma biçimi. Genifl an-
lamda bir fleyi güzel yapma ifline sanat denmektedir. Konuflma,
yürüme, yemek piflirme gibi insan faaliyetlerinin bütün alanlar›
için “sanat” söz konusudur. Daha dar anlamdaysa insan, top-
lum, do¤a iliflkisinin ya da gerçe¤inin bilinçli ya da bilinçsiz
olarak estetik biçimde yeniden üretimine (yorumuna) sanat
denmektedir. Burada bir duygu, bir tasar›m ya da güzelli¤in ki-
fliyi etkileyen anlat›m› söz konusudur. Genel bir s›n›fland›rmaya
göre sanat “büyük sanat” ve “küçük sanat” diye ikiye ayr›l›r. Bü-
yük sanat edebiyat, müzik, resim, heykelcilik ve mimarîyi; küçük
sanat ise hal›c›l›k, alt›n ve gümüfl iflçili¤i, seramik, mobilyac›l›k,
tafl oymac›l›¤› gibi alanlar› kapsar. Bir baflka s›n›fland›rmaya
göre sanat “güzel sanatlar” ve “uygulamal› sanatlar” diye yine
ikiye ayr›l›r. Sanat›n s›n›fland›r›lmas› konusu, kesinlik kazanma-
m›fl bir konudur. Günümüzde edebiyat, müzik, görsel sanatlar
(resim, heykel, süsleme vb.) ve uygulamal› sanatlar ayr›m› da
yap›lmaktad›r. Ça¤›m›z›n sanat› olan sinema da “yedinci sanat”
olarak nitelenmektedir. Sanat›n bafllang›c› Paleolitik’e (‹.Ö.
25.000.-10.000) kadar inmektedir. Türkiye’de sanat e¤itimi an-
cak 19. yüzy›l sonlar›nda okullara al›nd›. Resim, ‹slâm dini aç›-
s›ndan günah say›ld›¤› için Bat›l› anlamda bir resim sanat› an-
lay›fl› geliflmedi. Buna karfl›l›k minyatür, süsleme, yaz› (hat)
alanlar›nda kendine özgü bir sanat alan› geliflti. Selçuk mimarî-
sinin bir devam› olan, eski Anadolu uygarl›klar› mimarîsinden
de etkilenen bir Osmanl› mimarîsi gelene¤i kuruldu. Edebiyat
alan›ndaysa öz olarak “söz sanatlar›” na dayanan “divan edebi-
yat›” naz›m ve nesir alan›nda ortaya ç›kt›. Tiyatro sanat› “orta-
oyunu”, “meddah”, “kukla”, “karagöz ve “seyirlik oyunlar” biçi-
minde yine kendine özgü bir alan olarak 19. yüzy›l ortalar›na ka-
dar geldi. Bir yandan geleneksel gösteri biçimleri sürerken Bat›
anlay›fl›na uygun tiyatro sanat› da Türkiye’de yayg›nl›k kazan-
maya bafllad› (1839’dan sonra). Sinema sanat› ise 20. yüzy›l›n
bafllar›nda Türkiye’ye girdi.
SANAY‹,
hammaddeleri ifllenmifl duruma getirip de¤erlen-
dirmek için uygulanan eylemlerin ve bu eylemleri uygulamak
için kullan›lan araçlar›n topu. Do¤adaki her türlü maddenin ba-
sit ya da karmafl›k biçim de¤ifltirmesi sonucu insanlar›n gerek-
sinimlerini karfl›layacak eflyalar›n ya da maddelerin üretilmesi
iste¤i, sanayiyi do¤urdu. Uygarl›¤›n geliflmesi sanayinin gelifl-
mesiyle birlikte oldu. Bilimsel çal›flmalara itici güç olan sanayi,
bu çal›flmalardan ç›kan sonuçlar› daha çabuk, daha kolay ve da-
ha ucuz mamul madde üretiminde kulland›. Sanayinin ortaya ç›-
k›fl›, hammadde, do¤al araçlar, enerji, emek, para, makine, yö-
netim ve giriflim gibi ögelere ba¤l›d›r. Bilinen ilk sanayi, tari-
höncesi ça¤larda, hayvanlardan korunmak isteyen insan›n tafl-
lar› yontarak silâh yapmas›yla do¤du. Tafl devrinden sonra tunç
ve demir ça¤lar› geldi. Böylece insanlar do¤ada bulunan maden
cevherlerini yak›tlar›n sayesinde metal hâline dönüfltürerek çe-
flitli eflyalar yapt›lar. Bunun yan› s›ra dokuma ve deri tabaklama
iflleri de geliflti. Modern ça¤lar›n bafllang›c›na kadar sanayi ifl-
letmeleri birer zanaat kolu hâlinde çok iyi örgütlenmifl loncala-
r›n yönetiminde küçük atölyelerde faaliyet gösterdi. Özellikle
15. yüzy›ldan itibaren Avrupa’da geliflen ticaret, sanayi mallar›-
n›n kent ya da eyalet s›n›rlar› içinde kalmay›p ülke çap›nda hat-
ta ülkeleraras› metalar hâline gelmesine yol aç›nca sanayi de
genifllemek, uzmanlaflmak ve yayg›nlaflmak e¤ilimi gösterdi.
Önceleri yak›t maddesi olarak çok ifle yarayan kömürün dam›t›l-
mas› yoluyla elde edilen gaz, s›v› ya da kat› maddeler, organik
kimya sanayiinin yard›m›yla say›lamayacak kadar çok ürüne dö-
nüfltürülmektedir. Petrol için de ayn› fleyi söylemek mümkün-
dür. Madenler, sanayi için önemli ve de¤erli hammadde kay-
naklar›d›r. Bunlar›n bafl›nda demir, çelik yap›m›nda kullan›lan
demir madeni cevherleri gelir. Bunun d›fl›nda bak›r, krom, nikel,
kobalt, manganez, kurflun, çinko, kadmiyum, alüminyum ma-
denleri vard›r. Sanayinin en önemli ögelerinden biri de emektir.
Emek, kafa ve kol eme¤i olmak üzere iki çeflittir. Sanayi devri-
minden sonra gittikçe yayg›nlaflan sanayi kollar›nda daha çok
iflçi çal›flmaya bafllad›. Sendikalar›n varl›¤›, iflçilerin gerek ücret
durumlar›n›n saptanmas›nda, gerekse iflyeri güvenli¤i ve çal›fl-
ma flartlar›n›n düzeltilmesinde büyük rol oynad›. Sanayinin bir
baflka önemli ögesi de sermayedir. Boyutlar› ne olursa olsun
her sanayi kuruluflu, iflletme ve kurulufl sermayesine (para),
topra¤a, binaya, makinelere, hammaddelere, yar› mamul ve ma-
mul maddelerin depolanmas›na belirli oranlarda para ay›rmak
zorundad›r. Küçük sanayi iflletmelerinde bu sermaye sanayici