SARDUNYA
570
oturdu¤u büyük yap› anlam›na gelir. Sözcük, Roma imparatorla-
r›n›n saraylar›n› kurduklar› Roma’daki Palatium Tepesi’nden tü-
retilmifltir. Daha sonra ‹ngiltere, Fransa ve ‹spanya’da piskopos-
luk ve baflpiskoposluk yap›lar›na da saray dendi. Zaman geçtik-
çe de sözcü¤ün anlam›, ister kamu ister özel olsun, bütün büyük
ve görkemli yap›lar› kapsayacak biçimde geniflledi.
SARDUNYA,
turnagagas›gillerden, çok y›ll›k otsu bitki
(Peargonium).
Anayurdu Güney Afrika’d›r. Çiçeklerinin iri
ve güzel, ço¤u pembe renkte oluflu dolay›s›yla saks›larda ve
bahçelerde yetifltirilir. 150’den fazla çeflidi bilinir. Bak›m› kolay
olup yapraklar›n›n üzerinde hofl kokulu incecik tüyler vard›r.
SARF,
biçimbilgisi. Dilbilgisinin, dildeki kökler, bunlar›n bir-
leflme yollar›, eklerin çeflitli görevleri, dilin türeme ve çekim özel-
likleri gibi biçime iliflkin konular› inceleyen bölümüne denir. Es-
kiden nahiv ile birlikte dilbilgisi, gramer karfl›l›¤› kullan›lm›flt›r.
SARILIK,
kanda billirübin oran›n›n ya da safrada sar› boya
maddesinin artmas› sonucu derinin, göz aklar›n›n ve vücut s›v›-
lar›n›n sar› bir renk almas›yla beliren hastal›k. Tek bafl›na bir
hastal›k olmay›p çeflitli karaci¤er, safrakesesi ve safra yollar›
hastal›klar›n›n varl›¤› dolay›s›yla ortaya ç›kar. Alyuvarlar›n par-
çalanmas› sonucu ortaya ç›kan billirübin, kandan karaci¤ere ge-
çer. Burada çeflitli de¤ifliklikler geçirerek, sonunda safra olarak
salg›lan›r ve safrakesesine yollan›r. Safra kanal› arac›l›¤›yla da
ba¤›rsaklara geçerek, ya¤ metabolizmas›nda rol oynar. D›flk›yla
d›flar› at›l›r. Billirübinin vücuttaki bu dolafl›m› s›ras›nda meyda-
na gelen herhangi bir aksakl›k sar›l›¤a yol açar. Üç tür sar›l›k
vard›r. Bunlardan birincisi karaci¤er iltihab›, zehirlenmesi, siroz
ya da karaci¤er kanseri gibi, karaci¤er hücrelerini etkileyen bir
hastal›k sonucu ortaya ç›kar. Safrakesesinde tafl oluflmas› ve bu
tafllar›n safra kanallar›n› t›kamas› sonucu ortaya ç›kan sar›l›k
ikinci türü oluflturur. Bu iki tür sar›l›¤›n belirtileri, billirübin do-
lafl›m›ndaki aksamaya ba¤l› olarak, deri ve göz sar›laflmas›, be-
yaz renkte, kil görünümünde ve ya¤l› d›flk›, koyu k›rm›z› renkli
sidik, deride kafl›nt› ve kanamalard›r. Üçüncü tür sar›l›k, kanda-
ki alyuvarlar›n, karaci¤erin alabilece¤i miktardan daha fazla, ya-
ni ola¤an›n üstünde bir h›zla parçalanmas›ndan oluflur. Bu tür
sar›l›kta metabolizma için gerekli billirübin ba¤›rsaklara ulaflt›-
¤›ndan, gözlerdeki sar›laflma d›fl›nda belirti görülmez. Bu tür
sar›l›¤a hemoliz kökenli sar›l›k denir. Dölyata¤›ndaki yaflam s›-
ras›nda depolad›klar› alyuvarlar›n do¤umdan hemen sonra par-
çalanmas› sonucu, yeni do¤mufl bebeklerde s›k görülür; tehli-
kesizdir. Sar›l›k tedavisinde ilâçlar kullan›lmakla birlikte iyilefl-
me için önemli olan, özellikle ya¤s›z besinlerden oluflan bir
beslenme rejimi ve dinlenmedir.
SARISABIR,
zambakgillerden, otsu ve odunsu türleri bulu-
nan, Afrika, Asya ve Güney Amerika’n›n s›cak bölgelerinde yeti-
flen bitki cinsi
(Aloe).
Kal›n ve etli yapraklar›, rozet biçiminde
bir araya toplanm›flt›r. Dik bir salk›m durumundaki çiçekleri sa-
r› ya da k›rm›z› renklidir. Süs bitkisi olarak yetifltirilen türleri de
vard›r. Yapraklar›ndan ç›kar›lan k›rm›z›mt›rak esmer renkteki ac›
su, hekimlikte ve boyac›l›kta, lifleri dokumac›l›kta kullan›l›r.
SARIYAR BARAJI,
Ankara ilinin 120 km. bat›s›nda Nal-
l›han ilçesindeki baraj. Ayn› ad› tafl›yan köyde bir dirsek yapan
Sakarya Irma¤› üzerinde kurulmufltur. Beton a¤›rl›k tipinde ya-
p›lm›flt›r. Yerden yüksekli¤i 106 m., taban geniflli¤i 95 m., üst-
te platform geniflli¤i 7 m., platform uzunlu¤u 250 m., geride bi-
riktirebildi¤i su 1,9 milyar m
3
, yüzey alan› 80 km
2
, uzunlu¤u 60
km. Fazla suyu ak›tmak üzere on birer metre aç›kl›kta, 6 dolu sa-
vak saniyede 7.500 m
3
su atabilecek bir yap›dad›r. Baraj›n 1,5
km. afla¤›s›nda 4 jeneratörü olan bir hidroelektrik santral› yap›l-
m›flt›r. Üretilen elektrik, Kuzeybat› Anadolu’ya verilir. 1956’da
hizmete girmifltir.
SARKIT,
ma¤aralar›n tavan›nda oluflan ve genel olarak koni
biçiminde olan kalker yumru, istalaktik. Sark›tlar, kalkerli böl-
gelerde erimifl hâlde fazla kalker kapsayan yeralt› sular›n›n geç-
ti¤i boflluklarda, ma¤aralarda, tavandan afla¤›ya sarkan kalker
sütunlard›r. Suda biraz kil ya da balç›k olursa sark›t renkli olur.
Sark›t›n biçimi suyun damlamas›na ve ma¤aran›n yap›s›na ba¤-
l›d›r.
→
DAMLATAfi, D‹K‹T
SARP KAPISI,
Türkiye ile Gürcistan aras›nda, Karadeniz
k›y›s›nda s›n›r kap›s›. 1930’larda kapanm›fl olan kap›, 1989’da
yeniden aç›ld›. Türkiye’nin kara tafl›mac›l›¤›nda Rusya’ya ve Or-
ta Asya’ya aç›ld›¤› önemli kap›lardan biridir.
SATRANÇ,
iki oyuncunun altm›fl dört kareye ayr›lm›fl oyun
alan›nda de¤erleri de¤iflik on alt›flar taflla oynad›klar› oyun. Tafl-
lar 8 piyon, 2 at, 2 fil, 2 kale, 1 vezir ve 1 flah’tan oluflur. fiah,
düz ya da çapraz birer kare; vezir, düz ya da çapraz, tafl üzerin-
den atlamamak kofluluyla gidebildi¤i kadar; ayn› koflulla kale
düz, fil çapraz hareket ederler. At, bir kare ilerledikten sonra sa-
¤a ya da sola iki kare gider; ya da sola bir kare gider. Tüm bu
tafllar, hareketleri do¤rultusunda karfl›t tafllar› tehdit eder ve yer-
ler. Yaln›zca piyonlar düz olarak bir kere ilerler, ancak çapraz
olarak tafl yer. Oyun alan› ard›fl›k bir siyah, bir beyaz kareden
oluflur ve tak›mlar da siyah-beyaz olarak ayr›l›r. Oyunda amaç,
karfl› oyuncunun flah›n› “mat” etmektir. ‹.Ö. 3000 y›llar›nda Hin-
distan ve M›s›r’da satranca benzeyen bir oyunun oynand›¤› sa-
n›lmaktad›r. ‹.S. 5. yüzy›lda Hindistan’da yayg›nlaflan satranç,
buradan ‹ran’a ve Arap Yar›madas›’na geçti. 9. yüzy›lda Avru-
pa’da yay›lan satranc›n bugünkü kurallar› Rönesans döneminde
saptand›. Bir bilim, sanat ve düflünce sporu olarak kabul edilen
bu oyun, günümüze dek pek çok satranç ustas› taraf›ndan yeni
çözümlerle zenginlefltirildi. Ça¤dafl satranç ustalar› olarak;
Adolf Anderssen, Wilhelm Steinitz, Emanuel Lasker, Jose Raul
Capablanca, Aleksandr Alehin, Maachgielis Euwe, Mihail Bot-
vinnik, Vasili Smislov, Tigran Petrosyan, Boris Spassky, Boby
Fisher, A. Karpov ve G. Kasparov’un adlar› say›labilir.
SATÜRN,
Günefl Sistemi gezegenlerinden biri. Günefl’ten
uzakl›k s›ralamas›nda alt›nc›, büyüklük bak›m›ndan Jüpiter’den
sonra ikincidir. Di¤er ad› Zühal olan Satürn’ün çap› 119.300
km.dir. Günefl’in çevresindeki dönüflünü 29,5 dünya y›l›nda ta-
mamlar. Günefl’e olan uzakl›¤› ise 1 milyar 427 milyon km.dir.
Kütlesi Dünya’dan çok daha büyük olmas›na ra¤men, yo¤unlu-
¤u yaklafl›k 0,7 g./cm
3
oldu¤undan, yerçekimi kuvveti, Dün-
ya’daki kadar güçlü de¤ildir. Atmosferini oluflturan bafll›ca