okul ansiklopedisi - page 580

SIRTLAN
580
SIRTLAN,
s›rtlangiller-
den, daha çok lefl ve art›k-
larla beslenen etçil memeli
(Hyaena).
Afrika ve As-
ya’da yaflarlar. Bafllar› bü-
yük, diflleri, kemikleri k›r›p
ufalayacak kadar güçlü,
boyunlar› kal›n, vücutlar›-
n›n arka taraf› bas›k, belke-
mikleri kamburca, bacakla-
r› uzun, ayaklar› dört par-
makl›, t›rnaklar› yeri kaz-
maya elverifllidir. Kaba
tüylü postu esmer benekli,
gri ya da sar› renklidir. Ensesinde bafl›ndan s›rt›na do¤ru uza-
nan sert, k›sa bir yelesi vard›r. Arka ayaklar› ön ayaklar›ndan k›-
sa oldu¤undan iyi koflamaz. Gündüzleri ma¤aralarda, s›k çal›-
l›klarda saklan›r, geceleri ortaya ç›karlar. Sürüler hâlinde dolafl-
t›klar› da olur. Oldukça korkak hayvanlard›r. Benkli s›rtlan
(H.
crocuta),
Kuzey Afrika’da yaflar. Uzunlu¤u 140 cm., postu
k›rç›l renkli ve beneklidir. Boz s›rtlan
(H. brunnea),
Güney
Afrika’da yaflar. Çizgili s›rtlan
(H. hyaena),
Kuzey Afrika ve
Güney Asya’da yaflar. Uzunlu¤u 100 cm., postu çizgilidir, soyu
oldukça azalm›flt›r.
SITMA,
kandaki alyuvarlarda çeflitli s›tma etmenleri bulunma-
s›ndan ileri gelen, insan ve hayvanda rastlanabilen bir hastal›k;
malarya. Batakl›k bölgelerde s›k ortaya ç›kabilen bu hastal›k,
kendini atefl nöbetleriyle belli eder. 1881 y›l›nda, Haveran tara-
f›ndan hastal›¤› yapan asalak, yani plasmodium bulundu. Daha
sonra, Ross bunun anofellerce tafl›nd›¤›n› kan›tlad›. S›tman›n
co¤rafî da¤›l›m›, anofellerin ve baz› sivrisinek ›rklar›n›n bol oldu-
¤u bölgelerde kendilerine uygun flartlarda üreyebilen plasmodi-
umlar›n varl›¤›na ba¤l›d›r. S›tma nöbetleri belli bir aflamayla or-
taya ç›kar. Önce titreme nöbetleri bafllar, atefl yükselir, daha son-
ra terleme baflgösterir. 1820 y›l›nda Pelletier ve Caventou tara-
f›ndan kininin, 20. yüzy›l›n bafllar›nda da baz› sentetik ilâçlar›n
bulunmas›yla s›tmaya karfl› etkin bir savafl bafllat›lm›flt›r. Hasta-
l›¤a yakalanm›fl insanlar›n bak›m›n›n yan› s›ra, çevredeki di¤er
canl›lara da önleyici olarak kinin verilmeli ve en önemlisi, dur-
gun sularda oluflan sivrisinek kurtçuklar›n› yok etmeye çal›fl›l-
mal›d›r. Zaman›nda ve uygun tedavi yap›lmad›¤›nda s›tma, he-
men hemen tüm organlara zarar verebilir.
SIVAS
S‹VAS
SIVILAfiTIRILMIfi PETROL GAZI,
petrolün ayr›msal
dam›t›m ürünü olan propan ve bütan gazlar›n›n ya da bunlar›n ka-
r›fl›m›n›n bas›nç alt›nda s›v›laflt›r›lm›fl›; LPG. Çelik tüplere doldu-
rularak sanayide ve evlerde tüpgaz ad›yla yak›t olarak kullan›l›r.
S‹DE,
Antalya’n›n 80 km. do¤usunda, bir yar›mada üzerinde yer
alan liman kenti. Zengin tarihî kal›nt›lar›yla oldukça önemli bir tu-
rizm merkezi olan Side, önceleri Bat› Anadolu’daki Kime’nin
(Nemrutköy) bir kolonisiydi. ‹.Ö. 6. yüzy›lda Lidyal›lar›n, 547-
546’dan sonra da Perslerin egemenli¤i alt›na girdi. ‹.Ö. 334’te Bü-
yük ‹skender taraf›ndan iflgal edilen kent, ‹skender’in ölümünden
sonra Helenistik dönem krall›klar› aras›nda sürekli bir çat›flma ko-
nusu oldu. ‹.Ö. 218’den sonra Suriye krallar›n›n egemenli¤i alt›na
girdi. ‹.Ö. 190’da Side aç›klar›nda Suriye Kral› III. Antiokhos’un
Rodos donanmas›na yenilmesinden k›sa bir süre sonra Side ba-
¤›ms›zl›¤›na kavufltu. Bu dönemde Side, özellikle Do¤u Akdeniz
ülkeleriyle yapt›¤› ticareti oldukça gelifltirdi ve k›sa sürede büyük
bir refah ve zenginli¤e kavufltu. Side, Roma imparatorlu¤u döne-
minde eyalet olarak bazen Likya bazen Galatea’ya ba¤lanan Pam-
filya’n›n bir kenti durumundayd›. D›flifllerinde Roma’ya ba¤l› ol-
makla birlikte içifllerinde belli bir özerkli¤e sahipti. 9. ve 10. yüz-
y›llarda Arap ak›nlar› s›ras›nda önemli ölçüde tahrip edilen kent,
sonraki dönemlerde meydana gelen depremlerle tamamen harap
oldu. Yüzy›llar boyunca bir y›k›nt› olarak kalan Side’de ancak
1900 y›llar› bafl›nda Selimiye ad› verilen bir köy kuruldu ve bir
yerleflim alan› durumuna getirildi. 1947 y›l›nda bafllayan kaz›lar-
da oldukça önemli tarihî yap›tlar ortaya ç›kt›. Günümüze kadar ge-
len kal›nt›lar›n ço¤u Helen ve Roma dönemine aittir. Türkiye’nin
en fazla turist çeken bölgelerinden biri olan Side’de surlardan
baflka tiyatro, agora, hamam, tap›nak ve an›tlar bulunmaktad›r.
S‹GARA,
özel ince k⤛tla silindir fleklinde sar›lan k›y›lm›fl tü-
tüne verilen ad. 1830 y›llar›nda ortaya ç›kt›. Önceleri elle sar›larak
yap›l›yordu. 1861-1875 y›llar› aras›nda makinelerle yap›lmaya
baflland›. Decouflé adl› bir Frans›z taraf›ndan yap›lan sigara ma-
kinesi 1880’de Frans›z Tekel ‹daresi taraf›ndan kabul edildi. Ma-
kineler, önceleri dakikada ancak 600-800 sigara sarabilecek ka-
pasitedeydi. Günümüzde bu rakam çok daha artm›flt›r. Sigaralar,
10, 20, 50 tanelik paketlerle sat›fla ç›kar›lmaktad›r. Paketleme ifli
de makinelerle yap›lmaktad›r. ‹lk paketleme makineleri 1905’te
Fransa’da kullan›ld›. Günümüzde dakikada yüzlerce paket yapabi-
len makineler vard›r. Tütün, ilk olarak Amerikal› yerliler taraf›ndan
kullan›lm›flt›r. Amerika’n›n keflfinden sonra Avrupa’ya getirilen tü-
tün k›sa zamanda büyük ticarî de¤er kazand›. Türkiye’de ise 1605
y›l›ndan itibaren kullan›lmaya baflland›. ‹lk zamanlar tütünün içil-
mesi önlenmek istendi ve bunun için çeflitli yasaklar konuldu. IV.
Murat döneminde tütün kullananlara ölüm cezas› bile verildi.
Ama yasaklar tütün tiryakili¤inin önüne geçemedi. Türkiye’de si-
gara yap›m›na resmen 1864’te baflland›. Bu tarihte sigara yap›m›
bir Frans›z flirketi olan “Memaliki fiahane Dühanlar› Müflterekül
Menfaa Reji”nin imtiyaz›na verildi. Frans›z flirketine tan›nan imti-
yaz 1923 y›l›na kadar sürdü. 30 Temmuz 1924 tarihli bir Bakan-
1...,570,571,572,573,574,575,576,577,578,579 581,582,583,584,585,586,587,588,589,590,...672
Powered by FlippingBook