SIRPSINDI⁄I SAVAfiI
579
hava da so¤uk hava kadar tehlikelidir, ciddî rahats›zl›klara ve
ölümlere yol açabilir. Beyinde vücudun ›s›s›n› düzenleyen özel
bir merkez vard›r. Çevre ›s›s› artt›¤›nda vücut bu fazla ›s›y› ata-
maz ve organizmada ›s› birikmesi olur, bu da havadaki nem ve
rüzgâr oran›na ba¤l›d›r. S›cak çarpmas›nda ortaya ç›kan belirti-
ler flunlard›r: Dermans›zl›k, bafl dönmesi, bafl a¤r›s›, bulant›,
kusma ve terleme. Deri kuru ve s›cakt›r. Atefl 41-42 dereceyi
bulur. S›cak çarpmas›na u¤rayan bir kimseyi serin bir odada
bafl› afla¤›ya gelecek flekilde yat›rmal› ve vücudunu alkolle ov-
mal›d›r. Bafl›na buz koymak yararl› olur. Ciddî durumlardaysa
ancak doktorun uygulayabilece¤i tedavi yollar› vard›r.
SIFAT,
dilbilgisinde bir ad› niteleyen ya da belirten sözcük.
Niteleme s›fat› ya da sadece s›fat, bir olufl halini, ad›n gösterdi-
¤i canl›n›n ya da nesnenin niteli¤ini belirtir: “A¤layan çocuk,
düz duvar”. Belirleyici s›fatlar, varl›klar› çeflitli yönlerden belir-
lemekte kullan›l›r: “Esmer kad›n, y›k›k ev” gibi. Ayr›ca, göster-
me, say›, soru ve belirsizlik s›fatlar› olarak dörde ayr›l›rlar. S›fat-
lar, nesnelerin bir özelli¤ini belirttikleri zaman s›fat, yaln›z kul-
lan›ld›¤› ya da bir nesneyi karfl›lad›¤›ndaysa ad olurlar. S›fatlar,
yap›lar›na göre de yal›n s›fat, türemifl s›fat ve bileflik s›fat olarak
üçe ayr›l›rlar. Türkçede, niteledikleri ya da belirttikleri sözcükle-
rin önünde kullan›l›rlar. Bunun yan› s›ra, her zaman tek bafllar›-
na, bir ad olarak kullan›labilirler. S›fatlar, önünde kullan›ld›kla-
r› addan ba¤›ms›z olarak çekim eki almazlar.
SI⁄A,
bir iletkenin ya da iletken ve yal›tkanlar dizisinin elekt-
rik yükü biriktirme özelli¤i (simgesi C).
SI⁄IR,
memelilerin
boynuzlugiller famil-
yas›ndan, büyükbafl
hayvanlar›n genel ad›
(Bos).
Yeryüzünde
pleistosenden beri ya-
flamaktad›rlar. ‹nsanlar
s›¤›r›, yerleflik tar›m
yaflam›na
geçmeye
bafllad›klar› dönemde,
günümüzden 7000 y›l önce evcillefltirdiler. ‹lk Ça¤ insan›n›n ya-
flam›nda, gücü ve etiyle önemli bir yeri olan s›¤›r, ayn› zaman-
da birçok ilkel din taraf›ndan kutsal say›ld›. Evcil s›¤›r›n
(B. ta-
urus)
atas›n›n Orta Asya oldu¤u, oradan Çin’e, Afrika’ya ve
Avrupa’ya yay›ld›¤› san›lmaktad›r. S›¤›rlar›n en belirgin özelli¤i
olan boynuzlar, al›n kemiklerinin eklentisi olup üçüncü yafltan
itibaren halkalar oluflturarak büyüdüklerinden ayn› zamanda
hayvan›n yafl›n› bulmaya da yararlar. Boynuz biçimi, tür ve ›rka
göre çeflitlidir. Çenelerinde 32 difl bulunur. Bunlar›n 8’i kesici,
24’ü az›diflidir. S›¤›rlarda köpekdifli bulunmaz. 8 kesicidiflin tü-
mü altçenededir. Parmaklar› iki tanedir ve toynakla kapl›d›rlar.
Mideleri çok büyük ve dört bölümlüdür (iflkembe, börkenek,
k›rkbay›r, flirden); kar›n bofllu¤unun 2/3’ünden daha fazlas›n›
kaplar. Otla beslenen bu hayvanlar›n selüloz gibi sindirimi zor
bir maddeyi eritmeleri, özellikle iflkembelerinde bol bulunan
bakterilerin yard›m›yla olur. S›¤›r›n erke¤ine bo¤a, diflisine
inek, yeni do¤mufl yavrusuna buza¤›, biraz büyümüfl yavrusuna
dana, genç diflisine düve, k›s›rlaflt›r›lm›fl genç erke¤ine tosun,
k›s›rlaflt›r›lm›fl yafll› erke¤ine de öküz denir. ‹nekler 1,5-2 yafl›n-
dan sonra do¤urmaya bafllarlar. Gebelik süresi 275-290 gün-
dür. Genellikle tek yavru do¤umu varsa da zaman zaman ikiz
do¤um da görülür. Günümüzde s›¤›rlar›n etinden, sütünden ve
gücünden yararlan›lmaktad›r. Gücünden yararlanma geliflmifl
ülkelerde pek görülmez. Bugün dünyada tüketilen etin yar›s›,
sütün de %95’i s›¤›rlardan sa¤lanmaktad›r. Dünyadaki toplam
s›¤›r say›s› ise 1 milyara yak›nd›r. Besi, süt ya da koflum ama-
c›yla yetifltirilen çeflitli s›¤›r ›rklar› vard›r. Yap›lan ›slah çal›flma-
lar›yla bunlar›n verimi çok art›r›lm›flt›r. Örne¤in iyi bir süt ine¤i
günde 25 litrenin üstünde süt verir. Türkiye’de yerli s›¤›r ›rkla-
r›n›n yan› s›ra yüksek verimli yabanc› ›rklar da yetifltirilmektedir.
Yerliler k›rm›z›, boz ve siyah ›rklar, yabanc›larsa montafon, jer-
sey vb.dir.
SI⁄IRCIK,
s›¤›rc›kgillerden, Eskidünya’da yaflayan, göçmen,
ötücü kufl
(Sturnus vulgaris),
çekirgekuflu, ço¤urcuk.
Boyu 20 cm. kadar, kara renkli tüyleri erguvani ve yeflil p›r›lt›l›-
d›r. K›fla do¤ru tüylerinin aras›nda aç›k renk çizgi ve benekler
belirir. Gagas› uzunca, kanatlar› uzun ve sivridir. Böcek, kurt-
çuk, meyve, tah›l vb.yle beslenir. Büyük ölçüde böcek tüketti-
¤inden tar›ma yararl›d›r. K›fl›n büyük sürüler hâlinde dolafl›r.
Orman ve parklarda yaflad›¤› gibi çat›lara yuva yapt›¤› da olur.
SIKIYÖNET‹M,
anayasan›n saptad›¤› belirli koflullar›n ger-
çekleflmemesi hâlinde, temel hak ve hürriyetleri geçici bir süre
için k›s›tlayan ya da kullan›lmalar›n› erteleyen ve güvenli¤i sa¤-
lamak amac›yla mülkî kolluk kuvvetleri yerine askerî koluk kuv-
vetlerini getiren ola¤anüstü yönetim biçimi.
SIRB‹STAN
(S›rpça: Srbija), 1992’de S›rbistan ve Karada¤
taraf›ndan, ülkenin do¤usunda kurulan, nüfusun ço¤unlu¤unu
Macarlar›n oluflturdu¤u Voyvodina’y› ve güneyde nüfusu Arna-
vutlardan oluflan Kosova’y› da içine alan Yugoslav federe cum-
huriyeti. Yüzölçümü 88.361 km
2
, nüfusu 9.722.000’dir. Baflkent
Belgrad, bafll›ca flehirleri Novi Sad, Nifl, Subotica, Kragujevac
Prifltine, Pançevo. S›rbistan topraklar›, güneyde Morava havza-
s›na kadar uzan›rken, bat›da yafll› Eski S›rbistan kütleleri (Kopa-
onik, 2.017 m.) do¤uda Balkan ve Rodop (Plackovica, 1.754 m)
da¤lar›yla çevrilidir.
SIRPSINDI⁄I SAVAfiI,
Osmanl› ‹mparatorlu¤u kuvvetle-
riyle Macar, Bulgar, S›rp, Eflak ve Bosna birleflik kuvvetleri ara-
s›nda Edirne yak›nlar›nda meydana gelen savafl (1364). Edir-
ne’nin Osmanl›lar›n eline geçmesi ve Osmanl› kuvvetlerinin Bal-
kanlar’da h›zla ilerlemesi üzerine, Macarlar, S›rplar, Eflakl›lar,
Bosnal›lar, Bulgarlar ve di¤er Balkan uluslar› Osmanl›lara karfl›
birlefltiler ve ortak bir ordu oluflturdular. Bu müttefik ordu do¤-
rudan Edirne üzerine hareket etti. O s›ralarda Osmanl› Padiflah› I.
Murat Bursa’da, Lala fiahin Pafla da Edirne’de bulunuyordu. La-
la fiahin Pafla keflif için kumandanlar›ndan Hac› ‹lbey’i müttefik
ordu üzerine gönderdi. Hac› ‹lbey, düflman›n tedbirsizli¤inden
yararland› ve yan›nda bulunan az say›daki kuvvetle müttefik or-
duya âni bir bask›n yaparak a¤›r bir yenilgiye u¤ratt›.