okul ansiklopedisi - page 620

TELEPAT‹
620
mümkün olur. Hatlar› fazla meflgul etmemek için gönderilecek
olan metin daha önceden delikli fleritler biçiminde yaz›l›r; haber
gönderilece¤i zaman flerit otomatik olarak makineden geçerek
çok h›zl› bir flekilde metni iletir. Telekste ayn› anda bir kaç abo-
neye haber iletmek mümkündür. Teleksi en çok kullanan kuru-
lufllar, ticarî ve s›naî iliflkileri olan flirketler, gazeteler, ajanslar,
bakanl›klar, fabrikalar, elçiliklerdir. Türkiye’de ilk teleks 1938’de
Anadolu Ajans› taraf›ndan kullan›ld›. 1973’ten sonra yurtiçi te-
leks haberleflmesi tamamen otomatik hâle getirildi. Ancak son
y›llarda teleksin yerini tüm yurtta yayg›nlaflan fax alm›flt›r.
TELEPAT‹,
birbirlerinden uzakta olduklar› için al›fl›lm›fl du-
yumlarla haberleflmeleri olanaks›z iki ruh ya da zihnin dolays›z
olarak haberlefltikleri görüflüne dayanan ruhbilimsel olay. Tele-
patinin varl›¤› kesin olarak kan›tlanmamakla birlikte, kimi pa-
rapsikolojik araflt›rma çal›flmalar› bu konuda olumlu baz› ipuç-
lar› vermifltir.
TELESKOP,
uzaktaki cisimlerin büyütülmüfl ya da güçlen-
dirilmifl görüntüsünü elde etmeye yarayan optik ayg›t. Bafll›ca
aynal› ve k›r›lmal› teleskop olmak üzere iki çeflittir. Gökbilimle
ilgili araflt›rmalarda gözlem amac›yla kullan›l›rlar. Teleskoplar›n
büyüklü¤ü objektiflerinin çap›yla belirtilir. Objektif çap› 30
cm.ye kadar olan teleskoplarda çap artt›kça teleskopun ay›rma
gücü artar. Daha büyük objektifli teleskoplarda ise alete daha
fazla ›fl›k girdi¤inden ancak görüntü güçlendirilmifl olur. Öyle ki
objektif çap› 500 cm. olan bir teleskopla zay›f ›fl›k veren gökci-
simleri gözlenebilirse de bunun verdi¤i görüntüdeki ayr›nt›lar
30 cm.lik teleskobunki kadar net olmaz.
TELEV‹ZYON,
telli bir sistemle ya da radyo sistemi arac›-
l›¤›yla hareketli resimlerin uzak mesafelere iletilmesi. Televiz-
yon yay›n› genellikle merkezî bir istasyondan, çok say›da al›c›-
ya yönelik olarak yap›l›r. Ancak sanayide ve e¤itimde kapal›
devre televizyonlar da kullan›l›r. Hareketli resmin yan› s›ra tele-
vizyonda bir ses sinyali de iletilir. Yal›n kayna¤›nda kameran›n
sa¤lad›¤› optik görüntü elektrik sinyallerine dönüfltürülür. Bu
sinyaller güçlendirilerek ya do¤rudan do¤ruya kablo arac›l›¤›y-
la ya da radyo dalgalar›yla al›c›ya gönderilir. Al›c›da sinyaller bir
katot tüpü ekran›nda yeniden görüntüye dönüflür. Günümüz te-
levizyon kameralar› ortikon ya da vidikon türündedir. Bunlar da-
ha önce kullan›lan ikonoskoplar›n yerini alm›flt›r.
TELGRAF,
kodlanm›fl mesajlar› göndermeye yarayan elekt-
rikli ayg›t. Telgraf konusundaki deneyler, üzerinden elektrik ak›-
m› geçmekte olan bir telin yak›n›ndaki manyetik ibrenin sapt›¤›-
n›n gözlenmesiyle bafllad› (1819). W. F. Cooke ve Charles
Wheatstone 1837’de alt› tel ve befl uçtan oluflan ve ikifler ikifler
hareket ederek elmas yap›s› gösteren bir örgü içinde harfleri
gösteren bir sistemin patentini ald›lar. Bu sistem ‹ngiliz demir-
yollar›nda kullan›ld›. Ayn› y›l Samuel Morse, Alfred Vail ile bir-
likte ve Joseph Henry’nin yard›m›yla ABD’de Morse alfabesiyle
çal›flan bir telgraf sistemi gelifltirdi. Bafllang›çta al›c›, kodlanm›fl
simgeleri kaz›ma ya da bask› yoluyla k⤛da geçiriyordu. Bunun
yerine k›sa sürede ses veren bir ayg›t geçirildi. 1858’de Wheats-
tone, delikli k⤛t fleritle çal›flan süratli bir otomatik Morse telg-
raf› gelifltirdi. Telgraf sinyalleri günümüzde denizalt› kablolar›
ve radyo dalgalar› arac›l›¤›yla da gönderilmektedir.
TELEKS
TEMA,
bir yap›t›n ana motifi ya da bafll›ca motifleri. Tema’y›
konu ve anadüflünce ile kar›flt›rmamal›d›r. Baflka bir söyleyiflle
konu, üzerinde durulan, söz söylenen olay, durum, nesne, ge-
nellenirse herhangi bir fleydir. Tema ise konunun gelifltirilme-
sinde baflvurulan bir ayr›nt›d›r; bir bulufl, bir görüfl ya da düflü-
nüfltür. Söz gelimi ölüm, fizyolojik tan›m›yla yaflam›n bitimidir
ve bir konudur. Ölüm düflüncesi ise bir temad›r.
TEN‹S,
bir a¤la ortas›ndan ikiye bölünmüfl bir alanda (kort)
tek ya da çift oyuncular›n raketle karfl›l›kl› vurduklar› ya da çel-
dikleri topu, belli kurallara göre, karfl›lanamayacak biçimde bir-
birlerinin alan›na düflürerek say› kazanmalar›na dayanan oyun.
TENOR,
en tiz erkek sesi ve sesi böyle olan okuyucu. Genel-
likle operalarda yaln›z gö¤üsten gelen seslerini kullanan sanat-
ç›lar, bu gruba girer. Sesi o kadar güçlü olmayan ve yüksek no-
talarda bas sesini kullanmak zorunda kalan tenor, hafif ya da
operakomik tenor; yaln›z gö¤üs sesini kullanmakla yetinecek ka-
dar tiz ve güçlü sesi olan tenor, opera tenoru olarak adland›r›l›r.
TEOLOJ‹
‹LÂH‹YAT
TERAZ‹,
nesnelerin a¤›rl›¤›n› ölçmeye yarayan araç. Genel-
likle a¤›rl›¤› bilinen bir baflka maddeyle kafl›laflt›rma yapma il-
kesine göre çal›fl›r. Eski M›s›r ve Mezopotamya’da da bilinen
kollu terazi, ortas›ndan as›l› bir çubu¤un uçlar›na ba¤l› iki kefe-
den oluflur. Kefelere a¤›rl›¤› eflit iki cisim konuldu¤unda, kola
yerçekimi kuvvetlerine ba¤l› olarak büyüklü¤ü eflit ve yönü ters
iki moment etkidi¤inden kol dengede kal›r. Kantarda ise kolla-
r›n uzunlu¤u farkl›d›r, yani moment kollar› de¤iflik oldu¤undan,
daha büyük bir a¤›rl›k daha küçük bir a¤›rl›kça dengelenir ve
kantar yine momentlerin eflitlenmesi ilkesine göre çal›fl›r. Ucu-
na as›lan bir a¤›rl›¤›n yay direnciyle dengelenmesine dayal› te-
raziler de vard›r (bunlar dinamometre ad›yla da bilinir). Burul-
mal› terazide, bir telin burulmaya gösterdi¤i dirençten yararla-
n›l›r. Modern kimya laboratuvarlar›nda, 1 mikrograma kadar öl-
çüm yapabilen incelikli elektronik teraziler de kullan›lmaktad›r.
TERE,
turpgillerden, baharl› kimi bitkilere verilen ortak ad.
Kuzey yar›kürede, ›l›k ve nemli bölgelerde yetiflirler. Yapraklar›
salata olarak yenir. Birçok türü vard›r. Bunlardan bahçe teresinin
(Lepidium sativum)
anayurdu Asya’d›r. Bütün dünyaya
yay›lm›flt›r. 30-40 cm.ye kadar boylanabilen, bol yaprakl›, tad›
yak›c› ve ac›ms› bir bitkidir. Di¤erleri çay›r teresi
(Cardamine
pratensis),
su teresi
(Nasturtion officinale)
vb.dir.
TER‹M,
belli bir çal›flma alan›na, bilim ya da sanata özgü
olup tek anlam› bulunan sözcük ya da kavram. Örne¤in, gol fut-
bol, m›sra edebiyat, dörtgen de bir geometri terimidir.
TERKOS GÖLÜ
ya da
DURUSU GÖLÜ,
‹stanbul ilin-
de, Belgrad Orman›’n›n kuzeydo¤usunda ve Karadeniz k›y›s› ya-
k›n›nda göl. Denizden yüksekli¤i 5 m., alan› 25 km
2
’dir. ‹stan-
bul kentinin içme suyu gereksiniminin önemli bölümü bu göl-
den karfl›lan›r.
1...,610,611,612,613,614,615,616,617,618,619 621,622,623,624,625,626,627,628,629,630,...672
Powered by FlippingBook