V
646
V,
Türk alfabesinin yirmi yedinci harfi. Sesbilim bak›m›ndan sü-
rekli ve yumuflak dudak ünsüzü. Romen rakam›nda 5 say›s›n› gös-
terir. Büyük harfle kimyada vanadyum elementinin, fizikte h›z›n,
elektrikte potansiyelin, potansiyel enerjinin ve voltun simgesi.
VAC‹P,
bir çeflit farz. Uygulanmas› ödülü, uygulanmamas›
cezay› gerektirir. Ancak inanç bak›m›ndan farzdan ayr›l›r. Farz›
yads›yan kâfir olur, vacibi yads›yansa olmaz. Kurban Bayra-
m›’nda kurban kesmek, vitir namaz› k›lmak vaciptir.
VAD‹,
iki da¤›n aras›nda kalan dere boyu, koyak. Vadiler ya
yeryüzündeki s›k›flmalar sonunda da¤larla birlikte, ya da akarsu-
lar›n etkisiyle olan afl›nma sonunda ortaya ç›kar. Vadiler biçim-
lerine göre ayr› adlar tafl›rlar. Boyuna vadi, da¤ s›rtlar› do¤rultu-
sunda uzanan vadi biçimidir. Genel olarak akarsu yata¤›d›r. Eni-
ne vadi, da¤ s›rtlar›n› enine keser ve afl›nma sonucunda oluflur.
‹ki vadiyi ay›ran toprak parças›n›n afl›narak ortadan kalkmas› so-
nucunda, birleflen vadiler büyük çukurlar olufltururlar ve kör va-
di ad›n› al›rlar. Yamaçlar› birbirinden uzaklaflm›fl hafif e¤imli va-
dilere oluk vadi ad› verilir. Bo¤az vadi, enine kesiti “U” harfine
benzeyen vadi biçimidir. Yamaçlar›, birbirine çok yak›n ve dik-
tir. Çentik vadilerin yamaçlar› “V” biçimindedir. En çok görülen
vadi tipidir. Yayvan vadiler, akarsular›n yanlar›na do¤ru afl›nma
yapt›¤› yerlerdeki vadilerdir.
VAHA,
çöllerde sulak ve bitkili yerlere verilen ad. Vahalar kü-
çük alanlard›r ve baz› vahalarda ancak birkaç a¤aç ve küçük bir
kaynak bulunur. Buna karfl›l›k binlerce insan› bar›nd›rabilecek
nitelikte vahalar da vard›r. Vahalar genellikle yeralt› sular›n›n bu-
lundu¤u kurak çöllerde bulunur. Afrika, Arabistan, Suriye, Ame-
rika, Asya ve Avustralya’daki çöllerde birçok vahaya rastlan›r. Bu
vahalar k›talara göre de¤iflik özellikler gösterirler. Libya’daki Si-
va Vahas› dünyan›n en verimli vahalar›ndan biridir.
VAH‹DETT‹N
→
MEHMET VI
VAH‹Y,
peygamberlere Tanr› kat›ndan gelen esin anlam›nda
kullan›lan bir terim. ‹lk vahiy, Nuh Peygamber’e gelmifltir. Va-
hiylerin kimi, do¤rudan do¤ruya peygamberin gönlüne do¤ar,
kimi düflte, kimi Cebrail arac›l›¤›yla gelir. Kuran’›n içeri¤i Hz.
Muhammet’e, bu de¤iflik yollarla parça parça bildirilmifltir. Kimi
vahiyler gelirken, peygamberlerin cezbeye girdi¤i olurdu.
VAK’AY‹ HAYR‹YE,
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda Yeniçeri
Oca¤›’n›n kald›r›lmas› olay›na verilen ad (1826). Yeniçeri Oca¤›
16. yüzy›ldan sonra eski gücünü kaybetmeye bafllad›. Ellerine
geçen “ulufe” ile geçinemez olan yeniçeriler, askerli¤in yan› s›-
ra esnafl›kla da u¤raflmaya bafllad›lar. 19. yüzy›l bafllar›nda ye-
niçeriler ciddî bir tehlike durumunu ald›. III. Selim’in öldürülme-
si üzerine tahta ç›kan II. Mahmut, önce Sekban›cedit Oca¤›’n›
kurdu ve Yeniçeri Oca¤›’n› düzenlemeye giriflti. Bunun üzerine
baflgösteren yeniçeri ayaklanmas›, sadrazam Alemdar Mustafa
Pafla’n›n ölümüyle sonuçland› (1808). Yeniçerilerin zorbal›¤›
1826 y›l›na dek sürdü. Yeni kurulan Eflkinci Oca¤›’na tepki gös-
teren yeniçeriler 15 Haziran’da “kazan kald›rd›lar”. Yeniçeriler-
den yaka silken ‹stanbul halk› ve padiflaha ba¤l› askerler yeniçe-
rilerin üstüne yürüdü. Yeniçeri k›fllalar› topa tutuldu ve yakala-
nanlar öldürüldü. Böylelikle yeniçeri oca¤› tarihe kar›flt›.
VAK’ANÜV‹S,
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda olaylar› kaydet-
mekle görevli devlet memuru. Vak’anüvisler, D›van›hümayun’a
ba¤l› reisülküttab›n emrinde çal›fl›rlard›. Osmanl› Devleti’nde
olaylar›n resmî devlet görevlilerine yazd›r›lmas› Fatih devrinde
bafllar. Bu ilk resmî tarihçilerin ad› “flehnameci”ydi. Bunlar da-
ha çok padiflah›n resmî ve özel hayat›n› yazmakla görevliydiler.
Osmanl› resmî tarihçilerine “vak’anüvis” ad›n›n verilmesi 17.
yüzy›lda bafllad›. ‹lkin Abdurrahman Pafla, 1648-1684 y›llar›
aras›ndaki olaylar› kapsayan ve “Vak’ayiname” ad›n› verdi¤i bir
tarih yazd›. Vak’anüvis ad›yla atanan ilk resmî görevli de Musta-
fa Naima Efendi oldu (1699).
VAKIF,
belirli bir mal ya da para varl›¤›n›n bir amac› gerçek-
lefltirmek için, koflullu olarak oluflturulan bir tüzelkiflili¤e devre-
dilmesi. Vak›flar, önceleri dinî amaçla oluflturulan kurumlard›.
Özellikle Orta Ça¤’da, Do¤u ve Bat›’da din kurumlar›n›n ve tari-
katlar›n çevresinde çok yayg›nlaflt›. Osmanl› Devleti’nde önemli
bir yeri olan vak›flar, Fatih döneminde denetim alt›na al›nd›. Ge-