okul ansiklopedisi - page 649

VER‹M
649
ler içinde ekonomi ve yerleflme bak›m›ndan en önemlisi birinci-
sidir. Venezuela, Orta ve Güney Amerika ülkeleri içinde nüfusun
en h›zl› artt›¤› ülkelerden biridir (%3,5 kadar). Bu yüzden
1920’de 2.400.000 olan nüfus, yaklafl›k 19 milyonu bulmufltur.
Yak›n zamanlara dek yaln›z tar›m ve hayvanc›l›kla yaflayan, eko-
nomik bak›mdan yoksul bir ülkeydi. Ancak 50 y›ldan beri yeral-
t› kaynaklar› keflfedilmeye ve ifllenmeye bafllanm›flt›r. Bu kay-
naklar içinde petrol baflta gelir. 1917’de bulunan petrol, do¤uda
El Tigre ve özellikle bat›da Maracaibo bölgesinde ç›kar. 1973’te
150.000.000 tonu geçen üretim, daha sonraki y›llarda 110-125
milyon ton aras›nda kald›. Böylece Venezuela dünyan›n en
önemli petrol üreticilerinden biri oldu. Daha yak›n zamanlarda
iflletilmeye bafllanan demir cevheri yataklar› (Rio Caroni), k›sa
bir sürede 24.000.000 tonluk bir üretim düzeyine ulaflt›. Ayr›ca,
alt›n, manganez, nikel, do¤al gaz, elmas, boksit ve bak›r da ifl-
letilir. Kolomb’un bu k›y›lara vard›¤› s›ralarda (1498), Venezu-
ela’da “Karaib” ad› verilen yerliler yaflamaktayd›. Antil Denizi’nin
öteki ad› olan Karaib Denizi buradan gelir. Bu yerliler batakl›k ve
s›k s›k sularla kaplanan bu k›y›larda kaz›klar üzerine kurulmufl
köylerde yafl›yorlard›. ‹lk ‹spanyollar’›n bu ülkeye “Küçük Vene-
dik” anlam›na gelen Venezuela ad›n› vermelerinin nedeni budur.
Karaib Denizi k›y›lar›, büyük kefliflerden sonra, yüzy›llarca canl›
bir korsanl›k alan› oldu. Venezuela uzun süre ‹spanya egemen-
li¤inde kald›ktan sonra 1822’de “Büyük Kolombiya” ile federal
bir ülke hâline geldi. Bu federasyon k›sa bir süre sonra da¤›ld›.
Venezuela, melezlerin kurdu¤u askerî bir yönetim egemenli¤i al-
t›na girdi (1830). Diktatörlükler birbirini izledi. Ülke 1945’e ka-
dar bu flekilde yönetildi. 1945 y›l›nda demokrasiye geçildi. Ro-
mulo Betancourt yönetimindeki bu dönem üç y›l sürdü. Ordu
yeniden iktidar› ele ald›. Ülke 1958’e kadar General Marcos Pe-
rez Jimenez’in kurdu¤u diktatörlükle yönetildi ve sonra yeniden
demokrasiye geçildi.
VENN fiEMASI
KÜME
VENÜS,
Günefl Sistemi’nde gezegen; Zühre. Merkür’den son-
ra Günefl’e en yak›n gezegendir. Dünya’ya da en yak›n olan ge-
zegen Venüs’tür. Günefl batt›ktan hemen sonra ya da seher vak-
tinden az önce gökte parlak olarak göründü¤ünden “Akflam Y›l-
d›z›”, “Sabah Y›ld›z›”, “Seher Y›ld›z›”, “Çoban Y›ld›z›” da denir.
Çap› (12.191 km.) ve yo¤unlu¤u (5) Dünya’n›nkine yak›nd›r.
Günefl’ten ortalama uzakl›¤› 112.000.000 km., Dünya’ya en ya-
k›n oldu¤u zamanki uzakl›¤› 40.000.000 km.dir. Günefl’in çevre-
sinde saniyede 35 km.lik h›zla dolanarak yörüngesini 225 gün-
de tamamlar. En flafl›rt›c› özelliklerinden biri, Uranus gibi, kendi
ekseni çevresindeki dönüflünün (243 gün) Dünya ve öteki geze-
genlere göre ters yönde ve çok yavafl olmas›d›r. Kal›nl›¤› 72 km.
ile 96 km. aras›nda de¤iflen yo¤un bir atmosferi (% 97 karbon
dioksit, geri kalan› su buhar›, oksijen, soy gazlar, karbon mo-
noksit ve kükürt dioksit) vard›r. Bu nedenle teleskoplarla yap›lan
gözlemler sa¤l›kl› sonuçlar vermemifl, Venüs’e çeflitli inceleme
araçlar› (ABD, Pioneer-5, Mariner 2-5-10; SSCB, Venera 1-14)
gönderilmifltir. Bu araçlar›n gönderdi¤i bilgilere göre, Günefl
›fl›nlar›n›n üçte ikisi Venüs atmosferinden yans›makta, büyük
bölümü de atmosferde so¤urulup (bu da atmosfer içinde h›z› sa-
atte 700 km.ye varan rüzgârlara yol açmaktad›r) ancak % 2’si
yüzeye ulaflmaktad›r. Yüzey s›cakl›¤› 500º C’a yak›nd›r. Karbon
dioksitçe yo¤un olan atmosferi “sera etkisi”yle bu ›s›y› tüm yü-
zeye yayd›¤›ndan, Günefl görmeyen yüzünün de s›cakl›¤› ayn›-
d›r. Bu, Venüs’ün bir baflka ilginç özelli¤idir. Dünya atmosferin-
de karbon dioksit oran›n›n artmas›yla benzer bir durumun Dün-
ya için de söz konusu olabilece¤i ileri sürülmüfltür. Venüs’ün,
% 60’› 500 m.yi geçmeyen engebelerle dolu yüzeyini oluflturan
bafll›ca kayaç da bazaltt›r.
VEREM,
Koch (tüberküloz) basilinin yol açt›¤› bulafl›c› hasta-
l›k. Verem hastal›¤›n›n binlerce y›ld›r etkisini sürdürdü¤ü arke-
olojik araflt›rmalar s›ras›nda ortaya ç›kar›ld›. Özellikle Avrupa’da
18. ve 19. yüzy›llarda veremin artt›¤› gözlendi. Bafllang›çta bu
hastal›¤›n yay›lmas›n› önlemek ve hastal›¤› tedavi etmek için ya-
p›lan çal›flmalar pek baflar›l› olmad›. Hastal›¤›n etmeni olan ba-
sil ancak 1882’de Robert Koch taraf›ndan bulundu. Verem basil-
lerine karfl› etkin mücadeleyse son 40 y›ld›r baflar›l› olmaktad›r.
Basillerin, yerleflti¤i yerlerde kimi zaman “tüberkül” denen ilti-
habî bir lezyon yaratmalar› nedeniyle, hastal›¤a ayn› zamanda
“tüberküloz” ad› verilir. Verem, vücutta baflta akci¤erler olmak
üzere, kemik, ba¤›rsaklar gibi çeflitli organlarda ortaya ç›kabilir.
Veremli hastan›n öksürürken etrafa yayd›¤› tükürükten, solunum
ya da deri yoluyla bulafl›r. Ayr›ca, veremli hastalar›n d›flk›lar›yla,
verem mikrobu tafl›yan ineklerin kaynat›lmadan içilen sütünden
de bulaflma olur. Solunum yoluyla vücuda giren mikroplar
bronfllarda, nefes borusunda yerleflirler ve kan yoluyla tafl›narak
lenf dü¤ümlerinin bulundu¤u yerlere kadar ilerleyebilirler. Akci-
¤er vereminde belirtiler gö¤üs a¤r›lar›, öksürük, nefes darl›¤›,
balgam ç›karma, zay›flama, atefl, terleme, ifltahs›zl›k ve bronfllar-
da h›r›lt›d›r. Verem basili akci¤erlerdeki alveollerde tahribat ya-
parak akci¤er dokusunu y›pratmaya bafllad›¤›nda hastan›n bal-
gam› kanl› olabilir. Veremin teflhisinde genellikle akci¤er rönt-
geninin çekilmesi yeterlidir. Böylece lezyonlar görülebilir. Daha
kesin teflhis, balgama yap›lacak olan kültür testleridir. Son 40
y›ld›r gelifltirilen güçlü antibiyotiklerle veremin öldürücü etkisi
ortadan kald›r›lm›flt›r. Antibiyotik tedavisinin yan› s›ra, aktif ve-
rem durumlar›nda kesin dinlenme, iyi beslenme uygulan›r. Ve-
remlilerin tedavisi ve etrafa hastal›¤› bulaflt›rmamalar› için en
uygun yerler sanatoryumlard›r. Akci¤er veremine karfl› mücade-
lede, verem savafl dispanserlerinde genifl halk topluluklar› üc-
retsiz olarak muayene edilir, seyyar röntgen arabalar› insanlar›n
toplu yaflad›klar› yerlerde tarama yaparlar; B.C.G. afl›s› diye bi-
linen, hastal›k yaratmayan basilden yap›lm›fl afl›n›n uygulanma-
s›yla genifl çapta ba¤›fl›kl›k sa¤lan›r.
VER‹M,
bir makinenin ya da herhangi bir enerji dönüfltürücü
sistemin yararl› enerji ç›kt›s›n›n, enerji girdisine oran› (simgesi
a). Ço¤u zaman verim, makineden elde edilen yararl› gücün,
makineyi besleyen güce oran›na eflittir. Verim daha çok % ola-
rak ifade edilir. Makinelerin mekanik verimi, enerjinin bir bölü-
mü, ›s› ya da sürtünme biçiminde kayboldu¤undan, daima %
100’den küçüktür. Makine bir ›s› motoruysa teorik ›s›l verim, ter-
modinami¤in ikinci yasas› yard›m›yla bulunabilir; ancak pratik-
teki de¤erler, teorik de¤erlerden daha azd›r. Benzinli motorlarda
›s›l verim % 25, buhar makinesinde de % 10 kadard›r.
1...,639,640,641,642,643,644,645,646,647,648 650,651,652,653,654,655,656,657,658,659,...672
Powered by FlippingBook