BEHRAMO⁄LU, Ataol
97
rülen fieyh Bedrettin’in ö¤retisi, eflitlik ilkesine dayanmakta,
kulluk ve sahiplik, zenginlik ve fakirlik ayr›mlar›n› reddetmekte-
dir. “Varidat”, “Nur-ül Kulup”, “Cami-ül Feteva”, “Ç›ra¤-ül Fü-
tuh”, “Meserret-ül Kulub”, “Letaif-ül ‹flarat”, “Cami-ül Fusu-
leyn” adl› kitaplar› vard›r.
BEETHOVEN, Ludwig van
(1770 Bonn-1827 Viyana),
Alman besteci. Flaman kökenli müzikçi bir ailenin çocu¤udur.
‹lk müzik bilgilerini babas›ndan edindi; sonra do¤du¤u kentin
tan›nm›fl ö¤retmenlerinden C. G. Neefe’nin ö¤rencisi oldu. 13
yafl›nda prenslik orkestras›na girdi, 15 yafl›nda saray›n ikinci
orgçulu¤una getirildi. 1787 y›l›nda Mozart’tan ders almak için
Viyana’ya gönderilen genç sanatç›, annesinin a¤›r hastal›¤› ne-
deniyle Bonn’a dönmek zorunda kald›. Annesinin ölümünden
sonra ailenin bütün ifli onun s›rt›na yüklendi. Babas› kendini iç-
kiye vermiflti. Ludwig dersler, konserler veriyor, kardefllerini
geçindirmeye u¤rafl›yordu. 1792’de yeniden Viyana’ya gitti ve
yaflam›n›n sonuna dek orada kald›. 1795’te ilk üç yayl› çalg›lar
üçlüsü, Haydn’a adanan üç piyano sonat› ve ilk piyano konçer-
tosu yay›nland›. Bu devrimci ve yürekli yap›tlar genifl bir ilgi
uyand›rd›. 1800 y›llar›nda kulaklar›nda beliren bir hastal›¤a kar-
fl›n, 1803’ten sonra birbiri ard› s›ra büyük yap›tlar verdi. 1814’te
“Sekizinci Senfoni”sini yazd›¤› zaman art›k hiç duymuyordu.
Bundan sonra bir tek senfoni daha yazabildi. 1822’de sa¤›rl›¤›-
na ald›rmadan bir orkestray› yönetmek istedi, ama baflaramad›.
Yaln›z kald›kça piyano çal›yordu. Ölünceye dek sanat›n› b›rak-
mad›. Çevresinde arkadafllar›, sevenleri dört dönüyordu; yine de
Beethoven bir bafl›na yafl›yor, kendi dünyas›ndan ç›km›yordu.
Do¤ru ve içten bir insan oldu¤u kadar da kuflkucuydu. ‹nsanla-
ra karfl› sonsuz sevgisini yaln›zca yap›tlar›na dökebildi. 1826
sonbahar›nda sa¤l›k durumu birdenbire kötüledi, aylarca yatak-
ta kald›. 26 Mart 1827’de öldü. Beethoven’in yap›tlar› elefltir-
menlerce genellikle üç döneme ayr›l›r. Birinci dönemde hâlâ
Haydn ve Mozart’›n etkisi görülür. “Pathetique” piyano sonat› ve
“Birinci Senfoni” bu döneme aittir. 1815 y›l›na uzanan orta dö-
nem yap›tlar›, kal›plardan kurtulmufl, derin duygu hareketlerinin
yank›lar›n› veren yepyeni bir biçimin örnekleridir. Beethoven’in
kendi üslubunu buldu¤u bu dönemin ürünleri aras›nda özellik-
le “Üçüncü Senfoni” (Eroica), “Beflinci Senfoni”, “Beflinci Piya-
no Konçertosu”, “Viyolin Konçertosu”, “Egmont” uvertürü, “Fi-
delio” operas› ve “Appasionata” piyano sonat› gibi ünlü yap›tla-
r› say›labilir. Son dönem yap›tlar›nda Beethoven’in üslubunun
yine de¤iflti¤i ve müzi¤inin daha yo¤un, daha engin bir nitelik
kazand›¤› görülür. “Dokuzuncu Senfoni” (Korolu Senfoni),
“Missa Solemnis”, “Hammerklavier” piyano sonat› ve yayl› çal-
g›lar dörtlüleri, bu dönemin bafll›ca yap›tlar›d›r. Frans›z Devri-
mi’nin ateflli bir savunucusu olan Beethoven, baz› büyük yap›t-
lar›nda “özgürlük, eflitlik ve kardefllik” ülkülerini iflledi. Bafllan-
g›çta halklar›n özgürlü¤ü için savaflt›¤›na inand›¤› I. Napoléon’a
adad›¤› “Eroica” senfonisinden imparatorun ad›n› sildi. 19. yüz-
y›l müzi¤i üzerinde çok büyük ve derin etkileri oldu.
BEGONYA,
begonyagillerden, çiçekleri beyaz, pembe, k›r-
m›z›, turuncu ya da sar› olan süs bitkisi
(Begonia).
Tropikal
Asya ve Amerika’da 800 çeflidi yetiflmektedir. Birço¤unun yap-
raklar› oval ve etlice olup üstleri güzel renkli lekeler ya da da-
marlarla süslüdür. Bitkiye bu ad, Fransa’n›n San Domingo’daki
valisi Bégon onuruna verilmifltir.
BEHÇET HASTALI⁄I,
1937’de ilk kez Türk hekim Ord.
Prof. Hulusi Behçet taraf›ndan tan›mlanarak 1947’de onun ad›y-
la t›p literatürüne geçmifl hastal›k. A¤›z ve üreme organlar› çev-
resinde yaralar, gözlerde iltihaplanma gibi belirtilerle kendini
gösterir. Süre¤en ve zaman zaman depreflen bir hastal›kt›r. Mu-
koza üzerindeki yaralardan baflka, deri döküntüleri, eklemlerde
ve toplardamarlarda iltihaplanmalar, sinir ve sindirim sistemi
bozukluklar› ve yüksek atefl, hastal›¤›n depreflti¤i dönemlerde
ortaya ç›kan belirtilerdir. En çok Akdeniz ülkeleri ile Japonya’da
görülen Behçet hastal›¤›n›n bir virüsten ileri geldi¤i düflünül-
düyse de, nedeni kesin olarak bilinmemekte, tedavisi için genel
olarak ba¤›fl›kl›k sistemini kuvvetlendirici ve vücuttaki iltihap-
lanmay› durdurucu ilâçlar kullan›lmaktad›r. Hastal›k, sinir ve
sindirim sisteminde yo¤unlaflt›¤› zaman yap›lan tedavide bafla-
r› kaydedilememekte ve hasta yaflam›n› kaybetmektedir.
BEHRAM, Nihat
(1946 Kars), flair. Haydarpafla Lisesi’ni
bitirdikten sonra bir süre Gazetecilik Yüksek Okulu’nda okudu.
1972’de tutuklanarak bir buçuk y›l cezaevinde kald›. Vatan ga-
zetesinde ve Güney Yay›nlar›’nda çal›flt›. A¤abeyi Ataol Behra-
mo¤lu ile birlikte Militan dergisini ç›kard›. Eserlerini Nihat
Behram imzas›yla yay›mlad›. Eserleri: Hayat›m›z Üzerine fiiirler
(1972), F›rt›nayla, Borayla Denenmifl Arkadafll›klar (1974), Dö-
vüfle Dövüfle Yürünecek (1976), Hayat› Tutuflturan Ac›lar
(1978), Irmak Boylar›nda, Turaç Seslerinde (1980), Savrulmufl
Bir Ömrün Günlerinden (1982), Kuyru¤u Zilli Tilki (1979),
Gö¤su K›nal› Serçe (1980), Dara¤ac›nda Üç Fidan (1976), Ser
Verip S›r Vermeyen Yi¤it (1977), Yine de Gülümseyerek
(1987), Gurbet (Roman, 1987), Hayat›m›z Üstüne fiiirler
(2000), Gö¤sü K›nal› Serçe (2000), Baflkald›r› fiiirleri (2001),
Ayr›l›k da Yak›fl›kl›d›r (2001), Hayat›n fiark›s› (2004).
BEHRAMO⁄LU, Ataol
(1942 ‹stanbul), flair. Ortaö¤re-
nimini Çank›r› Lisesi’nde, yüksekö¤renimini Ankara Üniversite-
si Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi Rus Dili ve Edebiyat› bölü-
münde tamamlad› (1966). ‹stanbul fiehir tiyatrolar›nda drama-
turg olarak çal›flt›. Çevirmenlik yapt›. Militan (1975-76), Sanat
Eme¤i dergilerini ç›kard›, yönetimine kat›ld›. ‹ngiltere, Fransa ve
Sovyetler Birli¤i’nde bulundu, çal›flmalar yapt› (1970-1974).
Türkiye Yazarlar Sendikas› yönetim kurulu üyeli¤i ve genel sek-
reterli¤i yapt› (1979). ‹lk gençlik deneylerini Ataol Gürsu imza-
s› ile Yeni Çank›r›, Yeflil Ilgaz gazetelerinde yay›mlayan Behra-
mo¤lu, 1960’tan sonra dönemin önemli dergilerinde yay›mlad›-
¤› fliirlerle kiflili¤ini bulmufl göründü. Bu dönemde “bireyci
özellikleri a¤›r basan biçimci, kapal›, edilgen edebiyat anlay›-
fl›ndan toplumcu etkin bir edebiyat anlay›fl›” biçiminde görüfl-
lerle toplumcu, gerçekçi ak›m›n genel kuramlar›na ba¤land›.
70’li y›llarda dünyay› ve toplumsal sorunlar› alg›lama düzeyi
zenginlefltikçe fliiri de de¤iflti; yeni temalar zenginlikler kazand›.
Elefltiri yaz›lar› ve yabanc› dilden Türkçeye kazand›rd›¤› yap›tlar-
la kufla¤›n›n ilgiyle izlenen kalemlerinden oldu. 1981 Asya-Af-